FETÖ'cü hainler, 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi yaptı: Ancak Türk Milleti'nin kararlı duruşu sayesinde başarılı olamadı

FETÖ'cü hainler, 15 Temmuz 2016'da darbe girişimi yaptı. Milli birliğimizi hedef aldı. Ancak Türk Milleti'nin kararlı duruşu sayesinde başarılı olamadı. Amacına ulaşamayan karanlık eller bu kez kur saldırıları başlattı. Fakat yine hüsrana uğradı. Çünkü karşılarında Başkan Erdoğan liderliğindeki 83 milyon vardı. İşte Takvim Gazetesi'nin 15 Temmuz özel ekinde yer alan o haberler..

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :15 Temmuz 2021
FETÖ’cü hainler, 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi yaptı: Ancak Türk Milleti’nin kararlı duruşu sayesinde başarılı olamadı

FETÖ'cü hainler, 15 Temmuz 2016'da darbe girişimi yaptı. Milli birliğimizi hedef aldı. Ancak Türk Milleti'nin kararlı duruşu sayesinde başarılı olamadı. Amacına ulaşamayan karanlık eller bu kez kur saldırıları başlattı. Fakat yine hüsrana uğradı. Çünkü karşılarında Başkan Erdoğan liderliğindeki 83 milyon vardı. İşte Takvim Gazetesi'nin 15 Temmuz özel ekinde yer alan o haberler..

TEK YUMURTA İKİZLERİNİ 15 TEMMUZ AYIRDI: 'ALLAH ERDOĞAN'I BİZE BAĞIŞLADI'
Volkan Yiğit, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı koymak için ikizi Erkan Yiğit ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önüne gitti. Sabah namazını yan yana kıldıktan sonra Külliye'ye darbeci pilotlar tarafından atılan bomba sonucu Erkan Yiğit şehit düşerken, Volkan Yiğit gazi oldu. O güne kadar ikizi Erkan Yiğit ile hiç ayrılmadıklarını kaydeden Volkan Yiğit, "Bizim gezmemiz de düğünümüz de bir oldu. Askere de beraber gittik. Çocuklarımız bile aynı anda doğdu. Hiç ayrılmamıştık 35 yıldır ama 15 Temmuz bizi ayırdı" dedi.

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın, 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini durdurmaya çalışırken verdikleri mücadeleyi, gözyaşlarını tutamayarak izlediği ikizlerden Volkan Yiğit, "O gün vatan sadece 'toprak' değildi. O gün vatan, Recep Tayyip Erdoğan'dı. Allah onu bize bağışladı da sonuçta şehidimiz şehit, biz gazi olduk. Şükür o yine başımızda" dedi. Tek yumurta ikizi olan Volkan Yiğit ve Erkan Yiğit, FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi arkadaşlarıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önüne koşan vatandaşlar arasındaydı. İkiz kardeşler ve Volkan Yiğit'in kayınbiraderi, o gece Külliye'ye giderken, anneleri de darbe girişimini durdurabilmek için yanına gelinlerini alarak Kızılay Meydanı'na gitmişti. Külliye'de o gece saatlerce mücadele veren ve bu süreçte cep telefonundan videolar da çeken ikizlerin yolları, Külliye yakınına sabaha karşı atılan bombayla ayrıldı. İkizlerden Erkan Yiğit şehit olurken, Volkan Yiğit de koluna saplanan şarapnel parçası nedeniyle yaralandı. Volkan Yiğit'in kayınbiraderi de orada şehit olan vatandaşlar arasındaydı. O bomba Külliye'nin demirlerine çarptı. Sabah 6.30'a doğru ise Jandarma'nın bulunduğu yere bomba atıldı. Orada yaralanan çoktu.

'KOŞ İKİNCİ UÇAK GELİYOR'
Volkan Yiğit yaşananları şöyle anlattı: "Tam oradakiler için yardım isterken ikizim 'Volkan koş, ikinci uçak geliyor' dedi. Arka arkaya koşuyorduk. O sırada ikinci patlama oldu. İkizimi şehit verdim, ben de gazi oldum. Davamız buydu bizim. O gün vatan sadece 'toprak' değildi. O gün vatan, Recep Tayyip Erdoğan'dı. Allah onu bize bağışladı da sonuçta şehidimiz şehit, biz gazi olduk. Şükür o yine başımızda. Bizim her şeyimiz o. İkizimin, Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı olarak seçildiğinde oğlu oldu. Oğlunun adını Recep Tayyip koydu. Biz can verecek kadar çok seviyoruz onu. Allah bizim ömrümüzden alsın, ona versin."

İKİZİM OLMADAN HAYAT ZOR
İkizinin şehit oluşunun ardından günlerin çok zor geçtiğini ifade eden Volkan Yiğit, "Sabah kalkıyorsun, yüzünü yıkıyorsun, aynaya baktığında onu görüyorsun karşında. Çünkü ben o idim, o da bendi. 35 senemiz hiç ayrılmadı. Aynı anda askere gittik, aynı anda nişanlandık, aynı anda evlendik, aynı anda çocuklarımız oldu. 35 yıldır aynı yerde çalışıyoruz, hiç ayrılmadık. Ta ki o uçağın, attığı son bombayla bizi ayırmasına kadar" şeklinde konuştu. Yiğit, böyle bir darbe girişimi bir daha olsa engellemek için en önde koşacağını dile getirerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çok sevdiğini söyledi.

'FIRAT'SIZ VATAN OLUR VATANSIZ FIRAT OLMAZ'
Türkiye, 15 Temmuz 2016 yılında FETÖ'nün hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Ancak Türk milleti hain girişime izin vermedi. Polis memuru Fırat Bulut da o kahramanlardan biriydi. Şehit Bulut, Genelkurmay Başkanlığı'na yönelik 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi gecesi düzenlenen saldırıda şehadete erdi. Evli ve 1 çocuk babası Fırat Bulut'un Konya'nın Ereğli İlçesi'nde oturan ailesi evlatlarından yine gururla söz etti. Anne Rahime Bulut, Fırat'sız geçen 5 yılı gözyaşlarıyla anlattı: 'Vatan hainlerinin önünden geri çekilmem' diyerek kahramanca şehit oldu benim evladım. 'Anne eğer şehit olursam sakın ağlama, dizlerini dövme, feryat etme' derdi. Adaletli, haklının yanında, haksızın karşısındaydı. Zeki, çalışkandı. Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümü'nü kazandı. Ancak polisliği kazanınca üniversiteye gitmedi. Ben çok üzülmüştüm 'Annem üzülme belki şehit olurum' derdi. Şehidimin acısı ciğerimde, gururu yüreğimde. Keskin nişancıydı. O gece bir sürü tankı durdurup tek başına çatışmış oğlum. Gözümün nurunu, ciğerimi söküp aldılar, gün yüzü görmesin o hainler. Vatan için ben de oğlum gibi seve seve kanımın son damlasını veririm, hainlere bu cennet vatanı asla böldürme fırsatı vermem. O vicdansız, soysuz, vatansızların bu şanlı bayrağın altında yaşamaya hakları yok. Bu hainler kendi milletine kurşun sıktı. Şimdi inkâr edip senaryo yazıyorlar. 251 fidanı kim dalından kopardı? Akşam ağabeyini aramış 'Eşimi annemlere götür, darbe var' demiş. Gece 01.30'da şehadet şerbetini içmiş. Fırat'sız geçen 5 yıl acılarla dolu. Bir yanım hep eksik, içimdeki yangın sönmüyor. Bu acı ancak ölünce dinecek."

BİN FIRAT'IM OLSA HEPSİ FEDA
5 yıldır her gün ağladığını söyleyen baba Şinasi Bulut ise şöyle konuştu: O hainlerin asılmasını istiyorum. Bir FETÖ'cünün tahliye edildiğini duyduğum an, bittiğim an oluyor. Bizim ciğerlerimiz yandı inşallah onlar da gün yüzü görmez. Her 15 Temmuz'da aynı acıyı tekrar tekrar yaşıyoruz. Onların bu ülkede yaşamaya hakları yok. Vatan haini onlar. Cumhurbaşkanıma, bakanlarıma, milletvekillerine sesleniyorum. Hainlere 1 metrekarelik hücreler yapacağız demişlerdi. Bin Fırat'ım da olsa hepsi feda olsun. Vatan sevgisi olan, vicdanı olan bütün milletvekilleri elini taşın altına koysunlar bu kanunu çıkarsınlar.

KAHRAMANIN BELGESELİ
TÜRKİYE, 15 Temmuz'da FETÖ'nün kanlı darbe girişimine geçit vermedi. O kahramanlardan biri de Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli Şehit Astsubay Ömer Halisdemir'di. Yakın tarihimizin en büyük kahramanlarından Niğde Çukurkuyulu Astsubay Ömer Halisdemir'i tanımak ve tanıtmak amacıyla ise çarpıcı bir belgesel hazırlandı: "Ben Ömer." Yönetmen Mesut Gengeç'in 2,5 aylık bir çalışma sonrası hazırladığı belgeselin çekimleri ise Niğde Çukurkuyu ve İstanbul'da gerçekleşti. Şehit Ömer Halisdemir'in köyünde baba Hasan Hüseyin Halisdemir başta olmak üzere çocukluk arkadaşları, köylüleri, silah arkadaşları ve güvenlik strateji uzmanlarıyla röportajlar gerçekleştirildi. Belgesel içeriğine uygun olarak drama canlandırmalar yapıldı. Müzikleri, Kalan Müzik stüdyolarında Engin Arslan tarafından hazırlanan belgeselin genel koordinatörlüğünü ve metin yazarlığını ise Bülent Günal yaptı. Ben Ömer'in proje sorumluluğu ve kurgusunda ise Yılmaz Aydın'ın imzası bulunuyor. Belgeselin gösterimi İstanbul Valiliği ev sahipliğinde İstanbul'da tarihi Atlas Sineması'nda yapıldı. Özel gösterime TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile iş, sanat ve spor dünyasından konuklar katıldı.

GÖZYAŞININ SERGİSİ
TÜRKİYE'nin Prizren Başkonsolosluğu ve Prizren Yunus Emre Enstitüsü iş birliğinde bir fotoğraf sergisi açıldı. '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü' adlı sergide, Anadolu Ajansı (AA) ve Kosovalı gazeteci Enis Tabak'ın fotoğrafları yer aldı. Türkiye'nin Prizren Başkonsolosu Serdar Özaydın, Türkiye olarak dost ve kardeş ülkeleri, karşı karşıya kaldıkları FETÖ tehdidine ilişkin uyarmaya devam ettiklerini vurguladı. FETÖ'nün Türkiye'de yaptıklarını, faal olduğu diğer ülkelerde de gerçekleştirebileceğini anlatan Özaydın, "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde gerek Türkiye gerekse dünyanın dört bir yanındaki temsilciliklerimizde farklı etkinlikler düzenlenmekte. Amacımız 15 Temmuz günü yaşananları unutmamak, yaşananları anmak ve aynı zamanda FETÖ terör örgütünün diğer ülkeler için teşkil ettiği tehdit için bilinç ve farkındalığı artırmaktır" ifadelerini kullandı. Darbe girişimi gecesi ve sonrasında Kosova'da yaşanan gelişmeleri takip eden Kosova Devlet Televizyonu (RTK) muhabiri Enis Tabak ise Kosova'da da Türkiye sevdalılarının 15 Temmuz gecesi kalplerinin bu ülke için attığını belirtti. "Boşnak'ı olsun, Arnavut'u olsun, burada yaşayan Türk halkı olsun, Türkiye'ye destek maksatlı Türkiye'nin Prizren Başkonsolosluğu'na akın etti. Gece saat 03.00'e kadar burada kaldılar, demokrasi nöbetinde bulundular. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle ilgili yaşanan gelişmeleri gazeteci olarak fotoğraf makinemizle ölümsüzleştirmeye çalıştık." dedi. Öte yandan Kosova'da "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" etkinlikleri kapsamında Türkiye'nin Priştine Büyükelçiliği tarafından da anma töreni düzenlenecek.

ANA VATAN
TARİHLER, 15 Temmuz'u gösterdiğinde Türkiye şanlı bir direnişe tanıklık etti. 7'den 70'e on binlerce vatan sevdalısı darbe girişiminde bulunan FETÖ'cü hainlere geçit vermedi. Tankla tüfekle saldıran teröristlere vatanını teslim etmedi. Bu şanlı direnişte, 251 vatan evladı şehadete erdi. Ankara Kızılcahamam'da yaşayan Mehmet (61), Lütfi (63) ve Hakan Gülşen (43) kardeşler de vatanını korumak için canlarını siper etti. Üçü de hainlerin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne düzenlediği bombalı saldırı sonucu şehadete erdi. Geride kalan gözü yaşlı anneleri 95 yaşındaki Muzaffer Gülşen ise 5 yıldır camda evlatlarının dönüşlerini beklediğini söyledi.

BAYRAKLA GİTTİLER
"İki oğlum, iki kızım vardı. Yeğenim Lütfi, 4 yaşında yetim kaldı. Kimsesi kalmayınca onu da aldım, evlatlarımla birlikte büyüttüm. Ona analık ettim, büyüyünce de kızımla evlendirip, yuvasını kurdum. O gece oğullarım 'ana biz gidiyoruz, darbe oluyormuş, onlara demokrasi dersi vermemiz gerek' diyerek evden çıktılar. Sırtlarına sardıkları Türk bayraklarıyla kapıdan çıktılar. Ertesi gün üçünün de bayrağa sarılı tabutu geldi" dedi.

VATAN BANA EMANET
Duyguların şöyle dile getirdi: Hayat arkadaşım eşimi 7 yıl, evlatlarımı da 5 yıl önce kaybettim. Acıdan kulaklarım durdu, rüyamda bile onları görüp, ağlayarak uyanıyorum. Çok şükür ki vatanımız emin ellerde... Şehit olduklarını öğrendik ama cenazelerin ertesi gün akşama doğru bulduk. Bizim ailenin erkekleri şehit biz Anadolu kadınıyız, emanetleri vatan için şimdi biz güçlü durup, o karanlık geceyi anlatıyoruz. Bizim çocuklarımız yetim kaldı ama bu vatanın nice çocukları babası ve anası kurtuldu. Şimdi üç oğlumun emaneti vatan bana emanet.

ÖLÜM BİLE AYIRAMADI
Çocuklarım 15 Temmuz gecesi hainlerin karşısında vatanı ve özgürlüğü için gözünü kırpmadan can verdi. Külliye'de atılan bombada yan yana şehit düşmüşler. Onların üçünü bir arada büyüttüm, aynı oyunları oynatıp, aynı elbiseleri giydirdim. Üç kardeş yan yana büyüdü, yaşadı, yan yana da şehit düştü. Onları ölüm bile ayıramadı. Her gün mezarlarına gidiyorum, gitmezsem nefes alamıyorum. Söz vermişlerdi, bana bakacaklar, üçü birlikte beni toprağa vereceklerdi ama ben onları toprağa verdim.

ACIMIZ HİÇ DİNMİYOR
ŞEHİT Lütfi Gülşen'in eşi aynı zamanda Muzaffer annenin kızı Menzule Gülşen (63) ise şunları söyledi: Her 15 Temmuz'da acılarımız tazeleniyor. En son 5'i 20 geçe konuştuk, Külliye'nin önündeydiler. 6'yı 20 geçe şehit oldular. Sabah namazını kılmışlar, oradan çıkınca vuruldular. Saatlerce aradık, bulamadık. Bulduğumuzda sanki canlı gibi geldiler. 5 yıldır acılarımız dinmedi ama bununla yaşamayı öğrendik.

ANNE ŞEHİT OLACAĞIM
15 TEMMUZ'DA uçaklarla kendi milletine ölüm yağdıran vatansız FETÖ'cülerin katlettiği en küçük şehitlerden biri olan Mutlu Can Kılıç'ın ailesi o günü onlattı. Hasta yatağından fırlayarak darbecilere 'dur' diyen Mutlu Can, sabaha karşı Cumhurbaşkanı Külliyesi'ne atılan bomba ile şehadet şerbetini içti.

'AYAĞA KALK'
17 yaşında şehit olan Mutlu Can Kılıç'ın annesi Yıldız Kılıç, mahkeme salonunda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne bomba bırakan darbeci pilota, "Müslim Macit kalk ayağa ve gözlerimin içine bak" diye seslenmişti. Anne Yıldız Kılıç, darbe girişimi olan 15 Temmuz 2016 günü yaşadıklarını şöyle anlattı: "Oğlum o gece işten çıkarak eve geldi ve çok hastaydı. 'Anne sıcak bir şeyler hazırla, çok kötüyüm yatacağım' dedi, yemeğini yedikten sonra yattı. Saat 22.00 civarında kızımla televizyon izliyordum. Evin camlarından sesler çıkmaya başlamıştı ve televizyondan darbe girişiminin olduğunu öğrendiğimizde eşim hemen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önüne gitti. Oğlum da saat 00.02 sıralarında F-16 sesleriyle uyandı. Yanıma gelerek 'Anne babam nerede?' dedi. Ben de 'Darbe oluyor, Cumhurbaşkanımız sokağa çağırdı, onu duyunca baban koşarak gitti' dedim. Geldi, yanımıza oturdu, 'Babam belki şehit olacak, beni de neden çağırmadı? Ben de şehit olacağım' dedi. İkna etmeye çalıştım ama hemen dışarıya fırladı. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde F-16'nın bıraktığı bomba ile şehit olduğunu öğrendik."

DAKİKA DAKİKA 15 TEMMUZ
GENELKURMAY'DA silah sesleri duyuldu ve bir helikopterden dışarıda bulunanların üzerine ateş açıldı. Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı karargahı darbeci askerlerce ele geçirildi.
İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri, bir grup asker tarafından geçişe kapatıldı.
SAAT 22.10: ANKARA'DA MİT binası ve Genelkurmay Başkanlığı karargahına helikopterden ateş açıldı.
SAAT 22.35: İSTANBUL'DAKİ Atatürk Havalimanı'na tankla giden darbeci askerler kontrol kulesine girdi.
SAAT 23.10: BAŞBAKAN Binali Yıldırım, olayları "TSK içinde bir grubun kalkışması" olarak niteleyen açıklamasını yaptı.
SAAT 23.15: MARMARİS'TE otelde tatilini geçiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, buradaki bir grup gazeteciye yaptığı açıklamayla halkı darbecilere karşı direnişe çağırdı. Erdoğan, "Malum yapıdan bir takım odaklar, girişimde bulunmuştur. Bunun da üstesinden gelinecek" dedi.
Halkı havalimanlarına çağırdı.
SAAT 23.30: GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, darbeciler tarafından rehin alındığı bildirildi.
SAAT 00.00: GÜVENLİK kaynakları, askeri kalkışmanın Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bulunan FETÖ mensubu bir grup subay tarafından yapılmaya çalışıldığını duyurdu.
SAAT 00.11: CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Marmaris'te kaldığı otelden helikopterle ayrıldı.
SAAT 00.13: DARBECİ askerler TRT binasını basarak canlı yayındaki haber spikerine, yönetime el koyduklarına dair yazılı bir açıklama metni okuttu.
Bu açıklamada, "... siyasi iktidara görevden el çektirilmiştir" denildi. Milli Savunma Bakanı bildiriyi "korsan bildiri" olarak nitelendirdi.
SAAT 00.35: DARBE girişimiyle ilgili ilk soruşturma İstanbul'da başlatıldı. Küçükçekmece Başsavcısı Ali Doğan, darbeci askerlerin görüldükleri yerde tutuklanmaları talimatını verdi.
SAAT 00.37: CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan 'Face Time' üzerinden özel bir kanala bağlandı. Halka sokağa çıkma çağrısını yaptı.
SAAT 00.40: İZMİR Adnan Menderes Havaalanı'ndan THY- 8451 koduyla hareket eden TC-ATA uçağı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesini İstanbul'a götürmek üzere Dalaman Havaalanı'na iniş yaptı.
SAAT 01.01: ANKARA Emniyet Müdürlüğü savaş uçağı ve helikopterlerin saldırısına uğradı. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir cuntanın kalkışma girişimidir" dedi.
SAAT 01.30: TBMM Genel Kurulu Salonu açıldı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve milletvekilleri Genel Kurul Salonu'nda yerini aldı.
SAAT 01.40: BOĞAZİÇİ Köprüsü'nü geçmeye çalışan halkın üzerine ateş açıldı. Diyanet İşleri Başkanı'nın talimatıyla camilerden salâ okunarak, halka darbe girişimine karşı sokaklara çıkma çağrısı yapıldı.
SAAT 01.43: CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ve ailesinin içinde bulunduğu uçak, Muğla'nın Dalaman ilçesinden İstanbul'a gelmek üzere havalandı.
SAAT 01.45: DARBECİLER, Boğaziçi Köprüsü'nü geçmeye çalışan halkın üzerine ateş açtı. Cunta askerlerin halka ateş açma görüntüleri internet üzerinden yayıldıkça Türkiye çapında sokağa dökülen insan sayısı arttı. Vatandaşlar, darbecilerin olduğu noktalara akın etti.
SAAT 02.00: MARMARİS'TE Cumhurbaşkanı'nın kaldığı oteli vurmak üzere İzmir'deki Çiğli Üssü'nden onlarca darbecinin bulunduğu 3 helikopter havalandı.
SAAT 02.16: ÖZEL Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmeye gelen Tuğgeneral Semih Terzi, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın emriyle kahraman Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürüldü.
Halisdemir darbeci alçaklar tarafından 17 el ateş edilerek şehit edildi.
SAAT 02.20: HAVADAN bombalanan Gölbaşı Emniyet Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda 45'i özel harekat polisi, 51 polis şehit oldu. Türk Hava Kuvvetleri'ne ait F-16 uçağı, darbecilerin elindeki Sikorsky helikopteri düşürdü.
SAAT 02.30: MİT Basın Danışmanı Nuh Yılmaz, "Darbe püskürtüldü" açıklamasını yaptı.
SAAT 02.42: F-16'LAR ve askeri helikopterler TBMM binasını vurmaya başladı.
SAAT 02.49: MECLİS'E yeni bir bomba atıldı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Genel Kurul'daki milletvekilleri ile basın mensupları Meclis sığınağına indi. Meclis'in giriş kapılarına sabaha kadar toplam 4 bomba atıldı.
SAAT 03.10: BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Ankara semalarında MİT, Meclis, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık gibi kritik bölgeler üzerinde uçuş yapan her türlü askeri helikopter ve uçağın füzeyle indirileceğini açıkladı.
SAAT 03.12: Gölge CIA olarak tabir edilen ABD kurumu Stratfor, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın uçağının rotasını gösteren bir haritayı sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden tüm dünyaya duyurarak adeta uçağı hedef gösterdi.
SAAT 04.07: İSTANBUL Atatürk Havalimanı'na inen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini karşılayan kalabalığa "Bu bir ayaklanma, ihanet, vatana ihanet hareketidir. Bunun bedelini çok ağır ödeyecekler" dedi. Binlerce vatandaş Cumhurbaşkanı'nın etrafında etten duvar ördü.
SAAT 04.42: MARMARİS'TEKİ otele helikopterlerden FETÖ'cü teröristler tarafından ateş açıldı. Çatışmalarda polis memuru Nedip Cengiz Eker ile Cumhurbaşkanlığı koruma polisi Mehmet Çetin şehit oldu. Sabah saatlerine kadar devam eden çatışmalar sonucunda darbeci askerler, İçmeler mevkisindeki ormanlık alana kaçtı.
SAAT 05.20: BAŞBAKAN Binali Yıldırım, aralarında albayların da bulunduğu 130 darbeci askerin gözaltına alındığını bildirdi.
SAAT 06.42: BOĞAZİÇİ Köprüsü üzerindeki darbeciler silahlarını bırakarak teslim oldu.
SAAT 06.43: CUMHURBAŞKANLIĞI Külliyesi'nin yakınlarına 2 bomba atıldı. Bombalar, Millet Camisi'nin önüne park etmiş araçlardan birinin üzerine düştü.


SAAT 6.42 BAŞBAKAN Yıldırım, darbecilerin rehin aldığı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yerine vekaleten 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın atandığını bildirdi.
SAAT 07.35: DARBE girişimine karşı başlatılan soruşturmalar kapsamında, Türkiye genelinde 754 asker gözaltına alındı. Gözaltına alınıp sivil polis aracına konulan üniformalı askerlerin rütbeleri söküldü.
SAAT 08.11: İSTANBUL'DA uçak, metro ve vapur seferleri yeniden yapılmaya başlandı.
SAAT 09.32: TÜRKİYE genelinde, aralarında generallerin de bulunduğu FETÖ üyesi bin 374 TSK personeli gözaltına alındı.
SAAT 10.07: GENELKURMAY Başkanlığı'ndan çıkan 700'e yakın silahsız er ve erbaş polise teslim oldu.
SAAT 10.41: DARBE girişiminin merkez üssü olan Ankara'daki Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'ndaki FETÖ'cüler, darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine burayı terk etmeye başladı.
SAAT 11.01: GENELKURMAY Başkan Vekili Orgeneral Ümit Dündar, "Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Bakanlarımız ve TBMM, TSK ile tam bir dayanışma içinde demokrasinin ve hukukun yanında yer alarak bu darbe girişimini önlemiştir" şeklinde bir basın açıklaması yaptı.
SAAT 12.57: BAŞBAKAN Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde kameralara açıklama yaptı. Yıldırım, "Bu kalkışma bastırılmıştır, toplam 161 şehidimiz, şu ana kadar bin 440 yaralımız vardır. Bu aşağılık kalkışmaya, bu olaya karışan şu ana kadar 2 bin 839 çeşitli rütbede subay, asker gözaltına alınmıştır. Üst düzey rütbeliler de mevcuttur" dedi. Köprüdeki hainler teslim oldu...

DESTAN YAZILDI
15 Temmuz gecesi, ihanete hizmet eden militanlar sahneye çıktı... Cuntacılar, 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank olmak üzere 246 zırhlı araç ve 4 bine yakın silah kullanıp halka bombalar yağdırdı. Tarihi kahramanlıklarla dolu olan bu milletin evlatları, FETÖ'nün kalleş girişimini yarım bıraktı. Kadını, erkeği, yaşlısı, genci sokaklara aktı... Darbe girişimi 22 saatte kontrol altına alındı... Gün ağardığında ise Ay-Yıldızlı bayrağın altında milli mücadelenin gururu vardı... Türk milleti o gece yeni bir destan daha yazmış, vatanını 'satılmış'lara vermemişti...

İNDİR O SİLAHI
TÜRK milletinin tarihi destanlarla dolu. Vatanına her göz dikene, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla karşı koyup göğsünü siper eden bu asil millet, 5 yıl önce 15 Temmuz 2016 gecesi de destanlarına bir yenisini ekledi. 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 22.00'de başlayan FETÖ'nün darbe girişimi, 16 Temmuz Cumartesi günü saat 20.00 sıralarında tamamen bertaraf edildi. Hainliğin tanımını bir kez daha yazan FETÖ'cülerin hesap edemediği Türk halkı ise son tehdit ortadan kalkana kadar meydanlarda gece-gündüz nöbete devam etti. Verdiği şehitlerin acısını kalbine gömen Türk halkı bir kez daha bu ihanet yaşanmaması için tarihte benzeri görülmemiş bir fedakarlık gösterisi sunarken, vatan nöbetleri 7 Ağustos 2016'da yapılan Yenikapı Mitingi'ne kadar devam etti. Bir ülke 81 şehir 81 milyonun katıldığı nöbetler hem içerideki hainlere hem de dünyada Türkiye'nin tökezlemesini, düşmesini bekleyenlere en ağır tokat oldu.

BAŞKOMUTANIN ÇAĞRISI
15 Temmuz
darbe girişimi Başkomutan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Tüm vatandaşlarımızı meydanlara davet ediyorum" çağrısıyla başka bir boyut kazandı. Sokaklara inen milyonlar vatanını savundu, hainleri durdurdu.

BAĞCILAR 15 TEMMUZ'U UNUTTURMUYOR
15 Temmuz
2016'daki hain darbe girişiminin üzerinden 5 yıl geçti. Bağcılar Belediyesi hem şehitleri anmak hem de halkın birlik ve beraberlik içinde yazdığı destanı hatırlatmak amacıyla dört gün sürecek 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Günü Programı hazırladı. Etkinliklerin açılışı Bağcılar Belediyesi, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ile Bandırma 17 Eylül Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği "Milli İrade Dalışı-2" ile başladı. Beylerbeyi'ndeki Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü önünde gerçekleşen programda Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı'nda eğitim gören işitme, süreğen, görme, fiziksel ve zihinsel engelli kursiyerler ile 15 Temmuz gazileri bir araya geldi. Programa Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Feyzullah Temurtaş ve Kıyı Emniyeti Genel Müdür Yardımcısı Orhan Barda, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz ve AK Parti İlçe Başkanı Rüstem Tüysüz de iştirak etti.

TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL
15 Temmuz'un bu neslin yaşadığı en ağır darbe girişimi olduğunu söyleyen Çağırıcı, "Bu ülke geçmişte çok darbe yaşadı ama en ağırını 15 Temmuz'da yaşadı. Bu ülkenin ekmeğini yiyenler, gıdasıyla beslenenler maalesef ihanet girişiminde bulundular. Ama Türkiye eski Türkiye değildi. Bu millet Menderes'in acısını unutmamıştı ve O'nun acısını 15 Temmuz'da darbecilere karşı almış oldular. 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anarken gazilerimizi de minnetle yad ediyoruz. Bağcılar Belediyesi olarak Engelli Dalış Kulübümüz her yıl geleneksel hale getirdiği dalış programımızı 15 Temmuz'un yıl dönümünde yine gerçekleştiriyoruz. Bir daha bu ülkede 15 Temmuzlar yaşanmasın istiyoruz" dedi. Görme engelli Hamza Demir ise "Bugün biz rahat yaşayalım diye birileri ailelerinden vazgeçti. Kimileri gazi kimileri şehit oldu. Biz onların anısına bir şeyler yapmaya çalıyoruz. Onların yaptığı fedakarlık karşısında bizim yaptığımız hiçbir şey. Bugün burada '15 Temmuz'da bayrağımızı indirmeye çalıştılar ama biz bugün su altında bayrak açıyoruz. Başarılı olamadılar' mesajı veriyoruz" diye konuştu.

TÜRK BAYRAĞI AÇTILAR
15 Temmuz Şehitleri Köprüsü'nde gazi olan Hakan Yılmaztürk ise şunları söyledi: "Benim için çok anlamlı bir an ve çok önemli bir yerdeyim. 15 Temmuz gecesi burada gazi oldum. Biz isteriz ki 15 Temmuz hiç unutulmasın. 15 Temmuz bir kez oldu diye bir daha olmayacak anlamına gelmez. Yarın yine olabilir. Ama her ne şekilde olursa olsun her zaman karşılarında iman dolu göğüsler var olacaktır." Konuşmaların ardından Bağcılar Belediyesi Su Altı ve Su Üstü Kulübü öğrencileri engelliler ve 15 Temmuz gazileri dalgıç kıyafetlerini giyerek profesyonel dalgıçlar eşliğinde su altına tüplü dalış yaptı. İstanbul Boğazı'nın serin sularında bir süre kalan engelliler ve gaziler sualtından çıkışta Türk bayrağı açtı. Tören sonunda katılımcılara sertifika verildi.

TAKSİCİLERDEN VEFA KONVOYU
Bağcılar Meydanı'nda düzenlenen "15 Temmuz Taksi Vefa Ödülleri ve Vefa Konvoyu" isimli programda taksiciler bir araya geldi. Alana toplanan taksiciler, araçlarıyla 15 Temmuz koreografisi oluşturdu. Programda konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, "O gece Türkiye'nin her bir yerinde milletimiz kendi iradesini, vatanını müdafaa etmek için meydanlara dökülmüşlerdi. Bağcılar da bunun en başında yer alıyordu. 15 Temmuz'u unutmayacağız, unutturmayacağız. Çünkü biliyoruz ki, unutursak Allah muhafaza aynı yerden bir daha vuruluruz." dedi. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ise şunları söyledi: "Darbeler ülkemizi zayıflatmak isteyen mihrakların başvurduğu silahlardan biri olmuştur. Ancak 2002'de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde artık dönem değişmişti. Devletin içine yuvalanan Fetöcülerin 15 Temmuz hain darbe girişimi kalkışmaları, tarihte eşine rastlanılmayan büyük bir destansı başarıyla durduruldu. Dünyada kimsenin aklına gelmeyecek şekilde tank ve uçaklara kafa tutan milletin cesaretiyle o gece aydınlanmıştı. Bu ülkenin insanlarının tankları iman dolu göğüsleriyle durdurduğuna dünya şahitlik etmiştir." Protokol konuşmalarının ardından dev ekranda yayınlanan kısa belgesel gösterimi ve Ramazan Yumrutepe'nin kum sanatı ile 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar anlatıldı. Gecede müşterilerine karşı tutumlarıyla gönülleri fetheden yılın örnek taksicilerine Taksi Vefa Ödülleri verildi. Ayrıca Show Haber Genel Yayın Yönetmeni Rıdvan Bıyık, gazeteci Sevda Türküsev, Habertürk spikeri Okan Ateş, oyuncu Ali Nuri Türkoğlu ve sanatçı Uğur Arslan'a da plaket verildi. Programın ardından taksi araçlarıyla konvoy oluşturuldu. Milletvekili Turan, İlçe Kaymakamı Mustafa Eldivan, Başkan Çağırıcı, AK Parti İlçe Başkanı Rüstem Tüysüz, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, taksicilerin oda ve birlik başkanları Türk bayraklı araçlarla yola çıktı. Çağırıcı'nın kullandığı 15 TMZ 2016 plakalı takside yanına Turan oturdu. Şehirde tur atan Vefa konvoyunun son durağı 15 Temmuz Şehitler Anıtı oldu. Protokol üyeleri, şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu panoların önüne karanfil bırakıp dua etti.

BAĞCILARLI GENÇLER DEMOKRASİ NÖBETİNDE
13 Temmuz Salı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Sergi açılışı ve Dursun Ali Erzincanlı'nın konuk olacağı program yapılacak. 14 Temmuz Çarşamba gündüz "Hafıza 15 Temmuz Müzesi" ziyaret edilirken akşam da Bağcılar Meydan'da Esat Kabaklı konseri düzenlenecek. Etkinliklerin son günü 15 Temmuz Perşembe ise önce 15 Temmuz şehitleri Muhammet Ambar ile Ramazan Sarıkaya'nın kabirleri, ardındanda şehit ailesi ve gaziler ziyaret edilecek. Aynı gece Bağcılar 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Meydanı'nda demokrasi nöbeti tutulacak. Saat 20.00'de başlayıp sabaha kadar sürecek nöbette Kuran-ı Kerim tilaveti, dua, sala ve belgesel gösterimi de yer alacak.

ŞANLI DİRENİŞİN EN GENÇ GAZİSİ
TÜRKİYE, 15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe girişimine geçit vermedi. 7'den 70'e tüm vatan sevdalıları, al bayrak uğruna canını siper etti. 19 yaşındaki Adviye Gül İsmailoğlu da onlardan biriydi. O karanlık gecede ailesiyle birlikte Saraçhane'ye giden ve darbeciler tarafından G3 mermisiyle sol kolundan vurulduğunda ise henüz 14'ündeydi. Darbenin en genç gazisi olan İsmailoğlu 4 gün boyunca yoğun bakımda kaldığını söyledi. "Abdestlerimizi almış, üstümüzü başımızı giyinmiştik. Sonra Cumhurbaşkanımız halkı sokağa davet edince, annem, babam, ablam ve ben ailecek helalleşip sokağa çıktık. Çıkarken nereye gideceğimizi çok fazla bilmiyorduk aslında ama o gece herkes nasibini alacağı yere gidiyordu. Milyonlarca insan tam olması gerektiği yerlerdeydi aslında. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önünde asker kılığına girmiş hainlerden 15-20 tanesi yola barikat kurmuşlardı. Ellerinde G3 tüfekleri ile insanların geçişlerine izin vermiyorlardı. Bizde 150-200 kadar insandık, ellerimizde bayraklarımız vardı. Hiç kimsenin elinde bir tane silah bile yoktu. Sadece tekbirler getiriyorduk ve 'asker kışlaya' diye sloganlar atıyorduk. Onun dışında saldırganca yaptığımız hiçbir şey yoktu. Onlar insanları ayaklarından vurmaya başlamışlardı. Sonra zaman geçtikçe bizim sayımız arttı. Onların birer birer vurduğu insanlarla gözümüzün korkmadığını anladılar" dedi.

ÜZERİMİZE MERMİ YAĞDIRDILAR
Darbeci hainlerin halkın üzerine kurşun yağdırdığını söyleyen Gazi İsmailoğlu, "Çıkmadan önce anneme sormuştum 'orada ölürsek ne olacak' diye, annemde 'biz vatanımız için gidiyoruz oraya, eğer ölürsek şehit oluruz, kalırsak da gazi oluruz' dedi. Onların bizim askerimiz olacağını, bizi vurmayacaklarını düşündüm. Plastik mermi zannettiğim mermi aslında gerçek mermiymiş. G3 mermisi sol kolumdan girip kürek kemiğimi parçalamıştı ve ciğerlerime zarar vermişti. Sırtımda 15 santimetre bir delik açarak çıkmış. Onların zalimliklerinin boyutunu ambulansların çıkamayışından, hastanelere giremeyişimizden anlamış oldum. Mahkemede hakim bana söz hakkı verdiğinde onlara hep sormak istediğim soruyu sordum. Siz daha 14 yaşında küçük bir kız çocuğuyla baş edemediniz bu koca ülkeyi ele geçirmeyi nasıl düşündünüz. Bu ülkenin kahramanları bitmez" dedi.

DÖKTÜKLERİ KANDA BOĞULSUNLAR
ÖZEL Harekat Polisi Sevda Güngör'ün Adana'da yaşayan babası Mehmet ve annesi Nuran Güngör, hain kalkışmanın 5. yılında gururu ve hüznü bir arada yaşıyor. Evlerinde kızları için oluşturdukları Sevda köşesinde kızlarının fotoğraflarıyla hasret gideren Güngör çiftçi, 15 Temmuz'un 5. yıl dönümünde duygularını anlattı. Mehmet ve Nuran Güngör çiftinin 4 çocuğundan en küçüğü olan Sevda Güngör (27), çocukluk hayali olan polis memurluğu için mülakata girdi. Ancak jüri boyunun 1 santim kısa olduğu Sevda'yı mülakatta eledi. Hayallerinin peşinden giden Sevda Güngör, polis olabilmek için bu kez üniversite sınavına girip 4 yıllık maliye bölümünü kazandı. Konya Akşehir'de fakülteden mezun olan Sevda Güngör, bu kez fakülte mezunu olarak polisliğe başvurdu. Sınavı kazanarak polis olan Sevda Güngör, Mersin'e atanarak görevine başladı. Kızı Sevda Güngör'ün Mersin Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görev yaparken özel harekat sınavlarına girdiğini belirten anne Nuran Güngör, "Sevda 2015 yılında Mersin Çevik Kuvvet'te göreve başladı. Daha sonra özel harekatın sınavına girip orayı da kazandı. Kızım Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda 3 aylık polisken 15 Temmuz darbe girişimi oldu. O hain gecede kızım istirahatlıyken özel harekata gitmiş. Kızım koşa koşa gitmiş görev yerine tam kapıdan girerken silah arkadaşları Cennet Yiğit, Gülşah Güler ve Kübra Doğanay ile birlikte uçaktan atılan bomba ile şehit düşmüş. Sevda özel harekatta 3 aylık polisken şahadet şerbeti içti" diye konuştu.

SEVDA'YI ARADIM ULAŞAMADIM
15 Temmuz günü cuma namazına giderken telefonunu kapattığı için kendisini arayan kızı Sevda Güngör ile konuşamadığını belirten şehit babası Mehmet Güngör; "O gün cuma namazına gitmiştim. Namazda telefonum çalmasın diye kapattım. Camiden çıktıktan sonra da kızım Sevda beni aramış ama ulaşamamış. Telefonumu akşam saatlerinde açtım. Eve geldiğimde eşim bana 'Sevda seni aramış ama ulaşamamış' dedi. O anda telefonumu kapattığımı hatırladım. Hemen telefonumu açıp Sevda'yı aradım ama ulaşamadım. O gün telefonu açmayı unuttuğum için çok vicdan azabı çektim" dedi.

'BUGÜN ÖLMEYECEKSEK NE ZAMAN ÖLECEĞİZ'
CIA kurgusu FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine engel olabilmek için "Bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz" diyerek sokağa çıkan ve darbeci pilotların attığı bomba ile şehit olan Mustafa Solak'ın engelli oğlu Emre Solak konuştu. Solak "Ben ölene kadar bu hasret sürecek. Hasret kaldım babama. Baba demeyi, sarılmayı, gezmeyi özledim. Babam ayak tırnaklarımı keserdi küçükken. Ayağım acıdığı zaman ayağımı öperdi. O benim öğretmenimdi, arkadaşımdı, sırdaşımdı. Ama gururluyum, Allah ona öyle güzel bir mertebeyi hediye etti. İnşallah babamla öbür dünyada kavuşacağız, hep birlikte yeniden aile olacağız. Özlüyorum diyemiyorsun, hasret kaldım babama. Baba demeyi özledim. Babama sarılmayı özledim. Benim babam ayak tırnaklarımı keserdi küçükken ve ayağım acıdığı zaman ayağımı öperdi. Öyle bir babaydı" dedi.

HAİNLERİ LANETLEDİ
Doğuştan apel sendromu olan, ayak parmakları ve kafa kemiklerinin yapışık olmasından dolayı bugüne kadar çok sayıda ameliyat geçiren Solak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı evine davet ederek, "Sadece evimize gelsin ve bir çayımızı içsin. Cumhurbaşkanımızın, babama Kur'an-ı Kerim okumasını istiyorum" diye konuştu. Eşi Melek Solak ise şunları anlattı: Ben çok gururluyum. İnşallah öbür dünyada bize de şefaatçi olacak. Gururum çok büyük, acım ondan da büyük. Gün geçtikçe acım daha da büyüyor. Oğlum Emre ile beraber akşamları eşimin mezarının başına gidiyoruz. 'Bak yine bir aile olduk' diyorum. Eşimin bir damla kanını kim bu vatana hainlik yapıyorsa helal etmiyorum.

HAİNLERE İNAT EKONOMİ DİMDİK AYAKTA
BÜTÜN dünyada olduğu gibi Türkiye'yi de etkileyen virüs salgını özellikle ekonomiler üzerinde yıkıcı bir tahribata yol açtı. Sınırların kapanması, iktisadi faaliyetin yavaşlaması, üretimin azalması ülkelerin ekonomilerini olumsuz yönde etkiledi. Türkiye'de de özellikle hizmet sektörü ve esnaf başta olmak üzere birçok kesim salgının etkisini hissetti. Ancak bizde virüsün görüldüğü Mart 2020 tarihinden itibaren işletilen dinamik destekler, ekonomi yönetimi ve hükümetin aldığı tedbirler Türkiye'nin salgının etkisini en az hasarla atlatan ülkelerden birisi olmasını sağladı. 2020 yılında dünyada büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye oldu. Salgının başladığı andan itibaren işçisinden işverenine, hane halkından emeklisine, esnaftan KOBİ'ye hemen her kesim için önemli destek paketleri devreye sokuldu. Kimilerine ucuz kredi kanalları açılırken, kimi kesimlere doğrudan hibe desteği ile nakit ödemeler yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor. Aynı zamanda kamuya karşı ve bankalara karşı olan yükümlülüklerle ilgili tedbirler alındı, vergi-prim ertelemeleri ve indirimleri yapıldı, kredi ödemeleri ertelendi, iki büyük yapılandırma ile vatandaşın borçlarının önemli bir bölümü silindi. Destekler ve alınan tedbirler hem işçiyi hem işvereni hem de hane halklarını koruyacak şekilde dizayn edildi. Bu da çalışanları korurken, işyerlerini de ayakta tuttu. Hane halklarının nakit ihtiyacı karşılanırken, esnafın kayıpları bir nebze giderildi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, desteklerin 661 milyar liraya ulaştığını açıkladı.

MİLYONLARA BÜYÜK DESTEK HER KESİME ULAŞILDI
EMEKLİYE:

En düşük emekli maaşı 1.500 TL'ye çıkartıldı.
Maaş artışından 645 bin emekli yararlandı.
Emekli ikramiyelerine zam yapıldı, 1.100 TL oldu.

ÇİFTÇİYE:
Çiftçilerin ürünlerinin alım fiyatları açıklandı. TMO devreye girdi.
Kuraklıktan zarar görenlerin banka ve kooperatif borçları ertelendi.
Hal yasası ile ürünlerin değer bulması için çalışmalar başladı.

SOSYAL DESTEK:
800 bin vatandaşa 6 ay ödemesiz nakit desteği kredisi verildi.
7 milyon haneye sosyal destek ödemeleri yapıldı.
Tüm sosyal ödemelerin toplamı 181 milyar lirayı buldu.

ÇALIŞANLARA:
3.7 milyon çalışana kısa çalışma ödeneği verildi.
1 milyon vatandaş işsizlik ödeneği aldı.
2.8 milyon çalışana nakdi ücret desteği verildi.
Fesih yasağı 30 Haziran'a kadar uzatıldı.
Çalışana ödemeler 67.5 milyar liraya ulaştı.

ESNAFA:
848 bin esnafa uygun şartlarda kredi açıldı .
1.2 milyon esnafa 4.4 milyar liralık ciro, kira desteği verildi.
1.3 milyon esnafa 4.6 milyar liralık hibe desteği başlatıldı.
219 milyar liralık vergi ve prim ödemeleri ertelendi.

FİRMALARA:
400 bin firmaya uygun şartlarda kredi kullandırıldı.
Nakit desteği kredilerinin toplamı 315 milyar lirayı buldu.
Vergi ve prim ödemeleri ertelendi.
Birçok sektörde KDV oranları düşürüldü.
KÇÖ ile işyerleri ayakta tutuldu.
Toplam 26 milyar liralık vergi, 4 milyar liralık primden vazgeçildi.
Nefes kredisi çalışmaları başlatıldı.

ALGI OLUŞTURMA ÇABASI TUTMUYOR
BÜTÜN bu destekleri görmezden gelerek halktan gizlemeye çalışanlar olsa da hükümet ve devlet vatandaşın yanında olmaya devam ediyor. İçerde ve dışarda aslında istenen Türkiye'nin salgına yenik düşmesi, bu süreçte ekonomisinin çökmesiydi. Ancak Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nin de sağladığı hızlı ve etkin karar alma mekanizmalarıyla bu çabalar boşa çıktı. İşte içerde ve dışardaki Türkiye düşmanlarını rahatsız eden gelişmeler...

NİÇİN RAHATSIZLAR?
Türkiye pandemide hem ekonomi hem sağlık hem de lojistikte büyük başarı elde etti.
Esnafından işçisine, holdinginden hane halkına her kesime destek ulaştı, ulaşmaya devam ediyor.
Dünyanın maske bulamadığı günlerde Türkiye 408 milyar metreküp doğalgaz keşfi açıkladı.
Aşı konusunda en hızlı hareket eden ülkelerin başında Türkiye geliyor. Bugün 30 milyon kişiye ulaşan bir aşı sayısı bulunuyor. Aşı tedrarikinde sorun yaşanmıyor.
Turizm, ihracat, üretim, tedarik, büyüme her alanda pozitif ayrıştık.
Milli ekonomi, yurt dışı lobilerin para musluklarını kesti.
2020'de pozitif büyüyen iki ülkeden birisi olduk.
2021 yılında da pozitif büyüme ile ayrışacağız.
Savunma sanayiindeki, dolayısıyla terörle mücadeledeki başarıyı hazmedemediler.

NE OLSUN İSTEDİLER?
Türkiye pandemiye yenik düşsün, sırtı yere gelsin.
Ekonomi çöksün, IMF kapısına gidilsin.
Aşı gelmesin, gelse de vatandaşa ulaşmada sıkıntı yaşansın.
Paramız değer kaybetsin, sokaklar karışsın, erken seçim olsun.
Çarpıtılan rezerv rakamlarıyla vatandaşta kriz algısı oluşsun.
Destekler aksasın, vatandaşa ulaşmasın.
Kaos ortamı oluşturalım, buradan iktidar devşirelim...

DEV PROJELER MİLLETİN HİZMETİNDE: HAİNLER DURDURAMADI
EKONOMiDE tarihinin en büyük başarılarına imza attığı Mayıs 2013'ten bu yana, içerden ve dışardan kur saldırısından darbe girişimine kadar bir çok operasyonla diz çöktürülmeye çalışılan Türkiye, rotasından sapmadan yoluna devam ediyor. Son 10 yılda Marmaray'dan Avrasya Tüneli'ne, İstanbul Havalimanı'ndan Osmangazi Köprüsü'ne kadar bir çok ulaştırma ve altyapı projesini hayata geçiren Türkiye, Kanal İstanbul'un da temelini attı.

TÜRKSAT 5A UYDUSU
Türkiye mega projelerle birlikte 3 Mayıs'ta yörüngesine yerleşen Türksat 5A uydusunu da hizmete alarak farklı bir kulvarda daha dünya ligine çıktı. Türksat 5A uydusu, 8 Ocak'ta başarılı bir şekilde ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral Üssü'nden uzaya fırlatıldı. Uydu, 3 Mayıs'ta, hizmet vereceği 31 derece doğu yörüngesine ulaştı. Yaklaşık bir ay süren test çalışmalarının ardından Türksat 5A hizmet vermeye başladı. Elektrikli itki sistemi sayesinde 30 yılı aşkın süreyle TV yayıncılığı ve haberleşme alanlarında hizmet verecek Türksat 5A, televizyon yayıncılığıyla veri haberleşme hizmetinde Türkiye'yi dünyada yeni 'Ku-Band' kullanan öncü ülkeler ligine taşıyacak. Böylece Türkiye kendi uydusunu kullanacak.

ASRIN PROJESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011'de açıkladığı ve kamuoyunda "çılgın proje" olarak bilinen Kanal İstanbul Projesi kapsamında 6 köprü inşa edilecek. Söz konusu köprülerden ilkinin temeli de Haziran ayı sonunda atıldı. Yaklaşık maliyeti 15 milyar dolar olan Kanal İstanbul Projesi kapsamındaki yapılacak 6 köprünün maliyeti ise 1.4 milyar dolar olacak. Çevresine iki şehrin inşa edileceği kanalın yapımı sırasında 500 bin kişiye istihdam sağlanacak. Yaklaşık 200'e yakın bilim insanıyla hazırlanan ve en az 5 yıl sürmesi beklenen projede, hiçbir yeşil alan zarar görmeyecek. İstanbul'un simgesi haline gelecek Çamlıca Kulesi de hizmete açıldı. Dünyanın sayılı eserlerinden Çamlıca Kulesi televizyon ve radyo kuruluşları ile haberleşme operatörlerine hizmet sağlayacak.

18 YILDA 910 MİLYAR TL YATIRIM
ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, İstanbul Havalimanı, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Treni, Ankara- Konya Yüksek Hızlı Treni, Kuzey Marmara Otoyolu, Kömürhan Köprüsü, Ankara-Niğde Akıllı Otoyolu, Çamlıca Kulesi, Tüksat 5A gibi çok önemli projelerin yanı sıra yapımı devam eden 1915 Çanakkale Köprüsü ve çok sayıda havalimanı da dahil olmak üzere dünyada son 10 yılda gerçekleştirilen mega projeler içinde Türkiye'nin birçok projesinin üst sıralarda yer aldığını açıklamıştı. Karaismailoğlu, "Bu kapsamda son 18 yıl içinde ülkemizin ulaşım ve iletişim altyapısına 910 milyar lira yatırım yaparak çok önemli eserler ortaya koyduk" diye konuştu.

İSTANBUL'UN GELECEĞİNİ KURTARACAK PROJE
ASRIN Projesi Kanal İstanbul'da ilk kazma vuruldu. Temel atma töreni, geçtiğimiz ay Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, törende tarihi açıklamalar yaptı. Tören sonrası Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün inşası resmen başladı. Temel atma töreninde konuşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, gençlere seslenerek, şunları söyledi: "Yaşı biraz ilerlemiş olan İstanbullular'ın hafızalarında Boğaz'da haftalarca yanan petrol gemilerinin görüntüleri mutlaka vardır" diyen Cumhurbaşkanı, "Şimdi buradan gençlerimize sesleniyorum. Z Kuşak, tüm bu gençlere sesleniyorum. Bakınız, bütün bu olanlar, bitenler 19 yıl, 20 yıldır bu ülkede iktidarda olan bizler, neleri gerçekleştirdik, hangi adımları attık, bunları bilmeniz gerekiyor." Boğaz'ın gemi geçişlerine kapatılamayacağını belirten Erdoğan, artan trafiği karşılamak için yeni bir kanal inşası düşüncesini gündeme getirdiklerini, Kanal İstanbul'a, "İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi" olarak baktıklarını söyledi. Başkan Erdoğan, Kanal İstanbul projesiyle amaçlarının her şeyden önce İstanbul Boğazı ve çevresindeki vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak olduğunu belirterek, "Boğaz'ın tarihi ve kültürel dokusunu güvenlik altına almak için de bu projeye ihtiyaç vardır. Gemi trafiği yükünün hafifletilmesi, Boğaz'ın giriş ve çıkışındaki beklemelerin azaltılması, Boğaz'daki seyir zorluğundan kaynaklanan sıkıntıların ortadan kaldırılması da projenin amaçları arasında yer alıyor. Elbette ülkemizin küresel ticarette daha etkin rol oynaması, ulaştırma ve lojistik koridorlarından daha fazla pay almasıyla diğer stratejik unsurları da eklememiz gerekiyor" dedi.

ÇILDIRDINIZ AMA YAPTIK
Dev projelere karşı çıkanlar olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi: Projenin tamamı bilime uygun yapıldı. Bize sorulmadı diyenlere sesleniyorum. Kime sorulması gerektiyse ona soruldu. Bu ülkede dikili ağacınız yok. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaparken bugün nasıl çıldırıyorsanız, öyle çıldırdınız. Marmaray'da önümüzü kesmeye çalıştınız, çıldırdınız ama yaptık. Osman Gazi'yi, Avrasya Tüneli'ni yaptık, önünü kesmeye çalıştınız. Sizi dinlesek bunlar yapılamayacaktı. Bizden önceki büyüklerimiz, 1. Köprü'yü yaptı, karşı çıktınız, FSM yapıldı karşı çıktınız. Sizi dinlemiş olsalardı bugün ne 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olacaktı ne Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olacaktı. Modelleme çalışmalarında 35 ayrı ülkeden 3500 kişi görev aldı Bay Kemal. Biz neyi, nerede, kiminle yapacağımızı çok iyi biliriz. Bu, bir çeşme musluk takma töreni değil."

ÇOK ÖZEL HEDİYE
TÖRENDE konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, "Evet, o geceye ait bir öfke var ama onun yanında çok büyük bir gurur var. Çünkü o gün tank, top, ölüm korkusu hiçbir şeyi dinlemeden sokağa çıkan insanların ülkesi burası. Evet sadece Türkiye'de darbeler olmuyor, dünyanın pek çok yerinde oluyor. Türkiye'de çok daha fazla oluyor. Bir ritüel gibi yani her 10-15 yılda bir tekrarlanan bir hadise bu maalesef. Ama dediğimiz gibi biz 15 Temmuz'da vatanımıza canımız pahasına sahip çıktık" ifadelerini kullandı. KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da 15 Temmuz'un darbeler tarihinde, milli irade ile engellenen ilk darbe girişimi olduğunu, sokağa inen halkın, bu cesareti Çanakkale'den, Milli Mücadele'den, yere düşmemiş bayraktan, şehitliklerin dipdiri ruhundan aldığını dile getirdi. Geçen 5 sene içinde 15 Temmuz'un unutulmaması, bu büyük travmanın tarih sayfalarına kazınması için çok çalıştıklarını belirtti. Milli iradenin dokunulmaz olduğunu vurgulayan Sümeyye Erdoğan Bayraktar, kendi dünya tasavvurundan başkasını kabullenemeyenlerin, millete üstten bakanların, darbelere her zaman haklı gerekçeler bulduğunu aktardı ve ekledi: Bu iki yüzlülüğü, maalesef sadece burnumuzun gibinde değil, sınır ötesinde de gördük. Demokrasi ve özgürlüklerin beşiği Batı dünyası, Türkiye'de ve Orta Doğu'daki tüm darbelere karşı sus pustur. O nedenle demokrasi ve tam bağımsızlığın ne olduğunu ancak bu kavramlara 'ama'sız, 'fakat'sız inanların anlatabileceğine yürekten inanıyorum."

BİZ 81'İZ NEDİR?
15 Temmuz darbe girişimini şahitlerin dilinden gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen dijital hafıza projesi "Biz 81'iz", 15 Temmuz darbe girişimini şahitlerin dilinden kayıt altına aldı. Proje, düzenlenen programla birlikte 5 bini aşkın videoyla birlikte toplumsal hafızanın görsel bir parçası olmak üzere 15 Temmuz Derneği'ne devrediliyor.