Habertürk Yazarı Fatih Altaylı'nın yalan ve algı oluşturmaya yönelik yazıları hız kesmiyor.
KALEMİNDEN YALAN DAMLADI
Altaylı geçtiğimiz gün Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti teşkilatları ile bayramlaşma konuşmasındaki görüntüleri üzerinden yalan yanlış ifadeler kullanarak gerek kamuoyundan gerekse İletişim Başkanlığı'ndan tepki çekti.
HEDEFİNE ERDOĞAN'IN ETRAFINDAKİLERİ KOYDU
"Cumhurbaşkanı, sözlerinin ortasında derin bir iç çekiyor ve gözlerini kapatıyor, uyuklar gibi oluyor ve bir an, sanki içi geçmişçesine susuy susuyordu." ifadelerini kullandığı algı kokan yazısında "Görüntülerin yayınlamasının gerçek anlamda bir rezalet" olduğunu idda ederek "Çok yakınında birilerinin Cumhurbaşkanı'nı zor duruma düşürmek istediğine, zayıf göstermeye çalıştığına işaret eder." şeklinde dezenformasyon ve algı içerikli ifadeler kullandı.
ALTUN'DAN O YAZIYA ÇOK SERT TEPKİ
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Altaylı ve yalan merkezi olan Habertürk'e tepki gösterdi. Altun,"Habertürk, karalama, dezenformasyon ve yalan haberden bir türlü vazgeçmiyor. Habertürk'ü kınıyoruz" dedi.
CİNER VE TEKDAĞ DA İŞİN İÇİNDE!
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Medya Koordinatörü Mücahid Eker ise Ciner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kenan Tekdağ ile görüştüğünü ve onların da hatasını kabul ettiğini ifade ederek Altaylı ile görüşeceklerini söyledi. Fakat Fatih Altaylı'nın yazısının düzeltilmemesi kirli işin içinde Ciner ve Tekdağ da var dedirtti.
Eker yaşananları şu sözlerle aktardı:
Bugün Habertürk'te Fatih Altaylı tarafından kaleme alınan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bir canlı yayınıyla ilgili tezvirat içeren yazı hakkında Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kenan Tekdağ ile öğle saatlerinde bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik.
Kendisine Fatih Altaylı'nın yazısındaki iddiaların hiçbir gerçekliği olmadığını belirtip, meselenin hakikatini anlattım.
Fatih Altaylı'nın bant olduğunu iddia ettiği yayının canlı olarak gerçekleştiğini, bu programın canlı yayın frekans bilgilerinin Habertürk muhabirlerinin de bulunduğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bilgilendirme grubu üzerinden bütün medyaya duyurulduğunu, ...
... kendi muhabirlerine bile sorulsa kolaylıkla teyit edilebilecek bu gerçeğe rağmen Altaylı'nın yazısının -bir canlı yayın sırasında olağan görülebilecek bir anlık insani durumdan hareketle- hayali bir senaryo ve mesnetsiz değerlendirmeler içerdiğini ifade ettim.
Zaten Altaylı'nın da yazısında "Bu bir canlı yayın olsa anlarım" dediğine dikkati çektim. AA ve TRT ile birlikte dolaylı olarak İletişim Başkanlığımızı da zan altında bırakan ve kamuoyunu yanlış yönlendiren yazı nedeniyle kurumsal olarak düzeltme ve özür beklentimizi de ilettim.
Sayın Tekdağ da canlı yayınlarda bu tür anlık insani ve teknik durumların tabii olduğunu kabul ederek, Fatih Altaylı ve yayın ekibiyle konuyu görüşeceğini aktardı.
Fakat daha sonra Fatih Altaylı imzasıyla çıkan yazıda da söz konusu hata düzeltilmedi. Aksine Fatih Altaylı, kendisinin AA Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan'la yaptığı görüşme ve benim Sayın Tekdağ'la yaptığım görüşmeyi birbiriyle çelişen açıklamalar gibi yansıtmayı tercih etti.
Fatih Altaylı'nın bu ısrarlı ve açık seçik çarpıtmayı Habertürk çatısı altında yapması nedeniyle, sorumlu yayıncılık ilkeleri gereği Habertürk'ün kurumsal olarak da özür dilemesi gerektirdiğini düşünüyorum.
Yalan bu kadar ucuz ve kolay olmamalı. Medyada yalanın bir ideolojik ve politik silah olarak kullanılmasının önüne geçmek adına hakikat için çalışmayı sürdüreceğiz.