Serbestiyet
Destek alan kuruluşlar arasında en dikkat çekeni ise halen yayın hayatını aktif bir şekilde sürdüren gazeteci Ruşen Çakır'ın kurucusu olduğu Medyascope oldu. Yayın hayatına 2015 yılında başlayan kurum, derneğin açıkladığı kayıtlara göre Chrest Foundation'dan bir yıl sonra destek almaya başlıyor.
Medyascope'un 2016'dan 2021 yılına kadar aldığı desteği milyonlarca lira olması dikkat çekiyor. Ruşen Çakır, kurumda çalıştırdığı stajyerlere para vermediği için eleştirilerin odağındaydı.
Dernek tarafından tanımlanan "Desteğin" amacı ise partizan olmayan ana akım medya çalışmaları olarak belirtildi.
FONLAYANLARI YALALAYANLAR
Konuyu köşesine taşıyan Takvim Gazetesi yazarı İsmail Çağlar, kaleme aldığı yazısında, "Kendilerini fonlayanları yalamak için kullandıkları o pis dillerini milli iradeden, Türkiye'nin Ankara'dan yönetilmesinden yana olan namusuyla düşünen, yazan, çizenlere uzatmasınlar yeter!." ifadelerine yer verdi.
İşte Çağlar'ın bugünkü yazısı;
FONLANMIŞ DİLLER
"Hemen herkesin bildiği bir klişe vardır. Konu ne zaman devletler arası ilişkilere gelse bilgiç bilgiç "Devletlerin dostlukları olmaz, çıkarları olur" demeyi çok severiz. Her klişe gibi çoğu zaman doğrudur. Ama çıkarlarından başka sadakati olmayan bu devletler neden doğrudan ya da dolaylı olarak bazı medya kuruluşlarını fonlar diye sormak pek aklımıza gelmez. Şu yalın soruya aynı yalınlıkta bir cevap vermemiz gerekiyor; İngiliz kamu yayıncısı BBC, İngilizlerin vergileri ile neden Türkiye'de yayıncılık yapar? Keşke Alice Harikalar Diyarı'nda yaşasaydık.
O zaman sorunun cevabı çok kolay olurdu. Aşırı derecede iyi kalpli olan İngilizler sadece ve sadece biz Türkler daha iyi haber alsın diye ülkemizde yayıncılık yapıyor, diyebilirdik. İngiliz vergi mükelleflerinin parası ile Ayşe Teyze ve Rıza Amca'nın, Derin ile Cemal'in nitelikli habere ulaştığı fantastik bir dünya...
Ama fantastik bir dünyada yaşamıyoruz. Klişenin de söylediği gibi dostlukların değil çıkarların hüküm sürdüğü bir dünya burası. Ve maalesef çıkarı olmasa ne İngilizler bize delik kuruş verir ne de onların parası ile fonlanan "gazeteciler" bir harf yazar. İngiliz'in, Alman'ın çıkarı nedir diye sorarsanız bir zahmet salgın döneminde dahi rekor üzerine rekor kıran İstanbul Havalimanı'nın inşaatı sırasında İngiliz BBC ve Alman DW'nin Türkçe servislerinin yaptığı haberlere bakın. Şimdi onunla kim uğraşacak derseniz vakti zamanında iki arkadaşımla beraber bendeniz uğraşmıştım, Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları raporuna da bakabilirsiniz.
KEKEÇ OLSA FONDAŞ MEDYA YAZARDI
İngiliz'in, Alman'ın, ABD'linin, Suudi'nin çıkarı belli. Merak etmeyin "gazeteciler" de bu işten kazanıyor. İnanmazsanız ABD'li Chrest Vakfı'nın yayınladığı fonlama listelerine bakın. Ruşen Çakır ve Mediascope'taki ekibi, 140Journos'u, Teyit.org'u hepsi orada. Yüzbinlerce dolar fonlanmışlar. Daha önce de listede yer alan "bağımsız" T24'e, "muhalif" Gazete Duvar'a, "sosyalist" Bianet'e rahmetli Ahmet Kekeç besleme medya ismini vermişti. Şimdi olsa Fondaş Medya yazardı muhtemelen.
Peki "gazeteci" taş mı yesin diye sorabilirsiniz. Yemesin, elbette.
Allah'ın takdir ettiği rızkı, helal yoldan, alın teriyle kazansın. Ama yurt dışından yüz bin dolarlık fonlar alıp gelip burada bize "özgür medya" lugatı parçalamasın bir zahmet.
Bir de kendilerini fonlayanları yalamak için kullandıkları o pis dillerini milli iradeden, Türkiye'nin Ankara'dan yönetilmesinden yana olan namusuyla düşünen, yazan, çizenlere uzatmasınlar yeter!."
ABD'Lİ VAKIF, SOL BASINI NEDEN BESLİYOR?
Öte yandan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür de, "ABD'li vakıf, sol basını neden besliyor?" başlıklı yazısında ABD ile Türkiye'de CHP ve yandaşlarının desteklediği çukur medyası arasındaki ilişkiyi yazdı: