Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, Baykar AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı'nın teslimat töreninde kameralar karşısına geçerek salondakilere hitap etti.
Türkiye'nin yerli ve milli sanayide attığı adımlarda büyük bir rolü olan Selçuk Bayraktar, başarı hikayesini ve karşılaştığı bazı engellemeleri anlattı. Bugün büyük bir hayalinin gerçekleştiğini ifade eden Selçuk Bayraktar, AKINCI TİHA ile Türkiye'nin İHA liginde ilk üçe gireceğini söyledi.
"AKINCI UZUN BİR MÜCADELENİN SONUCU"
Selçuk Bayraktar, şunları söyledi: "Bugün büyük bir hayalimiz gerçek oluyor. Bizim için oldukça duygusal, bir o kadar da gururlu bir gün. Üzerine titrediğimiz AKINCI'yı eline kına yakılmış bir evlat gibi uğurluyoruz. Envantere girecek olan AKINCI, uzun bir mücadelenin sonucu. Evet, bir sonuç ama kesinlikle bir son değil. Hz. Hüseyin'in de yüzyıllar önce söylediği gibi 'Hayat bizler için inanmak ve mücadele etmektir.'
TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİSİNDE TÜMÜYLE YURT DIŞINA BAĞLIYDI
Dün gibi aklımda; 2004 yılında hedefimiz ufak da olsa ilk defa milli tasarım bir insansız hava aracını ülkemize kazandırmaktı. Tabii o dönemde Türkiye savunma sanayisinde neredeyse tümüyle yurt dışına bağlıydı.
EVLADIM SİZ TERCÜMANLIĞIMIZI YAPIN YETER DEMİŞTİ...
Savunma sanayiindeki bürokrat bana, hiç unutmam projemizi sunduğumuzda "Evladım, akıllı çocuklarsınız. İyi okumuşsunuz, çalışmalarınız da iyi. Ama bakın yabancılar almış başını gitmiş. Onlara yetişmemiz asla mümkün değil. Siz en iyisi bu işlerle uğraşmayın. Siz aramızda köprü olun, tercümanlığımızı yapın yeter, daha da fazla zorlamayın" demişti. Bizim de mücadelemiz burada başladı. O zaman anladık ki, bu toprakların bize yüklediği sorumluluk çok büyük.
İLK İŞ OLARAK BU MANDACI ZİHNİYETİ YIKMAMIZ GEREKİYOR DEDİK
İlk iş olarak, bu mandacı zihniyeti yıkmamız gerekiyor dedik. Acaba birileri engelleyecek mi endişesiyle, ama asla ümitsizliğe kapılmadan vazgeçmeden çok çalıştık. Rahmetli dedem, "Evladım, uçakları havaya kaldırın, yere indirmeden teslim edin. Yoksa bunlar uçaklar uçmuyor der engellerler" derdi. Bunun da latife olmadığını yaşayarak öğrendik.