Ayrıca Aktaş, HDP desteği olmadan Millet İttifakı'nda kimin aday olacağı tartışmalarının çok da önemli olmadığını belirtti.
AKŞENER, TÜRKİYE'YE MACRON MODELİNİ UYGULAMAK İÇİN ÇALIŞIYOR
Sabah gazetesi yazarı Mahmur Övür bugünkü yazısında, Akşener'in Türkiye'de benzer bir Macron Modeli kurulmak istendiğini şu ifadeler ile özetledi:
"Akşener'in bir süredir İmamoğlu ile ilgili özel bir strateji izlediği çok açık. Şimdi bunu bir adım ileri götürerek, onu "Fatih" ilan etti. Tabii bugün onu Fatih ilan ettiğine göre yarın da cumhurbaşkanı adayı ve "lider" ilan etmesi kaçınılmaz.
Akşener bu hamlesiyle kendisinin başaramadığı birkaç şeyi başarabileceğini umuyor. En başta da aday olma ihtimali konuşulan Kemal Kılıçdaroğlu (Çünkü onun kazanacağına inanmıyor) ile "nefret" ettiği Mansur Yavaş'ın önünü kesmek istiyor.
İşin arka planında bir hesap daha var: İmamoğlu etrafında CHP ve İP'i de aşan yeni bir siyasi yapı oluşturmak. Hatırlarsanız bir ara, Fransa'daki Macron Modeli bizde de çok tartışıldı, Tıpkı onun gibi bir İmamoğlu modelinden söz ediliyor. Aslında İmamoğlu'nun da buna hazırlandığını, İstanbul Büyükşehir'de CHP kadrolarını dışlayan yeni bir kadrolaşmaya gittiğini herkes biliyor ve görüyor.
"LİDER KUMAŞI YOK"
Bu açıdan Akşener'in 30 Ağustos konuşması tesadüf değil ve yeni bir "projenin" işareti. Ama şunu da söyleyelim: Akşener, Kılıçdaroğlu'nu ekarte edip Mansur Yavaş'ı denklem dışına iterken baltayı da taşa vuruyor.
Bu da onun "lider kumaşı"na sahip olmadığının bir başka kanıtı.
Bakın Akşener, İmamoğlu'nu överken nasıl tarihi bir hata yapıyor:
"Bizans'a, Avrupa'ya rağmen, Haçlılara rağmen ya İstanbul'u alırım ya İstanbul beni alır. İki kararlı lider ve İstanbul alındı." Akşener'in ne dediği çok açık değil mi? Ona göre, arkasında Türkiye genelinde AK Parti'ye destek veren 20 milyon seçmen "Bizans ve Haçlı" ama FETÖ'ye, PKK'ya ve küresel dostlara tek söz söylemeyen İmamoğlu, Fatih Sultan Mehmed... Bu sadece AK Parti tabanından değil, CHP ve İP tabanından da ciddi tepki alır.
Bu sonuca, Akşener'in İmamoğlu aşkı mı, Yavaş nefreti mi yoksa projenin "sipariş" verilmesi mi yol açtı bilemem ama şunu biliyorum: Bu açıklama Millet İttifakı'nda bir kırılma yaratacak ve sular durulmayacak..."