Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen MÜSİAD'ın 26. Olağan Genel Kurulu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
MÜSİAD'ın kurulduğu 1990 yılı Türkiye'si kalkınma mücadelemizin en kritik en karakteristik dönemlerinden biridir. MÜSİAD çok daha büyük bir vizyonla yola çıkmıştır. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, barış, güven, refah, mutluluk gibi milletimizin o dönemde milletimizin hasret çektiği medeniyet gereksinimlerini hamdolsun kısa sürede büyük mesafe kat etmiştir.
Sizler de millet adına burada vazife üstlenen kadrolarsınız. Sizler istikametinizi bozmaz, sorumluluklarınızı unutmazsanız bu kutlu yürüyüşü durdurmaya kimsenin gücü yetmez. Bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetlerle MÜSİAD çatısı altında görev vermiş herkese teşekkür ediyorum.
Kadınlara ve gençlere yönelik özel yapılanmaları da bu kuruluşumun ülkemizin potansiyelini harekete geçirme konusunda doğru dinamiklere yöneldiğinin işaretidir. Ülkemizin küresel iddialarını hayata geçirme konusunda MÜSİAD'la daha yakın çalışmayı planlıyoruz. Bu işbirliğinin hayati önemde olduğu bir gerçektir.
Salgın döneminin zor şartlarında bile aktif ve yenilikçi yaklaşımlar bu hususta sizlere yönelik beklentilerimizi artırıyor. Mahmut kardeşime ve yönetimine şimdiden başarılar diliyorum. Abdurrahman kardeşime hizmetleri için aynı şekilde teşekkür ediyorum. MÜSİAD çatısı altında milletine hizmet etme gayreti gösteren kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Türkiye'yi 2023 hedeflerine inşallah sizlerle birlikte ulaştıracağız. Evlatlarımıza 2053 vizyonunu sizlerle birlikte emanet edeceğiz.
DÜNYA YEPYENİ BİR DÖNEMİN EŞİĞİNDEDİR
Yaşadığımız coğrafyayı 1000 yıldır vatanımız yapmak için verdiğimiz mücadelenin emsali yoktur. Bu coğrafyada son 2 asırdır da dünyanın en büyük salgınıyla da karşı karşıyayız. Anadolu topraklarını bize çok görenler, milletimizi buradan kazıyıp atmak için çok uğraştılar. Milletimizin fedakarca yürüttüğü mücadele sayesinde vatanımızı korumayı başardık. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda millet olarak batının güvenlik ve refah seviyesine baktığımızda sanayi devrimini kaçırdığımızı görüyoruz. Bugün kardeş coğrafyalar olarak baktığımız yerler birer birer elimizden çıkarken üzerimize binen yükün altında ezilmemeye çalışıyorduk. İstiklal harbini zaferle sonuçlandırarak kendimize yeni bir istikamet belirledik ama bu dönemde de rahat bırakılmadık. Büyük sıçramayı da önemli ölçüde kaçırdık. Dünya yepyeni bir dönemin eşiğindedir. Aynı zamanda yeni kurulacak küresel siyasi ve ekonomik yönetim sisteminin de ayak sesleridir. Türkiye inşallah bu defa treni kaçırmayacak hem de en ön tarafından hakettiği yeri alacaktır. Geçmişteki fırsatları hep kaçırdık, bu defa nasıl oluyor da bu kadar özgüvenli konuşabiliyoruz. Türkiye geleceğini inşaya odaklanmış durumdadır. Her alanda hedeflerini gerçekleştirmeye bir Türkiye vardır. Ülkemizin dört bir yanını her alanda yatırımlarla, hizmetlerle, eserlerle donatarak ihtiyacımız olan altyapıya kavuştuk.
TÜRKİYE'Yİ YOLUNDAN SAPTIRAMAZLAR
Bu tabloyu tersine çevirmek, eski Türkiye tartışmalarını hortlatmak için uğraşanlar da yok değil. Hamdolsun bugüne kadar başaramadılar. İnşallah büyük Türkiye inşası yolundan en küçük sapmaya izin vermeyeceğiz.
Milletimiz bilhassa 2013 yılından beri önüne konulan her senaryonun gerisindeki gerçeği gördüğü için desteğini bizden hiç esirgemedi. Vesayete karşı duruşa güç veren milletimiz terör örgütü, darbecilerle mücadelemizde hep yanımızda oldu. MÜSİAD bu mücadelenin hem iş dünyası, hem de yurt dışındaki katmanlarının şahididir. Türkiye'nin son 20 yılı bir önceki 200 yılından çıkarlan dersler ışığında demokrasi ve kalkınma mücadeleleriyle geçmiştir. Türkiye artık söz sahibidir, bu tartışılmaz. Tüm önemli küresel platformlarda Türkiye'nin kaydadeğer yeri vardır.
İHA/SİHA VE SAVUNMA SANAYİSİNDE GELİNEN NOKTA
Teknolojiye dayalı üretimde Türkiye kendi markalarını çıkarır ve dünyaya kabul ettirir seviyelerine gelmiştir. Riyakar tavırlara rağmen ortaya koymaktadır. İklim değişikliği gibi, yeşil mutabakat gibi ülkemiz özgüvenli bir yerde durmaktadır. Geçmişte kaçırdıklarımıza ah vah etme değil, geleceği yakalama peşindeyiz.
Şu anda başbakan olmadan kısa bir süre önce dünyayı dolaşıyorum. Oğul Bush'u ziyaret ettim. Bush'tan bize İHA niye vermiyorsunuz diye sordum. Rice'ı çağırdı, Türkiye'ye İHA niçin vermediniz diye sordu. Kendisi de hemen dedi talimatı verelim, İHA gönderelim. Fakat İHA'yı bize o zaman sadece 2 günlüğüne verip tekrar geri alma durumundaydı. Nedir koordinatları belirliyordu. Sonra bu şekilde İHA verdiler. Ama ne oldu bizi ev sahibi yaptılar. İHA'yı biz üretir hale geldik. Ardından SİHA üretir hale geldik.
Şimdi işi ileri götürerek AKINCI denilen görevi, başarısı çok çok farklı olan silahlı insansız hava aracının en üst segmentini dünyanın ilk 3'ü içerisinde yer alanı üretir hale geldik. Baykar şu anda yetiştiremiyor. Böyle bir noktada, böyle bir durumda. Bunlarla beraber bunların mühimmatını da Türkiye kendisi yapar hale geldi. Türkiye'nin savunma sanayinde dünyada bulunduğu yeri farklı bir konuma taşımış oldu. 2023 hedeflerimize maruz kaldığımız tüm sabotajlara rağmen adım adım yaklaşıyoruz. Eğer bugün Gabar'da Bestler Deresi'nde terörle mücadelede çok çok önemli bir mesafe kat ettiysek bunlarla beraberdir. Bu imkanlar olmasaydı terörle mücadelede bu başarıyı yakalaybilir miydik? Hayır. Diyarbakır'ın cadde sokaklarında rahatlıkla dolaşılıyorsa işte bundan dolayı. Cudi'de böyle, Gabar'da böyle. Yurt içinde yurt dışında böyle.
BU YARIŞI ÖNDE GÖTÜRECEĞİZ
Bundan sonraki süreç daha huzurlu, daha farklı olacak. Bu şekilde bu süreci devam ettiriyoruz. Gençlerimize bırakacağımız bir vasiyetimiz var. En büyük miras 2053 vizyonumuzu yavaş yavaş şekillendirileceği döneme giriyoruz. Akıncı'nın teslim töreninde gördüğüm gençlik beni çok etkiledi. 3500 genç orada bu eserin sahibiydi. Gece gündüz demeden çalıştılar, gayret ettiler, eserleri ortaya çıkardılar. Hala çalışıyorlar. Bu yarışı önde götüreceğiz.