Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü, "Yeni başlayanlar için" başlıklı yazısı şöyle:
"Kılıçdaroğlu tek başına kazanamayacağını biliyor.
CHP'nin oylarının öldür Allah yüzde 25'ten yukarı çıkmayacağını da biliyor.
İP, SP ve diğer bazı minik partilerle de olacak iş değil bu...
Tek umudu HDP desteği.
İşte bu yüzden onlarla arasını hoş tutmaya bakıyor.
İkide bir "dostlarımız" deyip durması da bu yüzden.
Dostlar, Meral Hanım, Temel Reis falan değil. Onlar "aksesuvar"...
"Dostlarla geleceği inşa edeceğiz" demek, "Ayrılıkçı Kürtlere hoşgörüyle bakacağım" demek.
Orduyu Suriye, Irak, Libya gibi yerlerden çekecek.
PKK/YPG de gemi azıya alacak.
Bunun için, tıpkı 15 Temmuz 2016 akşamı FETÖ'nün yaptığı gibi "yurtta sulh cihanda sulh" ayağına yatacak.
"Bölgemizde bulunan kardeş halkların kutup yıldızı, umut ışığı olacağız" demiş...
Ne demek bu?
Herhalde "Filistin halkına elimizi uzatacağız" demek değil.
Azeri-Ermeni savaşına "karışmamayı" önerenler herhalde o konuda da kutup yıldızlığı yapacak değiller.
Eee? İran'a mı örnek olacak Mısır'a mı?
Yunanistan'la mı sarılıp öpüşecekler?
Yoksa "tek kutuplu Ortadoğu" hayalleri mi kuruyor?
Bunun bir tek anlamı var: Kürt halkından söz ediyor.
Ayrılmak isteyen Kürt politikacılarına nasıl bir yıldızlık?
Onların isteklerini kabul ederek tabii.
Artık bilmem hendek kazmak, bilmem "özyönetim", bilmem özerklik!
Bu arada bol bol da savuruyor.
"Öyle bir Türkiye olmalı ki gençler her yeni çıkan telefonu rahatlıkla alabilmeliler.."
Gençler iPhone Pro 12 istiyorlar.
Aşağısı kurtarmıyor.
Hediyesi 18 bin papel.
Ne yapacak?..."