"COVİD-19 SALGINI ORTAMINDA EN GÜVENLİ ORTAM OKULLARDIR"
Türkiye'de eğitim sisteminin ölçeğinin çok büyük olduğunu dile getiren Özer, "Yaklaşık 18 milyon öğrencimiz, 1.2 milyon öğretmenimiz, 115 bin temizlik görevlimiz, 100 binin üzerinde idari personelimizin olduğu 20 milyona yakın insanımızın yer aldığı bir eğitim sisteminden bahsediyoruz. Vaka ve yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilen sınıf sayısı oldukça düşük. Bu şunu gösteriyor; şu anda Covid-19 salgını ortamında en güvenli ortam okullardır. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olarak en son kapatılacak yerlerin okullar olduğu yönündeki irademiz aynen devam etmektedir.
Diğer taraftan bildiğiniz gibi virüs sadece okulları seçmiyor, insanların yaşadığı, etkileşim içinde olduğu tüm mekanlarda virüsün yayılma potansiyeli vardır. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olarak okulları açmak için, tüm okullarımızda uygulamış olduğumuz kriterleri, nasıl harfiyen yerine getirmeye çalışıyorsak, okul dışı ortamlarda da Sağlık Bakanlığının belirlemiş olduğu kriterlere tüm vatandaşlarımızın uyması çok büyük öneme sahiptir" diye konuştu.
"VAKALARIN ÇOĞU, OKUL DIŞI ORTAMDAN KAYNAKLANIYOR"
Okulların kapatılmasıyla ilgili veya her hangi bir okulda vaka oluşmasının, okul içi ortamdan kaynaklanmadığını, çoğunun okul dışı ortamdaki bulaştan kaynaklandığını ifade eden Bakan Özer, "Dolayısıyla eğitim sisteminin, Covid-19 salgını ortamında yüz yüze eğitime devam etmesi ve 1.5 yıl aradan sonra bu iradenin kararlılıkla uygulanmasında sadece Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizlere görev düşmüyor, toplumun tüm kesimlerine görev düşüyor. Tüm vatandaşlarımız, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kurallara mutlaka uyması gerekiyor ki, okullarımızı sürekli açık tutalım, öğretmenlerimiz öğrencileriyle birlikte olsun ve öğrencilerimiz de okulda arkadaşlarıyla eğitim öğretime devam etsinler hem de psikososyal olarak da özgüvenleri yerinde süreçleri takip edebilsinler" şeklinde konuştu.
"OKUL BAZLI, VAKA BAZLI İSTİSNALAR GETİRİYORUZ"
Bakanlık olarak Covid-19 salgınında iller, ilçeler bazında önlemler veya istisnai kurallar getirmediklerini vurgulayan Özer, şöyle devam etti; "Okul bazlı, vaka bazlı istisnalar getiriyoruz. Örneğin kamuoyunda sıklıkla tartışılan kalabalık sınıflar konusu var. 850 bin dersliğin yüzde 56'sında öğrenci sayısı 25'in altındadır. Bu dersliklerin yüzde 18'inde de 26 ile 30 arasında öğrenci sayısı bulunuyor. Dolayısıyla kalabalık sınıflar istisnai bir durumdur, yaygın bir durum değildir. İstisnai durumlarda, istisnai kurallar uygulanır.
Dolayısıyla biz bakanlık olarak tüm illerimizde, valilerimize, milli eğitim müdürlerimize okul bazlı kalabalık sınıflarla ilgili her türlü önlemi alma, ikili eğitime geçme veya ders saati süresinde tasarrufta bulunma yetkisi verdik. Ve şu anda 200'e yakın okul bu önlemler çerçevesinde ikili eğitime geçti. Kalabalık sınıflar, ağırlıklı olarak arsa bulunamayan yerlerde veya depremdeki güçlendirme ve yıkım çalışmalarından kaynaklanan gecikmelerden ortaya çıkan geçici bir durumdur. İnşallah bakanlık olarak da tüm süreci takip ediyoruz, bu istisnai durumlarla ilgili gerekli her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz."