ByLock'un lisans sahibi Keynes'ten pes dedirten savunma: Beni "Çaycı Mehmet" gibi düşünebilirsiniz

Son dakika... FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock'un lisans sahibi olan ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapsi istenen "David Keynes" (Alpaslan Demir), "Ben programın lisans sahibi olarak görünüyorum ama beni şirketteki 'Çaycı Mehmet' gibi düşünebilirsiniz. Hiçbir şeyden haberim yok. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum" dedi. Davanın tanığı Gazeteci İsmail Saymaz'ın zorla getirilmesine karar veren heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :06 Ekim 2021 , 13:33 Güncelleme Tarihi :06 Ekim 2021 , 15:01
ByLock’un lisans sahibi Keynes’ten pes dedirten savunma: Beni Çaycı Mehmet gibi düşünebilirsiniz

ABD vatandaşı olduktan sonra Alpaslan Demir olan ismini değiştiren ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) gizli haberleşme programı ByLock'un lisans sahibi olduğunu kabul eden David Keynes, savunmasında, "ByLock programını önce hakim ve savcı gibi büyük kişiler, üst düzey görevliler kullanıyordu. Daha sonra MİT bu programı çözünce ağustos itibarıyla tüm örgüt üyelerine yaydılar. Ama üst düzey üyeleri programdan çektiler." dedi.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunma yapan Keynes, Atalay Candelen'in, kendisinin kimlik bilgilerini kullanarak ByLock programını kurduğunu 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Amerika'ya geçtiği zaman öğrendiğini söyledi.

Bununla ilgili Devlet Denetleme Kurulu'na bilgi verdiğini ancak ilgilenilmediğini savunan Keynes, şunları anlattı:

"Hanefi Avcı'ya söyledim, MİT'te çalışan arkadaşıma söyledim, kimse ilgilenmeyince Cumhuriyet gazetesinde biri vardı Uğur Mumcu'nun oğlu Özgür Mumcu, benim hakkımda yazı yazmıştı daha önce, ulaşamayınca ona da gazeteci İsmail Saymaz vasıtasıyla ulaşmak istedim. İsmail Saymaz haberi kendi yapmak isteyince onunla konuştum. Daha sonra Ali Aktaş isimli avukata vekaletname verdim, bilgilerimi paylaştım. Sonra bir anda benimle bağlantısını kesti. Mor Beyin'le meşgul oldu. Türkiye'ye gelmek düşüncem vardı ama sonra korktum. 2019 yılında avukatım Abdurrahman Bayramoğlu ile konuştum, onun aracılığıyla savcı beyle görüştüm. Onlar da olur verdiler, daha sonra Türkiye'ye geldim."

FETÖ ile ilgili geçmişini anlatan Keynes, "Haydar" isimli ev abisi vasıtasıyla üniversite sınavını kazandıktan 1 yıl sonra 1991 yılında cemaate girdiğini ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne döndüğünü dile getirdi. Keynes, savunmasına şöyle devam etti:

"İstanbul'da tanıştığım 'M.Ç. isimli bir kişi vasıtasıyla Ankara Gölbaşı'na yerleştim, 'Rahat edersin.' dediler. Grupta yaşı en küçük olan bendim. Diğer ev arkadaşlarım ODTÜ son sınıf öğrencileriydi. 'Haydar' daha sonra 'Yasin' isimli bir çocuğu, ders çalışmak için ilgilendikleri öğrencilerin başlarına koydu. Bu çocuklar da Balıkesir astsubay okulunu kazandı. 'Akif' diye bir isim de vardı 1991'de. İlgilendikleri öğrenciler ortaokul 3 öğrencileriydi. Fen lisesini kazanamayınca Balıkesir'deki 3 senelik askeri okula yönlendirdiler. Ben o zamanlar çocuktum. Ben de orta 3 öğrencisiydim cemaatin. Ben askeri sınava girmedim, arkadaşlarım girdi."

Mahkeme Başkanı'nın "Size askeri okula girin talimatında bulundular mı?" diye sorduğu Keynes, "Hayır. O zaman 18 yaşındaydım. 'Haydar' isimli kişi yönetti. Sonra 1997'de dershane müdürü oldu. Bana herhangi bir görev verilmedi o dönem." dedi.

"PROBLEM OLACAĞIM DİYE BENİ FETULLAH GÜLEN'İN YANINA GÖTÜRDÜLER"
Bütün sorulara cevap vermek istediğini ve Amerika'dan bu yüzden geldiğini söyleyen Keynes, örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile görüştürülmesiyle ilgili de şunları dile getirdi:

"FETÖ ile ilgili bilgi vermek için 1997'de Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya ile görüştüm. Bilgi Üniversitesi'ni kazanmıştım. Af çıkınca Ankara Siyasal'a devam etmek istedim. Yer sorunum vardı. Mehmet Candan yurtta bana kantin görevi bulmaya çalıştı. Cemaattekilere kızdığım için cemaattekiler bana yer vermeyi kabul etmedi. Sinirliydim. Hikmet Bey'le görüştüm ve o da yazı yazdı. Yazıdan sonra cemaattekiler görüştüler benimle. Problem olacağım diye beni Fetullah Gülen'in yanına götürdüler. Sadece girdim ve çıktım. 1998 yılıydı, İstanbul'da görüşmüştüm. Oturup sohbet etmişliğim yok. Ben konuşma yapmadım. 'Mehmet Candan' isimli kişi beni götürüp tanıştırdı. Gülen bana sadece ismimi sordu. Daha sonra ben çıktım, Mehmet Candan kaldı içeride."

Gizli tanık "Karadeniz"in hakkında verdiği bilgilerin birçoğunun yanlış olduğunu öne süren Keynes, gizli tanığın Mehmet Candan'ın arkadaşı olduğunu ve Candan'ın yönlendirmesiyle bilgiler verdiğini kaydetti. Keynes, gizli tanığın Hikmet Çetinkaya ile görüşmesiyle ilgili verdiği tarihin yanlış olduğunu, Hikmet Çetinkaya ile 28 Şubat'tan 10 ay sonra görüştüğünü de aktardı.

"HİKMET ÇETİNKAYA'YA ÖRGÜTÜN HER ŞEYİNİ ANLATTIM"
Hikmet Çetinkaya ile görüşmesinin içeriğini anlatan Keynes, "Hikmet Çetinkaya ile konuşmamızda örgütün her şeyini anlattım. O da o zaman Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan'ı aradı. Türkan hanım bana vakfında randevu verdi. Gittim ama yerinde bulamamıştım. 'Şenol' isimli biri benimle irtibata geçti ve gelerek görüşmemem için beni bir şekilde ikna etti." dedi.

Örgütün siyaset imamı olan A.H.P. isminde birinin Eskişehir'de görevli olduğunu ancak gizli tanığın bu bilgiyi de yanlış söylediğini iddia eden Keynes, "Gizli tanık, Facebook'ta olduğum bilgisini de sallamış. Hesabım gizliydi ve Google'da aranarak bulunamazdım. Amerika'ya örgüt tarafından gönderildiğimi söylemiş oysa ben Greencard'la gittim. Hüseyin Şentürk'le görüştüğümü söylüyor. O bilgileri de bilmiyor. Hepsini Mehmet Candan'dan öğrenmiş. Onunla aynı evde kaldığını tahmin ediyorum. Mehmet bir şey dememiş ama böyle konuşmasını ona aşılamış." ifadesini kullandı.

"BYLOCK'U TÜRKİYE'DE OLDUĞUM ZAMAN AÇSALARDI SAVCILIĞA İFADE VERİRDİM"
ByLock bilgisi ve İsmail Saymaz'a verdiği beyan sorulan David Keynes, şunları ifade etti:

"ByLock'un örgüt tarafından kullanıldığını 7 Ağustos 2016'ya kadar bilmiyordum. Ben Türkiye'den çıktım. Benim çıkmam bekleniyormuş gibi Mehmet Candan'ın ifadesi geldi. 16 Ağustos'ta benim çıkmam beklenmiş sanki. ByLock programını birileri Eagle programını kapatarak öne çıkardı. Ben Türkiye'de olduğum zaman öyle bir şey yapsalardı savcılığa ifade verirdim.

İlk olarak Devlet Denetleme Kurulu'ndan M.K.'yi aradım. Amerika'dan kayınbiraderini tanıyordum. Bana, 'Seninle ilgilenmeyeceğiz, başının çaresine bak.' dediler. MİT'e iki defa Türkçe ve İngilizce mail attım, cevap gelmedi. Daha sonra eski polis müdürü Hanefi Avcı'yı, MİT'le arası iyi olmadığı için, polislerle MİT arasında ters ilişki olduğu için aradım, irtibat kurdum. 'Tamam senin dediklerini anlatacağım.' dedi ancak oradan da bir şey çıkmadı. Uğur Mumcu'nun oğlu Özgür Mumcu benimle ilgili yazı yazmıştı. O zaman o şarkıcı Sıla'nın sevgilisiydi. O zaman irtibat kuramadım. Milliyet okuyucu temsilcisine yazdım, olmadı. İsmail Saymaz ile Özgür Mumcu, Twitter'da mesajlaşıyorlardı. Arkadaşı olduğunu düşündüm, bağlantı sağlar diyerek İsmail Saymaz ile görüşmek için Hürriyet gazetesini aradım. İsmail telefona çıktı. 10 gün Uğur Mumcu'nun oğluna ulaşmak için uğraşmıştım. Sinirliydim. İsmail Saymaz sevecen yaklaşınca, Mumcu yerine Saymaz ile görüştüm."

"BENİ ŞİRKETTEKİ ÇAYCI MEHMET GİBİ DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ"
ByLock programının ne olduğuna ilişkin soruyu da David Keynes, şöyle yanıtladı:

"Kripto bir program ama sonra kırılmış. Atalay Candelen, bir program alarak üzerine kaporta yapmış birisi. Örgüt 29 Aralık 2013 ile 2014 Mart ayı arasında bu programı kapalı devre olarak kullanıyor. Daha sonra Apple ve Google Play marketlerine koydular. Önce hakim ve savcı gibi büyük kişiler, üst düzey görevliler kullanıyordu. Daha sonra MİT bu programı çözünce ağustos itibarıyla tüm örgüt üyelerine yaydılar. Ama üst düzey üyeleri programdan çektiler. Programın lisans sahibi ben görünüyorum ama beni şirketteki çaycı Mehmet gibi düşünebilirsiniz. Ben kullanmadım ve örgütün kullanımı dışından da haberim yok."

Amerika'da yaşarken örgüt üyeleri tarafından 15 Temmuz darbe girişiminden önce darbe olacağı bilgilerinin açık açık konuşulduğunu anlatan Keynes, "Darbeden 2 ay önce konuşuyorlarmış. New Jersey'de oturuyordum. Arkadaşım Hüseyin Şentürk'ün yanına uğrardım, ofisi vardı. O zamanlar Twitter'da yazıyorlar, 'Temmuz sıcaktır.' falan... Nisanda da bir köşe yazısı yazılmıştı. Şentürk'ün ofisinde, arkadaşları falan, FETÖ mensupları 'darbe olacak' diyorlardı. 2016 yılı Mayıs ayıydı. Ben de onlara, '1980 yıllarının durumu yok, halk ayaklanır.' demiştim. Hüseyin Şentürk, 'Bir üsteğmen silahıyla birinin kafasını patlatır, herkes çil yavrusu gibi dağılır.' dedi. Kızdım, Devlet Denetleme Kurulu'ndan M.K.'yi aradım, 'Bunlar darbe yapacak.' diye."



"ÇOK RAHAT BİR ŞEKİLDE DARBE OLACAĞINI KONUŞUYORLARDI"
Bir soru üzerine, ABD vatandaşı olduğunu ve ismini meşhur bir iktisatçı olan, zevk alarak okuduğu John Maynard Keynes'ten aldığını söyleyen Keynes, "Önce Ricardo'yu seçmiştim. İspanyol kökenli olduğu için farklı bir şey seç denilmişti bana. Amerika'da 2 defa bombacı diye FBI tarafından gözaltına alındım. Giriş çıkışlarda hep aranıyordum isim Türk ismimin benzerliğinden. O yüzden isim değişikliği yaptım. İngiliz ismi güzel olur diye bu ismi seçtim." diye konuştu.

Mehmet Candan'nın ifadesinde 2 kişiden bahsetmediğini, bunların da kendi ilgilendiği bir subay ile SGK genel müdürlüğü de yapan "Namık" isimli biri olduğunu öne süren Keynes, bu kişilerin örgüt üyesi olduğunu iddia etti.

Üye hakimin, "Örgütle ilişkinizi kestiğinizi söylediniz, darbe olacağı bilgisini sizinle niye paylaşsınlar?" sorusunu Keynes, "Ben 1997'de örgütle bağımı kesmiştim ama arkadaşlarım vardı. Onlar çok rahat konuşuyorlardı. Dükkanda, mağazada, araba tamircisinde, berberlerde çok rahattılar. Bunu konuşmak gizli bir şey değildi Amerika'da." diye yanıtladı.

Keynes, beraat ve tahliye talebinde bulundu.

"MÜVEKKİLİM HER TÜRLÜ BİLGİYİ VERDİ"
Söz alan Keynes'in avukatı Abdurrahman Bayramoğlu, müvekkilinin her bilgiyi verdiğini ve bu konuda en ufak bir tereddüdün bulunmadığını belirterek, şunları söyledi:

"M.K.'ye 15 Temmuz'dan önce haber veriyor zaten. Ama ilgilenmiyorlar. 15 Temmuz'da da kendisi burada zaten. 8 Ağustos'ta Türkiye'den çıkıyor. Kimse adama bir şey sormuyor. Bunu savcıya da söyledim. Dediler ki, 'Gelecek denmeseydi, gene girip çıkardı Türkiye'ye, çünkü Keynes ile ilgili herhangi bir şey yok bizde.' Adli makamlar bir şey yapmamış, halen de yapmıyordu kendisi gelmeseydi."

Atalay Candelen isimli kişinin ByLock'un esas yapımcısı ve üreticisi olduğunu savunan Bayramoğlu, "Kredi kartı uluslararası kullanıma açık değil diye müvekkilin kredi kartını kullanıyor. Bu nedenle müvekkilin adı geçiyor. Müvekkilin, sonrasında serverın Litvanya'ya taşındığından da haberi yok. ByLock'ta 2014 Ağustos ayı öncesine ait ID tespit tutanağı yok. Çünkü server o tarihten önce Almanya'daydı." ifadesini kullandı.



İsmail Saymaz'ın, röportaj yaptığı ByLock'un sahibi Alparslan Demir'e üşümesin diye kendi montunu verdiği görüldü.

TAKVİM BYLOCK GERÇEKLERİNİ İFŞA ETMİŞTİ
Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler, 29 Ekim 2016 tarihli yazısında ByLock'a ve İsmail Saymaz'ın röportajına ilişkin çarpıcı detayları aktarmıştı. İlgili yazı şu şekilde:

HÜRRİYET ve BYLOCK işinden bugün de yürüyelim... Hürriyet dışında kimsenin bir kafa karışıklığı yok ama nedense onlar rahatsız.
Soru sormamak için NEW YORK'a gidenler onlar! Ellerine aldıkları notları manşet yapan onlar!
Rahatsız olanlar yine onlar!
Hiç anlamadım... Neyse biz kaldığımız yerden devam edelim.
Acele etmeden adım adım gidelim... Ki anlamayanlar da anlasın! Hürriyet, Brooklyn Köprüsü'nün altında DAVID KEYNES ile buluştu. Türk olarak doğan, Amerikalı olarak yoluna devam eden kişinin gerçek ismini, daha doğrusu TÜRKİYE'deki ismini açıklamadı.
Bilmiyordu sanırım!
David'in ALPASLAN DEMİR olduğunu ilk biz yazdık. Zaten inkar da edemediler. Cevap gelmeyince ertesi gün de onların enseden pozunu yayınladıkları ALPASLAN'ın yüzünü gösterdik.
Peki onlara göre David bize göre Alpaslan ne söylemişti HÜRRİYET'e?
Hatırlatalım...
"Bylock'u tasarlayan TİLKİ lakaplı eski ev arkadaşım. 3 ARALIK 2013'te programı APP STORE'a koyabilmek için kredi kartımı istedi. O zamandan beri patenti bende!
BYLOCK, Mart 2014'ten sonra Apple Store ve Google Play adlı online mağazalarda kullanıma açıldı.
Uygulama için ayda 29 DOLAR ödedim...
Altyapısı güçlendirilip sürümü yükseltilemediği için BYLOCK, 7 Eylül 2014'te App Store'dan kaldırıldı... Google Play'de bir yıl kaldı! BYLOCK Google Play'den yaklaşık 500 bin, App Store'dan ise 100 bin kişi tarafından indirildi.
Ancak program, Apple Store ve Google Play'den kaldırıldıktan sonra da farklı internet sitelerinden indirilmeye devam etti..." Tabii HÜRRİYET'in David Keynes'i devam ediyor, durmuyor... "ABD ve Avrupa'da kullanılmadı. Çünkü reklamı yapılmadı..." Hakkında bir ARAMA KARARI, BİR YAKALAMA
EMRİ bulunmadığı halde neden GİZEMLİ FOTOĞRAFLARLA HÜRRİYET'e MANŞET olduğunu anlayamadığım David Keynes sonra şunu söylüyor..
"Ekim 2015 itibariyle GoDaddy adlı server firmasına ücret ödemeyi kestim.
Bu nedenle BYLOCK Ocak 2016 itibariyle kullanımdan çıktı..." Hürriyet'in DAVID'i daha pek çok şey söylüyor! ANKARA SİYASAL'DAN ATILDIĞINI GİZLİYOR. Yüksek lisans için gittiğinden söz ediyor ama okuluyla ilişiğinin kesildiğini unutuyor. İzleri TARKİM HANGARI'na kadar giden bu ismin ensesinden de olsa tanınacağı kesin ve net! O ekip nefes alışverişinden bunu tanır. Ama o ya da HÜRRİYET bunu bildiği halde ENSE FOTOĞRAFIYLA olayı büyüttü! KOD'layıp TÜRK İSMİNİ bile vermedi!
Şimdi gelelim HÜRRİYET'in sormadığı ve bilmediklerine... Burası bence daha önemli...
Öncelikle HÜRRİYET'in şunu bilmesi gerekiyordu! YAZILIMI yapan kim ise yani KOD'lar kimdeyse APP'in sahibi odur! David'in ya da diğer deyişle Alpaslan'ın KREDİ KARTINI VERMİŞ olması bu gerçeği değiştirmez.
Bu APP'i yazanlar istediği yerden programı hizmete sunar David evinde maç izlerken binlerce kişi indirir de ruhu bile duymaz!
Açalım biraz daha...
Kayıtlara girildiğinde bambaşka bir TABLO karşımıza çıkıyor! Önemli nokta burası! TİLKİ 3 ARALIK 2013'te APP STORE'a bu uygulamayı koymak için DAVID'ten kredi kartı istiyor! BÖYLE DİYOR HÜRRİYET'E!
Ama gerçek böyle değil!
BYLOCK'un ilk versiyonu V.1.0 olarak hazırlanıyor. BÜTÜN YENİ ÜRÜNLERDE OLDUĞU gibi bu KOD'la piyasaya sürülüyor. Yani ilk isim V.1.0!
Bu ilk hali David'in söylediğinin tam tersine kendisinden KREDİ KARTI İSTENİLEN tarihten daha önce bir sunucuya yükleniyor.
İzler 6 KASIM 2012'ye çıkıyor!
Yani BYLOCK 2013'ün başında kullanıma hazır! Kim aldı, kim indirdi, bu sayı ne kadardı bilemem! Ama ürün o tarihte hazır!
DEVAM...
Köprü altında HÜRRİYET'le konuşan David Keynes "Bu APP yani bu program geliştirilemedi" diyor!
Diyor ama eksik söylüyor!
Çünkü pek çok yerde göreceğiniz VERSİYON NUMARALARI BYLOCK'ta da görülebiliyor! V.1.0 olarak hizmete giren BYLOCK daha sonra incelendiğinde görülüyor ki V1.1.6 olarak atılım yapıyor! Belki DAVID KEYNES bilmiyor ama biri programı geliştiriyor! Patenti kendisinde olduğu halde bundan haberi yok! Garip!
Bu kadar mı? Değil elbette!
Belli ki; "Değişmeyen tek şey değişimdir" diyen birileri rahat durmuyor...
David Keynes yani Alpaslan Demir bilmese de ya da söylemese de program değişmeye devam ediyor!
Hayata V1.0 ile başlayan sonra V1.1.6 ile yoluna devam eden BYLOCK bir adım daha atıyor ve V1.1.7'ye evriliyor...
GELİŞME yaşanırken ne garip PATENT sahibinin haberi olmuyor. Ya da bunu önemsemiyor. Bilemiyorum...
İlginçlikler bitmiyor tabii...
David Keynes GoDaddy'e EKİM 2015'ten sonra ödeme yapmayı durdurduğunu söylüyor. Ocak 2016'dan sonra kullanıma açık olmadığını belirtiyor...
Peki bu kaldırılan program nereden SERVİS veriyordu?
LETONYA'dan!
BALTİC SERVERS.EU'dan...
Burada önemli gariplikler vardı!
KREDİ KARTINI kullanan David Keynes burada ortada yoktu!
BURAYA ÖDENEN PARA BİRİMİ GİZLİ OLDUĞU GİBİ ÖDEYEN KİŞİ DE ANONİMDİ!
Yani GİZLENEN biri ya da birileriydi!
Parayı verenler kendilerini sakladığı gibi parayı alanların istediği bir e-posta adresi vardı.
Bu zorunluydu!
Verilen e-posta adresi de ANONİMDİ! Yani ortada yine bir kişi yoktu! Gazeteye manşet olanlar LETONYA'da görülmüyordu!
Neden kendisini gizliyordu anlamadım. LETONYA'dan servis verilen adres ise 46.166.164.181'di...
GİZLİLİK İÇİNDE YÜRÜYEN bir sistem vardı.
Keynes bunun neresindeydi bilemiyorum. Çünkü Keynes patent sahibi olmasına rağmen önemli detayları atlıyordu! Ya da haberdar değildi.
Daha da ilginç bir yere gelelim...
Yukarıda VERSİYONLARINI saydığım yani adım adım geliştirilen BYLOCK, David Keynes'in "ÖDEMEYİ KESTİM. DURDURDUM" dediği tarih olan EKİM 2015'ten sonra da gelişimine devam etmiş!
Bu tarihten sonra ortaya V2.0 versiyonu çıkmış! V2.1 ya da daha ileri versiyonları var mı bilemiyorum.
Şimdilik...
Ama V2.0 versiyonu bir sürücüye bağlı değil. Şu anki bulgulara göre GoDaddy ile de ByLock'un bir teması yok! Ama bir el belli ki bu sistemi devam ettirmiş. İyi niyetli baktığımız zaman David'in bundan haberi yok.
Haberi olmadığı için de HÜRRİYET'e konuşuyor.
Konuşuyor ama yanılıyor...
HÜRRİYET de bunları sormadığı için eline verilenleri manşet yapıyor...
Eleştiri gelince de "Bize saldırıyorlar!" diye feryat ediyor ve artık hiç etkisi olmayan BİRİNCİ SAYFADAKİ AÇIKLAMALARA bir yenisini daha ekliyor...
Sanırım bu açıklamaların sonu gelmeyecek.
Bu kafa değişmediği sürece işleri zor!
Benden söylemesi...

NOT: 17/25 Aralık 2013'te bu sistem çok aktif. Kafa karıştırmak için 2014'te bir sis perdesi çekilmiş, V1.1.7 ile iletişim kurulurken iz kaybettirmek için V2.0 çıkartılmış. Bu arada, Google'dan programı indirdiği söylenen 500 bin üye rakamı yalan!
Takipteyiz.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN