Kurban Bayramı 1. gün 9 Temmuz Cumartesi
Kurban Bayramı 2. gün 10 Temmuz Pazar
Kurban Bayramı 3. gün 11 Temmuz Pazartesi
Kurban Bayramı 1. gün 12 Temmuz Salı
Demokrasi Bayramı: 15 Temmuz Cuma
Zafer Bayramı: 30 Ağustos Salı
Cumhuriyet Bayramı: 29 Ekim Cumartesi
RAMAZAN AYININ ÖNEMİ
Ramazan ayının önemi ve fazileti hakkında Peygamber efendimiz: "Ramazan ayının ilk gecesi olunca, cennetin bütün kapıları açılır. Ay boyunca bir tane bile kapı kapatılmaz. Allah Teâla, bir çağırıcının şöyle nida etmesini emreder:' Ey iyilik isteyen! Gel ey kötülükte ileri giden! Kendine dikkat et.' Sonra der ki: ' Yok mu bağışlanmak isteyen, o bağışlanacaktır. Yok mu bir şey isteyen, istediği verilecektir. Yok mu tövbe eden, Tövbesi kabul edilecektir.' Bu davetten yer ağarana kadar devam eder." şeklinde buyurdu.
Ramazan'da bir farzı yerine getirmek, Ramazan dışında yetmiş farzı yerine getirmek gibidir. O ay sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir. Bu ay yardım ayıdır. Bu ay Müslümanın rızkının arttığı bir aydır kim bu ayda bir oruçluya iftar açtırırsa, bir köle azad etme sevabı alır ve günahı bağışlanır. Ayrıca Ramazan ayının başı Rahmet ortası günahlardan bağışlanma ve sonu ise cehennemden azad olma ayıdır.
KURBAN'IN DİNİ DAYANAĞI NEDİR?
Kurban, Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).
Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: "Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin." (Hac, 22/28), "Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hac, 22/34), "Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin O'nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hac, 22/36-37)
Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah'a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).
Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).
Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360).