Toplantının açılış konuşmasını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve MIT'den öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu yaptı.
Toplantıya 'laiklik' ve 'diktatör' söylemleri damga vurdu.
Toplantının açılış konuşmasını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve MIT'den öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu yaptı.
Toplantıya 'laiklik' ve 'diktatör' söylemleri damga vurdu.
ACEMOĞLU'NDAN PROVOKATİF AÇIKLAMA: "DİKTATÖRLER KENDİ BAŞLARINA GİTMİYOR"
Toplantıda söz alan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, diktatör benzetmesi yaptı.
Yakın zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile makamında görüşen Acemoğlu'nun, "Diktatörlükler hiçbir zaman kendi başlarına gitmiyorlar. Ekonomik krizler içinde… Ekonomik krizler çoğu zaman demokrasiye yol açıyorlar. Ve buna rağmen, bu zorluklara rağmen demokrasiler bu katkılarda bulunuyorlar." sözleri tepkilere neden oldu.
KILIÇDAROĞLU VE BABACAN'I ZİYARET ETMİŞTİ
Prof. Dr. Daron Acemoğlu, geçtiğimiz aylarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu parti genel merkezinde ziyaret etmişti.
Ziyarete ilişkin fotoğraflar, CHP'nin resmi Twitter hesabından paylaşıldı. Çekilen fotoğraflarda Kılıçdaroğlu ile Acemoğlu'nun verdiği samimi pozlar dikkat çekti.
Daron Acemoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve partinin yönetim kademesiyle bir araya gelmişti.
DEVA Partisi Genel Merkezi'ndeki görüşmenin ardından ziyarete ilişkin bir mesaj paylaşan Babacan, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Değerli bilim insanımız Daron Acemoğlu bugün genel merkezimizde bizimleydi.
Ekibimizle birlikte verimli bir toplantı gerçekleştirdik.
Nazik ziyaretleri için Daron Bey'e teşekkür ediyorum."
KASLOWSKİ DE SİYASET YAPMAKTAN GERİ DURMADI
Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise laiklik vurgusu yaptı.
Laikliğin din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğunu vurgulayan Kaslowski, laiklik ilkesini özümsememiş bir toplumda eşit vatandaşlık kavramının ve bilincinin yerleşmesinin çok zor olduğunu, vatandaşlık bilincinin olmadığı yerde ise modern ve demokratik bir toplumu kurmanın ve korumanın güçleştiğini söyledi.
Kaslowski, devletin ve kurumların tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması, yargı bağımsızlığının sağlanması, tüm hak ve özgürlüklerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında güçlendirilmesi, her bireyin her düzeyde etkin hak arama imkanına sahip olabilmesinin elzem olduğunu dile getirdi.
"ADALETE GÜVEN DUYGUSU YARALAR ALMAKTADIR"
Avrupa Konseyi'nde hukuk ve demokrasi standardı sorgulanan bir ülke olmaktan çıkılması gerektiğini ifade eden Kaslowski, şunları kaydetti:
"Adil yargılanma hakkının gereklerini, sanık kim ve suç ne olursa olsun harfiyen uygulamalıyız. Aksi taktirde adalete güven duygusu onarılmaz yaralar almaktadır. Çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi, şeffaf, hesap verebilir bir kamu yönetimi, denetleyici ve düzenleyici kurumların özerkliği, bizi kurumsuzlaşma girdabından koruyacaktır. Kurumsuzlaşma Türkiye'nin cezbedebileceği ve ihtiyaç duyduğu yatırım sermayesinin gelmemesinin sebeplerinden biridir. Kurumsuzlaşma ülkemizin en hayati dış ilişkilerinde erime, hatta kopmalar ile sonuçlanmaktadır."