BBP lideri Mustafa Destici, partisinin Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Destici, tezkerelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oylandığını ve Cumhur İttifakı'nın da oylarıyla kabul edildiğini anımsattı.
Destici, Orta Doğu'da yaşanan her gelişmenin Türkiye'ye doğrudan tesirlerinin olduğunu ve Türkiye'ye bölge ile ilgili alınacak tüm uluslararası kararlara ve müdahalelere katkı sağlamaya ve içerisinde olmaya ya da inisiyatif almaya mecbur kıldığını söyledi.
Destici, "Ayrıca, Irak ve Suriye'ye yapılacak sınır ötesi operasyonlar konusunda Cumhurbaşkanlığına verilen yetkinin iki yıl daha uzatılması üzerine de birtakım tartışmalar yaşandı. Türkiye'nin Güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan gelişmeler ve devam eden çatışma ortamı, milli güvenliğimiz ve sınırlarımızın her iki tarafında yaşayan siviller açısından da önemli bir risk taşıyor. Komşumuz Irak'ın toprak bütünlüğüne, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem veriyoruz. Şu anda Irak'ta tam bir toprak bütünlüğünden ve toprak güvenliğinden bahsedebilir miyiz?. Irak kendi topraklarını kontrol etse, burada teröristleri çıkarsa, teröre müsaade etmese Türkiye niye Sınır Ötesi Harekat yapsın ki?. Irak kendi topraklarında teröristleri yok edemediği için ve terörü söndüremediği için Türkiye müdahale ediyor. Türkiye'ye o topraklardan terör saldırıları ve terörist girişleri devam ettiği için Türkiye oralara harekat düzenliyor. Bizim hiç kimsenin toprak bütünlüğünde gözümüz yok. Aynı durum Suriye'nin kuzeyi için de geçerli. Sadece Türkiye harekât yapıyormuş gibi bir algı oluşturarak buna karşı çıkmak anlıyoruz küresel emperyalist güçlerin taşeronu olmaktan başka bir şey değildir. Terör örgütlerinin sözcülüğü dışında başka bir şey değildir. Türkiye'nin harekatından rahatsız PKK'nın meclisteki temsilcisi, uzvu olan sözde parti ABD'nin, Rusya'nın ve diğer uluslararası güçlerin harekatlarına niye karşı çıkmıyor?" dedi.
"MİLLET BUNLARIN CEVABINI BEKLİYOR"
Destici, Türkiye'nin bu harekâtları kendisine yönelik saldırıları bertaraf etmek, hudut güvenliğini sağlamak adına gerçekleştirdiğini kaydederek, şunları söyledi:
"Hudut güvenliği derken, sormak istiyorum ana muhalefet partisi CHP'ye; bütün binalarına asmışlardı 'hudut namustur' diye. Dün tezkerede ne kadar samimi olduklarını gördük. 'Hudut namustur' diyenler hemen yanlarındaki PKK grubu HDP'nin korkusuyla evet diyemediler; 'hayır' dediler. Çünkü ittifak ortaklıkları devam ediyor. Halbuki aynı tezkere. Aynı tezkereye 2019 yılında meclise gelen Suriye ve Irak tezkeresine Sayın Kılıçdaroğlu, 'orada görev yapan askerlerimizin burnunun kanamaması için o askerlerin ve asker annelerinin hatırı için evet diyeceğiz' demişti. Noldu, o askerlerimizin, mehmetçiklerimizin ve onların annelerinin Kılıçdaroğlu'nun yanında hatırları kalmadı mı?. Yoksa onlar eve mi döndüler. Bizim sınırlarımız dışında askerlerimiz kalmadı mı?. Yine sormak istiyoruz Sayın Kılıçdaroğlu'na, iki yılda ne değişti? Terör mü bitti?. Suriye'nin ya da Irak'ın kuzeyinde PKK, PYD, YPG, DAEŞ yok mu oldu?. Bölge tamamen huzura mı erdi?. Yoksa Millet İttifakı'nızın ortağı HDP'nin baskıları mı ağır bastı. Sizin onları üzmeme duygularını mı, ittifak ortağınız HDP'yi mutlu etme duygularınız mı yükseldi. CHP tezkereye 'hayır' derken ben şahsen bunların cevabını vermelerini istiyorum. Millette bunların cevabını bekliyor. Devletin bekasını, istiklal ve istikbaline matuf tehlikeleri sezip önlemek adına atılan adımları iç siyasete alet etmek doğru bir siyaset değildir."
