Soylu, yapılacak iletişimin dinlenmesine ilişkin talep ve kararlarda, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları, ilgili internet bağlantı adresi, tedbirin türü, kapsamı ve süresi ile tedbire başvurulmasını gerektiren nedenlerin belirtilmesi gerektiğini anımsatarak denetim konusunda yargı mercilerinin ve Devlet Denetleme Kurulunun da yetkisi bulunduğunu vurguladı.
Soylu şunları da kaydetti:
"Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde 24 saat içerisinde hakim onayına sunulmak kaydıyla diğer hallerde ise doğrudan hakim kararıyla yapılabilen iletişimin tespitine dair sürece ilişkin koşullar, usul ve esaslar, yetki, süre, denetim gibi tüm ayrıntıların belirtilen yasal çerçeve ile net bir şekilde belirlendiği açıkça ortada olup birilerinin iddia ettiği gibi sistemin içerisinde en ufak bir keyfiyete mahal bırakılmamıştır.
Sonuç olarak iletişimin tespitine dair her türlü faaliyet yetkili hakim kararları doğrultusunda, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığının koordine ve nezaretinde gerçekleştirilmekte olup bu konuyla ilgili görev yürüten güvenlik birimlerimize yönelik çok ciddi bir denetim mekanizması bulunmaktadır."
Soylu, "mevzuat hükümleri ve uygulamaya ilişkin süreçler bu kadar açık ve net şekilde bilinmekteyken kamuoyunu yanıltıcı şekilde, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmayan, tamamen siyasi algı oluşturmaya ve güvenlik birimlerini zan altında bırakmaya, moral ve motivasyonlarını düşürmeye yönelik bu tür açıklamaların en hafif tanımıyla devlet ve siyaset ciddiyeti ile bağdaşmadığını" belirterek açıklamasını şöyle tamamladı:
"Hal böyle iken iddiasıyla ilgili olarak varsa bilgi ve belgeleriyle savcılığa başvurmak yerine ısrarlı ve mütemadi bir şekilde, milletimizin devletine olan güvenini azaltmaya, devletin itibarını sarsmaya, güvenlik birimlerimizin mücadele azmini kırmaya yönelik bu tür iftiralara karşı Bakanlığımızca gerekli suç duyurusunda bulunulacaktır."