"ÜRETİMİ VE BİREYLERİ DESTEKLEDİK"
Hükümet olarak uyguladıkları ekonomi programının odağında vatandaşların işini korumak, bunun da ötesinde sürekli yeni iş alanları oluşturarak istihdamı geliştirmek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün 85 milyonluk bir nüfusa sahibiz. Nüfusumuz 20 yıl öncesine göre 20 milyon artarken, istihdama katılan kişi sayısı da 20 milyondan 34 milyona çıktı. Tarihimizin en yüksek iş gücüne katılım oranına ulaşırken, istihdamı 19 milyondan 30 milyonun üzerine çıkarttık. Hatırlarsanız salgının ilk aylarında iş gücüne katılım 29 milyona, istihdam 25 milyona kadar gerilemişti. Dünyanın panikle içine kapandığı bu dönemde biz farklı bir politika izleyerek üretimi ve bireyleri destekledik." dedi.
Faiz tartışmaları ve kur dalgalanmalarının yol açtığı sıkıntılara rağmen bu politikalarından taviz vermediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla hedefli ekonomi programımızı, ısrarla ve kararlılıkla uygulayarak salgının ilk aylarındaki kayıpları hızla telafi etmekle kalmadık, ötesine de geçtik. Dünya küçülürken biz büyüdüğümüz, istihdam ve ihracatta rekor üstüne rekor kırdığımız bir dönemi geride bıraktık. Netice itibarıyla hükümetlerimiz döneminde 11 milyonun üzerinde insanımıza çalışacak iş sağladık, geçinecek gelir temin ettik. Bahar mevsimiyle birlikte canlanacak turizm, inşaat ve tarım sektörleri istihdamı daha da yukarıya taşıyacaktır. Elbette hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar vardır. Elbette sokakta, tezgahta, vitrinde canımızı yakan fiyat artışları vardır, emin olun bunların hepsi de geçicidir, konjonktüreldir, bu döneme mahsustur."
Asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar tüm çalışanların gelirlerinde yüksek oranlı artış yaparak esnaf ve sanatkarları kredi paketleriyle destekleyerek, hayat pahalılığının vatandaşlar üzerindeki yükünü azaltmanın gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ancak bunları konuşurken şu gerçeği de kesinlikle gözden kaçırmamalı, aklımızdan çıkarmamalıyız. Alım gücündeki düşüş bir süre sonra telafi edilebilirken kaybedilen işin, kaybedilen huzurun, kaybedilen vaktin geri kazanımı çok daha zordur. Böyle dönemlerde asıl olan çalışacak iş, hayatını sürdürecek gelir sahibi olmaktır. Asıl olan kendine ve ailesine karşı mahcubiyet yaşamamaktır. Asıl olan nice krizler, nice sancılar içinde kıvranan bölgemizde başı dik durabilmektir. Asıl olan geleceğe umutla bakabilmeyi sürdürecek zemini kaybetmemektir. Bunun için fabrikaların çalışması, esnafın dükkanının açık kalması, toprağın ekilmesi, yolların yük taşıyan kamyonlarla dolu olması, emlak ve araç satışlarının sürmesi, hayatın canlı şekilde akışı çok önemlidir. Şayet buralarda bir tıkanıklık, gerileme, çöküş yaşanırsa işte o zaman felaket kapımıza dayanmış demektir. Hamdolsun, böyle bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Halihazırdaki en büyük sorunumuz yüksek enflasyondur. İnşallah onun da üstesinden, her geçen ay inişini görerek geleceğiz. Milletimizin karşısına güçlü bir eser ve hizmet altyapısıyla, güçlü sanayi ve ticaret işleyişiyle, güçlü bir güvenlik ve diplomasi çerçevesiyle örülü 20 yıllık kazanımlarla çıktığımız için müsterihiz."
Türkiye'yi 30 milyonun üzerinde vatandaşını istihdam eden bir ülke haline getirmiş olmanın en büyük iftihar sebepleri olduğunu belirten Erdoğan, üstelik bunu gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi 10 yıllar boyunca ekonomilerini ve toplumlarını ipotek altında tutacak, eşi benzeri görülmemiş parasal büyümelere, borçlanmalara gitmeden başardıklarını söyledi.
Avrupa'dan Amerika'ya kadar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunun gelecek döneme ilişkin en önemli sıkıntısı, sancısı ve krizinin işsizlik olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun için Batı'daki merkez bankaları enflasyonları 6-7 kat arttığı halde, faizleri kayda değer oranlarda yükseltmekten ısrarla kaçınıyor, kendi ekonomi teorilerine, yıllarca bize yaptıkları dayatmalara aykırı bir politika izliyorlar. Daha da önemlisi bunların çoğunun zaten kırılgan olan siyasi ve sosyal yapılarının ortaya çıkacak işsizlik krizinin altından kalkıp kalkamayacağı da meçhuldür. Hamdolsun biz 'Türkiye Ekonomi Modeli' diye ifade ettiğimiz çerçevesini ve yönünü kendimizin belirlediği bir politikayla süreci tam tersine çevirmeyi başardık. Uyguladığımız ekonomi politikalarının doğruluğunun kimi mahcubiyetle de olsa, kimi dolaylı yollardan işaretle de olsa içeride ve dışarıda teslim edilmeye başlandığını görüyoruz. Aldığımız tedbirlerin, insanlarımızın günlük hayatlarına olan olumlu etkileri, kendini her geçen ay biraz daha belli edecektir. Ülkemizi 2023'e milletimize söz verdiğimiz gibi Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını gururla kutlayacağımız bir siyasi ve ekonomik iklime kavuşmuş olarak sokmakta kararlıyız."
Erdoğan, son dönemde üzerinde en çok konuşulan, söz söylenen ve istismar edilen hususlardan birinin de "enerji fiyatları" olduğunu vurgulayarak, "Türkiye bugün enerji konusunda elektriklerin yokluğunu değil, sadece fiyatını tartışabiliyorsa bunu geçtiğimiz 20 yılda 32 bin megavattan 100 bin megavat seviyesine çıkardığımız kurulu enerji gücüne borçludur." diye konuştu.
"SON DÖNEMDE ENERJİ FİYATLARI TÜM DÜNYADA YÜKSELMİŞTİR"
Erdoğan, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmek suretiyle Türkiye'nin elektrik üreten santral sayısını 298'den 1808'e yükseltip, iletim ve dağıtım şebekelerinin uzunluğunu 1 milyon 275 bin kilometrenin üzerine çıkartarak, toplam elektrik üretimini 4 kat artırdıklarını anlattı. Erdoğan, "Son dönemde enerji fiyatları elbette tüm dünyada yükselmiştir, hem de oldukça yükselmiştir ama bu sadece bize ait değil, bu sadece bize mahsus bir durum da değil. Küresel düzeyde doğal gaz fiyatları 10 kat, kömür fiyatları 5 kat, petrol fiyatları 3 kat artmıştır. Dolayısıyla dünyanın her tarafında, üstelik de bizden her bakımdan çok daha yüksek oranlarla bu fiyat artışları günlük hayata yansımaktadır." ifadelerini kullandı.
Elektrik ve doğal gaz fiyatlarının avro cinsinden rakam ve asgari ücrete oranları üzerinden Avrupa ülkeleri ile karşılaştırmasını yapan Erdoğan, şunları söyledi:
"Özellikle ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Milletimin, bunları değerlendirmesi ve aklı selim ile de kararını vermesi inanıyorum ki birçok şeyi düzlüğe çıkaracaktır. Konutlarda aylık 200 kilovat tüketim üzerinden bakıldığında Türkiye, Avrupa'daki 34 ülke arasında vatandaşlarına en uygun fiyatla elektrik hizmeti sunan üçüncü ülke durumundadır. Ülkemizdeki elektriğin 200 kilovata denk gelen tutarı 18 avro iken, bu rakam mesela Norveç'te 35 avro, Fransa'da 45 avro, Hollanda'da 60 avro, Belçika'da 92 avro, Almanya'da 100 avrodur. Aynı miktardaki tüketim bedelini asgari ücret ile mukayese ettiğimizde ülkemizde yüzde 5,5'lik bir oran karşımıza çıkarken, Almanya'da yüzde 6,2'lik, Bulgaristan'da yüzde 7,5'lik, Çekya'da yüzde 10'luk, Romanya'da yüzde 15'lik oranlarla karşılaşıyoruz."
Benzer bir tablonun doğal gaz konusunda da geçerli olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin 100 metreküplük tüketime 18,5 avroluk faturayla, Avrupa'nın vatandaşına en ucuz doğal gaz hizmetini sunan ülkesi olduğunu belirtti. Erdoğan, bu rakamın Macaristan'da 30 avro, Polonya'da 63 avro, Yunanistan'da 100 avro, İtalya'da 156 avro, Almanya'da 256 avro düzeyine yükseldiğini bildirdi.
Doğal gaz fiyatının asgari ücretle mukayesesinde de Türkiye'nin yüzde 5,6 ile en uygun fiyat konusunda yine ilk sıralarda yer aldığını aktaran Erdoğan, "Bu oran Macaristan'da yüzde 9'luk, Yunanistan'da yüzde 13'lük, Almanya'da yüzde 15,2'lik, Romanya'da yüzde 31'lik seviyelere çıkmaktadır. Tekraren altını çizerek söylüyorum, vatandaşımıza gelen elektrik ve doğal gaz faturaları elbette yüksektir ama buna rağmen Türkiye, hem fiyat hem bunun asgari ücrete oranı bakımından vatandaşlarına en uygun tarifeli elektrik ve doğal gaz hizmeti sunan ülkelerin başında gelmektedir." ifadelerini kullandı.
Geçen yıl sadece elektrik, doğal gaz ve akaryakıtta 165 milyar liralık sübvansiyon yaparak, salgın sebebiyle zaten sıkıntı içindeki vatandaşların ilave yükler altına girmesine engel olduklarını belirten Erdoğan, geçen yıl hane başına yaklaşık 5 bin lira enerji desteği verdiklerini söyledi.
Sadece bu üç kalemdeki sübvansiyon rakamının, Türkiye'nin toplam yatırım harcamaları kadar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, yılbaşı itibarıyla tarifelerde yapılan düzenlemelere rağmen elektrikte ve doğal gazda haneleri desteklemeye devam ettiklerinin altını çizdi.
"OCAK AYI İTİBARIYLA TÜKETİCİLERİN YÜZDE 64'Ü DÜŞÜK TARİFEDEN FAYDALANDI"
Bugüne kadar hep olduğu gibi milletin sesine kulak verip, derdine derman olacak çözümler ürettiklerini dile getiren Erdoğan, geçen Kabine Toplantısı sonrasında 150 kilovat olan en düşük tarife diliminin 210 kilovata yükseltilmesinin nispi bir rahatlama sağladığını anlattı. Erdoğan, "Yapılan analizler, ocak ayı itibarıyla tüketicilerin yüzde 64'ünün düşük tarifeden faydalandığını, yüzde 36'lık bir kesimin de üst tarifeden fatura ödediğini göstermektedir." dedi.
ELEKTRİKTE YENİ DÜZENLEME
Bugünkü toplantıda, vatandaşları daha da rahatlatacak yeni adımların kararını aldıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Öncelikle 210 kilovatsaate kadarki düşük tarife ve 210 kilovatsaatin üzerindeki yüksek tarife rakamları, ilgili kurumlarımız tarafından vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir. Ticari işletmelerimiz için de küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak şekilde benzer bir kademelendirme yapılacaktır. Sivil toplum kuruluşlarının elektrik aboneliği de ticarethane statüsünden, konut statüsüne dönüştürülecektir. Böylece dernekler, vakıflar, cem evleri dahil ticarethane statüsünden fatura ödeyen kuruluşların elektrik bedelleri önemli oranda düşecektir. Daha önce sözünü verdiğimiz doğal gaz tüketim desteği ile ilgili hazırlıklar da tamamlandı. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kriterlerine uyan 4 milyon hane için yılda 2 defada ödenmek üzere 450 ile 1150 lira arasında değişen miktarlarda doğal gaz desteği sağlayacağız. Kronik hastaların ve yaşam destek cihazına bağlı olarak hayatını sürdüren kişilerin bulunduğu haneler için bu rakama yüzde 5 ilave yapılacaktır. Bu destek için başvurular 81 ilimizin tamamında cuma günü başlayacaktır. Elektrik desteğinde de halen 2,1 milyon hane olan kapsamı 4 milyon haneye çıkartıyoruz. Ayrıca sosyal güvenlik şemsiyemizin hem kapsama alanını hem etkisini genişletecek, 15 milyar liralık yeni bir sosyal destek paketiyle ilgili hazırlıklara da başlanması talimatını verdik."
Erdoğan, yeşil büyüme stratejisi çerçevesinde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimine ağırlık verdiklerini, bu amaçla rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarına KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti uyguladıklarını söyledi.
Şimdi de mevcut desteklerin kapsamını genişleterek, güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üreten lisanssız faaliyetler kapsamındaki yatırımların dördüncü bölge desteklerinden yararlanabilmesini temin ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Böylece güneş ve rüzgar enerjisi yatırımcılarına KDV istisnası ve gümrük vergisine ilave olarak yüzde 30 oranında vergi indirimi, 6 yıl boyunca sigorta prim işveren hissesi desteği sağlamış oluyoruz." dedi.
Firmaların ihtiyaç duydukları elektriği kendi bünyelerinde ve yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edebilmelerini sağlamayı amaçladıklarını belirten Erdoğan, "Bu yöntemle rekabet güçleri artacak firmalarımız, aynı zamanda ülkemizin Paris İklim Antlaşması yükümlülüklerini yerine getirmesinde katkıda bulunacaklardır. Yeni enerji desteğinin ülkemize ve firmalarımıza hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.
Erdoğan, eğitim öğretim yılının yeni dönemine huzurlu bir şekilde başlandığını ifade ederek, bu meslek mensuplarının 60 yıllık özlemine cevap veren Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu da geçen hafta yürürlüğe koyduklarını hatırlattı.
Mesleki eğitim merkezleriyle ilgili aralık ayının son haftasında yapılan yeni düzenlemenin olumlu etkilerini görmeye devam ettiklerini bildiren Erdoğan, öğrenci sayıları 159 binden 335 bine yükselen mesleki eğitim merkezlerinde hedefin bu rakamı 1 milyonun üzerine taşımak olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine büyük katkı sağlayan bu merkezleri desteklemeyi sürdüreceklerini vurguladı.
"LAPSEKİ GELİBOLU ARASINDA FERİBOTLA SAATLER SÜREN GEÇİŞ SÜRECİNİ 6 DAKİKAYA İNDİRECEK"
Erdoğan, gelecek hafta sonu açılışını yapacakları 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara Çanakkale Otoyolu Projesi'ne ilişkin de bilgi verdi.
Bu dev projenin inşasını 2 milyar 545 milyon avro yatırım tutarıyla tamamladıklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"1915 Çanakkale Köprüsü, 88 kilometresi otoyol ve 13 kilometresi bağlantı yolu olmak üzere toplam 101 kilometre uzunluğa sahip Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu Projesi'nin önemli bir parçasıdır. Orta ve yan açıklıkları ile yaklaşım viyadüklerinin toplamıyla, geçiş uzunluğu 4 bin 608 metreye ulaşan bu köprü, kendi alanında dünyada ilk sırada yer alan bir eserdir. Köprünün 2 bin 23 metrelik orta açıklığı Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü, 318 metrelik çelik kuleleri de Çanakkale Deniz Zaferi'nin kazanıldığı 18 Mart 1915'i sembolize etmektedir. Deniz seviyesinden yüksekliği 16 metrelik top mermisi figürü ile birlikte 334 metreyi bulan köprümüz, bu bakımdan da dünyada ilk sırada yer almaktadır. Hizmete açacağımız otoyol projesi, Malkara Çanakkale arasını 40 kilometre kısaltırken, Lapseki Gelibolu arasında feribot ile saatler süren geçiş sürecini 6 dakikaya indirecektir. Yaklaşık 5 bin 100 personel ve 740 adet iş makinesiyle gece gündüz çalışarak tamamladığımız otoyolumuzu ve köprümüzü 26 Şubat 2022'de hizmete sunuyoruz."
Erdoğan, Çanakkale Boğazı'nı bir gerdanlık gibi taşıyacak köprünün, büyük ve güçlü Türkiye hedefinin somut bir ifadesi olarak kalkınma tarihindeki yerini alacağını vurguladı.
"YARINDAN İTİBAREN KARMA HAYVAN YEMİ YÜZDE 12 İNDİRİMLE SATILMAYA BAŞLANACAK"
Erdoğan, çiftçilere de bazı müjdeler vermek istediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bilindiği gibi Tarım Kredi Kooperatiflerinin satış merkezlerinde hafta başı itibarıyla üre ve çay gübrelerinin fiyatlarında yüzde 30'a varan indirim yaptık. Buna ilave olarak yarından itibaren CAN gübresi, amonyum sülfat ve nitropower gübrelerinde de yüzde 30'luk indirime gidiliyor. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın girdi maliyetlerini düşürmek amacıyla yine yarından itibaren karma hayvan yemi yüzde 12 indirimle satılmaya başlanacaktır. Pancar üreticilerimizin mart ayında alacakları pancar bedellerinin ödemesini 1 ay öne çekiyor, cuma günü hesaplarına yatırıyoruz. Ayrıca 2021 yılı pancar alım fiyatının üzerine ton başına 15 lira prim desteği ödüyoruz. Bu sezonun pancar alım kesin fiyatını da hasattan önce açıklayacağımızı tekrar hatırlatmak istiyorum."
Yurtlarda kalan yükseköğrenim öğrencilerine de müjde veren Erdoğan, "Bilindiği gibi gençlerimizin talepleri üzerine yurtlarda 16 GB olan internet desteğini iki kat artışla 32 GB'ye çıkardık. Şimdi de akademik yarıyılın ikinci döneminden başlamak üzere yurtlarda kalan gençlerimize verdiğimiz beslenme yardımını aylık 570 liradan yaklaşık 3'te 1'lik artışla 750 liraya yükseltiyoruz. Böylece, üniversite öğrencilerimizi enflasyon sebebiyle yemek ücretlerinde yaşanabilecek muhtemel artışlara karşı koruma altına almış oluyoruz. Beslenme yardımında yaptığımız bu artışın, Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında kalan 745 bin öğrencimize hayırlı olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Omicron varyantı vaka sayılarının artmasına rağmen, hastaneye yatışlarda sistemi zorlayacak bir yükselişle karşılaşmadıklarını söyledi.
Koronavirüse karşı geliştirilen yeni bir ilacı yerlileştirerek vatandaşların hizmetine sunarken, Turkovac aşısını da 81 ile ulaştırdıklarını aktaran Erdoğan, "Aşısı bulunmayan veya eksik olan vatandaşlarımıza en kısa sürede kendi aşımız Turkovac'ı yaptırmaları tavsiyesinde bulunuyorum. İnşallah önümüzdeki aylarda tüm dünyayla birlikte biz de bu musibeti gündeminizden tamamen çıkartmış olmayı ümit ediyoruz." dedi.