Tutuklandıktan sonra yeniden ifadesinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'na getirilen K.K., savcıların yoğun çabası sonrası itirafçı olmaya ikna edildi. K.K.'nın verdiği bilgiler örgüt içinde büyük bir çözülme başlattı, örgütün iç yapısına dair çarpıcı bilgiler gün yüzüne çıktı.
YÜZLERCE KRİPTO DEŞİFRE OLDU
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, 2017 yılında DHKP-C'li Berk Ercan'ın itirafçı olup deşifre olmamış teröristleri teşhis etmesiyle başlayan çözülme, K.K.'nın itirafçı olmasıyla tavan yaptı. K.K. örgüt üyesi 245 kişiyi teşhis etti. Ardından cezaevlerinde tutuklu bulunan 10 DHKP-C'li daha itirafçı oldu. K.K.'dan sonra itirafçı olmak için savcılığa dilekçe verip ifadesi alınan DHKP-C'li D.E.M. 182, E.Z. 71, F.U.B. 38, N.A.C. 133, K.H. 140, N.G. 23, Y.A. 155, Z.Y. ise 153 kişiyi teşhis etti.
EROĞLU'NUN YARDIMCISI
6 ayrı suçtan aranan ve 7 yıl boyunca DHKP-C'nin her biriminde bulunup örgütün sözde Türkiye sorumlularından Caferi Sadık Eroğlu'nun yardımcılığını yapan K.K., örgütün çalışma yöntemlerinden gençlik yapılanmasına, örgüte eleman kazandırma faaliyetlerinden DHKP-C'nin nasıl çökme aşamasına geldiğine kadar birçok bilgi verdi. K.K., özellikle CHP ve İstanbul Barosu'nun sahip çıktığı Halkın Hukuk Bürosu'nun (HHB) gerçek yüzünü de deşifre etti.
AVUKATLAR MERKEZ KOMİTEYLE GÖRÜŞÜYOR
HHB avukatlarının yurt dışına rahatça çıktıklarından dolayı örgütün yurt dışında bulunan sözde merkez komitesi ile doğrudan görüştüğünü anlatan K.K., "Hapishanedeki örgüt üyeleriyle örgüt arasındaki koordinasyon bu yapı sayesinde sağlanır. Süreç, örgüt üyesinin gözaltına alındığı andan başlayıp tutuklanması ve hapishaneye kadar devam eder. HHB avukatları, gözaltındaki kişinin sürekli yanında bulunduğu için konuşmasını engeller" dedi.
İŞTE HHB GERÇEĞİ
K.K., HHB avukatlarının, gözaltına alınan DHKP-C'lilerin vücudunda herhangi darp izi ya da morluk olup olmadığını kontrol ederek direnip direnmediğini gözlemlediğini anlattı: "Bu kesinlikle hukuki bir yardım değildir. Direnme emaresi görülmediği takdirde o kişiye iyi gözle bakılmaz. Susma hakkını kullanmayan ve direnmeyen kişiler, avukatlarla tespit edilir. Gözaltındaki kişi HHB'den avukat istemezse ajan damgası vurulur."