Başkan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, partisinin 10 Mayıs'ta TBMM Grup Toplantısı ile dün CHP İstanbul İl Başkanlığı binası önündeki açıklamaları nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirtti.
Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının, bir bütün olarak gerçek dışı ithamlar içermesinin yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına ağır bir saldırı da teşkil ettiği bildirildi.
Dilekçede, söz konusu iddialarla ilgili olarak daha önce çeşitli vesilelerle açıklama yapıldığı belirtilerek, "İddiaların haksız ve mesnetsiz olduğu vasat zekaya sahip bir kişinin anlayabileceği şekilde izah edilmiştir. Ancak aynı iddiaların tekrarlanmasından anlaşılacağı üzere davalı, eleştiri ile hakaret arasındaki farkı idrak edemediği gibi Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret etmeyi de alışkanlık haline getirmiştir. Davalının bu bağlamda dile getirdiği söylemlerin, demokratik siyasi kültürde bir yeri bulunmamaktadır." ifadelerine yer verildi.
Kılıçdaroğlu'nun düşünce ve ifade hürriyetinin sağladığı olanakları açıkça kötüye kullandığı vurgulanan dilekçede, şunlar kaydedildi:
"İfade hürriyetini siyasi rakiplerinin kişilik haklarını ihlal için bir araç olarak görmektedir. Demokratik bir rejimde muhalefetin iktidarı ve uygulamalarını eleştirmesi en doğal hakkıdır ve tabiidir. Ancak bu yapılırken bir kısım hukuki sınırlar olduğu gibi etik ve ahlaki sınırlar da bulunmaktadır. Davalının konuşmaları bir bütün olarak gerçek dışı varsayımlar üzerine kurulu ve bu varsayımlar üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımızın onur, şeref ve saygınlığını ağır bir şekilde zedelemek amacıyla kurgulan konuşmalardır. Bu konuşmalar hiçbir şekilde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez.
İfade özgürlüğünün sınırları aşılarak Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik hakları ihlal edilmiştir. Kuvvetler ayrılığının cari olduğu demokratik hukuk devletinde yargısal faaliyetlerden dolayı yasama ve yürütme itham edilemez. Yargılama faaliyeti, mahkemelerin yetkisi dahilindedir. Mahkemelerin, tabi oldukları usuller çerçevesinde yaptıkları yargılama faaliyetlerine ve hüküm olarak ortaya koydukları iradeye herkes saygı göstermek zorundadır."
"KİŞİLİK HAKLARINA DA AĞIR BİR SALDIRIDIR"
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarında, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Yargıtayın verdiği karar üzerinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldığı belirtilen dilekçede, "Yukarıda ifade edilen temel ilkelerin açık bir ihlali olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarına da ağır bir saldırıdır. Yargıtay kararlarında isabetle belirtildiği üzere, başta siyasi kişiler olmak üzere, en geniş halde dahi, ifade özgürlüğünün kişilerin itibarına zarar verecek boyuta ulaşmaması gerekir. Bu gereklilik, temel hak ve hürriyetlerin, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva ettiğini belirten Anayasa'nın 12. maddesinin ikinci fıkrasından doğan bir zorunluluktur." ifadeleri kullanıldı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun dava konusu beyanlarının, ifade özgürlüğünün sınırlarını aştığı bildirilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
"Kamusal tartışmalara katkı sunma kapasitesi olmayan, Sayın Cumhurbaşkanımızın itibarına zarar veren, siyasi eleştiriden çok kişisel saldırı niteliğinde açıklamalardır. Sonuç itibarıyla dava dilekçesinde 500 bin lira manevi tazminatın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan tahsili ile mahkeme kararının yüksek tirajlı bir gazetede yayımlanması talep edilmiştir. Ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP İstanbul İl Başkanlığındaki açıklamaları nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda da bulunulmuştur."
KILIÇDAROĞLU ÇİZMEYİ AŞTI
Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yargılandığı davaları karara bağlayarak, üç ayrı suçtan toplamda 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası almasına hükmetti.