Yargıtay 3. Ceza Dairesi, devlete katil diyerek teröre destek veren CHP İstanbul il Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na "kamu görevlisine hakaret", "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak" ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlarından verilen 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasını onadı.
TEMYİZ İNCELEMESİ TAMAMLANDI
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Kaftancıoğlu'nun İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 6 Eylül 2019'da mahkumiyetine karar verilen davanın temyiz incelemesini tamamladı.
İL BAŞKANLIĞI YAPAMAZ
Daire, Kaftancıoğlu'na "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret"ten verilen 1 yıl 6 ay 20 gün ile "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak"tan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezalarını kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu gerekçesiyle onadı. Kaftancıoğlu'na, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan verilen 2 yıl 4 ay hapis cezası ise 1 yıl 9 ay olarak düzeltilerek onandı. Siyasi yasak da getirilen Kaftancıoğlu, ceza süresince il başkanlığı yapamayacak ancak CHP üyeliği devam edecek.
KAFTANCIOĞLU GÖLGE BAŞKAN MI OLACAK?
Yargıtay'ın kararı sonrası İstanbul il yönetiminde kontrolü elden bırakmak istemeyen Kaftancıoğlu'nun gölge başkanlık için aday gösterdiği kulislerde konuşuluyor. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, yazısında, "Tabii Kaftancıoğlu da kendi koltuğunu bırakmaktan yana değil. Bu nedenle ilk önerinin de ondan geldiği konuşuluyor. Kaftancıoğlu kendi yerine mevcut yönetim kurulu üyesi olan Gülsüm Hale Özcömert Coşkun'u önermiş... CHP'lilere göre, "kankası" olan Coşkun, il başkanı olarak atanacak ama ipler Kaftancıoğlu'nun elinde olacak. Bir anlamda "gölge başkan" modeli... Bu modele Kılıçdaroğlu'nun da sıcak baktığı, hatta "olur" verdiği söyleniyor." ifadelerini kullandı.
İşte Övür'ün bugünkü yazısı;
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen cezaların Yargıtay tarafından onanması aslında sürpriz değil, tam tersine CHP'lilerin bile beklediği bir sonuçtu.
Daha fazlasını bekleyen, hatta isteyen CHP'liler bile vardı. Şimdi gözyaşı dökmelerine bakmayın, onların çoğu timsah gözyaşları...
Çünkü Kaftancıoğlu sadece marjinal çıkışlarıyla dışarıdan eleştirilen bir siyasetçi değil, onun saldırgan ve küfürbaz üslubuna, siyasi düşüncesine CHP içinden de karşı çıkan ciddi bir muhalefet grubu var.
En basiti kendilerini "gerçek Atatürkçü" olarak niteleyenler, başından beri Kaftancıoğlu ile yol yürümek istemedi.
Zaten İstanbul İl Başkanı olması da, delegenin iradesiyle değil, Kılıçdaroğlu'nun baskısıyla oldu.
Önceki gün Kılıçdaroğlu'nun konuşma yaptığı İstanbul İl Başkanlığı önünde toplanan kalabalığı izlerken, timsah gözyaşları dökenlerin çoğunlukta olduğunu görmek hiç şaşırtmadı. Mesela Ali Mahir Başarır'ın Kaftancıoğlu'na karşı olduğu bilindiği halde en sert demeçleri vermesi gibi...
Tablo çok karmaşık... Verilen kararı hukuken yetersiz bulanlar, hatta az olduğunu söyleyenler olduğu gibi, "Yıllar sonra bir tweet nedeniyle mahkûmiyet mi olur?" deyip itiraz edenler de var ama kimse bu mahkûmiyetin siyasi bir operasyon olduğunu söyleyemez. Siyasetçi de olsa devleti "seri katil" ilan etmenin ifade özgürlüğüyle bir ilgisi olmayacağını itiraz edenler bile biliyor.
Söz konusu olan, siyasi söylemleri nedeniyle mahkûm edilmiş bir siyasetçi değil, tam tersine karşımızda bayağı ve seviyesiz sözleri ve hakaretiyle mahkûm edilmiş bir siyasetçi var. Buradan bir mağduriyet çıkmaz.