Yüz milyonlarca liralık menkul ve gayrimenkulün akıbetinin bağlı olduğu Dava dosyasına göre işinsanı Enver Paralı, 1 Ağustos 2013 tarihinde beyin kanaması geçirdi. Yaklaşık 1.5 ay hastanede yattı. Bu süreçte oğlu Ahmet Galip Paralı, babasından 28 Ağustos 2013 tarihli bir vekâletname aldı. Bu vekâletnameyle de Paralı'nın yüz milyonlarca liralık gayrimenkulleri, borsa hisseleri ve hesabındaki yüklü miktardaki nakit para oğlu Galip Paralı'ya ve üçüncü şahıslara aktarıldı. Yapılan tespitlere göre devredilen menkul ve gayrimenkuller arasında Nuh Çimento'nun yüzde 16 büyüklüğündeki hissesi, İstanbul'un ve Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki 200'e yakın gayrimenkul, Denizli'de 4 fabrika ve banka hesaplarında milyonlarca lira tutarındaki nakit de yer aldı.
'VEKÂLET SAHTE'
Paralı'nın torunu Ömerhan Kuru, durumu fark edince savcılığa şikâyet etti. Savcılığın bilirkişilere hazırlattığı raporlarla yüzlerce milyon liralık devirlere dayanak olan imza ve belgelerin sahte olduğu anlaşıldı. Toplam 35 ayrı özel ve resmi belgede sahtecilik yapıldığı suçlamasıyla dava açıldı. Galip Paralı için 22 yıl hapis istendi. Ayrıca dört kız kardeşine de Galip Paralı ile birlikte hareket ettikleri suçlamasıyla dava açıldı. Savcılık yüz milyonlarca lira değerindeki 69 gayrimenkulün de yasal mirasçılara devrini istedi.
'FAYDASIZ SAHTECİLİK'
İstanbul 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava neticesinde mahkeme "Sanıklar Enver Paralı'nın yasal varisleri, bu devirler olmasa da Miras zaten onlara kalacaktı. Sahtecilik yapılmış ama bu faydasız sahtecilik" diyerek bütün sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Ancak savcılık bu karara itiraz etti. "Çelişkili ifadeler ve sahte imzalar var, suç sabit" diyerek kararın bozulması talebiyle Bölge İstinaf Mahkemesi'ne başvurdu.