CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalan ve iftira dolu "Erdoğan kaçacak" açıklamaları sonrası ana muhalefet partisindeki adaylık savaşlarının medya ayağında da hareketli günler yaşanıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalan ve iftira dolu "Erdoğan kaçacak" açıklamaları sonrası ana muhalefet partisindeki adaylık savaşlarının medya ayağında da hareketli günler yaşanıyor.
İki gündür Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını köşelerine taşıyan, sosyal medyadan eleştiren yazar ve gazetecilerin, CHP'li İBB Başkanı İmamoğlu'nun adaylığını desteklemek için yeni bir kampanya başlatacakları ortaya çıktı.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, birçok muhalif ismin "Kılıçdaroğlu ile kazanılmaz" söylemlerini dolaşıma soktuğunu CHP liderinin geçmiş hezimetlerini hatırlatma yarışına girdiğini belirterek, "Bu arada Kılıçdaroğlu'na karşı müthiş bir kampanya başlatılacağının da haberini verelim. Bu kampanyayı başlatanların adayı da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu. Açın köşe yazılarına bakın. Şimdilik kibarca "Kılıçdaroğlu aday olma kazanamazsın" modunda yazılar çıkıyor. Ben hâlâ aday olamayacağına inananlardanım ama Kılıçdaroğlu herhalde bayağı inanıyor ki, telaş içinde "tahrip siyaseti"ne devam ediyor. Ama işe yaramayacak. Bir süre sonra bizzat kendi ekibince itibar suikastına uğrarsa hiç şaşırmam." ifadelerini kullandı.
Övür'ün köşesinde bahsettiği yazarların başında gelen İmamoğlu yandaşı olduğu bilinen Soner Yalçın da geçtiğimiz gün kaleme aldığı yazısında, "Kılıçdaroğlu için endişelendiğini" belirtmiş, gerekçelerini sıralamıştı. Yalçın yazısında, "Gittiğim her yerde Kılıçdaroğlu "aday olmalı mı", "aday olmamalı mı" tartışmaları yapılıyor. Ki seçime bir yıl kala bu tartışmalardan uzak durmak imkânsız hale geldi. Kılıçdaroğlu için bu sıradan seçim değil kuşkusuz: –Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterdi, kazanamadı. –Muharrem İnce'yi aday gösterdi, kazanamadı. Kazanılamayan genel seçimlere veya referandumlara hiç girmeyeyim… Ve şimdi de kendini ortaya koyuyor…" ifadelerini kullanmıştı.
HaberTürk yazarı Fatih Altaylı da köşesinde Kılıçdaroğlu topa tutmuştu. Altaylı, köşesinde şu ifadeleri kullanmıştı: "Ülke koşulları çok daha etkili, iktidarı çok daha yıpratıcı meselelerle dolu iken böyle bir iddia ile ortaya çıkmak iktidara zarar vermez, fayda sağlar. CHP liderinin muhalif bir gazeteci değil, ana muhalefet lideri olduğunu hatırlaması ve ona göre siyaset yapması gerekir."
"ŞUURSUZLUK KIVAMINDADIR"
HaberTürk yazarı Fatih Altaylı da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "bir kaçış planının anatomisi" diyerek açıkladığı hikayeye tepki göstermiş, "Çok da gerçekçi ve akılcı görünmeyen bir 'kaçma' iddiasını ortaya atmak şuursuzluk kıvamındadır" demişti.
Altaylı, sözlerinin devamında "CHP liderinin muhalif bir gazeteci değil, ana muhalefet lideri olduğunu hatırlaması ve ona göre siyaset yapması gerekir." ifadelerine yer verdi.
BÜYÜK BİR SAVRULMA YAŞANIYOR
Sözcü ve Cumhuriyet yazarlarının yanı sıra CHP'nin kontrolü kaybettiğine dikkat çeken Özdemir, sosyal medyadan "Bu gidişle kısa bir süre sonra CHP 3. hatta 4. hatta 5. parti olacaktır, görün. Büyük bir savrulma yaşanıyor" demişti.
İşte Mahmut Övür'ün bugünkü yazısı;
Kılıçdaroğlu neyin üstünü örtüyor?
Mehmet Akif'in, "Hiç ibret alınsaydı tarih tekerrür mü ederdi?" sözü gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da siyaset üretip oyunu artıramadığı gibi kendi siyasi yolculuğundan da ibret alıp ders çıkarmıyor. Habire aynı şeyi yapıyor.
Tıpkı 2013'teki FETÖ'cü yargı darbesinden sonra yaptığı gibi ekrana çıkıp yine bir yerlerden eline sıkıştırılan uyduruk belgeleri göstererek "Kaçacaklar" diyor.
İyi de aynı şeyi o yıllarda hem de FETÖ'cülerin televizyonuna çıkıp, "Başbakan yakında yurtdışına kaçacak" diyen Kılıçdaroğlu değil miydi?
Ne oldu? Tam tersi, o belgeyi Kılıçdaroğlu'na veren FETÖ'cüler kaçacak delik aradı ve zor bela kaçıp efendilerine sığındı.
Kılıçdaroğlu da o tarihten sonra girdiği her seçimi kaybetti. Ama ne yazık ki, ne partisi ne de çevresindeki statükocu aydınlar, yalanlarla kurulu bu siyasi operasyonu sorgulamadı.
Halen de sorgulamıyorlar.
O da bu yalanlara inananları gördükçe level yükseltmeye devam etti. Şimdi de başta bürokrasi olmak üzere herkesi tehdit eden bir dille kendisini izlemeye çağırıyor: "Bir kaçış planının anatomisini ifşa edeceğim." Akıl alır gibi değil. Söyleyenin sicili temiz olsa belki bir nebze inandırıcı olabilir. Ama öyle olmadığını dünya âlem biliyor. Şu sicile bakın. Kaset komplosunun yön verdiği siyasi hayatına bile "Ben aday değilim" diye başladı.
Her seçimde "Anlamlı fark olmazsa istifa ederim" dedi ve girdiği her seçimi kaybettiği halde istifa etmedi.
Adil Öksüz için MİT ajanı dedi, boş çıktı.
AK Parti'de 120-180 milletvekili, hatta bazı bakanların ByLock'çu olduğunu söyledi, sonra bir daha o konuyu açmadı.
Uzun süre 15 Temmuz'a "Kontrollü darbe" dedi, sonra çark etti.
15 Temmuz şehit yakınlarının askerlikten muaf tutulduğunu söyledi, fos çıktı. Buna benzer onlarca şey söyledi ama hiçbiri doğru çıkmadı.
Kılıçdaroğlu şimdi bir kez daha benzer siyasi yalanlarla yeni seçim sezonunu açtı.
Bunu yaparken de amacı, Türkiye'nin gerçek meselelerinin üstünü örtmek ve anlaşılmasını engellemek.
Tabloya bakar mısınız?
Türkiye'nin ana muhalefet partisi başkanı küresel sistemi sarsacak gelişmelerin hiçbiriyle ilgilenmiyor. Türkiye, Yunanistan ve Suriye üzerinden kuşatılıyor, terör örgütleri silahlandırılıyor, İsveç ve Finlandiya NATO adayı oluyor ama Kılıçdaroğlu hiç oralı değil.
İstanbul'da devasa miting yapıyor, gündeminde ne ABD var ne NATO.
İşin garip tarafı, sadece Kılıçdaroğlu'nun da değil, CHP'yi açıkça destekleyen gazete, televizyon ve yazarların hiçbirinin gündeminde Türkiye'yi sıkıştıran küresel konular yok.
Tıpkı Biden gibi tek dertleri, "muhalefeti birleştirip Erdoğan'ı indirmek".
Bu arada Kılıçdaroğlu'na karşı müthiş bir kampanya başlatılacağının da haberini verelim. Bu kampanyayı başlatanların adayı da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu.
Açın köşe yazılarına bakın. Şimdilik kibarca "Kılıçdaroğlu aday olma kazanamazsın" modunda yazılar çıkıyor. Ben hâlâ aday olamayacağına inananlardanım ama Kılıçdaroğlu herhalde bayağı inanıyor ki, telaş içinde "tahrip siyaseti"ne devam ediyor.
Ama işe yaramayacak. Bir süre sonra bizzat kendi ekibince itibar suikastına uğrarsa hiç şaşırmam.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN