Muhalefetin 2023 seçimleri için adaylık yarışında en sert döneme girildi! "Kılıçdaroğlu ile kazanılmaz" dediler gömmeye başladılar

2023 seçimleri yaklaşırken muhalefetin kurduğu ittifakta adaylık yarışı her geçen gün daha da kızışıyor. İmamoğlu ve Yavaş'ı büyük ölçüde oyun dışı bırakan Kılıçdaroğlu, son miting ile artık adaylığını ilan etmiş oldu. Kılıçdaroğlu'nun adaylık ilanı İmamoğlu, Yavaş ve fondaş medyada panik yarattı. Muhalif köşe yazarları, youtuber’lar, sanatçılar hep bir ağızdan "Kılıçdaroğlu kazanamaz" söylemlerini dolaşıma soktu. Peki Kılıçdaroğlu adaylık yarışında yalnız mı? Kimler CHP liderinin aday olamaması için kampanyaya başladı? CHP ve ittifak cephesinde hangi kavgalar dönüyor? Detaylar haberimizde...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :24 Mayıs 2022 , 09:03 Güncelleme Tarihi :24 Mayıs 2022 , 09:10
Muhalefetin 2023 seçimleri için adaylık yarışında en sert döneme girildi! Kılıçdaroğlu ile kazanılmaz dediler gömmeye başladılar

İÇİNDEKİLER

CHP ve 6'lı masanın adaylık kavgasında sona yaklaşıldı. Uzun süredir gerek söylemleriyle gerek sahadaki eylemleriyle adaylık pozları veren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını ilan etti. Son miting de CHP liderinin ve destekçilerinin gövde gösterisi niteliğinde oldu.

Kılıçdaroğlu, rakiplerine açık açık "aday benim yolumdan çekilin" mesajı verdi.

Kılıçdaroğlu'nun adaylık ilanı rakiplerinde ve muhalefetin büyük bir çoğunluğunda paniğe yol açtı. Birçok muhalif isim "Kılıçdaroğlu ile kazanılmaz" söylemlerini dolaşıma soktu, CHP liderinin geçmiş hezimetlerini hatırlatma yarışına girdi. Köşe yazarları konuyu bugünkü gündemine aldı, CHP'de yaşanan kavgaları ve ittifakın adaylık krizini kaleme aldı.

Gazeteci Zafer Şahin'in konuya ilişkin yazısı şöyle:

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı yolundaki en büyük rakibi an itibarıyla Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş değil CHP medyası.

Köşe yazarları, youtuber'lar, sanatçılar... Hepsi Kemal Bey'in adaylığına sonuna kadar karşı.

Hatırı sayılır bir destek buldukları tezlerini tek cümleyle özetliyorlar: Kılıçdaroğlu ile seçim alınamaz.

İşi mezhep tartışmalarına kadar götüren insanlık düşmanları ve "Kemal Bey'i iktidar medyası istiyor, sırf bu sebeple aday olmamalı" diyen akıl fukaraları bile türedi.

En son muhalif bir gazeteci "Kılıçdaroğlu'nun adaylık ısrarı Erdoğan'ın en büyük avantajı. Tıpkı 94 İstanbul yerel seçimlerinde olduğu gibi doğru ve tek aday çıkartıldığında en az yüzde 10-15 farkla alınabilecek bir seçim ikinci turda yine Erdoğan'a hediye edilecek gibi gözüküyor" iddiasında bulundu.

1994 yerel seçimlerinde SHP'yi yüzde 35.95'ten yüzde 20'ye indiren ana etken solun tek adayla seçimlere girmemesi değildi. İstanbul'da patlayan İSKİ skandalı tüm Türkiye'de partinin oylarını eritti.

Gelelim bugüne… Her mahallenin ve siyasinin ayrı anketçisi olduğu ve bunların tamamen duygusal gerekçelerle gün aşırı anket açıkladığı bir dönemdeyiz. Bunları ciddiye almıyorum ama işini iyi yapanlar da Kılıçdaroğlu'nun seçimi alma ihtimalinin popüler iki belediye başkanı kadar yüksek olmadığını söylüyor.

Peki, herkesin bildiği bu gerçeğin farkında olmayan tek CHP'li Kılıçdaroğlu mu? Daha önce iki kez başka isimleri Cumhurbaşkanı adayı göstermekten çekinmeyen bir siyasetçi neden kazanamayacağı düşünülen bir seçime girmeye bu kadar hevesli?

Yoksa belediyelerde kopacak İSKİ benzeri bir yolsuzluk skandalını haber almış olabilir mi? İSKİ deyip geçmeyin. 28 yıl sonra bile İSKİ'yi duyanın aklına önce yolsuzluk geliyor. CHP'yi yerel iktidardan muhalefete, hatta baraj altına indiren İSKİ skandalı oldu.

Kılıçdaroğlu ismi geçen iki belediye başkanı hakkında patlayacak yeni bir yolsuzluk skandalının muhalefetin tüm planlarını bozacağından endişe ediyor olabilir. Malum, kendisine kamudan sürekli bilgi, belge geldiğini söylüyor. Belki de gelen bilgi, belgeler "İktidar CHP'li belediyelerle uğraşıyor" klişesiyle savuşturulamayacak kadar ciddi kanıtlar içeriyordur. Kemal Bey de bunun önüne geçmek için tedbir alıyordur.

Bildiğin bir şey mi var diyecek olursanız… E var bir şeyler… Konu yargıya taşınmış durumda. Şimdilik bu kadar...

Gazeteci Abdulkadir Selvi'nin konuya ilişkin yazısı şöyle:

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay işin adını koydu.

"Mırın kırın etmenin anlamı kalmadı. 'Gönlümüzün adayı Kılıçdaroğlu' deniyordu, o 'gönlümüzün' kısmı biraz kalktı. CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu" dedi.

Engin Altay'ın, "CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu" açıklaması sadece şahsi görüşü değil, parti yönetimine hâkim olan havayı yansıtıyor..

Engin Altay, Maltepe mitingi ile birlikte artık gönlümüzün adayı Kılıçdaroğlu aşamasının geçildiği, CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu noktasına gelindiği kanaatinde.

O SÖZLERİN ANLAMI

Bu sözlerinin biraz daha açmak için dün Engin Altay'ı aradım.

"Partideki iklim, Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olacağı yönünde. Ben o yüzden artık gönlümüzün adayı Kılıçdaroğlu demeyelim deme gereği duydum. CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu'dur. CHP'de genel başkanın cumhurbaşkanı adayı olduğu yere başkası aday olamaz. Ama Sayın Genel Başkan 6'lı masa'yı işaret ediyor, 6'lı masa ne yapar bilemeyiz" dedi.

Engin Altay, CHP'nin 10 yıldır Grup Başkanvekilliğini yapan deneyimli bir isim. O nedenle bir cümle içinde verdiği üç mesajın altını çizmek istedim.

1- CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu.

2- Daha da önemlisi. 'CHP'de genel başkanın cumhurbaşkanı adayı olduğu yere başkası aday olamaz', bu sözler İmamoğlu ve Yavaş'a çok net bir mesaj.

3- 6'lı masa ne yapar bilemeyiz.

6'LI MASAYA KILIÇDAROĞLU ÖNERİSİ

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığını gündemine aldığı günden itibaren bir strateji ekibiyle çalışıyor ve kendine bir yol haritası belirlemiş durumda.

Önce ismini cumhurbaşkanı adayları arasına yazdırmayı başardı. Dinamik bir kriz yönetimi izledi. Kamu kuruluşlarının kapısına dayanması, elektriğin kesildiği evinde karanlıkta kalması, evinin mutfağından çektiği videolar ve son olarak SADAT baskını ile kendini önplana çıkardı.

İkinci aşamada ise cumhurbaşkanı adaylığının favori isimleri Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı baskılayarak geri çekilmelerini sağladı. "Belediye başkanlarımız bir dönem daha halka hizmet etmeli" dedi. Zaten Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisinden sonraki iletişim kazası ile bir fotoğraf karesinde battı. Bu durum, Kılıçdaroğlu'nu tartışmasız bir şekilde öne çıkardı. Maltepe mitingi Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin cumhurbaşkanı adaylığının ilanıydı.

ÜÇÜNCÜ AŞAMA

Stratejide üçüncü aşamaya geçildi. O da 6'lı masaya Kılıçdaroğlu'nun ismini empoze etmek.

6'lı masaya oturulduğunda CHP'nin adayı kim? Kılıçdaroğlu mu, İmamoğlu mu, Yavaş mı diye bir tereddüt yaşanması istenmiyor. 6 liderin, cumhurbaşkanı adayını belirlemek için masaya oturduklarında CHP'nin adayının Kılıçdaroğlu olduğunu bilmeleri isteniyor. CHP, 6'lı masaya cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu'nun ismini bildirecek. Bunun için partinin yetkili kurullarında karar alınacak.

MASA NE DER

Kılıçdaroğlu, sürekli olarak 6'lı masayı işaret ediyor. Ama bir yandan da kaderini 6'lı masaya emanet etmeden önce alternatifsiz hale gelmeye çalışıyor. Bu yönde hamle üstüne hamle yapıyor. Ama sonuç itibarıyla ortak aday kararı 6 liderin uzlaşmasıyla alınacak.

LİDERLERİN EĞİLİMİ

6'lı masadaki tablo ise şöyle:

Masada Kılıçdaroğlu'nu şimdilik sadece Gültekin Uysal destekliyor. Dörde karşı iki durumu söz konusu.

Meral Akşener, "Seçilecek aday" formülünü getirdi. Kılıçdaroğlu ile seçim kazanılacaksa destekleyecek, anketlerde aksi çıkarsa desteklemeyecek.

İYİ Partililerin gönlünden geçen ise, Kılıçdaroğlu'nun üzerinde uzlaşma sağlanamadığı takdirde, Akşener'in cumhurbaşkanı adayı olması yönünde.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise, kendisi cumhurbaşkanı adaylığına hazırlanıyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ismine sıcak bakmıyor.

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise Kılıçdaroğlu ile seçimin kazanılamayacağı görüşünde.

CHP'DE TEMMUZ SESLERİ

Kılıçdaroğlu'nun ekibinde ise cumhurbaşkanı adaylığının açıklanması konusunda iki farklı görüş bulunuyor.

Gecikmenin yanlış olduğunu savunan birinci görüş, haziran ayının sonunda temmuz başında Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığının ilan edilmesi yönünde. "Kurban Bayramı'nın başında ya da sonunda CHP olarak cumhurbaşkanı adayımız Kılıçdaroğlu'dur diyelim. Böylece başka isimlerin gündeme gelmesinin önüne geçmiş oluruz. En geç Meclis tatile girerken Kılıçdaroğlu'nu ilan edelim" eğilimi ağır basıyor.

İkinci görüş ise 6'lı masanın cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere toplanacağı zaman Kılıçdaroğlu'nun ismini önermek yönünde. 6'lı masa toplandığında bir belirsizliğe meydan vermemiş oluruz diye düşünüyorlar.

KILIÇDAROĞLU'NUN TALİMATI YOK

"Gönlümün adayı" kelimesini yasaklayan Kılıçdaroğlu, kurmaylarına "Kılıçdaroğlu CHP'nin adayı deyin" şeklinde talimat verdiği haberleri yapıldı ama CHP yetkilileri Kılıçdaroğlu'nun böyle bir talimatı olmadığını belirtiyor.

AKŞENER VİTES YÜKSELTİYOR

Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığına dönük hamleleri İYİ Parti cephesinde dikkatli bir şekilde izleniyor. Akşener'in kurmayları CHP'de Kılıçdaroğlu'ndan başka bir ismin gündeme gelmeyeceği görüşündeler. Ancak cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Kılıçdaroğlu'nun kendileriyle görüşmediğinin altını çiziyorlar.

İYİ Parti yönetimi, dereyi görmeden paçayı sıvamama kanaatinde. "Bu hamur daha çok su kaldırır" demekle yetiniyor. Yani kesin olarak Kılıçdaroğlu olur diyen yok. Bu hamur çok su kaldırır demek, başka bir isme kapının her an açık olduğu anlamına geliyor.
Bu isim Ekrem İmamoğlu olabilir mi? Olabilir.

Ama neden Meral Akşener olmasın.

Akşener, "seçilebilecek isim" diye bir ölçü ortaya koydu. 6'lı masa cumhurbaşkanı adayını belirlemek için toplandığında, eğer anketler Kılıçdaroğlu ile kazanılabileceğini gösteriyorsa Akşener'in, Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceği ama eğer Kılıçdaroğlu ile kazanılamıyorsa, "Kemal Bey cumhurbaşkanı adaylığı sizin hakkınız. Ama anketler sizin kazanamayacağınızı gösteriyor" deyip B planına yöneleceği şeklinde.

B planında ise şimdilik Akşener ya da İmamoğlu ismi gözüküyor.

AKŞENER'DEKİ DEĞİŞİM

Şimdiye kadar döpiyesinde gördüğümüz Meral Akşener, önceki gün ilk kez kot pantolon ve deri ceketle görüntü verdi. Yeni tarzını yakıştıranlar oldu. Yorum yapmaktan kaçınanlar çıktı. Ama seçimlere doğru Akşener sadece tarzını değil, stratejisini de değiştirdi. Bu konuda eleştirilerim olacak ama o ayrı bir yazı konusu. Bundan sonra daha net ve daha sert konuşan bir Akşener göreceğiz. Akşener, ayrıca İYİ Parti'ye birinci parti olma hedefi koydu. Öncelikli hedefi CHP'yi geçip muhalefette birinci parti olmak. "Hak edilmiş başbakanlık" sözlerinin altında gücünü 6'lı masadan değil, halktan alan lider mesajı yatıyor. İYİ Parti muhalefette birinci parti olursa seçimlerden sonraki süreci Kılıçdaroğlu değil, Akşener yönetecek.

YENİ SLOGAN

Yeni sloganı ise, "Az kaldı" olacak. Neye az kaldı? Akşener'e göre: "Başbakanlığa az kaldı."

"KILIÇDAROĞLU İÇİN ENDİŞELİYİM"
İmamoğlu yandaşı olduğu bilinen Soner Yalçın da bugünkü yazısında dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yalçın, "Kılıçdaroğlu için endişelendiğini" belirtti, gerekçelerini sıraladı.

Yalçın'ın yazısı şöyle:

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığına aday mı?

Hafta sonu yapılan Maltepe mitinginde "adaylığını üstü örtülü duyurdu" deniyor.

Son günlerde yapılan etnik kimliği üzerine polemikler bu iddiayı güçlendiriyor (Kılıçdaroğlu'na -etnik kimliği nedeniyle- "Türkiye'nin Obama'sı" diyebilir miyiz?)

Gittiğim her yerde Kılıçdaroğlu "aday olmalı mı", "aday olmamalı mı" tartışmaları yapılıyor. Ki seçime bir yıl kala bu tartışmalardan uzak durmak imkânsız hale geldi.

Herkes tek soruya odaklanmış durumda: "Kılıçdaroğlu kazanır mı?"

Haklılar. Siyaset, sonuç odaklıdır. Temel hedefi, kazanmaktır…

Ben ise soruya tersten yaklaşıyorum. Şöyle:

Tarih, 18 Haziran 2023. Sandıkları açıldı. Sonuç belli oldu: Kılıçdaroğlu kazanamadı!

Kutuplaşmanın/ çatışmanın doruğa çıkacağı/çıkarılacağı seçim sonucunda Kılıçdaroğlu galip gelmezse ne olacak?

Kılıçdaroğlu için bu sıradan seçim değil kuşkusuz:

–Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterdi, kazanamadı.

–Muharrem İnce'yi aday gösterdi, kazanamadı.

Kazanılamayan genel seçimlere veya referandumlara hiç girmeyeyim…

Ve şimdi de kendini ortaya koyuyor…

Peki, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini Kılıçdaroğlu kaybederse ne olacak?

Bakınız:

Yazdıklarımdan yola çıkarak Kılıçdaroğlu adaylığına karşıyım anlamı çıkarmayınız. Samimi olarak yazıyorum; Kılıçdaroğlu'nun aday olup kazanmasının Türkiye'deki kutuplaşmayı bitireceğine, sağduyunun ülkeye hâkim olacağını düşünüyorum. Hele son dönemdeki neoliberalizm karşıtı sözlerini alkışlıyorum…

İÇİMİ KEMİREN SORU

Evet:

Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başında olmasının toplumsal barış için faydalı olduğuna inanıyorum.

Kılıçdaroğlu; insani, hukuki, ahlaki değerleri hep üstün tutan/ yücelten bir siyasetçidir.

Saygındır. Dürüsttür. Mütevazidir. Çalışkandır. Anlayışlıdır. Mazlumun daima yanındadır…

Eminim seçilmesi halinde, çatışmaları iyi yöneten kabiliyetiyle- bir sakin güç olarak Türkiye'ye iyi gelecektir.

Ancak… İşte o soru hep içimi kemiriyor: 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamazsa ne olacak?

Salt siyasi hayatı bitmez. Hakaretlere, saldırılara uğrar. Ağır iftiralar ile karşılaşır. Yıllarca sürecek komplo teorilerin merkezinde yer alır. Ağır bedeller öder. Yaşamı allak bullak olur…

Bu sonuçların sebebi, ülkenin bugün geldiği/getirildiği siyasi travmadır!

Ağabey gibi sevdiğim, ülkenin yararına olacak bir politikacının bu hale düşmesinden endişe duyuyorum. Bunu kimse görmüyor mu, hissetmiyor mu? Kimleri sadece koltuk kapma peşinde mi?

Şurası gerçek; Ekmeleddin İhsanoğlu yerine 2014 yılında kendi aday olup kaybetseydi; bunun sonucu 2023 seçim mağlubiyeti gibi olmazdı. Durum bugün çok farklı…

Kılıçdaroğlu'nun seçimleri/adayları hep kaybetti. Partisinin oylarını da pek artıramadı. Maalesef, bu hatalar tekerrür etti! Ve, 2023'te -sembol olmuş Erdoğan karşısında- kaybederse bunun yaratacağı duygusal kırılma sel olup taşmaz mı? Bu sebeple diyorum ki; siyaset acımasızdır, Kılıçdaroğlu bu kez imkanı yok affedilmez. Hatasının cezası kıyamete kadar çektirilir…

2023 seçimi sıradan seçim değildir; başta CHP seçmeni olmak üzere muhalifler için "olmak ya da olmamak" ikilemi gibi algılanıyor!

EN ZOR SINAVI

Görüşüm şudur:

Türkiye'nin önümüzdeki dönemde Kılıçdaroğlu gibi değerli- tecrübeli lidere ihtiyacı var. CHP'nin başında kalmaya devam etmesi ülkenin yararınadır…

Öte yandan:

Cumhurbaşkanlı seçimini kaybetmesi halinde sadece CHP seçmeni değil, siyaset de büyük darbe alır, muhaliflerin seçimlere olan inancı kaybolur, demokrasi yara alır, partisi bile dağılabilir…

Yani: 2023 seçimi sadece cumhurbaşkanını seçmeyecek, -örneğin- muhaliflerin anlayışına göre ülkenin kaderi oylanacak…

Böylesine zor süreçte Kılıçdaroğlu'nun kendini ortaya atmasının faturasını iyi tahlil etmesi gerekir. Onun için hayat memat meselesi Çevresindeki bir avuç insana inanıp kendisine yazık etmemelidir. Bilmelidir ki; sırf kendi aklına dayanan, hatalardan kurtulamaz!

Toparlarsam:

Umarım, ben yanılıyorumdur.

Umarım, CHP genel merkezi yanılmıyordur.

Bu uyarıyı yazmak zorundaydım; aksi takdirde susarak ağabeyime karşı ikiyüzlü davranmış olurdum.

Bu sadece Kılıçdaroğlu'na bir kardeş tavsiyesidir; umarım nihai kararını verirken bu yazdıklarımı da göz önünde bulundurur…

Şunu da eklemeliyim: Yazdıklarıma bakarak kimse niyet okuması yapmasın. Kalemim, ağzım, düşüncem birdir benim… Her daim olduğu gibi kendime zararı olacağını bilsem de inandıklarımı yazdım.

Yalçın Küçük'ün sözleri rotamdır:

-"Doğru peşinde koşmak, bir savaşa razı olmak anlamındadır."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN