İşte Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür'ün "İmamoğlu meydan okudu" başlıklı o yazısı
Son iki yazımda Ankara CHP kulislerini yazdım. Özetle, CHP Genel Merkez yöneticilerine göre Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığının önünde artık hiçbir engel yok. CHP'lilere göre zaten Yavaş hesapta yoktu, İmamoğlu ise kendi yanlışları ve genel başkanın sert çıkışıyla itibar kaybetmiş, gündemden düşmüştü.
Ne mümkün, "Bizans'ta oyun bitmez" derler ya, CHP'de de oyunun bitmediğini İstanbul'a dönünce öğrendim. Gerçekten de CHP'de oyun bitmemişti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hâlâ "Ben adayım" demeye devam ediyor ve bunu da öyle gizli saklı değil meydan okuyarak yapıyordu.
Önceki gün İstanbul Büyükada'da CHP'nin İstanbul'daki 14 belediye başkanıyla bir araya gelen İmamoğlu, onların gözünün içine baka baka şu minvalde bir konuşma yapıyordu:
"Bana kimse siyaset konuşma diyemez. Türkiye'de siyaset konuşacak 5 kişi varsa, biri benim. Gündemi belirleyen 5 kişiden biriyim ben. Konuşmaya da devam edeceğim."
Bu açık açık Kılıçdaroğlu'na meydan okumaktı. Neye ve kime güvendiği sorusunun cevabını CHP'liler arasın ama gerekçesi de manidardı. Ona göre, seçim sonrası 5 yıllık bir maraton vardı ve Kılıçdaroğlu da bunu götüremezdi. Bu işi ancak genç biri yapabilirdi. O genç de kendisiydi. Anlayacağınız İmamoğlu adaylıktan vazgeçmiş değil. Hatta Yenikapı konuşmasıyla "partiler üstü" bir aktör olabileceğinin de işaretini vermişti.
İşin belki de en ilginç tarafı, bu konuşmayı aralarında Kılıçdaroğlu'na yakın ve İmamoğlu'na karşı olduğu bilinen belediye başkanlarının da olduğu bir toplantıda yapmasıydı. Onlardan hiçbiri de çıkıp, "Tespitleriniz doğru değil, bizim adayımız genel başkanımız" deme cesaretini göstermemişti.
Ama daha vahim olanı, o toplantıda hukuki durumu tartışmalı da olsa halen parti siyasetini temsil eden İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun suskunluğuydu. Kılıçdaroğlu'na yakın duran Kaftancıoğlu, "fincancı katırlarını ürkütmemek" için susmuş, bir CHP'linin deyimiyle "ikili" oynamıştı.
ANKET ÖFKELENDİRDİ
Büyükada toplantısına damgasını vuran sadece İmamoğlu'nun adaylık aşkı değildi. O toplantıda siyasi açıdan söyledikleriyle dikkat çeken ve İmamoğlu'nu kızdıran bir isim daha vardı: Siyasal İletişim Uzmanı Gülfem Saydan Sanver... Sanver'i kamuoyu daha çok televizyon tartışmalarında CHP'ye yakın duruşuyla tanıyor. O toplantıda Sanver, büyük ihtimalle İmamoğlu'nun talebiyle hem İstanbul'da AK Parti'nin yönettiği 25 belediyeyle (1'i MHP'li) hem de Türkiye genelindeki seçmen eğilimleriyle ilgili bir sunum yaptı.
Şimdi gelelim İmamoğlu'nu kızdıran açıklamasına.
Sanver sunumunda, İstanbul'daki AK Partili başkanların yönettiği ilçelerde hiçbir oy kaybı olmadığını, İmamoğlu'nun da pozisyonunu koruduğunu söyledi. Sonra da sözü Türkiye geneline getirerek CHP'lilerin "AK Parti çöküşte" tezine karşı çıktı ve bu söylemin AK Parti tabanını tahkim ettiğini ileri sürdü.
İşte İmamoğlu buna öfkelendi ve kısa süreli de olsa sunum yapan Sanver'le herkesin önünde tartıştı. Kibir böyle bir şey işte, çalışmadığı halde İstanbul'da pozisyonunu korumasına bir şey demedi ama AK Parti'nin oy kaybetmemesi hoşuna gitmedi.
Bu arada merak ediyorum, "Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar..." misali orada mesleğinin hakkını verip gerçeği söyleyen Sanver, televizyonlarda neden tam tersini yapıyor?
ÖVÜR'ÜN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYIN