Türkiye'nin terörle mücadelesi hedef alındı! Zaho'da neler oldu? Duhok'taki kirli provokasyonla amaç ne?
Türkiye yaptığı operasyonlar ve harekatlarla terör örgütü PKK'ya ağır darbe vurdu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sivil hassasiyeti dünyaca bilinirken Zaho'da terör örgütü PKK ve yandaşları tarafından kirli bir provokasyon yürütüldü. TSK'nın sivilleri vurduğu iddia edilerek sosyal medyada Türkiye'yi karalayan paylaşımlar yapıldı. Dışişleri Bakanı saldırının terör kaynaklı olduğunu bildirirken provokasyonun zamanlaması da dikkat çekti. İşte detaylar...
Giriş Tarihi :21 Temmuz 2022 , 13:27Güncelleme Tarihi :21 Temmuz 2022 , 14:07
Türk Silahlı Kuvvetleri yurt içinde ve sınır ötesinde terör örgütü PKK'ya yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarla şer odaklarını adeta bozguna uğrattı.
Türkiye'nin, Suriye sınırımızda yuvalanan terör örgütü PKK'ya yönelik operasyon hazırlığı sürerken TSK'ya yönelik kirli bir provokasyon düzenlendi.
'TÜRK ORDUSU SİVİLLERİ HEDEF ALDI' YALANI
Türk Silahlı Kuvvetlerinin sivil hassasiyeti dünyaca bilinirken Zaho'da terör örgütü PKK ve yandaşları Türk ordusunun sivilleri hedef aldığı yalanını yaydı.
PKK/KCK yanlısı yayın yapan medya organlarında TSK'nın, "Dohuk'ta düzenlediği sözde atışlar nedeniyle sivillerin hayatını kaybettiği" yönünde haberler yer aldı. Uluslararası operasyonlara imza atan Reuters de Türkiye'yi sivilleri hedef almakla suçladı.
PKK'NIN SİYASİ KOLU HDP SAHNEDE
Provokasyonu PKK'nın siyasi kolu HDP de körükledi.
HDP'den yapılan açıklamada, ''TSK'nın Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Zaxo kentine bağlı turistik alanlarından Perex köyüne yönelik gerçekleştirdiği bombardıman sonucu içinde çocuk ve kadınların da olduğu Arap ve Kürt sivillerin yaşamını yitirdiğini ve çok sayıda yaralı olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Tarihe ikinci Roboski katliamı olarak geçecek olan bu katliamdan iktidar siyasi ve hukuki olarak sorumludur. Bu katliam aynı zamanda başka bir ülkenin egemenlik alanına da saldırı anlamına gelmektedir.'' ifadeleri yer aldı.
HAZIR AFİŞLERLE ALGI YAPILDI
Saldırı sonrası kurgulanmış videolar, afişler ve propaganda müzikleri sosyal medyada paylaşılmaya başlandı.
Propaganda paçavralarında, Türkiye'ye ve Türk ordusuna tehditler savrulurken Başkan Erdoğan hedef alındı.
PKK'NIN AVUKATI DİYARBAKIR BAROSU TSK'YI HEDEF ALDI
Diyarbakır Barosu'na ait resmi Twitter hesabından da konuya ilişkin bir açıklama yapılarak TSK hedef alındı! Saldırıdan Türkiye'nin sorumlu tutulduğu açıklamada, "Kürdistan Federe Bölgesinin Zaho ilçesinde TSK'nın bombardımanıyla, içlerinde çocukların da olduğu siviller hayatını kaybetmiştir. Roboski'de olduğu gibi söz konusu Kürtler olunca insancıl hukuk değersizleşiyor. Yaşamını yitirenlerin ailelerine ve Kürdistan'a başsağlığı diliyoruz" denildi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI YALANLADI
Dışişleri Bakanlığı Türkiye'nin hedef alınmasının ardından Dohuk'taki saldırıya ilişkin, "Irak hükümeti yetkililerini hain terör örgütünün propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, gerçek faillerin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Irak'ın Dohuk vilayetinin Zaho ilçesinde bir dere kenarına yapılan saldırıda ilk belirlemelere göre 8 kişinin hayatını kaybettiğinin, 23 kişinin ise yaralandığının büyük üzüntüyle öğrenildiği bildirdi.
Açıklamada, bu elim hadisede hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dilenerek, ölenlerin yakınları başta olmak üzere dost ve kardeş Irak halkına ve hükümetine taziye bildirildi. Yaralılara da acil şifalar dilendiği aktarıldı.
TERÖR ÖRGÜTÜ KAYNAKLI SALDIRILARLA TERÖRLE MÜCADELEMİZ HEDEF ALINIYOR
Türkiye'nin sivilleri hedef alan her türlü saldırının karşısında olduğunun altı çizilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun şekilde, sivillerin, sivil altyapının, tarihi ve kültürel varlıklar ile tabiatın korunmasına azami hassasiyet göstererek yürütmektedir. Masum insanları hedef alan ve terör örgütü kaynaklı olduğu değerlendirilen bu gibi saldırılarla ülkemizin terörle mücadeledeki haklı ve kararlı tutumunun hedef alındığı kıymetlendirilmektedir.
Türkiye gerçeğin açığa çıkması noktasında her türlü adımı atmaya hazırdır.
Irak hükümeti yetkililerini hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz."
BAKAN ÇAVUŞOĞLU: TERÖRLE MÜCADELEMİZİ SEKTEYE UĞRATMAK İÇİN YAPILAN BİR SALDIRI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da konuya ilişkin açıklama yaptı. Çavuşoğlu, "TSK'dan aldığımız bilgiye göre sivillere yönelik herhangi bir saldırımız olmamıştır." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu şunları söyledi:
"Türkiye'nin terörle mücadelesini sekteye uğratmak için yapılan bir saldırıdır bu. Biz hiçbir zaman Türkiye olarak Türk askeri, Türk polisi sivilleri hedef almadığı gibi her yerde sivilleri ve masum insanları, mazlumları koruyan bir milletiz. Ordumuzla askerimiz, jandarmamız ve polisimiz de bu konuda son derece hassastır. Türkiye içinde de biliyorsunuz terörle mücadelemiz uzun yıllardır devam ediyor. PKK terör örgütü Suriye'de de YPG/PYD bunların hepsi aynı terör örgütü zaten PKK'nın uzantıları isimleri farklı.
Irak'ta da, Türkiye'de de her zaman sivillere yönelik acımasızca katliamlar yapmışlardır, hedef de almışlardır. Kalkan yapmaktan da hiç bir zaman çekinmemişlerdir. Örgüt, Sincar bölgesinde Yezidileri kalkan yapıyor. Yezidi çocukları zorla silahlandırıyor. Bizim herhangi bir saldırı planladığımız zaman Sincar Dağı'nda özellikle Yezidi çocukları kalkan yapıyor. Bu açıkça zaten görülüyor. Yezidiler de bunu görüyor ve kabul ediyor. Sonuçta bu terör örgütünün oyunları bitmez. Ama bu terör örgütlerinin olduğu yerde problemler her zaman olur."
BİR AÇIKLAMA DA ŞENTOP'TAN
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM'nin ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan Üçlü Meclis Başkanları İkinci Toplantısı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Dohuk'taki saldırı ile ilgili konuşan Şentop "Operasyonlarda sivil hassasiyetler korunuyor" dedi.
Şentop şunları söyledi;
"Sivillere yönelik böyle bir saldırının en başta Türkiye'yi rahatsız ettiğini söyleyebilirim. Bu saldırının ortaya çıkarılması ve faillerinin tespiti yönünde Türkiye'nin hazır olduğunu Sayın Dışişleri Bakanımız da ifade etti. Türkiye'nin bölgede teröristlere karşı gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlere gölge düşürmek için teröristlerin gerçekleştirdiği bir eylem olduğu gözüküyor."
MANİDAR ZAMANLAMA
Türkiye'ye karşı gerçekleştirilen bu provokasyonun zamanlaması da manidar bulundu.
ERDOĞAN'IN OPERASYON MESAJI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile gerçekleştirdiği zirvede terör örgütünün Suriye'den sökülüp atılacağını belirterek teröristlerle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı.
Erdoğan İran dönüşü uçakta yaptığı açıklmada da, ABD'nin Fırat'ın doğusunu terk etmesi gerektiğini belirterek, "Suriye sınırından 30 kilometre güneye kadar terör örgütleriyle mücadelemizde Rusya ve İran'ın yanımızda olmasını istiyoruz. Bize gerekli desteği vermeliler." dedi.
Erdoğan'ın terörle mücadele ve operasyon sinyali vermesinin ardından sıkışan PKK ve yandaşlarının Türkiye'yi hedef alması dikkat çekti.
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, HDP ve Diyarbakır Barosunun, Irak'ın Dohuk ilindeki saldırıyla ilgili, henüz gerçek ortaya çıkmadan terör örgütünün sözcüsü sosyal medya hesaplarıyla birlikte Türkiye'yi suçlamalarının manidar olduğunu belirtti.
Tunç, yaptığı yazılı açıklamada, Dohuk'taki saldırıyı kınayarak, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diledi.
"TÜRKİYE'Yİ SUÇLAMALARI MANİDAR"
HDP ve Diyarbakır Barosuna tepki gösteren Tunç, "Henüz gerçek ortaya çıkmadan HDP ve Diyarbakır Barosunun, terör örgütünün sözcüsü sosyal medya hesapları ile birlikte Türkiye'yi suçlamaları manidar. Mehmetçik katliam yapmaz. Mehmetçik yaşam hakkını korumak için canı pahasına mücadele eder." ifadelerini kullandı.
"Dışişleri Bakanlığımız, katliamın gerçek faillerinin bulunması için gerekli iş birliğine hazır olunduğunu, Iraklı yetkililerin terör örgütünün propagandalarına itibar etmemeleri gerektiğini açıklamıştır. Diyarbakır, Hakkari, Van, Bingöl, Siirt, Şanlıurfa ve Batman barolarının, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve Dışişleri Bakanlığımızın gereken açıklamaları yapmalarına rağmen tek bir kaynaktan çıktığı anlaşılan, ülkemizi suçlayan açıklamaları büyük bir garabettir. Türkiye Cumhuriyeti ve onun kahraman Mehmetçiğini suçlayarak terör örgütlerinin söylem ve etkisi altında yapılan açıklamalar terör örgütlerinin sözcülüğüne soyunmaktır."
"TÜRKİYE'NİN YAPACAĞI BÜYÜK HAREKATIN ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYORLAR"
Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ da konuya ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı. Sabah'a konuşan Başbuğ, "Provokasyonun arkasında ABD, PKK ve Avrupa'nın diğer emperyalist devletleri var" derken "Burada amaç Türkiye'nin yapacağı büyük harekatın önünü kesmek ve aynı zamanda Türkiye'nin yürüttüğü temiz süreci kirletmek." ifadelerini kullandı.
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar da meseleye ilişkin çarpıcı tespitler yaptı.
a.haber.com.tr'ye konuşan Ağar, Uluslararası haber ajanslarının algı çalışmalarına dikkat çekerek, "Daha vakanın ne olduğu bile anlaşılmadan Türkiye'yi suçlayıcı cümleler kurmaya başladılar ve haberler yapmaya çalıştılar. Bu konu bizim için yabancı bir durum değil. Her zaman yaptıkları bir durum yeni bir versiyonu ile karşılaştık. TSK'nın yapmış olduğu harekatlarda ortaya koymuş olduğu hassasiyet çok net ortada." ifadelerini kullandı.
Ağar şu tespitlerde bulundu;
"Ortada adli bir olay var. Buna Türkiye Cumhuriyeti Devleti diyor ki 'Gelin hep beraber iş birliği yapalım aydınlatalım' mesajı veriyor. Ama olay olur olmaz organize bir şekilde bunu istismar ederek Bağdat'tan Basra'ya Irak'ın kuzeyinde çeşitli açıklamalar yapıldı. Ve bunlar YOG/PKK'nın ekmeğine yağ sürercesine açıklamalar oldu
Açıklamalara bakıyorum 'Türkiye ile PKK'nın savaşı' bir kere bu cümle bile nasıl bir entrika ile karşı karşıya kaldığımızı ispat ediyor. Bu Türkiye ile PKK arasında bir savaş değil. Türkiye'nin eli kanlı bir terör örgütüyle terörle mücadelesidir. Buradaki olayı kullanarak PKK'nın ekmeğine yağ sürercesine kendi ülkenizi bölmeye çalışan tartışmaları bölgelerde etki üretmeye çalışan egemenliğinizi hedef alan bir terör örgütüyle asimetrik bir ilişik geliştirme oyununa hizmet ediyor.
Bunun arkasında İran'ın bir parmağı olabilir mi? Şu an Haşdi Şabi milislerini meydanlarda görüyoruz. Büyükelçiliğimizin etrafında bir takım gösteriler yaptıklarını ve Türkiye karşı tahkir edici açıklamalar yaptıklarını görüyoruz. Bunun arkasında birebir İran mı var yoksa yerelden yönetilen kesimler mi var bunu net olarak bilmiyoruz.
İran buna yönelik bir açıklama yapmıyor. Bu örgütlerin İran güdümünde ve İran bağlantılı olduklarını biliyoruz. Bu örgütlerin dönem dönem bu şekilde Türkiye'yi tahrik ettiklerini ve Türkiye karşı tuzaklar kurduklarını görüyoruz. YPG/PKK'ya alan açıcı hamlelerde bulunduklarını görüyoruz. İran bu konularda sıkıştığı zaman inkar ediyor. Böyle bir temel fotoğraf var. Bu noktada mezhebi fitneye hizmet edercesine İran'a mesnetsiz suçlamalarda bulunmayalım. Bulunmamak gerektiğini de düşünüyorum.
"BİZİM BAYRAĞIMIZI KİMSE İNDİREMEZ"
En çok dikkat etmemiz gereken konu birileri Türkiye'yi İslam dünyasındaki bozgunun ve mezhep fitnesinin bir parçası yapmak istiyor. Türkiye bu tuzağa düşmez. Büyükelçiliğimizdeki bayrağı indirdik diye infial yaratmaya çalıştılar. Bizim bayrağımızı kimse indiremez.
Bizim Bayrağımız Bağdat Büyükelçiliği'nin gönderinde ilelebet Hz. Peygamber, Hz. Ali, Hz. Hüseyin duruşuyla ve Hz. Ali'nin Zülfikar'ı gibi aslanlar gibi dalgalanmaya devam edecek. Bunu çok iyi bilmeleri gerekir. Bu mezhebi fitneyi ortaya çıkartmaya çalışanlar bunu çok iyi bilmeli.
Uluslararası haber ajanslarının algı çalışmaları son derece anlaşılabilir bir şey. Türkiye'yi itibarsızlaştırmak ve değersizleştirmek için Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu etkiyi baskılamak için her zaman bu ajanslar böyle çalışırlar zaten. Buna dair bir fırsat buldular.
Daha vakanın ne olduğu bile anlaşılmadan Türkiye'yi suçlayıcı cümleler kurmaya başladılar ve haberler yapmaya çalıştılar. Bu konu bizim için yabancı bir durum değil. Her zaman yaptıkları bir durum yeni bir versiyonu ile karşılaştık. TSK'nın yapmış olduğu harekatlarda ortaya koymuş olduğu hassasiyet çok net ortada.
"BU KAMU DİPLOMASİSİ BASKISIDIR."
Bu Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu etkiyi itibarsızlaştırmak ve baskı altına almak aynı zamanda yeni yapacağı harekatları engellemek için oluşturulan bir algıdır. Bu kamu diplomasisi baskısıdır. Bunu bu şekilde okumak ve oyuna düşmek gerekir."