CHP'nin "mangır medyası" olarak bilinen yandaş yayın organları dini değerleri ve Diyanet'i hedef almaya devam ediyor.
CHP'nin "mangır medyası" olarak bilinen yandaş yayın organları dini değerleri ve Diyanet'i hedef almaya devam ediyor.
Sürekli olarak dini değerleri hiçe sayan haberlere imza atan Cumhuriyet, bir kez daha Diyanet İşleri Başkanlığını hedef aldı. Geçtiğimiz günlerde Diyanet tarafından yayınlanan Cuma hutbesini "Tesettür hutbeye girdi" şeklinde haberleştirerek hedef gösterdi.
Tesettür üzerinden Diyanet'i hedef aldılar
HALK TV'DE SKANDAL SÖZLER
Cumhuriyet'in skandal manşeti Halk TV'de yayınlanan programa da konu edinildi. Ayşenur Arslan'ın sunduğu programda Cumhuriyet'in haberi değerlendirilirken, Diyanet'e skandal sözlerle saldırıldı. Programın konuğu Diyanet İşleri Başkanlığı için "haddini aşan bir kurum" şeklinde yorumda bulunurken, Ayşenur Arslan da "çok" diyerek bu sözlere destek çıktı.
DİYANET'E SEÇİM ÜZERİNDEN SALDIRI
Cumhuriyet Gazetesi, geçtiğimiz günlerde de Diyanet İşleri Başkanlığını hedef alarak asılsız bir habere imza atmıştı.
"Yaklaşan seçimler için müftülere oy toplama konusunda talimat verildiği" iddiasını yayan Cumhuriyet'in haberi Diyanet tarafından yalanlandı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.
"GERÇEĞİ YANSITMIYOR"
Suç duyurusu dilekçesinde, bir gazetenin internet sitesinde yer alan ve Başkanlıkça düzenlenen müftüler toplantısında "yaklaşan seçimler için müftülere oy toplama konusunda talimat verildiği" iddiasına yer verilen haberin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
"İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek' görevi kanunla kendisine tevdi edilen Başkanlığımız, Başkanımız ve bütün Başkanlık personeli, yöneltilen bu asılsız ithamla rencide edilerek kişilik hakları ihlal edilmiştir." ifadesine yer verilen dilekçede, Cumhuriyet gazetesinin internet sitesindeki habere işaret edildi.
Gerçeğe aykırı, asılsız ithamlarla, yalan ve iftira haber yapıldığı savunulan dilekçede, şunlar kaydedildi:
"Mezkur yalan ve iftira haber, internet ortamında da yayınlanmak suretiyle Başkanlığımız, Başkanımız ve bütün çalışanlarımız hakkında kamuoyunda olumsuz kanaatler oluşmasına, bu suretle Başkanlığımız hizmetlerinin olumsuz etkilenmesine zemin hazırlanmıştır. Gerçeğe aykırı, yalan ve iftira nitelikli bu haberlerle camiamız ve çalışanlarına karşı halkın bir kesiminin öfke, kin, nefret hatta düşmanlık duygularına yönelmesi amaçlanmıştır. Bu şekilde Başkanlığımıza ve çalışanlarımıza güven duygusunun yok olması istenmiş, itibar kastı yapılmıştır.
Anılan haberin, kanunla verilen görevleri yerine getirmekle sorumlu ve anayasal bir kurum olan Başkanlığımızı ve çalışanlarını küçük düşürmek amacıyla yapıldığı açıktır. Gerçeğe aykırı, iftira ve yalan mahiyetinde haber yapmanın basın özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır. Kamu düzenini bozmaya, genel ahlaka ve başkalarının itibarlarına saldırı ve zarar vermeyi amaçlayan haberler hukuken basın özgürlüğü korumasında değerlendirilemez. Yalan ve iftira korunamaz. Bu sebeple şüphelilerin, yaptıkları haberin doğruluğunu yargı önünde ispat etmeleri gerekir."
İnternet sitesindeki haberin, "iftira" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçunu oluşturduğu öne sürülen dilekçede, Cumhuriyet gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü ve ilgili kişiler hakkında gerekli cezai takibatın yapılması için kamu davası açılması talebine yer verildi.