"MASKELERİNİ BİRER BİRER İNDİRECEĞİZ"
Başkan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çevremizdeki ateşi bize sıçratmak için sabırsızlıkla bekleyenlerin, pireyi deve yaparak oluşturmaya çalıştıkları iklim sizi asla yanıtlamasın. Bunların derdi ne sizlersiniz ne de ülkemizdir. Kendi kısır çıkar hesaplarının yükünü milletimizin omuzuna yıkma peşinde olanlara bugüne kadar meydanı bırakmadık, bırakmayacağız. Kimsenin değil kendi oyun planımızı takip ederek, hem özgürlüğümüze sahip çıkacağız hem refahımızı artıracağız. Sahte yüzlerin, sahte söylemlerin, sahte duruşların maskelerini birer birer indireceğiz. Kendi ikballerini bu ülkenin, 85 milyon vatandaşının felaketine bağlayanların hesaplarını tepetaklak edeceğiz."
Türkiye Yüzyılı'nı gençlerle yükselteceklerini ve zirveye taşıyacaklarını dile getiren Erdoğan, "Çünkü biz hep birlikte Türkiye'yiz." vurgusunda bulundu.
"HDP KANDİL'E YOL ARAR BİZ HALKIMIZA MODERN YOLLAR YAPARIZ"
İstasyon Meydanı'nda toplu açılış töreni düzenlediklerini anımsatan Erdoğan, "Bugün Diyarbakır çevre yolunun açılışını yaptık değil mi? Yolun güzelliğini gördünüz değil mi? Biz bu güzelim yolları yaparız ama HDP'si ve diğerleri sadece laf üretirler. Farkımız bu. Onlar Kandil'e yol ararlar. Biz halkımıza modern yollar yaparız. Farkımız bu. Biz, 'Hep birlikte Türkiye'yiz' derken, 'Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edeceğiz' derken birileri gibi istismar yapmıyoruz." ifadelerini kullandı.
"BİZ BİRİLERİ GİBİ FETÖ'CÜLERLE HAMBURGER YEMENİN DERDİNDE DEĞİLİZ"
Hayatının her döneminde olduğu gibi bugün de bütün yolları gençlerle birlikte yürüdüğünü belirten Başkan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her mücadelemizi onlarla birlikte gerçekleştiriyoruz. Ben gencim. Niye? Çünkü gençlerle beraberim. Sizinle beraber yol yürüyenlerin ihtiyarlaması mümkün değil. Beraberiz, biriz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye'yiz. Gençler; nereye gidersek gidelim, milletimizle özellikle gençlerimizle bir araya gelmeye önem veriyorum. Çünkü biz Diyarbakır'ın ciğeri, meftunesi varken birileri gibi FETÖ'cülerle benzin istasyonlarında hamburger yemenin, kapalı kapılar ardında iş çevirmenin derdinde değiliz. Gençlerimizin heyecanından ve coşkusundan ne kadar çok istifade edersek kendimizi o kadar bahtiyar addediyoruz.
"BU BULUŞMALAR GENÇLERLE ORTAK GELECEĞİMİZİ ŞEKİLLENDİRİYOR"
Sadece son 2 yılda 15 farklı şehrimizde 25 buluşma gerçekleştirerek her kesimden, her yaştan, her eğitim kademesinden gençlerimizle hem sohbet ettik hem güzel vakit geçirdik. Diyarbakır'a geçtiğimiz yıl yaptığımız ziyarette de gençlerimizle bir araya gelmiştik. Ülkemizde, 2023 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak toplamda 6 milyonun üzerinde, sadece Diyarbakır'da 172 bine yakın gencimiz var. Dolayısıyla biz bu buluşmalarla aynı zamanda gençlerimizde ortak geleceğimizi şekillendiriyoruz."
"HUZUR İKLİMİNİN OLUMLU SONUÇLARI"
Gençlik Kolları Başkanlığının düzenlediği, "İlk Oyum Erdoğan'a, İlk Oyum AK Parti'ye Programı"nın aslında Türkiye Yüzyılı'nın ayak sesleri olduğunu bildiren Erdoğan, Diyarbakır'ın; tarihiyle, türküleriyle, lezzetleriyle, muhabbetiyle ve hepsinden önemlisi insanıyla ayrı güzellikte bir şehir olduğunu söyledi.
"Yıllarca terör örgütlerinin baskısı altında, insanların güvenliklerinden endişe duyarak yaşadıkları Diyarbakır, artık geride kaldı." diyen Başkan Erdoğan, "Diyarbakır, şairin, 'Bunlar engerekler ve çıyanlardır. Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır.' diyerek tarif ettiği eşkıyalardan kurtuldukça özünü yeniden bulmuştur." ifadesini kullandı.
Bugün gündüzüyle gecesiyle huzur dolu bir Diyarbakır olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Surların, camilerin, kiliselerin, taş binaların, buram buram tarih kokan silüetleri belirgin hale gelmiştir. Hevsel bahçelerinin bitkileriyle, kelebekleriyle, çocuklarıyla, neşesi yerine gelmiştir. Şehrin dört bir yanında, ardı ardına yükselen fabrikalarda işine, aşına, geleceğine sarılan insanların alın terlerinin bereketi, haneleri doldurmuştur. Bu huzur ikliminin olumlu sonuçlarını, insanımızın günlük hayatından ekonomiye kadar her alanda görmek mümkündür. Bugün buradaki buluşmamızı da Diyarbakır'ın yeniden ülkemizin önde gelen sanayi, ticaret, kültür, sanat ve elbette gastronomi şehri haline gelme iradesinin bir sembolü olarak telakki ediyorum."
Başkan Erdoğan, açılış konuşmasının ardından programı sohbet şeklinde devam ettirmek istediğini söyledi.
BAŞKAN ERDOĞAN'A KÜRTÇE SELAMLAMA
Programda bulunan gençlerden biri, Batman'da geçen yıl gerçekleştirilen gençlik buluşmasında bir katılımcının Başkan Erdoğan'ı Kürtçe selamlamasından etkilendiğini belirterek, "Kürtçe konuşmanın yasaklandığı ve Kürtçe konuşanların zindanlara atılıp işkence gördüğü Diyarbakır'dan ben de sizleri Kürtçe selamlamak istiyorum." ifadesini kullandı.
Genç, Kürtçe "Değerli cumhurbaşkanı hoş geldiniz, sefa getirdiniz. Hepimiz sizi canı gönülden, yürekten çok seviyoruz ve çok değer veriyoruz. İyi ki varsınız." dedi.
ENERJİ VE TAHIL KRİZİ
Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi, 19 yaşındaki genç ise ilk kez oy kullanacağını belirterek, Erdoğan'a, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, "Türkiye'ye doğal gaz merkezi kurulabilir" açıklamasını ve Türkiye'nin tahıl koridoru sürecini nasıl sağladığını sordu.
Başkan Erdoğan, gencin sorusunu şu şekilde yanıtladı:
"Özellikle tespit ettiğiniz soru, şu anda ekranları başında bizi izleyen milletim için çok büyük önem arz ediyor. Tabii biz, dünyaya malum hamburger yemeye gitmedik. 20 yıldır, gerek Başbakanlığım gerek Cumhurbaşkanlığım döneminde, dünya liderleriyle sürekli görüşme halinde olduk. Sadece son bir ay içerisinde Sayın Putin'le 5 kez görüşmemiz var. Zelenskiy ile aynı şekilde. Öbür tarafta ABD başkanıyla telefon diplomasisiyle görüşmelerimiz var. Eğer siz, bu tür görüşmeleri yoğunlaştırırsanız, bir araya gelirseniz onlarla siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ilişkilerinizi arttırırsanız, tabii ki bu dostluk ne yapıyor? Zirve yapıyor. İşte biz bunu başardık. Biz bunu başardığımız için de o kritik dönemde Sayın Putin ile, Zelenskiy ile burada aracı olabilir miyiz diye bir adım attık ve her iki taraf da önce Antalya'ya dışişleri bakanlarını gönderdiler.
Daha sonra Dolmabahçe'ye bu tahıl koridoruyla ilgili adımı atmak için yine heyetlerini gönderdiler. Bu tahıl koridorundan şu anda 8 milyonu (ton) aşan bir tahılı dünyaya servis ettik. Sayın Putin'le yaptığımız son görüşmede de kendisinden, özellikle tabii bu arada, tahılın dışında bir de Afrika ülkesi başta olmak üzere, oraların az gelişmiş veya geri kalmış ülkelerine neler aktarabiliriz, bunun adımlarını attık. O da neydi? Gübre konusu. Olay sadece tahıl değil. Gübre var. Çünkü kuraklığın yoğun olduğu bu ülkelere bir de gübreyle onların bu sıkıntısını gidermeniz gerekiyor. Sayın Putin'le yaptığım son görüşmede bunun da önünü inşallah aşacağız. Böylece bu az gelişmiş, gelişmekte olan ülkelere tahıl ve gübreyle bu adımı atacak ve Türkiye olarak dünyadaki farklı yerimizi ispat edeceğiz."
2023'te yapılacak seçimleri anımsatan Erdoğan, "Gençlerimizle beraber şu 7 ay içerisinde çok çalışacağız. Sandıkları da haziran ayında beraber patlatacağız. Dünya Türkiye'nin ayağa kalkışını bekliyor. Bugün Diyarbakır Çevre Yolu'nun açılışını yaptık. Bugüne kadar buralarda bunların bir adımı var mıydı? Yok. Şu anda rahmetli üstat Sezai Karakoç'un adının verildiği bu kültür merkezinde beraberiz. Kültür bizim işimiz, altyapı bizim işimiz." diye konuştu.
BAŞKAN ERDOĞAN İLK OYUNU KİME VERDİ?
Bir gencin, "İlk oyunuzu kullandığınız seçimi hatırlıyor musunuz? Nasıl hissetmiştiniz? O dönem sizin oy eğiliminizi belirleyen etmenler nelerdi?" sorusuna Erdoğan, "İlk oyu rahmetli Erbakan Hocamıza vermiştim. Onlar ne diyordu, 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacaksınız?' Biz çoluk çocuğa bırakmadık. Biz Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın anlayışıyla gençlerimize bıraktık." yanıtını verdi.
KILIÇDAROĞLU'NUN BAŞÖRTÜSÜ ÇIKIŞINA TEPKİ
Üniversite öğrencisi Merve Karakayalı'nın başörtüsü meselesinin çözümü sürecinde unutamadığı bir anısını olup olmadığını sorması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Kızlarım imam hatip okulunda başörtülü olarak okula sokulmuyordu. Böyle bir dönem yaşadılar. Ben mecburen bir kızım için benim imam hatipten arkadaşım olan ve bir imam hatipte müdür olan arkadaşımla görüştüm. 'Kızım başörtülü derslere giremiyor' dedim. 'Başkan ne düşünüyorsun, gönder bana' dedi. Kızımı bir kız arkadaşıyla o imam hatibe gönderdim. Kızım orada imam hatibi bitirdi. Bu ülkede ne çileler çekildi. Yeğenlerim giremiyordu, anneleri gidip imam hatibin kapısında kızlarının girişini bekliyordu. Üniversitelerde başörtülü kızlarımızın başlarından başörtüsünü polis kardeşlerimiz almak zorunda kalıyordu. Genel başkan yardımcısı olan kadın o zaman İstanbul Üniversitesinin ikna odalarının başında bulunuyordu. O zaman televizyon oturumlarından başörtüsüne 'bez parçası' diyen Bay Kemal, şimdi utanmadan sıkılmadan 'Ben çözeceğim' diyor. Böyle bir problem yok ki artık. Başörtülü kızlarımız eğitim öğretime gidiyor, valimiz var, silahlı kuvvetlerde artık askerimiz var, hakim ve savcı var. Ey Bay Kemal. Biz şimdi diyoruz ki; başımıza bir daha bu dertler gelmesin, onun için hazırlığımızı yapıp Anayasa değişikliği yapalım ve yola böyle devam edelim. Zaten yasal olarak bir sıkıntı yok ama anayasal olarak da böyle bir değişikliği yaparsak bunların yapacak bir şeyi kalmaz."