Altaylı ifadesinde uzun yıllar MİT'e hizmet ettiğini, 1974 yılında istifa etmesine karşın zaman zaman çeşitli operasyonlarda görev aldığını, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'le çalıştığını, Özbek Devlet Başkanı Kerimov'un dostu olduğunu, merhum Celal Bayar'ı şahsen tanıyıp yabancı heyetlerile arasında danışmanlık yaptığını belirtiyor. Altaylı ayrıca, "Merhum İsmet İnönü'yü tanımışım, görüşmelerim olmuş, rahmetli Alpaslan Türkeş'in en yakınlarından birisi olmuşum" diyor.
Altaylı, ifadesinde Halil Şıvgın'ın bürosunda Necip Hablemitoğlu ve Ramazan Toprak ile karşılaşmadığını, Hablemitoğlu ile hiç görüşmediğini öne sürerek şöyle devam ediyor: "Mustafa Özcan'ı 1990'lı yıllarda tanıdım. O dönem başbakanımız olan Süleyman Demirel beni arayarak Orta Asya'dan gelen Türk Cumhuriyetleri'ndeki öğrencilerin yurtlara yerleştirilmesi ile ilgili yardımımı istedi. Bana 'Seni Diyanet kadrosundan birisi arayacak, bu öğrencilerin yurtlara yerleştirilmesi hususunda sana yardımcı olacak' dedi. Sonrasında beni Mustafa Özcan aradı. Biz bu çalışmayı Mustafa Özcan ile yaptık."
*Necip Hablemitoğlu suikastından bir fotoğraf
"ÇİRKİN BİR İDDİA"
Adının cinayet soruşturmasına karıştığından haberdar olduğu sırada yurtdışından Türkiye'ye geldiğini öne süren Altaylı, hakkındaki iddialar için şunları söylüyor: "Bir cinayete bulaşmış kimse kendi hür iradesiyle yurtdışından gelip ifade verir mi? Halil Şıvgın yalan söylüyor. Olay ile ilgili ne dahilim ne de bir bilgim vardır. Adımın bu dosyaya karıştırılmış olması, bana atılmış çok büyük ve çirkin bir iftiradır."