6 yaşındaki H.K.G.'nin istismar olayının ardından art iyetli çevreler doğrudan İslam'ı hedef alan çirkin paylaşımlarda bulundu. Çocuk yaşta evlilikle ilgili yürütülen çirkin propagandaya Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'tan tepki geldi.
BEN DE 4 KIZ BABASIYIM
"Ben de 4 kız çocuk babasıyım" diyen Diyanet İşleri Başkanı evlilik yaşı ile ilgili tartışmalarda açık açık noktayı koydu.
Evlilik yaşının 18 olduğuna dikkat çeken Erbaş, "Bugün yasalarımızdaki evlilikte 18 yaş sınırı dinimizin istediği rüşd çağı bakımından da ideal bir uygulamadır. Ergenlik yaşı ile Evlilik Yaşı karıştırılmamalı. Ergenlik biyolojik bir gelişim sürecidir. Evlilikte aranan rüşddür." dedi.
SÖZ KONUSU OLAMAZ
Ergenlik yaşını bahane ederek; kız çocuklarının erken evlendirilmesini savunanlara Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'tan yanıt geldi.
Gazeteci Hande Fırat'ın sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Ali Erbaş açıklamalarına şu sözlerle devam etti;
Başkanlığımız ailenin korunması ve şiddetin önlenmesi bağlamında çocuk istismarıyla mücadeleyi resmi ve dini bir sorumluluk alanı olarak belirlemiştir. Başkanlığın, ailenin korunması konusunda İslam dininin belirlediği temel prensipler/sabiteler ile bağdaşmayan bir kararı ya da fetvayı vermesi mümkün değildir.
Bu temel prensiplerden birisi de nikâhın keyfi uygulamalara kesinlikle kapalı, son derece ciddi ve önemli bir adım olması, tarafların her türlü haklarının korunması mecburiyetidir. İslam'a göre, kadın ve erkeğin hem fiziksel (bulûğ) hem de ruhsal ve zihinsel (rüşd) olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek yaşa (Kuran'ın ifadesiyle evlilik çağına) gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz.
ASLA DİNİ BİR TEMELİ YOKTUR
Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İl Müftü Seminerleri'nde alınan kararları da hatırlattı
Erbaş yaptığı açıklamada, "Genç kızlarımızın çocuk sayılabilecek kadar erken yaşlarda zorla evlendirildiği ve bu uygulamanın dine dayandırılmaya çalışıldığı esefle müşahede edilmektedir. Bu yaklaşımın ilmi ve dini bir temeli yoktur. Hayat hakkını, insanın onuruna uygun bir şekilde hayatını sürdürmesi hakkını gasp etmek ve özellikle çocukları istismar konusu yapmak asla kabul edilemez. Kamuoyuna 'çocuk gelinler' vakası olarak yansıyan ve gerçekte çocuk istismarı olarak değerlendirilecek her türlü suiistimalin, İslam açısından hiçbir meşruiyeti yoktur." şeklinde konuştu.
BUGÜN CAMİLERDE HUTBE OKUNACAK
Erbaş, "Bugün (16 Aralık 2022 Cuma) küçüklerin evlendirilmesinin yanlışlığıyla ilgili hazırladığımız cuma hutbesinin tüm camilerimizde okunacağını sizinle paylaşmak istiyorum" dedi.
EKSİK VE ÇARPIK DİNİ YORUMLAR
Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Erbaş, "Çocukları istismar eden anlayışların dayandığı yanlış bilinç, kültürel yozlaşma, eksik ve çarpık dini yorumlar mutlaka tashih edilmelidir. Hiçbir Diyanet görevlisinin resmi nikâh olmaksızın evlilik akdine ilişkin bir işlem yapamayacağı açıktır." ifadelerine yer verdi.
ÇOCUĞUN BEDENİ DOKUNULMAZDIR
Çocuk yaştaki evliliklerin yanlışlığına değinen Erbaş, "eş olmanın anlamını kavramadan evlendirilemez." dedi.
Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Erbaş yaptığı açıklamada, "Bir çocuğun hayatını karartmak, insanlığın ufkunu karartmaktır. Çocuğun duygu ve düşünceleri değerli, canı ve bedeni dokunulmazdır. Hiçbir kız çocuğu, rızası olmadan, anne olma özelliği kazanmadan ve eş olmanın anlamını kavramadan evlendirilemez." ifadelerine yer verdi.
ÇOCUK İSTİSMARI CUMA HUTBESİNDE DE YER ALDI
Türkiye'nin gündemine oturan çocuk istismarı Cuma hutbesinde de yer aldı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamanın ve bunu İslam'dan hareketle meşrulaştırmaya çalışmanın büyük günah ve ağır vebal olduğunu belirterek, "Bu yanlış tutum ve söylemin İslam'ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur." dedi.
Diyanet'in "Çocuk: Rabb'imizin Kıymetli Emaneti" konulu hutbesi tüm camilerde irat edildi.
Ali Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde okuduğu hutbenin ardından cuma namazı kıldırdı.
Çocukların Allah'ın bahşettiği kıymetli emanetler olduğunu söyleyen Erbaş, çocukların hayatın neşesi, yuvaların bereketi, ailenin umudu ve geleceğin teminatı olduğunu dile getirdi.
Çocukları sağlıklı aile ortamında, sevgi ve güzel ahlakla yetiştirmenin öncelikli görev olduğunu vurgulayan Erbaş, "Çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumak, dini, ahlaki, hukuki ve insani sorumluluğumuzdur." ifadesini kullandı.
"İNSANLIK DIŞI DAVRANIŞLARIN EN BÜYÜK MAĞDURU ÇOCUKLAR OLUYOR"
Çocuklarla ilgili, vicdanları derinden yaralayan haberlerin öne çıktığı bir gündemin olduğunu belirten Erbaş, "Ne acıdır ki yozlaşmanın, ahlakı ve hukuku kaybetmenin, vicdansızlığın bedelini en fazla çocuklar ödüyor. Bir yanda yaşanan savaşların ve trajedilerin, mülteci kamplarının ve yoksulluğun diğer yanda ihmal, istismar ve insanlık dışı davranışların en büyük mağduru çocuklar oluyor. Bu mağduriyetlerden biri de 'küçük yaşta evlilikler', 'çocuk evlilikleri', 'çocuk gelinler' gibi ifadelerle gündeme gelen aşırılıklardır." dedi.
Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine değinen Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Bu yanlış tutum ve söylemin İslam'ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çocukların emeğinin, bedeninin, geleceğinin istismar edilmesi, insanlığın iflas ettiğinin bir göstergesidir. Nerede, nasıl, ne zaman olursa olsun ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, çocukların ihmal ve istismarı, akılla, vicdanla ve ahlakla bağdaşmayan, insanlık dışı bir eylemdir. Çocukları mağdur eden, onların geleceklerini karartan hiçbir söz ve davranışın mazereti ve meşruiyeti olamaz. Bir çocuğun hayatını karartmak, insanlığa ve vicdana karşı işlenebilecek en büyük cürümdür. Hem Yüce Allah hem de insanlık önünde hesabı verilemeyecek ağır bir suçtur."
"EVLİLİK, REŞİT OLMAYI GEREKTİRİR"
Ali Erbaş, "Çocukların küçük yaşta evlendirilmesi ve çocuk istismarı vakalarının yüce dinimiz İslam ile anılması ve Müslüman kimliğinin zedelendiği bir sürece dönüştürülmesi asla kabul edilemez. İslam'a göre kadın ve erkek hem duygusal ve fiziksel hem de ruhsal ve zihinsel olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilemez. Zira evlilik için sadece ergen olmak yeterli değildir. Ergenlik biyolojik bir süreçtir. Evlilik ise reşit olmayı gerektirir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de evlilik yaşının asgari sınırının 18 olarak kanunlarla belirlendiğine işaret eden Erbaş, "Başta anne babalar olmak üzere herkesin evlilik yaşıyla ilgili sınırlara riayet etmesi hem dini bakımdan gerekli bir davranış hem de ailede kalıcı huzur ve mutluluğu sağlamanın en temel şartıdır." dedi.
"İNSANLIK, ÇOCUKLARIN HUZURUNU TEMİN ETMEDİKÇE İYİLİĞE ERİŞEMEYECEKTİR"
Allah'ın emaneti çocukların, vicdan ve merhamet konusunda insan ve toplumun en hassas terazisi olduğunu belirten Erbaş, şunları kaydetti:
"O halde, yarınlarımızın ümidi olan çocuklarımıza karşı sorumluluklarımızın idrakinde olalım. Onların eğitimlerine, psikolojik, sosyal, kültürel gelişimlerine, dini ve ahlaki terbiyelerine özen gösterelim. Çocuklarımıza yönelik her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesi gibi son derece hassas bir konuyu bireysel olayları bahane ederek bilinçaltı mesajlarla İslam ve Müslümanlarla ilişkilendirmeye çalışanlara karşı da uyanık olalım. Kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesi ve genel olarak çocuklar üzerinde cinsiyetsizleştirme çalışmaları gibi her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Unutmayalım ki insanlık, çocukların güven ve huzurunu temin etmedikçe asla iyiliğe erişemeyecektir."