15 Temmuz'da ülkeyi işgale kalkışan Fetullahçı Terör Örgütü'nün bir başka kumpası olan 17-25 Aralık 2013'teki 'yolsuzlukla mücadele' görünümü altında kalkıştığı emniyet-yargı darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti.
Yargı ve emniyetteki FETÖ üyeleri, örgüt lideri Fetullah Gülen'in talimatları doğrultusunda, o dönem 'Başbakan' olan Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti hükümetini hedef alan hukuksuz bir eyleme girişti.
30 Mart 2014'te yapılacak olan yerel seçimlere 3.5 ay kala yapılan seçim ayarlı operasyon kapsamında, 3 yıl boyunca AK Parti hükümeti üyeleri ve yakınları hukuk dışı yöntemlerle dinlenerek kayda alındı.
FETÖ elebaşının talimatıyla eski savcılar Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Celal Kara, Mehmet Yüzgeç, Muammer Akkaş, bu ses kayıtlarının montajlanmasıyla oluşturulan gerçek dışı delillerle düğmeye bastı.
ERDOĞAN DİK DURUŞUYLA KUMPAS PÜSKÜRTÜLDÜ
O dönem Türkiye'nin vizyon projelerini yürüten işadamlarını da hedef alan kumpas, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde püskürtüldü. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, o dönem yargı içinde seçilmiş hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik bu darbe girişimine karşı duruş sergileyen isimlerin başında geliyordu. Girişimin ilk anlarında örgütün asıl niyetine dair, "Bu bir darbe girişimidir" diyerek ilk tepkiyi gösteren Savcı Demir, darbe girişiminin 9. yılı dolayısıyla Sabah'a konuştu.
Fotoğraf: Mehmet Demir
'KILIÇLAR ÇEKİLDİ'
17 Aralık öncesi FETÖ'nün adliyedeki yapılanması, yargı teşkilatında hissediliyor muydu?
17 Aralık 2013 öncesinde de yargıda FETÖ yapılanması ciddi şekilde hissediliyordu. 2010 referandumundan sonra HSYK'yı ele geçirince, Özel Yetkili Mahkeme Başkanı ve üyelerini, Başsavcı ve Başsavcı Vekillerini tamamen "cemaat" (o zamanki adı) üyeleriyle doldurmuşlardır. Bunlar sürekli irtibat halinde olur. Birlikte oturup kalkarlar ve cemaate mensubu olmayanlarla asla içten bir samimiyet kurmazlardı. 2012'den itibaren hükümet aleyhine de konuşmaya başlamışlardır. Hatta Zekeriya Öz, 'Kılıçlar çekildi. Kılıç kan görmeden kınına girmemeli' şeklinde pervasızca konuşuyordu.
KAOS VE İÇ SAVAŞ
17/25 Aralık'ta FETÖ'nün yargıdaki yapılanması ne yapmak istedi?
17-25 Aralık olayları, yargı ve emniyetteki FETÖ cuntasının, bürokratik ve yargısal kurgularla seçilmiş hükümeti devirmeye ve Türkiye'yi başsız bırakarak kaosa ve iç savaşa sürüklemeye yönelik olaylardı. Soruşturma dosyaları kesinlikle hukuki bir süreç ve hukuki gerekçelere dayanmıyordu. İki yıl boyunca tamamen kurgulanmış işlerdir.
'BEN VARIM' DEDİM
Zor bir şey yaptınız ve örgüte meydan okudunuz. Eskiden ordu içinde yuvalanmış bazı paşalar durumdan vazife çıkarıp devlete ve demokrasiye müdahale ediyorlardı.
(Bu klişe söz 28 Şubat paşalarına aittir.)17-25 Aralık sürecinde ben ve benim gibi düşünen yargı mensupları FETÖ cuntasının darbe yapmaya kalkıştığını gördü. Bu defa da ben durumdan vazife çıkardım. Devleti ve demokrasiyi savunmak için her şeyi göze alarak hem adalet.org isimli hukukçuların sitesine bu darbeye karşı çıkalım diye yazdım hem de alışılmadık ve teamüllere aykırı olduğu halde televizyona çıkıp konuştum. Cuntanın devletimizi, demokrasimizi ve seçilmiş hükümeti yıkmaya yöneldiğini gördüğüm için karşı çıktım. Hemşerim Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi; "Kimse yok mu dediler, sağıma soluma bakmadan ben varım dedim."