"BELEDİYELERE SÖZDE DEĞER AİLELERİ ALDILAR"
Buraya sözde değer aileler aldılar. Biz şehit ailesi alıyoruz ya. Terör örgütü PKK da elinde bulundurduğu belediyeler halinde dağda bulundurdukları ya da etkisiz hale getirilenlerin abisi, yakınlarını alıyor. Biz bunları HDP'yi ve PKK'yı iyi takip ettiğimiz için biliriz. İlişkiyi kiminle kurdunuz? Bu sözde değer ailelerini ben almadım diyememiştir. Tam tersi benim "Bulunduğum dönemde Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Kanunlar şöyle geldi, böyle oldu. Onun için ben buradaki araştırmaları yapma görevi bana ait değil" diyor. Biz bu soruşturmayı sadece İBB'de yapmadık. Tüm belediyelerde yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
163 lişi hakkında irtibatı ve iktisatı var ama İBB'de işe girecekleri için. Bunların içerisinde kendisinde önce alanlar da var. Ancak geri kalan 505 kişinin tamamı kendi döneminde alınmış, kamu görevinin yapılmasına engel kişilerdir. Sabah ki toplantısında "Böyle insanları biz işe almadık" diye bir cümle kurmadı.
Geçen yıldan itibaren biz 1 yıllık bir çalışma yaptık. Bu soruşturmayı 8 kişilik müfettiş heyetiyle yaptık. Bunların içerisinde Maliye Bakanlığı, MASAK'tan kişiler vardı. Birisi çıktı yerinebaşka birisi geldi. Bu da yalan. 8 kişi başladılar ekibin başındaki başmüfettiş insani durumla İzmir'deki tedavisini görebilmek amacıyla işine dönmüş oldu. 7 kişi de aynı şekil işine devam etti. "Nasıl yalan söylerizin" peşindeler. Arif Bey tam 33 yıldır meslektedir. Bu soruşturmaya itiraz ediyorsun da burada söyleyeceğim İETT ile ilgili savcılığa ileticelecek olan milyonlarca yolsuzluğu içeren soruşturmalara niye bugüne kadar en ufak ses çıkarmadın? Çünkü neler yaptığınızı en iyi siz biliyorsunuz. Bizim görevimiz bu soruşturmaları yapmak ve yargıya havale etmektir.
"BU KADAR İNSAN BELEDİYEYE NASIL GİRDİ?"
Bizim bunları atma yetkimiz olsaydı, bunları atardık. Asıl sorulması gereken şudur; Bu kadar insan belediyeye nasıl girdi, siz bunları hangi yetenekle aldınız. Referansınız kimlerdi? Size kim önerdi? Anayasa Mahkemesi kararını öne sürüyorlar. Karar süresince bu devlet işe eleman almadık mı? Hiçbir belediye eleman almadı mı? Devletin kendine ait mekanizmaları var ve işler. Buradaki süreci araştırmak bizim sorumluluğumuzdu, süreç araştırılıp yargıya iletildi.
Diyor ki "Benden önceki süreçte de bunlar vardı." Cingözlük yapmaya çalışıyor. Bu soruşturma 3 yıl incelendi. 1668 kişinin 190 kişi Mevlüt Uysal. Müfettişlerin yaptığı değerlendirmelerde Mevlük Uysal veAli Yerlikaya döneminde tamamen incelenmiş ve bunların işe dönmesinde bir engel olunmadığı görülmemiştir. Şimdi meseleyi kendini kurtarabilmek için İBB'ye yasladığı 505 teröristi, göya yanındaki 3-5 aklı evvelin söylediği sözlere dayanak teşkil etmek aymazlıktır. Terinizi silebilirsiniz ama yüzünüzdeki karalığı silemezsiniz.
"1668 kişiden bilgim yok" diyor. Bu koskoca bir yalan. İstanbul gibi sorumluluğu olan birBelediye Başkanı'nın bu kadar sorumlulukla orada oturan insanın yalan söylemeye hakkı yoktur.
"ÜÇ SORUŞTURMA VAR"
Daha önce bir yalan var. Benim bunlarla ne sorumluluğum olabilird diyorsunuz. 2-3 kişiyi işten atan irade kimin iradesiniz. İBB'nin iradesidir. 2-3 kişiyi işten atan irade diğerleri için neden aynı iradeyi göstermemiştir? Hepsini kendi ağzınla söylüyorsun. 2-3 gazeteye yazdırdığın yazıyla sorumsuzluğunu örtemezsin. Biz bugün de güvenlik ve arşiv soruşturması istenirse veririz.
Bir soruşturma yok, üç soruşturma var. DİAYDER soruşturması devam ediyor onu niye sormuyorsun? Bir de Belediye içinde yakalanan Şafak Duran'la ilgili soruşturma var. Belediye'ye gassalolarak girip çıkmış. Biz 9 Aralık'ta durumu izah ettikten sonra baktı ki mesele başka yöne gidecek kurmadıkları değerlendirme komisyonunu kurdu.
Bütün bunları ortaya koyduktan sonra, esas itibariyle İmamoğlu ne yapmak istedi? Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Dedi ki: Bu terör soruşturmasını açarsanız Gökkudbeyi başınıza yıkarım. Daha sonra "Ben bu lafı yargıya söylemedim, Süleyman Soylu'ya söyledim" diyebilir. Dil papuç, bunu rahatça yalan söyleyebiliyor.
Bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmeyebilir ama tüm bunlarla ilgili bizi Cumhurbaşkanımıza, partimize şikayet ediyor. Ben bir güvenlik sorunumuyum ama PKK için güvenlik sorunuyum. Çünkü görevim bu. Sabahtan itibaren bu konuda birçok değerlendirmeler yapıldı. Ama maalesef Mersin, Adana gerek İzmir. İzmir'de yakalanan terör örgütü üyesi içeride. Kimler bunlar?
İMAMOĞLU'NUN TWEETİNE YANIT
Ekrem İmamoğlu Twitter adresinden yaptığı paylaşımla, "Bakan Soylu "Saygılarımla" diyerek kendisini aradığımı ve yardım istediğimi söylemiş. Bu kuyruklu bir YALAN! İstihbarat sende, telefon takibi senle, tüm bilgilere erişme gücün var. Bunu ispat edersen ben, edemezsen sen istifa etmelisin. HODRİ MEYDAN" açıklamasında bulundu.
İmamoğlu'nun tweetine karşı cevap veren Bakan Soylu, "Ufak bir namusun ve şerefin varsa yalan söylemezsin. İstanbul'da yardım toplarken yardımla ilgili, bu yardımın kanunlara uygun olmadığını tespit ettikten sonra çok doğal olarak yardım toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı beni aradı ve dedi ki: CHP zaten bana karşı, hemşehriliyiz ne olur onları bana ezdirme. Hayatı yalan olduğu için elbette bunu söyleyemez. Aramızda bir telefon daha gerçekleşti. Onu da gidip CHP'ye şikayet etti. İçişleri Bakanı bana böyle böyle söyledi diye." ifadesini kullandı.
İBB'DE TERÖR KADROLAŞMASI
Fikri Karabulut, 2014'te PKK-KCK kırsala katılmış.Ömer Keleş, Nuri Çiçek; İbrahim Doğan, Muharrem Kılıç. Bunlar kim dağdakiler. Bunlar sadece bir kısmı. Biz o zaman görevimizi yapmayalım, işe gitmeyelim. HDP ile anlaşılsın biz de aval aval bakalım! O zaman biz ahmak oluruz, görevimizi istismar etmiş oluruz. Mazlum Şimşek, kardeşi Selim Şimşek 2014'te PKK'ya katıldı.
Sabah bunları açıklasaydı! HDP, terör örgütü teklif etti deseydi. İnsanlara iftira atmak kolay bir iştir. Bu ülke terörle mücadele ediyor. Biz şehitlerimize, gazilerimize borcumuzu ödeyemeyiz.
DHKP-C'den FETÖ'den bir çok isim konusu. Ama suçlayınca iftira atabilme kabiliyetine sahip olabiliyorsunuz.Ayıptır, yazık günahtır.
Hepimizin bir kamu sorumluluğu var, ama bu sorumluluğu anayasa ve kanunlar içerisinde götürüyoruz. Ama siz kibrinizin ve hırsınız mağlubu olursanız yolda giderken adeleti vicdanı, hukukun üstünlüğünü hesap etmezseniz, PKK'lıyı da DHKP-C'liyi de FETÖ'cüyü de doldurursunuz.
Bedeli ne olursa olsun biz bunu öderiz. Bizim görevimiz Türkiye'nin terörden ağzının bir kez daha yanmamasıdır. Hangi hakereti yaparlarsa yapsınlar, hangi bilboardlarda ismimizi ifşa ederlerse etsinler bu devlet büyüktür. 9 Aralık 2021 tarihinde bu konuda Türkiye'ye gerekli bildirimi bulmasaydık, bu belediyeler terör bataklığına dönerdi. 3-5 siyasi hesapla bu ülkenin en önemli kurumları teröre peşkeş çekilmedi.