Muhalefet inanmayarak eleştirdiği, maliyet hesabı yaptığı, yabancıların engellemek için kırk dereden su getirdiği bürokrasini 'ülkeyi böyle saçma masraflara sokamazsınız, yargılanırsınız' diye tehdit ettiği, Avrupa Birliği'nin yaptırım kararı alarak, durdurmaya çalıştığı "Enerjide tam bağımsız Türkiye" için başlatılan sondaj çalışmalarında keşifler peş peşe gelmeye devam ediyor.
İLK İŞARET 2017'DE GELMİŞTİ! DOĞAL GAZDAKİ BAŞARI BERAT ALBAYRAK'IN O SÖZLERİNDE GİZLİ | video izle
YERLİ ENERJİ BAĞIMSIZ TÜRKİYE
Tüm bu karşı çıkışlara rağmen Başkan Erdoğan talimatları ve Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Berat Albayrak'ın girişimleriyle başlayan "Yerli enerji bağımsız Türkiye" sloganıyla çalışmarın sonucunda son olarak Karadeniz'de yeni bir keşfe daha imza atılırken bulunan doğal gaz miktarı 710 milyar metreküpe yükseldi.
BİR KOYDUK 100 KAZANCAĞIZ
Konuyu köşesine taşıyan Sabah Gazetesi yazarları Dilek Güngör ve Salih Tuna, çalışmalar başladığında Başkan Erdoğan ve dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ı hedef alanlara sert tepki gösterdi. "Vizyon, cesaret, kararlılık, başkaldırış olmasaydı, bu güne gelinir miydi?" diyen Dilek Güngör, "Fitili ateşleyen 2017'de dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak oldu.Türkiye'nin bu gemileri envantere almak için cebinden çıkardığı para yaklaşık 1 milyar dolar... Bu rakam bugün herhalde bir gemi fiyatıdır... Velhasıl Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı keşfin değeri düşünüldüğünde Türkiye yerli filosuyla bire 100 kazanmış..." ifadelerini kullandı.
İşte Dilek Güngör'ün yazısı:
Muhalefet inanmadı, eleştirdi, maliyet hesabı yaptı. Yabancılar engellemek için kırk dereden su getirdi. Bürokrasi 'Ülkeyi böyle saçma masraflara sokamazsınız, yargılanırsınız' diye tehdit etti. Avrupa Birliği yaptırım kararı alarak, durdurmaya çalıştı. Peki ya sonuç? Sonucu önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı. Türkiye Karadeniz'de Çaycuma-1 sahasında yapılan sondajda 58 milyar metreküplük yeni bir doğalgaz rezervi daha buldu.
540 milyar metreküplük rezerv de 652 milyar metreküp olarak güncellendi. Böylece Karadeniz'de gaz keşfi 710 milyar metreküpe çıktı. Yaklaşık metreküpünü 1.500 dolardan hesaplarsanız piyasadaki karşılığı 1 trilyon doları buluyor. Buraya nasıl gelindi? Fitili ateşleyen 2017'de dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak oldu.
Enerjiyi en önemli meydan okuma alanlarından biri olarak gördü. 'Milli Enerji ve Maden Politikası' vizyonunu çizdi. Ekibiyle beraber, bugüne kadar yabancı firmaların kazdığı kuyular, yaptığı sondajlarla Türkiye'de olmadığını söylediği petrol ve gazın peşine düştü. Yerli arama filosu kurulması için düğmeye bastı. Berat Albayrak'ın çizdiği hedefi halefi Fatih Dönmez devam ettirdi. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı... 2017'de Fatih gemisi TPAO envanterine katıldı. 2018'de Yavuz... 2020 başında Kanuni... Dünyada 7. nesil teknolojiye sahip 5 sondaj gemisinden biri olan Abdülhamit Han da 2022'de sefere başladı. 2 yıl geçmeden Türkiye Karadeniz'de kritik safhaya geldi. Sıra Akdeniz'de... Gelelim maliyet hesabına... İlk gemi (Fatih) alınırken epey pazarlıkların yapıldığını biliyorum.
Petrol fiyatları düşüktü, gemilerin fiyatı da aşağı çekilmişti. 2018'de Albayrak'ın ekibi sıkı hazırlıklar sonucunda 600 milyon dolarla başlayan pazarlığı 154 milyon dolarla bitirdi. Yaklaşık 200 milyon dolar olan bir kuyu sondajının bile altında bir rakama... Hatta Norveç'ten alınan geminin finansmanı da 12 yıllık vadeye yayıldı. Kanuni Gemisi 37.5 milyon dolara alındı. Üzerine 165 milyon dolar masraf yapıldı. Yavuz Gemisi reaktivasyonla birlikte yaklaşık 300 milyon dolara mal oldu. Abdülhamit Han'ın maliyeti de bu civarda... Yani Türkiye'nin bu gemileri envantere almak için cebinden çıkardığı para yaklaşık 1 milyar dolar... Bu rakam bugün herhalde bir gemi fiyatıdır... Velhasıl Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı keşfin değeri düşünüldüğünde Türkiye yerli filosuyla bire 100 kazanmış... Diyebilirsiniz ki, eskiden olduğu gibi kiralama yoluna gidilseydi? O zaman da ben şu soruyu sorarım: Aynı şeyi tekrar yaparak, farklı sonuç beklenir mi? Türkiye'de ve dünya istatistiklerinde 10 kuyudan 1 veya 2'sinde gaz veya petrol bulunuyor. Geçmişte bizde de onlarca kuyu açıldı.
Vizyon, cesaret, kararlılık, başkaldırış olmasaydı, bu güne gelinir miydi?
YURDUM İNSANI SEVİNİR BUNLAR ÜZÜLÜYOR
"Bu ülkenin havasını soluyan, suyunu içen her normal yurdum insanı son doğalgaz keşfine sevinir, bunlar üzülüyorlar." diyerek muhalefetin doğal gaz keşfine üzüldüğünü belirten Salih Tuna, "Bugünkü doğalgaz keşfinde en büyük pay sahibi olan Berat Albayrak'a da yapmadıklarını bırakmadılar. Peki suçu neydi? Ekonomiden müstağni ulusal bağımsızlığın olmayacağı bilinciyle harekete geçmek..." ifadelerini kullandı.
İşte Salih Tuna'nın yazısı:
Üniversiteye yeni başladığımız yıllarda kar ve tipi altında otobüs beklerken soğuktan titremeye başlamıştık. Eşzamanlı önümüzden salına salına geçip giden içlerinde mini eteklilerin de yer aldığı bir grup kız öğrencileri kasteden bir arkadaşımız, "Bunlar üşümüyor mu lan?" diye ünledi. Karadenizli bir arkadaş "Onlar yanayiler oğlum, yanayiler" karşılığını verdi. Ben de "Yanan sensin, hıyar!" dedim, "Kendi sapık yangınını kızlara atma!.." Nerden mi icap etti? Valla geçen gün eski AKP'li bir hıyarın (özür dilerim ama "elemanı" tarif edecek en hafif sıfat bu) sözde feryadına muttali olunca aklıma geldi. Türkiye yanıyormuş, boğuluyormuş, nefes alamıyormuş!.. Oysa yangın söz konusu hıyarın içinde. Hırsından ve kininden nefes alamıyor, boğuluyor, biliyorum. Şayet istediklerini AK Parti'den alabilseydi, Türkiye cennetten bir köşeydi.
Tanıyorum da ondan söylüyorum. Gerçi tanımadıklarım da ondan farklı değil. Alayının ağzında marsık gibi "Geliyor gelmekte olan" lakırdısı. (Bunu da İsmet Özel'in 1972'de yazdığı "Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak" şiirindeki "Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan..." mısraından "yürütmüşler.") Hayır yani, "Geliyor gelmekte olan" dedikleri de Akşener, Davutoğlu, Kılıçdaroğlu, Babacan, Karamollaoğlu... Yok yok, "Topu gelsin!" diyecek değilim... Gelsinler. Lakin, mümkünse masayı devirmeden gelsinler. Gelmezlerse de başkasını bilmem ama benim hatırım kalır. İktidar olmaya öyle aşeriyorlar, iktidar olmayı öyle şehvetle düşlüyorlar ki gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Hadi kendileri görmüyor, görenlerden de nefret ediyorlar. Bu ülkenin havasını soluyan, suyunu içen her normal yurdum insanı son doğalgaz keşfine sevinir, bunlar üzülüyorlar. Biraz daha kaptırsalar doğalgaz çıkan lokasyona küfredecekler, o derece! Türkiye'nin 1 trilyon dolarlık doğalgaz rezervi bulması üzerine, "Ne zaman sıkışsa gaz çıkıyor" diyen Can Dündar gibi "Can'cıklık" yapmayı marifet sanıyorlar.
Şebeklikleri tükenmek bilmiyor. Bugünkü doğalgaz keşfinde en büyük pay sahibi olan Berat Albayrak'a da yapmadıklarını bırakmadılar. Peki suçu neydi? Ekonomiden müstağni ulusal bağımsızlığın olmayacağı bilinciyle harekete geçmek... Başka? Enerjide dışa bağımlılığın ekonomimizin sırtındaki en büyük yük olduğu düşüncesiyle çözüm üretmek, vizyon ortaya koymak. Zaten bu nedenle neo-mandacıların kara propagandalarına, müstekreh iftiralarına maruz kaldı. Ne yapsalar boş. "Yeniden Büyük Türkiye" inşa ediliyor, edilecek.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYN
KARADENİZ GAZININ İŞLENECEĞİ FİLYOS LİMANI'NDAKİ TESİSLERİ GÖRÜNTÜLEDİ
Türkiye'nin enerjide tam bağımsızlığını sağlayacak doğalgaz keşifleri birbiri ardına gerçekleşti. Türkiye'nin yerli ve milli imkânlarla keşfettiği ve ana şebekeyle birleştirerek dağıtıma hazır hale getireceği Filyos Limanı Doğalgaz İşleme Tesisi'nde hazırlıklar tam gaz devam ediyor. Tesisin karadaki bölümü yüzde 85 tamamlanmış durumda. Denizdeki operasyonlar ise yüzde 70 seviyesine ulaştı. Birkaç ay içinde yakış testleri başlayacak. Doğalgazı kıyıya ulaştıracak olan her biri 12 metrelik borular Karadeniz'in 2 bin 200 metreye kadar uzanan derinliğine yerleştirildi.
Deniz altındaki üç hattan biri gazı getirecek, biri glikol taşıyacak, sonuncusu da fiber optik, hidrolik gibi ihtiyaçları karşılayacak. Gazın taşınması operasyonunda 51 gemiden oluşan dev bir filo ve 8 bin personel görev yapıyor.
Boru hattı açık denizdeki on kuyudan gelen doğalgazı 1.2 milyon metrekare alana sahip Filyos tesisine taşıyacak. Sabah'ta yer alan habere göre, bu devasa tesisin ulusal şebekeyle buluşturacağı doğalgaz, konutların 25 yıllık ihtiyacını karşılayacak kapasiteye sahip. Kuyulardan gazı toplayıp ana boru hattına bağlayacak dağıtım haznesi 'Peçenek', Sakarya Gaz Sahası'na gemiyle taşındı. Operasyonda su altı robotları kullanıldı. Karadeniz'de 2 bin 200 metre derinliğe indirildi. İlk evredeki üretim miktarı günlük 10 milyon metreküp civarında olacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez "Bir aksilik çıkmadığı takdirde mart ayının sonuna doğru ilk gazı sisteme vermiş olacağız" dedi.
HATTİN DÜNYADA SAYILI ÖRNEĞİ VAR
Sakarya Gaz Sahası Sorumlusu Murat Uçar: 540 km'lik hattın dünyada sayılı örneği var. 2 bin 20 metre su derinliğinde boru döşemesi tamamen robotlarla yapılıyor.
Enerji Uzmanı Dr. İshak Turhan: Artık alan değil üreten ülkeyiz.
2017'DEKİ GÜÇLÜ İRADE BAŞARININ MİLADI OLDU
Başkan Erdoğan'ın açıkladığı, 58 milyar metreküplük yeni doğalgaz keşfi müjdesi, Türkiye'nin enerji filosunun gücünü gözler önüne serdi. Fatih sondaj gemisinin Çaycuma-1'deki 58 milyar metreküplük yeni keşfi, enerji bağımsızlığı konusunda Türkiye'nin elini daha da güçlendirdi. Sismik araştırma gemileri Barbaros Hayreddin Paşa ve MTA Oruç Reis; sondaj gemileri Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han ile denizlerde keşifler yapan filomuz Türkiye'yi yarınlara taşıyor. Türkiye'nin sürdürdüğü enerji politikalarının meyvesini vermeye başladığına işaret eden enerji uzmanları, enerji filosunun kurulduğu 2017'ye dikkat çekerek, Erdoğan ve o dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın kararlı tutumunun 1 trilyon dolarlık bir gelire kapı araladığına vurgu yapıyor.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nden Prof. Dr. Abdulkadir Develi, "2017 bir milattı. Ortaya çıkan enerji rezervleri 20-25 yıl boyunca Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 30-35'ini karşılayacaktır. Kararlılığın meyvesini topluyoruz" derken Kocaeli Üniversitesi'nden Doç. Dr. Yunus Furuncu da "2017'den sonra kurulan filoyla işin rengi değişti. Gemilerin devreye alınıp, derin sondajların yapılması bu işte en kritik hamleydi. Bu vizyon sayesinde bugün enerjide merkez ülke olmayı konuşuyoruz" dedi.
YUNAN HAZIMSIZLIĞI!
Yunan medyası, Türkiye'nin Karadeniz'de yeni doğalgaz keşfini ülkenin Ege ve Akdeniz'deki saldırgan politikasını meşrulaştırmak için manipülasyon amacı taşıyan yorumhaberlerle duyurdu. Yunan Ta Nea gazetesi "Türkiye'nin amacı başka. Akdeniz'de de gaz arıyorlar. Libya'nın zayıflığından yararlandılar. Girit açıklarında karasularımızı 12 mile çıkarmayı hemen halletmeliyiz" şeklinde küstah yorumlarda bulundu.
MALİYET DÜŞECEK HEM DEVLET HEM MİLLET KAZANACAK
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında konuştu: Gerek Çaycuma sahasındaki 58 milyar metreküp, gerekse Sakarya Gaz Sahası'ndaki ilave miktarla birlikte bu rakam 710 milyar metreküp olarak ilan edildi. Karadeniz'den üreteceğimiz gazın maliyeti, ithal ettiğimiz gaza göre daha düşük. Orada üretilecek gazın miktarını dikkate aldığımızda bu değerlendirmeleri daha sağlıklı yapabiliriz. Bu bizim kendi gazımız, cari açığımıza son derece olumlu yansıyacak. Orada ne kadar gaz üretirsek, o kadar daha az ithal edeceğimiz anlamına geliyor. Kaynaklar Türkiye'de kalacak. Buradan hem milletimiz kazançlı çıkacak, hem de devletimiz kazançlı çıkacak. İşleme tesisi, ilk etapta günlük 10 milyon metreküp gaz işleyecek kapasitede çalıştırılıyor fakat altyapı ikinci fazla birlikte günlük 40 milyon metreküp işleyecek şekilde hazırlandı. İkinci fazda 30'un üzerinde ilave kuyu açarak devam edeceğiz. 2026'da buradaki kuyu açma işlerinin tamamını bitirmiş olacağız. Burada kurulacak sistemin tamamı uzaktan kontrol edilecek. Bununla alakalı olarak da karada büyük bir kontrol merkezi inşa ediliyor. 'Zeki' adını verdiğimiz bir yazılımımız var.