İngiliz The Economist dergisi; bu ayki kapağında Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan çirkin bir çizime yer verdi. The Economist dergisi, "Ülke felaketin eşiğinde. Seçimler yaklaşırken Erdoğan'ın davranışı, bugün son derece kusurlu olan demokrasiyi tam gelişmiş bir diktatörlüğe itebilir" gibi gerçeklerden uzak ve çirkin ifadelerle bir dosya hazırladı.
ART ARDA SERT TEPKİLER
The Economist'in Erdoğan'ı hedef alan haberinde, muhalefete de ortak tavsiyesi verildi. Muhalefete en iyi aday için anketlere bakılmasını öneren analizde şöyle denildi: "Anketler, muhalefetin en iyi adayın arkasında birleşmesi ve seçimin temiz geçmesi halinde, (Erdoğan'ın) Cumhurbaşkanlığı'nı 4 ay içinde kaybedebileceğini gösteriyor."
Skandal haberin ardından siyaset dünyası sert sözlerle İngiliz dergisine tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Bu yeni değil, biz artık alıştık bunlara. Her seçim döneminde bunu yaptılar. Bundan sonra da yapmaya devam edecekler. Yine yanılacaklar, geçmişte yanıldıkları gibi.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan: The Economist'in bizi sevmemesi gurur vesilesi. The Economist'in söylemiyle Kılıçdaroğlu'nun söylemi
arasında ne fark var? İçeride ve dışarıdaki Erdoğan eleştirilerine bakın, çok farklı değil. Ne demek diktatörlüğe yürüyor? Öyle olsa seçim mi olur?
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu: Biz bütün vesayet odaklarını hizaya getirdik. Ne yaparlarsa yapsınlar, başaramayacaklar, yenilecekler. Milletimiz onlara gereken cevabı sandıkta en güçlü şekilde verecek.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Yine başladılar! The Economist, entelektüel açıdan tembel, sıkıcı ve kasıtlı bir cehalete dayalı Türkiye tasvirini yeniden piyasaya sürdü. Klişe sözler ve küstah bir propagandayla kendilerince Türk demokrasisinin sonunu ilan ediyorlar.
TÜRKİYE'NİN KADERİNİ İNGİLİZ DERGİSİ TAYİN EDEMEZ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazı çıkışında yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor. Benim milletim ne derse, Türkiye'de o olur. Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez" ifadelerini kullanmıştı.
İMAMOĞLU'NDAN PROVOKASYON
Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan İmamoğlu, "Son günlerde yurtdışı kaynaklı, Türkiye'ye ve iktidara yönelik aleyhte eleştirileri takip ediyorum. Her seçim öncesi, dozu yüksek bu çıkışlar toplumumuzu rahatsız ettiği gibi fayda sağladığı kişi ve kurumlar da bellidir" dedi.
İmamoğlu'nun çirkin kapak ve haberin içeriğinden çok sürecin Başkan Erdoğan'a yarayacağına yönelik değerledirmesi tepki çekti. İmamoğlu aynı zamanda birkaç ay önce Financial Times'a verdiği röportajda bugünki eleştirilerinin aksine Türkiye'yi ve AK Parti'yi hedef alan sözler kullanmaktan çekinmemişti.
İmamoğlu, AK Parti'nin demokrasiyi engellemeye çalıştığı için ağır bir yenilgiye uğrayacağını belirterek, "Yükselen enflasyon, artan yoksulluk ve siyasi muhaliflere yönelik baskılar, seçmenleri iktidardaki AK Parti'ye karşı soğuttu." ifadelerini kullanmıştı.
İmamoğlu, "Demokrasiye balta vuruyorlar, insanların seçme özgürlüğünü tam anlamıyla reddediyorlar. Seçmenler, bu mahrumiyete 2023 seçimlerinde sandıkta cevap verecek ve bu hükümet ağır bir yenilgiye uğrayacak." demişti.
ADAYLIK ŞARKISI MI?
Adaylık tartışmaları sürerken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Anadolu turuna çıktı. İlk durağı Kastamonu'ydu. Daday ilçesinde belediyesinin katkıda bulunduğu pazaryeri açılışına katıldı.
Açılışın sonunda çalan şarkıysa yeniydi. O çalan şarkı akıllara, 'Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adaylığına mı soyundu?' sorusunu akıllara getirdi.
Şarkının sözleri şu şekilde;
İmamoğlu halkın yürekli sesi
Eğilmez başı
Gençlere örnek
Çıktığı seferde hedef demokrasi
İnançlıyız mutlak o gün gelecek, o gün gelecek
AKŞENER'DEN İMAMOĞLU'NA: 2 YIL SONRA ADAY OLURSUN
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi de edindiği kulis bilgisini paylaştı. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda iki kararlı tutumunun olduğunu söyleyen Selvi'nin açıklamaları şöyle;
Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Kılıçdaroğlu'nun iki kararlı tutumu var. Bir; 'Ben Cumhurbaşkanı adayıyım.' İkincisi; 'Ben Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı Cumhurbaşkanı adayı yapmayacağım.'
Yani bir liderin ne dediği kadar neye engel olmak istediği de çok önemlidir. Lider kendisini aday yapmasa bile-ki kendini aday yapacak öyle gözüküyor, doğal da hakkıdır. Ama Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu da aday yapmayacağı yönünde tavrı var. Burada Meral Akşener'in Ekrem İmamoğlu'na 'Bak bu seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu çok kararlı. Bu seçimlerde aday olamayabilirsin.' ya da 'Gençsin. 2 yıl sonra erken seçime gidilecek. Sen orada Cumhurbaşkanı adayı olursun.' dediği söyleniyor.
Ekrem İmamoğlu da zaten şimdi Kılıçdaroğlu aday olsa dahi meydanlardan çekilmiyor. Erzuruma, Erzincan'a, Sivas'a, Tokat'a gidecek. Bunlar hepsi önemli yerler ve bu iddiasını sürdürecek. Bugüne değil 2 yıl sonra yapılacak olan erken seçime hazırlanıyor olabilir.