CHP yönetimine karşı dikkat çeken hamleler yapan Ekrem İmamoğlu'nun gözünü karartıp Kılıçdaroğlu'na bayrak açabileceği de konuşuluyor.
İmamoğlu tarafından fonlandığı bilinen Oda TV'nin sahibi Soner Yalçın bu iddiayı güçlendiren bir yazı yazdı.
"İlgimi çeken ve çekmeyen" başlıklı bir yazı kaleme alan Soner Yalçın seçim kanunu çerçevesinde muhalefetin Başkan Erdoğan'ın adaylığını sorguladığı kısmın önemsiz olduğunu belirten ifadeler kullanarak 100 bin imza meselesine dikkat çekti.
Yalçın şunları yazdı;
"Muhalefetin gündeminde cumhurbaşkanlığı seçim kanunun üçüncü maddesi var:
-"Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir."
Bu teknik tartışma ilgimi çekmiyor. (Önceki seçimde de Erdoğan'ın diploması tartışılmıştı!)
Yasanın yedinci maddesindeki aday gösterilme bölümü daha çok ilgimi çekiyor:
-Cumhurbaşkanlığına; a) Siyasi parti grupları, b) En son yapılan milletvekili genel seçiminde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler, c) En az yüz bin seçmen aday gösterebilir.
İşte… Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde, halkın karar alma sürecine katılımını sağlayan yüz bin seçmen vurgusunu önemsiyorum.
Yüz bin seçmen vurgusu, ülkemizde epeydir sorunlu temsili demokrasinin hayat bulması için hayati önemdedir, fırsattır…
Halkın farklı yollarla yönetime katılmasına ve fikirlerini yansıtmasına daha çok olanak veren demokratikleşmenin iyi örneğidir…
Demokrasisinin gelişmesi ve seçmenlerin siyasal sisteme ilgisizliğini önleyen yararlı demokrasi aracıdır…
Yani: Lafta değil özde, egemenlik kayıtsız şartsız millette olduğunun kuvvetli vurgusudur."
Yazısında Millet İttifakı'nın aday belirleme sürecini sorgulayan Soner Yalçın şunları söyledi;
"Demokratikleşmeyi amaç edinen Millet İttifakı tavrının sorgulanması gerekmez mi? Halk yok bu aday belirleme sürecinde!
Çoğu lider demokrasiden sürekli övgüyle söz etse de, demokrasinin bütün kurumlarıyla gerçekleşmesi için çaba gösterdiğini söylese de, gerçek başkadır; halkın işlerine karışmasını pek istemezler…
Katılımcı siyasi kültürümüz bir adım gelişmiyor. Bireyi sandıkla/ liderin belirlediği adaya oy vermekle özdeşleştiren siyasi mühendisliğin "parmak hesabı" bir türlü aşılamıyor.
Beş yılda bir sandık başına gitmekle katılımcı demokrasinin gerekleri yerine getirilmiyor. Halkın iradesi sınırlı kalmaya hep mahkum ediliyor…
Oysa:
Katılımcı demokraside birey/yurttaş siyasal sistemin temel yapı taşıdır. Aksi durum siyasi çürümeye sebep olur. Ki her geçen yıl siyasi kültürün daha da kirlenmesi bundan maalesef…
6'lı Masa'nın cumhurbaşkanı adayını belirlemesi bunun son örneği mi olacak? Yoksa, halkın iradesi aday belirleme sürecine ortak edilecek mi?
Asıl tartışmamız gereken bu değil mi?
Halk, aday belirleme sürecine katılmazsa seçim başarısı için seferber olmaz. Ve, lider demeçleri/ laf sokmalar ile seçim kazanılmayacağını kaç kez daha yaşayacağız biz…"
SONER YALÇIN KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALMIŞTI
Soner Yalçın geçtiğimiz gün yazdığı bir yazıda Kemal Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle hedef almıştı. Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunu eleştirenlerin hedef tahtasına konduğunu söyleyen Yalçın bu durumun cadı avına döndüğünü belirterek adeta diktatör göndermesi yaptı. Yalçın, Mansur Yavaş'ın söz konusu baskılarla adaylıktan geri adım attırıldığını iddia ederken benzer baskının Ekrem İmamoğlu için de sürdüğünü yazmıştı.