Fransız gazete Le Monde dertlendi: Erdoğan anketlerde yükseliyor, muhalefet kargaşa içinde

2023 seçimlerine sayılı zaman kala 11. toplantıda da aday belirleyemeyen altılı masada işler her geçen gün daha da karmaşık hale geliyor. Yaşanan bu gelişmeler masanın en büyük destekçilerinden biri olan Batı medyasını da rahatsız etmiş durumda. Fransız Le Monde gazetesi altılı masanın henüz bir aday belirleyememesinden dert yakınırken, Başkan Erdoğan’ın oylarının yükselmesinden rahatsızlık duydu.

Giriş Tarihi :28 Ocak 2023 , 23:10 Güncelleme Tarihi :29 Ocak 2023 , 01:59
Fransız gazete Le Monde dertlendi: Erdoğan anketlerde yükseliyor, muhalefet kargaşa içinde

Türkiye 2023 seçimlerine her geçen daha da yaklaşmasına CHP ve İYİ Parti'nin başını çektiği HDP'nin de gölge ortak olarak iştirak ettiği 6'lı masada aday belirsizliği sürüyor. İYİ Parti Genel Merkezinde, bir araya gelen 6'lı masa 9 saat süren 11. toplantısından da aday çıkaramamıştı.



Yaşanan bu durumu masanın en büyük destekçilerinden biri olan Batı medyası bile eleştirdi.
Özellikle seçimlerin yaklaşmamasıyla gelişen ve büyüyen Türkiye'den hazımsızlık Batı medyası Başkan Erdoğan'ı hedef alarak algı çalışmalarını sürdürmeye ederken, Fransız gazetesi Le Monde'nin 6'lı masaya adeta der yandı.



FRANSIZ DERT YANDI: ERDOĞAN ANKETLERDE YÜKSELİYOR
Le Monde'de yer alan "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anketlerde yükseldiği Türkiye'de muhalefet kargaşa içinde" başlıklı haberde 6'lı masanın umut verici bir dinamik bulamadığını ve Başkan Erdoğan'ın anketlerde yükselmeye devam ettiğini yazdı.


HALA ADAY BULAMADILAR
Başkan Erdoğan'ı da hedef alan söz konusu haberde bir kez daha skandal bir algı girişimi yapılırken, "14 Mayıs'ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimine dört ay kala, altı partili koalisyon hala adayını bulmuş değil" ifadelerine yer verildi.

KÜRESEL ÇETENİN KİRLİ ALGI OPERASYONU
Gelişen ve büyüyen Türkiye'den hazımsızlık duyan Batı, 2023 seçimleri yaklaştıkça Başkan Erdoğan'ı hedef almaya devam ediyor. Özellikle son dönemde Batı medyası da Türkiye ve Başkan Erdoğan aleyhine algı çalışmalarına hız verdi.

Alman Stern dergisinden skandal kapak | VİDEO



The Economist, Wall Street Journal, Bloomberg, Washington Post, Financial Times, Alman Der Spiegel gibi Batı'nın öne çıkan medya organlarında Başkan Erdoğan ve Türkiye'ye manipülatif haberlerle "Küresel Çete" tarafından operasyon çekilmeye çalışılırken, yurt içinde de özellikle 6'lı masa temsilcileri başta olmak üzere muhalifler bu operasyona çanak tutuyor.

THE ECONOMIST'IN SKANDAL MANŞETİ
Geçtiğimiz günlerde yayınladığı analizle Türkiye'nin dış politikadaki etkilsine yer veren İngiltere'nin Londra merkezli The Economist dergisi, Başkan Erdoğan'ın seçim tarihi için 14 Mayıs'ı işaret etmesinin ardından skandal bir habere imza atmıştı.



"TÜRKİYE DİKTATÖRLÜĞÜN EŞİĞİNDE OLABİLİR"
Türk bayrağı üzerinde Başkan Erdoğan'ın gölgesinin yer aldığı skandal görseli manşetine taşıyan gazete haberinin başlığında "Türkiye diktatörlüğün eşiğinde olabilir" ifadeleriyle Başkan Erdoğan'ı ve Türk demokrasisini hedef aldı.

Sosyal medyadan paylaşılan haberde, "Kusurlu bir demokrasi, tam gelişmiş bir otokrasiye dönüşebilir. Türkiye, giderek istikrarsızlaşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde felaketin eşiğinde" şeklinde Başkan Erdoğan'ı hedef alan ifadelere yer verildi.

ALMAN DER SPIEGEL: "TÜRKİYE BİR DİKTATÖRLÜĞE DOĞRU MU YÖNELİYOR?"
Küresel Çete' operasyonlarına kesintisiz devam ederken, bu medya organlarına Alman Der Spiegel de eklendi. Muhalefetin "Başkan Erdoğan aday olamaz" iddiasını kaynak gösteren Der Spiegel dergisi, Başkan Erdoğan'ın yapılacak seçimlerde aday olamayacağı imasında bulundu.



Der Spiegel'de yer alan anket çalışmasında "Türkiye bir diktatörlüğe doğru mu yöneliyor?" diye sorularak Başkan Erdoğan aleyhine manipülasyon çalışması yapıldı.



İSRAİLLİ GAZETENİN NATO OYUNU
İsrail merkezli yayın yapan Jarusalem Post gazetesi ise İsveç ve Finlandiya'daki terör örgütlerinin faaliyetlerini görmezden gelerek, Türkiye'nin bu iki ülkenin NATO üyeliğini engellemek için çalıştığını iddia etti. Gazetede yer alan makalede "Washington'daki sorun, Ankara'nın güvenilmez bir ortak olması ve genellikle ABD çıkarlarına ve genel olarak Batı demokrasilerinin çıkarlarına aykırı çalışmasıdır." gibi skandal ifadelere yer verildi.

WSJ Ekrem İmamoğlu üzerinden Başkan Erdoğan'ı hedef aldı
ABD'nin en ünlü gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) oldu. Gazetede yer alan haberde Başkan Erdoğan; HDP ve CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden hedef alınırken, seçimleri kazanmak için "hileye başvuracağı" ima edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 yıllık iktidarının en zorlu yarışıyla karşı karşıya" ifadesinin kullanıldığı haberde; Başkan Erdoğan'ın muhalefeti baskı altına almak için HDP'ye kapatma davası açtırdığı iddia edildi. HDP'nin terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olmasının görmezden gelindiği haberde "Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) verilen yaklaşık 29 milyon dolarlık devlet yardımına bloke koydu ve banka hesaplarını geçici olarak dondurdu. Türk hükümeti, HDP'nin ABD'nin terör örgütü olarak tanımladığı ayrılıkçı militan bir grup olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile 'organik bağları' olduğunu iddia ediyor. HDP bu tür bağlantıları reddediyor ve haklı olarak bu ayki mahkeme kararını 'Türkiye'nin demokrasi tarihinde bir başka kara leke' olarak nitelendiriyor. HDP'ye yönelik saldırı, Sayın Erdoğan ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin rakiplerine yönelik bir dizi saldırının sonuncusu." ifadeleri kullanıldı.

İSVEÇ'TE YAŞANANLAR ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU
Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan geride bıraktığımız gün Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde İsveç polisinin koruması altında Kur'an-ı Kerim yaktı. Başkan Erdoğan, eylemi gerçekleştiren Rasmus Paludan'ı esfel-i safilin olarak tanımladı ve "Çirkin eylem en başta Müslümanlar olmak üzere insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan herkese yapılmış bir hakarettir" ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan ifade özgürlüğü maskesine sığınan İsveç'e de NATO'nun kapılarını kesin bir dille kapadı. Başkan, "İsveç NATO için bizden destek beklemesin. Birileri bize alçaklık yaptığı zaman haddini bildiririz. İsveç bize hak ve özgürlükten bahsetmesin" demişti.

Başkan Erdoğan'ın İsveç'e NATO kapılalarını kapatan açıklamaları dünya basınında da geniş yankı uyandırdı. Bu açıklama üzerine Batı medyası kirli algı operasyonuna girişmişti.



FRANCE 24'TEN SKANDAL ALGI OPERASYONU
France 24 skandal bir algı operasyonuna soyundu.

Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim yakılması sonrası Başkan Erdoğan'ın İsveç'e NATO kapılarını kapatmasını haberleştiren kanal şu ifadeleri kullandı;

"Erdoğan'ın öfkeli yorumları, İsveç ve Finlandiya'nın Türkiye'de Mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde Batı savunma ittifakına katılma ihtimallerini daha da uzaklaştırdı"

Skandallarla dolu haberde Avrupa'daki PKK/YPG'liler 'Kürt gruplar' olarak aklanmaya çalıştı.

France 24 ek olarak Türkiye ve Macaristan'ı Rusya yanlısı NATO üyeleri olarak ilan etti.



REUTERS
Merkez üssü İngiltere'nin başkenti Londra'da olan Reuters gelişmeyi, "Erdogan to Sweden: Don't expect Turkish support for NATO bid after Stockholm protest" başlığıyla duyurdu.

Haberde "Erdoğan Pazartesi günü yaptığı açıklamada, hafta sonu Stockholm'deki Türk büyükelçiliği önünde Kur'an'ın yakılması da dahil olmak üzere düzenlenen protestoların ardından İsveç'in Türkiye'den NATO üyeliğine destek beklememesi gerektiğini söyledi" ifadelerine yer verildi.



BLOOMBERG
Başkan Erdoğan'ın İsveç'e verdiği NATO vetosunu ABD merkezli Bloomberg de gündeme getirdi. "Sweden Shouldn't Expect Turkey Support in NATO Bid, Erdogan Says" başlığıyla (Erdoğan: İsveç NATO Hedefinde Türkiye'den Destek Beklememeli) duyurulan haberde şu ifadeler kullandı;

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pazartesi günü İsveç'in başkenti Stockholm'de İslam'ın kutsal kitabının yakılmasına öfkesini dışa vurarak, Türkiye'nin İsveç'in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne katılma hedefini desteklemeyeceğini söyledi.



İTALYAN BASINI BAŞKAN ERDOĞAN'IN O SÖZLERİNE DİKKAT ÇEKTİ
İtalya'da yayın yapan ANSA MED isimli haber sitesi "No Sweden in NATO if it doesn't respect Islam, says Erdogan" başlığını kullandı.

İlgili haberde Erdoğan'ın "Hiç kimsenin Müslümanların inancına hakaret etme özgürlüğü yoktur" sözlerine dikkat çekildi.



ABC NEWS
New York merkezli ABC News, "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç'in İslam karşıtı protestoların ardından NATO'ya katılmak için Ankara'dan destek beklememesi gerektiğini söyledi" ifadeleriyle ilgili haberi okuyucularına servis etti.



ASSOCIATED PRESS
Bir başka ABD'li Associated Press ise "Türkiye Cumhurbaşkanı, İsveç'in NATO üyelik hedefine destek vermediğini söyledi" sözleriyle gelişmeyi manşete taşıdı.



ALMAN GAZETECİ DEŞİFRE ETTİ
Yaşanan bu gelişmelerin ışığında Alman kökenli gazeteci Klaus Jürgens, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla ifşa etti. Jürgens, Twitter'dan bir paylaşım yaparak dünya medya organlarındaki muhabirlerin günlük çalışma şekillerini anlattı. Muhabirlerin her gün sabah erkenden kalkarak Türkiye hakkında hangi yalan haberleri yapabilirim diye düşündüğünü söyleyen Jürgens, tweetinde şu ifadelere yer verdi; "The Economist, Deutsche Welle, Voice of America... hatta bazen France 24, Euronews, Reuters... bazı yabancı muhabirler sabah erkenden kalkıp bugün modern, demokratik Türkiye hakkında hangi yalan haberleri yapabilirim diye karar veriyor? Hüzünlü bir gazetecilik hayatı diyebilirim."



"İSVEÇ NATO'YA KATILIMINI TEK BAŞINA ENGELLİYOR"
Alman kökenli gazeteci Klaus Jürgens bir diğer paylaşımında, İsveç'in NATO katılımı ilgili paylaşımda bulunarak,
Fake News 2.0 şu anda Avusturya'nın Tirol kentinde görülüyor... 'Erdoğan NATO'nun genişlemesini engelliyor' - İsveç'in NATO'ya katılımını tek başına engellediğinden söz edilmiyor... ah canım, burada yapılacak çok şey var" ifadelerini kullandı.

BAŞKAN ERDOĞAN NEDEN HEDEF? UZMAN İSİM A HABER'DE DEĞERLENDİRDİ | VİDEO İZLE

A Haber canlı yayınına katılarak Batı basınının Türkiye düşmanlığı üzerinden bir akım başlattığını belirten Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kemal Olçar, "Batı basının Türkiye düşmanlığı üzerinden bir akım başlatmış durumda. Özellikle sayın Cumhurbaşkanımızı hedef almak suretiyle bu düşmanlığı meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Tabi Türkiye Cumhuriyeti 1923-1950-1980 sonrası gelişmeler arkasından 2017 tekrar bir dönüşüm ve son dönüşümün mimarı sayın Cumhurbaşkanımız. Ne yaptı Cumhurbaşkanımız, Batı bunu çok yakından takip ediyor. Bir taraftan askeri bir taraftan savunma sanayii olarak ve etki alanı Türkiye Cumhuriyeti'nin etki alanını hem Afrika'da hem Kafkasya'da hem Balkanlar'da önemli etkiler yarattı. Ekonomi alanda altyapı ve üstyapı çalışmalarını son dönemde üst düzeye çıkarttı. Enerji hub olma noktasına geldik bir taraftan. Diğer taraftan bakıyorsunuz Ukrayna-Rusya arasındaki çok gayri insanı çatışmaların karşısında denge politikası yürütmeye çalıştı. Esir takası, tahıl krizi, enerji krizi konularını hatta ikili arasındaki barış müzakerelerinin mimarı haline geldi sayın Cumhurbaşkanımız. Diğer taraftan bakıyorsunuz kültür açısında inanç açısında çok etkin bir rol aldı Türkiye Cumhuriyeti Devleti etrafındaki bölge devletleri etkilemeye başladı ve insani dış politikayı öğretti Cumhurbaşkanımız diğer ülkelere." dedi.

Batının boş durmadığını siyonist sermayeli birtakım grupların Başkan Erdoğan'ın hedef almak suretiyle ortaya çıkan bu gelişmeleri sekteye uğratmaya çalıştığını dile getiren Olçar, "Son hamle işte bu seçimler, Batı'nın umut kapısı haline geldi. Başka yöntemlerle denediler teröre destek verdiler, FETÖ'ye destek verdiler, sol fraksiyonlu örgütlere destek verdiler. İçeriden yıkamayacağını anlayınca Batı tıpkı geçmişte diğer ülkelere yapmış oldukları renkli devrimler tarzı bir uygulamayla başlangıcı medya üzerinden yapmaya başladılar. Tabi bunu maalesef içeride de bazı destek grupları bulunca çok daha saldırgan bir hale geldiler. İçeride ve dışarıda birleşen bu ittifak sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesini engelleme ve biraz önce Türkiye'nin atılımlarını ortadan kaldırmak ve sekteye uğratmak için böyle bir yola başvuruyor, bu yeni değil. Geçmişte de yaşanmış olayların benzerleri. " ifadelerini kullandı.


Demokrasilerde temel iki konu olduğunu belirten ve halk ile lider arasında sağlıklı ilişki kurulduğu zaman ister Batı'dan saldırsınlar ister içerinden bir ittifak grubu bulsunlar çok da başarılı olamayacaklarını belirten Olçar, "Batı ikiyüzlü, tahıl krizi çözüldüğü zaman alkışlıyor ancak çıkarlarıyla ters düştüğü zaman alkışlar geri çekiliyor saldırılar başlıyor. Bundan sonra da devam edecek bu saldırılar ancak Türk halkı yine liderinin etrafında bir araya gelecektir, endişeye gerek yok efendim." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'ya karşı kullandığı vetoyla ilgili de konuşan Olçar şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye milli çıkarlarına göre hareket etmekte özgür, NATO üyesi diğer ülkeler gerek ABD'nin baskısıyla gerek başka birtakım mecburiyetten İsveç ve Finlandiya'nın direkt üye olmasını kabul ediyor. Şimdi bu tabloda Amerika'nın gücünü, diğer baskı gruplarını içeriden ve dışarıdan kenarda tutalım Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilk defa 8 kez yayılan ve açık kapı politikası gereği üye kazanan Doğu'ya doğru yayılan NATO'nun karşısında bir şeyh koydu bu çok özgün bir yaklaşım. Türkiye tehditlere boyun eğmeyecektir. Çünkü artık eski Türkiye yok."

FRANSIZ GAZETECİ PIERRE JOVANOVIC BATININ KİRLİ SEÇİM OYUNUNU A HABER EKRANLARINDA ANLATMIŞTI
A Haber canlı yayınına katılan Fransız gazeteci Pierre Jovanovic ise Batı'daki Başkan Erdoğan ve Türkiye karşıtlığına dikkat çekerek seçim sürecinde bazı kirli oyunlara girişileceğinin altını çizdi. Fransız gazeteci Jovanovic, Batı'nın Erdoğan'a karşı kirli bir politika yürüttüğünü söyledi.

"ERDOĞAN'DAN KURTULMAK İSTİYORLAR"
Jovanovic, "John Bolton'ın açıklamaları hiç şaşırtıcı değil. Seçimden önce bazıları yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kirli bir takım oyunlara girişecek. Benzer şeyi belediye seçimlerinde de yaptılar. John Bolton, ABD'nin Erdoğan'a karşı düşünce tarzının birebir örneği. ABD'li politikacılar Erdoğan'a karşı pozitif değil. Erdoğan'dan kurtulmak istiyorlar." ifadelerini kullandı.

Bunun yeni bir durum olmadığını vurgulayan Jovanovic, "Bunu daha önce çok kez gördük. Türkiye'ye karşı ilk kirli oyunları yaklaşık 4 yıl önceydi, Türk Lirası'na karşı korkunç bir saldırıya geçtiler. Diğeri de belediye seçimlerinden yaklaşık 3 hafta önceydi. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar, Erdoğan'ın seçimi kaybetmesini istiyorlar." dedi. Fransız gazeteci John Bolton hakkında ise, "Trump tarafından kovuldu çünkü kendisi bir deliydi. Bolton güçlü bir Türkiye'ye tahammül edemiyor, ülkenin ABD tarafından yönetilmesini istiyor. Fransa'da yaptıkları şey de tam olarak bu." ifadelerini kullandı.

Batı medyasındaki Erdoğan karşıtlığına işaret eden Pierre Jovanovic "Türkiye'ye karşı ekonomik bir savaş da var" dedi.

BAŞKAN ERDOĞAN NEDEN AVRUPA BASINININ HEDEFİNDE?
Jovanovic, "Eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'den rahatsız oldukları gibi ABD'li çok sayıda siyasetçi Erdoğan'ın politikalarından da rahatsız. De Gaulle de ABD'nin üstünlüğüne karşıydı, Washington'ın bir kuklası olmak istemiyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı karaktere sahip olduğu için ABD'li siyasetçiler onu lider olarak görmek istemiyor. Çünkü Erdoğan ülkesini, halkını savunuyor." şeklinde konuştu. Jovanovic, "Erdoğan'a karşı medyada yürütülen büyük bir kampanya var. Erdoğan'ı tüm Avrupa basınında büyük bir tehlike olarak gösteriyorlar. Zaten Avrupa basınına göz gezdirdiğinizde bunu göreceksiniz." ifadelerini kullandı.

"GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE GÖRMEK İSTEMİYORLAR"
Türkiye'ye yapılan ekonomik operasyona da değinen Jovanovic, "Şu an Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı'na karşı büyük bir dezenformasyon savaşı var. 40 yıldır ekonomi haberleri yapıyorum. ABD merkezli şirketlerin Türk Lirası'na karşı nasıl hamleler yaptıklarını gördüm. Bu seçimden önce yine yapacaklar. Lira'nın değerini düşürüp, insanların buna karşı tepki göstermesini bekleyecekler. Bu Türkiye'ye karşı ekonomik bir savaş." dedi.

"İSVEÇ'TE YAŞANANLAR PROVOKASYON"
Fransız gazeteci İsveç'te yaşanan skandal gösteri içinse "provokasyon" değerlendirmesinde bulundu. Fransız gazeteci, "İsveç ve Finlandiya ilk olarak Erdoğan'ın taleplerine karşı işbirliği yapacaklarına ve pozitif yanıt vereceklerine söz verdiler. Ancak son zamanlarda yaşananlar, Türkiye'ye ve Erdoğan'a karşı yapılan bir provokasyonlar serisi. Avrupa basınında gördüğüm tek şey Erdoğan'ın seçimi kaybetmesinin istenmesi. Paris'teki saldırgan tamamen akıl sağlığı yerinde olmayan biriydi, olayın Türkiye'yle hiçbir ilgisi yoktu. Ancak Fransız basını Türkiye hakkında ne bilgi elde ederse onu kullanmaya çalışıyor. Bu bir bilgi savaşı. Ancak karşı koyan bir lider olunca, istediklerini yapamıyorlar." dedi.

Jovanovic, Türkiye'nin Ukrayna savaşındaki arabuluculuk rolüne de değindi. Türkiye'nin bu konudaki başarısına dikkat çeken Jovanovic, "Erdoğan'ın ve Türkiye'nin bu alanda sahneye çıkışı, ABD ve Avrupa'nın diplomaside istediği gibi hareket edememesine neden oldu. Çünkü Ankara artık oradaydı ve bu onlar için çok yeni bir durum." dedi.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN