Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da bazı ülkelerin konsolosluklarını kapatmasına ilişkin "Pazartesi günü kabine toplantımız var. Orada gerekli kararları alacağız." dedi.
Erdoğan, Adnan Menderes Üniversitesi'ndeki "Aydın Gençlik Buluşması"nda gençlerin sorularını yanıtladı.
MUHALEFETİN AMACI NE?
"DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 'Avrupa, Türkiye'ye aferin diyecek.' diye bir açıklama yaptı. Siz ise 'Ben, sadece milletimi bilirim.' diyorsunuz. Muhalefetin amacı ne?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Maalesef bunları 15 yıl yanımızda taşıdık ama bunlara bir şey verememişiz. Benim Davos ziyaretimde, o zaman bu bey, o da yanımdaydı. Başka ilgili bir, iki arkadaşımız vardı. Ve o zamanki IMF Başkanı'na şunu söyledim, onun yanında ama bir şey kapamamış. Dedim ki 'Siz, bizden sadece, 23,5 milyar dolar o zaman borcumuz var IMF'ye, borcunuzun taksitlerini almaya gelebilirsiniz, bize talimat vermeye gelemezsiniz.' O, 'Aferin diyecek.' diyen var ya, o da orada, masada. Kalksın, bunu inkar etsin. O IMF'nin başı şu anda yok ama IMF'den gelenlerle otellerin lobilerinde bir araya gelenler, bu altılı masanın içinde olanlardan. Hala onlar devam ediyor o işe. 23,5 milyar dolar o zaman borcumuz vardı IMF'ye, 2013 Nisanı'nda biz bu borcu sıfırladık. Artık bizim IMF'ye borcumuz yok. 27,5 milyar dolar o zaman bizim Merkez Bankası rezervimiz vardı, şimdi 128,5 milyar dolar rezervimiz var. Olay bu. 'Bir daha benim için Davos bitmiştir.' dedim, Davos'tan ayrıldım. Çıkarken ne yazık ki şu anda o masanın etrafında olanlardan ikisi, yan yana yürüyorlar, arkalarında da benim yine güvendiğim bir arkadaşımız, hepinizin bildiği ama ismini açıklamayacağım. Diyor ki 'Eyvah, şimdi bittik, şimdi battık.' Hani 'Benim için Davos bitti.' dedim ya, 'Bundan sonra bir daha Davos'a gitmeyeceğim.' dedim ya... Bunların dünyaya bakış açıları bu.
Davos'a giderek sanki Türkiye'yi ayağa kaldıracak. Ne zavallısın sen. Senin, Bilderbergci olduğunu biliyorum. Ama Türkiye'yi kendi ayakları üzerinde kimlerin kaldıracağını bilmeyecek kadar zavallısın. Bize, kimse bu defterleri açtırmasın. Biz, şu anda bu defterleri karıştırmıyoruz. Ama o şu anda beni dinliyor ve bu noktada ne yaptığının da farkında, biraz ileri giderse, gerekirse bu da açıklanır. Ve 6 sıfırın paradan atılması olayında da bazı köşe yazarlarından bir tanesi 'Taksim Meydanı'nda eşek gibi anırırım bunu atabilirlerse.' demişti. Ve bu zat da 'Yanlış yapıyoruz.' gibi laflar etmişti. Biz dedim 6 sıfırı atıyoruz. Ve 6 sıfırı attık, işi bitirdik."
"HUKUK DEVLETİNDE BU TÜR ŞEYLERİ YAPAMAZSINIZ"
Erdoğan, "Altılı masada CHP, adayın 13 Şubat'ta açıklanacağını söyledi. DEVA Partisi bunun ertelenebileceğini söyledi. İYİ Parti ise 'Bizim böyle bir tarihten haberimiz yok.' dedi. Bunlar komedi dizisi çekiyorlar resmen. Bu komedinin karakterlerinden biri 'Devlete ciddiyet lazım.' diyor. Daha kurdukları masada ciddiyeti sağlayamayanlara ne dersiniz?" sorusunu yönelten gence, "Sen ne dersin?" sorusuyla karşılık verdi.
Gencin "Bay bay Kemal" diye yanıt vermesi üzerine Erdoğan, "Demek ki iyi isim bulmuşuz. Güle güle kullansın." dedi.
Erdoğan, "Altılı masanın mutabakat metninde en çok dikkat çeken 'KHK ve kayyum meselesi' oldu. 'KHK'lıların mesleklerine iade edileceği, kayyumlara son verileceği' söylendi. Bu açıklamaların kimlerin işine geldiğini herkes biliyor. Bu vaatleri bu kadar göz önünde yapmaları ilginç değil mi?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"İlginç olmanın ötesinde, Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinde bu adam ne diyor? 'Ben hukuk tanımam. Geliyorum, geleceğim, geldiğim zaman da şu anda FETÖ'den, PKK'dan, şundan, bundan herhangi davadan içerde olan varsa biz bunları çıkaracağız.' Sen bunu nasıl yapıyorsun? Eğer burası hukuk devletiyse, hukuk devletinin içerisinde böyle istediğin gibi kalkıp asıp, kesmek yoktur. Böyle bir şey yapamazsın. Bunun benzerini şu anda biz yapabilir miyiz? Yapamayız. Bir taraftan 'adalet' diyeceksin, adalet derken öbür taraftan şimdiden adaletsizliğin sinyallerini vereceksin. Bunlar, hukuk devletinin prensipleri içerisinde yoktur. Hukuk devletinde de bu tür şeyleri yapamazsınız. Bu doğrudan doğruya bir hukuk tanımamazlıktır."
"BENİM MİLLETİM FERASET SAHİBİDİR"
"Son zamanlarda Millet İttifakı partilerinde bir kan kaybı var. İllerde ve ilçelerde parti yöneticileri istifa edip Cumhur İttifakı'na geçiyorlar. Bunu neye bağlıyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Erdoğan, "Benim milletim feraset sahibidir. Doğruyu er veya geç bulur ve doğruya doğru, eğriye eğri demesini de gayet iyi bilir." dedi.
Erdoğan, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, tarımda, dış politikada atılan adımlara dikkati çekerek, dünya politikasında kimsenin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmemesine rağmen kendisinin görüştüğünü hatırlattı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile de görüşmeler yaptığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin, Karadeniz tahılını alıp, dünyaya dağıttığını söyledi.
Putin'in "Bila bedel biz bu tahılı gönderelim, siz de bu tahılı una çevirin, fakir Afrika ülkelerine gönderin." dediğini aktaran Erdoğan, buna mutabık kaldıklarını, bunun çalışmalarını yaptıklarını ifade etti. Erdoğan, bunun birilerini rahatsız ettiğini belirterek, "Varsın etsin, biz doğru olanı yapacağız." diye konuştu.
"BİZ, SENİN NE OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Erdoğan, savunma sanayisinde atılan adımlara dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İHA'larımız, SİHA'larımız, Akıncı'larımız, şimdi bir de KIZILELMA'mız çıktı ki KIZILELMA ile birlikte de dünyaya çok daha farklı mesajları verir hale geleceğiz. Bu milletin gençliği, KIZILELMA'yı da yapar, Akıncı'yı da yapar, SİHA'yı da yapar, kendi savunma sanayisini de kurar. Göreve geldiğimizde bizim yüzde 20'ydi yerli ama şimdi yerlilik oranı savunma sanayisinde yüzde 80'e çıktı. Bunlar durup dururken olmadı. Çalışırsan olur. Ama bunlara kalsa işte 'Arifiye'deki Tank Palet Fabrikası'nı kapatacakmış.' Kapatamazsın arkadaş, kapatamazsın, neyi kapatıyorsun? Neymiş, 'Burayı Katarlılara peşkeş çekmişiz', yalan söyleme, dürüst ol. Akşam yalan, sabah yalan. Biz, senin ne olduğunu biliyoruz. Okmeydanı SSK Hastanesi'ni, Savaş Ay hayatta olsaydı da o anlatsaydı. O, Okmeydanı SSK Hastanesi'nde yaptığı çekimde, o zaman bay bay Kemal değildi, sadece Kemal'di. Ne yaptı o zaman? SSK Genel Müdürü olarak maalesef orası rezaletti. Her yer kan revan içinde, pislik. Ve galoşlar bir giyiliyor, bir daha giyiliyor. Ey Kemal, seni, biz buradan tanırız. Pislikler içerisinde o hastaneyi bıraktın, benim semtimdi oralar. Oralardan geldim ben. Ama şimdi biz, o hastane gibi 30'a yakın hastaneyi yaptık. Okmeydanı'ndaki o hastaneyi de şimdi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Hastanesi olarak Şehir Hastanesi'ne çevirdik. Bay Kemal git de bak, bay bay Kemal. Biz, buyuz işte."
"GEREKLİ KARARLARI ALACAĞIZ"
"Seçim dönemine girdik. Bazı ülkelerin konsoloslukları kapatıldı, ardından terör uyarıları geldi. Bir şeylerin amaçlandığı belli. Ne yapılmaya çalışılıyor?" sorusuna Erdoğan, "Bunların hepsi şu anda zamana oynuyorlar. Geçenlerde Dışişleri Bakanlığımız bunların hepsini çağırdı, bunlara gereken ültimatomu verdi. 'Eğer bu tür şeyleri devam ettirecek olursanız, bunun hesabını ağır ödersiniz.' dedi. Ve öyle zannediyorum ki pazartesi günü Kabine Toplantımız var. Orada da gerekli kararları alacağız." cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkinliğin sonunda konser veren Sıla Şahin ve orkestrasının seslendirdiği "Duyanlara Duymayanlara" şarkısına eşlik etti.