"YAPILABİLİR BÜYÜK BİR PROJE"
Prof. Dr. Hüseyin Öztürk: Böyle büyük bir proje. Kolay bir iş değil. Ama İstanbul'un nüfusunu da fazla büyütmeyelim. İstanbul'u hızla güvenli, İstanbul ekolojisini bozmayan ki o biraz zor ama artık kapımızda bir afet riski var.
Bu yapılabilir, büyük bir proje. Bunun için kuzeyde su havzasını rahatsız etmeyen alanlar var. Çünkü bizim su havzasının içine ilçeler kurulmuş maalesef. O ilçelerin atık suyu baraja gitmesin diye o ilçenin içine arıtma tesisi kurduk. Paşaköy arıtma tesisi bunların atık suyu buraya gitmesin diye kurulmuştur. Böyle bir İstanbul var.
"UYGUN YERLER VAR"
Bu bölgede olabilir. Burada da uygun yerler var. Sağlam kaya ortamları var. İstanbul'umuzun biraz hırpalanacağı, yani yeşil alanlarının gideceği biraz daha yapılaşmanın olacağı bir yere dönüşür. Tabi her şeyi kazanamayız. O da olmasın, bu da olmasın. Deprem bölgesindeki alanlar yeşillendirilebilir. Bu belki daha doğru bir çözüm. İyi bir ekiple, iyi bir kadroyla buna başlanılabilir. Çünkü o kadar hukuksal çıkmaz var ki. Bir evi, bir yeri, bir siteyi dönüştürmek...
"FAY GEÇEN YER HARİÇ HER YERE BİNA YAPABİLİRİZ"
Prof. Dr. Hasan Yıldırım: Güzel şeyler ama kolay iş değil bu. Şöyle düşünsek daha iyi olur. Fay geçen yer hariç, her yere bina yapabiliriz. Biz şunu öğrenmemiz lazım; yani zemini kötü olan yerlerde nasıl binalar yapacağız, yapmayacağız. Bunları düşünsek daha iyi. O çok güzel idealist, gerçekten güzel de o kadar nüfus var. Altyapısı kurulmuş yerler var. Bunları taşımak zor. Ancak şu olabilir. Gelecek için, hadi şuradan başlayalım, şu kısımdan başlayalım.
"GÜZEL ZEMİNLER SEÇİLEREK PLANLAMALAR YAPILABİLİR"
Zemini güzel olan yerlere yerleşim yerleri yapalım denilebilir. Toplam 1,5 milyon diyorsunuz. 1,5 milyon bina yapmak yani kısa zamanda bizim ülkemizin ekonomik olarak başka yapacağımız işlere de ihtiyacımız var. Yani onu uzun vadeli planlamayı yapılıp, bölge seçilerek, güzel zeminler seçilerek böyle planlamalar yapılabilir. Ama kolay iş değil.
Biz İstanbul'da burada yaşayacağız. Burada depreme karşı dayanıklı nasıl binalar yapacağız, depreme dayanmayacak olan binaları kentsel dönüşüme nasıl dönüştüreceğiz. Yani bunları depremde konuşmayalım. Yıl 99'da da konuşuyorduk aynı şeyleri. Hep milat diyorduk. Bundan sonra çok insanlarımız öldü. En azından 99 öncesi yapılmış binaları ne yapacağız onu konuşsak daha iyi olur.