Batı’nın kullanışlı aparatı CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu! Bloomberg’ten sonra Alman Bild de 6'lı koalisyonun adayını şişirdi

Son dakika haberleri... 6'lı koalisyonun adayının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmasından en çok Batı memnun. Kılıçdaroğlu'nun, Batı'nın planlarını tıkır tıkır işleyecek en kullanışlı aparat haline geleceği seçim öncesi verdiği vaatlerle gözler önüne seriliyor. Kılıçdaroğlu "Terörle mücadele yasasında yumuşama", "Doğu Akdeniz'de gaz aramama", "Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest kalacağı" vaadi ile Batı'ya şirin gözükmeye çalışıyor. Avrupa'ya göz kırpan bu söylemlerin ardından Batı medyasında Kılıçdaroğlu'na ilişkin olumlu haberler çıkmaya başladı. ABD merkezli Bloomberg'in ardından Alman Bild'in de Kılıçdaroğlu'nu öven yazısı Reuters'in geçmişteki o analizini akıllara getirdi.

Giriş Tarihi :19 Mart 2023 , 15:37 Güncelleme Tarihi :19 Mart 2023 , 16:03
Batı’nın kullanışlı aparatı CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu! Bloomberg’ten sonra Alman Bild de 6’lı koalisyonun adayını şişirdi

Dünya son 72 saatte 6'lı koalisyonun adaylık krizine şahit oldu. Henüz seçim dahi olmadan birbirine giren 6'lı koalisyon vatandaşa geçmişteki koalisyonlardan hiçbir farkı olmadığını gösterdi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener "noter olmam" diyerek kalktığı masaya pazartesi günü yeniden oturdu.

Peki bu derece sert restin ardından ne oldu da Akşener, o masaya yeniden oturdu? Ya da şöyle soralım: Akşener'i o masaya kim oturttu?

"Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız" diyen Akşener'i ABD lobileri tarihin sayfalarına gömdü.

OTELDE NELER YAŞANDI?
Peki gündüz saatlerinde Meral Akşener-Kemal Kılıçdaroğlu arasında Marriott Oteli'nde gerçekleşen görüşmede neler yaşandı? Söz konusu otel Çukurambar'da Amerikan Büyükelçiliği'nin 30 metre uzağında bulunan JW Marriott Otel'di. Kılıçdaroğlu, bir yanına İmamoğlu'nu diğer yanına ise Yavaş'ı alıp Akşener'i karşıladı. İkili başbaşa görüşme yaptı. İddiaya göre İmamoğlu ile Yavaş lobide bekledi.

KILIÇDAROĞLU'NUN AVRUPA'YA MESAJLARI
Tüm bu yaşananlar hafızalardaki yerini korurken resmi olmasa da deprem bölgesine yaptığı ziyaretlerle kampanyasını başlatan Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan iç kamuoyuna bir yandan da Avrupa'ya verdiği mesajları ile seçime hazırlanıyor.Kılıçdaroğlu'nun Avrupa'ya yönelik en belirgin vaatleri ise dikkat çekiyor.

PKK ve uzantılarının Türkiye ve sınır hattındaki yuvalanmalarına karşı son yıllarda verilen büyük mücadelelerden sonra yumuşama dönemi vaat edilirken, bir yandan da HDP'nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve Gezi Parkı tutuklusu Osman Kavala'nın serbest bırakılacağı belirtiliyor.

Türkiyenin en önemli kazanımları olan Doğu Akdeniz ve Karadeniz'deki enerji alanlarında atılan adımlara ilişkin de sondaj ve arama faaliyetlerinin maliyet hesaplamaları bahane edilerek sonlandırılması CHP'liler tarafından son dönemde dillendiriliyor.

Dış politika konusunda ise CHP'nin hükümete Rusya-Ukrayna savaşında tarafsız kalma konusundaki eleştirileri kamuoyunda gündeme gelmişti.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, savaşta tarafsız kalmak yerine Rusya karşısında tavır almak gerektiğini söylemişti.

Avrupa'ya göz kırpan bu söylemlerin ardından Batı medyasında Kılıçdaroğlu'na ilişkin olumlu haberler çıkmaya başladı.

"KILIÇDAROĞLU, ERDOĞAN'IN OLDUKÇA ÖNÜNDE"

Son olarak Alman Bild, CHP'nin adayını manşetine taşıdı.

"Bu adam Erdoğan için ne kadar tehlikeli?" başlıklı haberde, Kılıçdaroğlu'nun iktidar değişimini İstanbul seçimleri ile başlattığı belirtildi.

Anketlerde Kılıçdaroğlu'nun önde olduğu iddia edilen haberde, şu ifadelere yer veridli:

"Bu adamın dayanma gücü var! Uzun yıllar ve sayısız yenilginin ardından Kemal Kılıçdaroğlu artık kendisini Türkiye'de muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olarak kabul ettirdi.

Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yarışıyor ve aslında 20 yıllık iktidardan sonra İslamcı-muhafazakar devlet başkanının yerini alabilir: Mevcut anketlerde Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın oldukça önünde."

ORTODOKS POLİTİKALARA DÖNÜŞ SİNYALİ

Geçtiğimiz haftalarda da ABD merkezli Bloomberg'in analizi dikkat çekmişti. Ekonomi çerçevesinden değerlendirme yaptığı analizinde, Kılıçdaroğlu'nun, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yarışacağını yazdı ve "Muhalefet, seçilirse ortodoks politikalara dönüş sözü veriyor." demişti.

'ÖZERK' MERKEZ BANKASI SÖZÜ

Kılıçdaroğlu'ndan "ekonomist" olarak söz edilen yazıda, muhalefet bloğunun iş başına gelmesi halinde, ortodoks para politikası ve "özerk" bir Merkez Bankası vadettiğine dikkat çekildi.

Bu durumun bazı yatırım çevrelerince memnuniyetle karşılandığı kaydedildi. Öte yandan, muhalefet içinde yaşanan gerilimlere de işaret edilerek, şöyle denildi:

"AKŞENER, MUHALEFETİ BÖLMEKLE TEHDİT ETTİ"

Altı partiden oluşan ittifak, bir isim üzerinde anlaşmak için aylarca mücadele etti. (İyi Parti) Çekişmeler nedeniyle kısa süreliğine bloktan ayrıldı. Partinin Genel Başkanı (Meral Akşener), geçen hafta Kılıçdaroğlu'nun adaylığını eleştirerek muhalefeti bölmekle tehdit etti.

Ankara ve İstanbul'un belediye başkanları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu aday olmaya çağırdı. Muhalefet, topyekun bir çöküşü önlemek için Yavaş ve İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı yardımcılığını Kılıçdaroğlu'na önererek Akşener'i bloğa geri çekti.

REUTERS'İN GEÇMİŞTEKİ O ANALİZİNİ AKILLARA GELDİ
ABD merkezli Bloomberg'in satırları Reuters'in geçmişteki o analizini akıllara getirdi.

IMF, AVRUPA BİRLİĞİ, ABD...

Reuters, söz konusu ittifakın yönetimindeki Türkiye'nin, mali kriz yaşanması durumunda kredi için Uluslararası Para Fonu'na (IMF) başvuruda bulunabileceğini yazmıştı.

Millet İttifakı'nın ekonomik güvenilirlik kazanmak için bu yönde sinyaller vermesi gerektiği, yeni hükümetin hem Avrupa Birliği (AB) hem de ABD ile daha yakın ilişkiler kurmak için "iyi bir konumda" olacağı ifade edilmişti.

BATI'NIN TÜRKİYE PLANI
İngiliz haber ajansı Reuters, Batı'nın çıkarlarının 6'lı koalisyonun iktidara geçmesinde olduğunu yazmıştı. Hugo Dixon imzalı Reuters analizinde Batı'nın 6'lı koalisyondan beklentileri sıralanmıştı.

Rusya Ukrayna savaşında tarafsızlık politikası izleyen ve arabuluculuk rolü sayesinde tahıl krizini çözen Başkan Erdoğan ve Türkiye'nin Batı ile ilişkilerinin kötüleştiği ileri sürülmüştü.

"Erdoğan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde iktidarı elinde tutabilir" ifadelerinin ardından "Kaybettiği senaryoyu düşünelim" diyerek Batı'nın Türkiye planı yazıldı. Makalede, Erdoğan'ın kaybetmesi halinde "Türkiye'nin yeniden Batı ittifakına nasıl kabul edileceğini düşünmek için çok erken olmadığı" söylenmişti.

SADAKAT TESTİ

'Sadakat testi' başlığı altında 6'lı koalisyonun AB ve ABD ile daha iyi ilişkiler kurmak isteyeceği ve ilk olarak İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini onaylayacağı belirtildi. 6'lı koalisyonun NATO'ya sadakati üzerinde özellikle durulan haberde, izlenilecek politikaların Batı'dan yatırım akışına imkan sağlayabileceği ifade edilmişti.

Türkiye'nin bütün bunlara rağmen yine de AB'ye katılamayacağını ancak ödül olarak gümrük birliğinin modernize edileceği belirtilmişti.

RUSYA'YA YAPTIRIMLARA BOYUN EĞECEK!

Makalede, altı çizilen bir diğer konu da 6'lı koalisyonun iktidara gelmesi halinde ABD'nin gündeminden düşürmediği Rusya'ya yönelik yaptırımlara tamamen boyun eğecek olması... "Amerika ve AB ayrıca altı partili koalisyonun Rusya'nın askeri açıdan faydalı teçhizat ithal etmesine yardımcı olan şirketlere baskı yapmasını isteyecektir." denilen makalede, "Erdoğan hükümeti yaptırımların ihlal edildiğine dair kanıt bulması halinde harekete geçeceğini söylese de yeni bir hükümet muhtemelen daha istekli bir şekilde işbirliği yapacaktır." ifadeleri yer almıştı.

Ayrıca makalede, itiraf niteliğinde bir detay yer alıyor. Makalede, "Muhalefetin önerdiği ekonomik reformlar kısa vadeli acılar getirebilir. Uluslararası yatırımcılar, Türkiye'nin gerekli ilacı yutacak mideye sahip olduğundan emin olana kadar kenarda oturabilirler." denilmişti. Bu ifade ise akıllara, IMF zoruyla uygulanan "acı ilaç" programını getirmişti.

Analizde, "Bununla birlikte, Türkiye bir mali krizle karşı karşıya kalırsa, döviz kredisi için Uluslararası Para Fonu'na başvurabilir. 6'lı koalisyon, ekstra ekonomik güvenilirlik kazanmak için muhtemelen bunu önceden yapmalı" ifadeleri kullanılmıştı.

ABD'nin, 6'lı koalisyonun iktidarda olduğu bir Türkiye'yi "Çin'e karşı denge unsuru olarak" kullanacağı da analizde yer almıştı.