"İÇ SAVAŞ ÇIKARTIRIZ" TEHDİDİ GİBİ: "KAYBEDERSEK DİRENECEĞİZ"
14 Mayıs seçimlerinin terör örgütü PKK için ne kadar ölüm kalım meselesi olduğu, elebaşı Doğu'nun oy verme çağrısındaki tehdit dolu sözlerine de yansıdı. "Herkes müthiş bir duyarlılıkla oy sandıklarının başına gitmeli, gitmeyeni ikna edip getirmeli, özgürlük ve demokrasiden yana oy kullanması için başkalarını ikna etmeli, bilinçlendirmelidir. Oy sandığının başına gittiğinde oyunu tamamen usulüne göre kullanmalı, kurallara hakim olup yanlışlık yapmamalı, bir tek oyun bile boşa gitmesine izin vermemelidir." diyen terörist Çiğdem Doğu, bu seçimlerin kendileri için normal bir seçim olmadığını söyleyerek, Bese Hozat'ın "Kaybedersek iç savaş çıkartırız" tehdidinin benzeri seçimi 7'li koalisyonun kaybetmesi durumunda sandıkta provokasyon planlarını şöyle açık etti:
"Oy verdikten sonra da iradesine sahip çıkmalı, onu gözü gibi koruyacak bir örgütlülük içinde olmalıdır. 'Oyumu verdim işim bitti' demek olmaz. Osmanlı'da oyun bitmez, bu oyunların hepsini hesap ederek hile ve yolsuzluklara izin vermeyecek bir disiplin ve örgütlülük içinde olmak şarttır. Süleyman Soylu en son "14 Mayıs bir darbe girişimidir" diye bir şey söyledi, bununla bir mesaj vermek, kaos-kriz-darbe söylemleri ile korku yaratmak, karışıklık geliştirmek istedikleri açıktır. Yenildiklerini görünce korku ve kaos planlarını hayata geçirmek, provokasyon geliştirmek isteyeceklerdir. Bu seçim herkesin de söylediği gibi normal bir seçim değil, her şey olasılık dahilindedir. Faşizm kaybettiğini anlayınca bu tip kontra faaliyetlere de başvurabilir. Bu nedenle de bu seçim aynı zamanda direniş anlamına gelmektedir. AKP-MHP'nin kaos ve darbe planlarına karşı da hazırlıklı olmak, örgütlü direnmek, provokasyonları boşa çıkarmak da 14 Mayıs öncesinin ve 14 Mayıs gününün en önemli görevlerindendir."
SANDIĞI PROVOKE EDİP "SÜREKLİ EYLEMLİLİK" PLANI
"Faşizm gitmez, yenilmez diye bir şey yoktur. Daha geçen yıl Sri Lanka'da devlet başkanı halkın örgütlü protestoları karşısında apar topar uçakla ülkesinden kaçtı. Brezilya'da Cumhurbaşkanı Bolsonaro seçimi kaybetti, ülkede karışıklık yaratmak istedi, ancak halkın direnen iradesi karşısında ABD'ye kaçmak zorunda kaldı. Birçok ülkede halklar aşırı sağcı faşist rejim ve diktatörlüklere karşı sürekli eylemlilik içinde oldu, bu rejimleri geriletip zayıflattı. Türkiyeli ve Kurdistanlı halkların, kadınların ve gençlerin örgütlü olması durumunda, AKP-MHP faşizminin bu planları da boşa çıkacaktır. Bunun için korkmadan cesaretle üzerine gidilmelidir, AKP-MHP faşizminin yirmi bir yıl boyunca yapmadığı kötülük kalmamıştır, daha ötesi yoktur. Bir hasta tek adam rejiminin bu kadar büyük bir insan gücünü korkutması, sindirmesi, geriye itmesi mümkün değildir. Yapılacak şey, sandıkta veya olası kaos planlarında örgütlü duruşu sergilemek ve bu hasta adamı ve tekçiliğini artık mezara gömmektir."
TEK ORTAK NOKTALARI ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI TEK DERTLERİ ERDOĞAN
7'li koalisyonun 'Halil İbrahim Sofrası' olarak pazarladığı ittifak, Türkiye için tehlike arz edecek boyuta ulaşan bir yıkım birlikteliğine dönüştü. CHP, 'Milliyetçi' geçinen İYİ Parti ve HDPKK Başkan Erdoğan düşmanlığında buluştu.
SEÇMENİ DE TEHDİT ETTİLER
Terör örgütü PKK propagandası yapan bir televizyonun kanalında konuşan sözde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı terörist elebaşı Bese Hozat, 7'li koalisyonun adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na desteklerini bir kez daha açıkladı ve seçimi boykot çağrılarına karşı seçmenleri tehdit etti. Güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK'ya karşı başarıyla devam ettirdiği operasyonları Kürt vatandaşlara yapılıyormuş gibi göstermeye çalışan Hozat, alçak iftiralarla hükümeti ve Başkan Erdoğan'ı suçladı.
Bitme noktasına gelen PKK'nın bu seçimi kurtuluş olarak gördüğüne adeta itiraf eden Hozat, "Bu seçimler gerçekten çok önemli seçimlerdir. Önemi şuradadır. Bu seçimlerde bu iktidar, bu faşist iktidar kazanırsa bu soykırımcı faşist politikalar meşrulaşmış olur. Meşrulaştırmak ile kalmaz, kalıcılaştırılmış olur. Artık bu faşizm, bu faşist rejim, kurumsallaşır, kalıcılaşır. Türkiye toplumuna kan kusturmaya devam eder. MHP bu soykırım politikalarını derinleştirerek sürdürür. Bu anlamda bu faşist iktidarın, bu faşist rejimin bu seçimleri kazanmaması gerekiyor. Zaten kazanması için her şeyi yapıyor. Tek elinde bir şey kalmış. Yıllardır bunu yürütüyor. Savaştır. Topyekun soykırım savaşıdır. Her yerde bunu yürütüyor. Savaştan medet umuyor. Başka bir rezervi kalmamış. Şiddet dışında, öldürme dışında, kan dökme dışında başka bir şey kalmamış yani. AKP basınına bakın; savaş dışında, savaş silahları dışında hiçbir gündemleri yoktur. Bütün gündemleri Kürt düşmanlığıdır. Kürt karşıtlığıdır. Muhalefete saldırırken de Kürt düşmanlığı üzerinden saldırıyor. Sistem içi muhalefete saldırırken, Millet İttifakı'na saldırırken de Kürt düşmanlığı üzerinden saldırıyor. Bütün argümanı bunun üzerinden, siyaseti bunun üzerinden yürütüyor. Onun dışında da bütün gündemleri cihattır. Yeni üretecekleri savaş silahlardır, savaş tekniğidir. Düşmanlıktır yani. Bütün gündem budur." dedi.
MERAL AKŞENER'LE AYNI SÖYLEM: ERDOĞAN-PKK İLE GÖRÜŞTÜ
Siyasi alanda destek verdikleri HDP'nin kapatma davasına karşı barış sürecini sabote ettiklerini görmezden gelerek iktidar ve Başkan Erdoğan'ı suçlamaya kalkan Hozat, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'le aynı söylemi kullandı.
Hozat, "Şimdi mesela HDP'yi kapatma davasının gerekçelerini açıkladılar. Bir de Selahattin Demirtaş'a verdikleri cezanın gerekçelerini ortaya koydular. Temel bir gerekçe de; işte Selahattin Demirtaş'ın HDP heyetinin Kandil'e gelip görüşmeler yapmasıdır. O diyalog sürecinde AKP'nin 2013-2015 sürecinde, o diyalog sürecinde Kandil'e geliş gidişleri de böyle temel bir gerekçe olarak öne sürüyorlar. Arkadaşlar da değerlendirme yaptı; HDP heyetinin Kandil'e geliş gidişi, Erdoğan'ın, AKP yönetiminin, o AKP hükümetinin izni temelinde oldu. Geliş gidişlerde HDP heyetinin yol güvenliğini sağlayan hükümetin kendisiydi. O süreçte, o diyalog sürecinde biz Önderliğe birçok mektup gönderdik. HDP heyeti o mektupları götürdüğünde o mektuplar hemen Önderliğe verilmiyordu. Günler sonra, bazen haftalar sonra veriliyordu. O arada o mektuplar ne yapılıyordu? Erdoğan'a sunuluyordu. Bizim Önderliğe yazdığımız mektuplar Erdoğan'a gidiyordu. Erdoğan mektupları okuyordu. Ondan sonra Hakan Fidan'a veriyordu. Sonra Önderliğe gönderiliyordu mektuplar. En fazla PKK ile ilişki geliştiren de Erdoğan'dı. AKP hükümetiydi. Evet, bir gerçektir. Şimdi bütün o görüşmeleri neden gerçekleştirdiği çok açıktır yani. Kendisini devlette bir bütün hakim kalacaktı. Hakim olacaktı devlete. Kendi bu soykırımcı, faşist sistemini de, rejimini de kurumsallaştıracaktı. Bütün amaç buydu. O açıdan Önderlik de dedi ya; Kürt sorununu araçsallaştırıyorlar. Gerçekten Kürt sorununu araçsallaştırdı AKP, taktik yaklaştı. Ama her biçimde, her düzeyde de o süreçte herkesle de ilişki geliştirdi. Şimdi de Erdoğan ağzını açıyor; Kürtlere küfrediyor, Kürtlere hakaret ediyor, Kürt düşmanlığı yapıyor. Kürt düşmanlığı üzerinden Kürtlere her gün hakaret ediyor, küfrediyor. Millet İttifakı'nı bunun üzerinden vuruyor. Kendi durumu da çok açık. Böyle yani. Bu süreç boyunca da Kürtler bu gerçeğini gördüğü için Önder Apo bütün maskelerini düşürdü.
Mücadelemiz bütün maskelerini düşürdü Erdoğan'ın. Bu faşist iktidarın artık ellerinde gerçekten hiçbir rezerv kalmadı. Böyle kral çıplak. Tam gerçeği; bu faşist soykırımcı gerçeği ortaya çıktı. Şimdi savaş dışında başka da bir malzeme kalmamış elinde. Bütün seçim politikasını da Kürt düşmanlığı üzerinden yürütüyor. Dolayısıyla Kürtlere ve Türkiye halkına vadettiği tek şey var; savaştır, katliamdır. Gözyaşıdır, acıdır, ölümdür. Başka bir şey vadetmiyor, bunu vaat ediyor." ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU'NA DESTEK PAYLAŞIMLARI YAPAN ELEBAŞLARI
12 Mart'tan itibaren Kılıçdaroğlu'na ve 7'li koalisyona destek mesajı paylaşan PKK elebaşları arasında Cemil Bayık, Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Duran Kalkan, Bese Hozat, Helin Ümit, Sabri Ok ve Remzi Kartal yer alıyor. İşte terör örgütünden gelen destek mesajları:
CEMİL BAYIK
Terör örgütü elebaşı Öcalan'a özgürlük isteyen Bayık "Önder Apo ve halkımız birleşmiştir ve ayrı düşünülemez. Önder Apo'suz yaşam olmaz bu da Apo'nun gerçekliğidir." dedi. Bayık, elebaşı Öcalan'ın özgürlüğü dışında hiçbir şeyi kabul etmediklerini ifade ederek şunları söyledi: "Bizim için özgürlük ve mücadelemizi büyütme zamanıdır. Önderliği fiziki özgürlüğüne kavuşturmalıyız. Apo'nun özgürlüğü dışında hiçbir şey kabul etmiyoruz. Apo'nun dostları Önder Apo'nun özgürlüğüne kavuşması için mücadele yürütüyor. Bu direniş sonuç alıncaya kadar da devam edecektir."
BİZİM İTTİFAKIMIZ DİYEREK DESTEK VERDİ
7'li koalisyona destek veren Bayık: "Bizim ittifakımız AKP-MHP faşizminin sonunu getirmelidir." ifadelerini kullandı.
MURAT KARAYILAN
Terör örgütü PKK'nın elebaşı Murat Karayılan da sanki İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in altılı koalisyona kendisi döndürmüş gibi bir sevinçle, masadaki krizin çözülmesinden duyduğu memnuniyeti, "Bu, Türkiye demokrasi hareketi açısından çok iyi bir şey. Niye? Çünkü halkın gerçekten değişim istediği ortaya çıktı. Halk bu iktidarın değişmesini istiyor. Bu biçimde toplum mühendisliğine dayalı projelerin sonuç almayacağı görüldü. Dolayısıyla bu durum, aslında demokratik çevreler açısından bir güç oldu; bu planları yapan kesimlere de bir darbe oldu. Muhalefetin güçlendiği belirtilebilir. Bu tür planları gerçekleştirmek isteyen derin ellerin sonuç alamayacağı görüldü" sözleriyle dile getirdi. Karayılan, İmralı'da tutuklu bulunan bebek katili Abdullah Öcalan'ın serbest kalma vaktinin geldiğini de iddia etti. Karayılan, "Apo'nun fiziki olarak özgür olma vakti gelmiştir. Apo'nun özgürlüğü için de mücadele yürütmeliyiz ve başlatacağımız hamleler bu temelde gelişmek durumundadır." dedi.
MUSTAFA KARASU
Hain örgütün elebaşı Mustafa Karasu, 7'li koalisyona desteğini yineleyerek, ''Türkiye demokratikleşecekse, bu iktidara karşı da mücadele verilmesi gerekiyor. Muhalefetin, muhalif güçlere hesap sorması gerekiyor. Türk halkı, böyle bir iktidara layık değil gerçekten. Bu iktidarın değişmesi gerekiyor. Bunun zaten önemli demokrasi güçleri de görüyor. Bu seçimde en verimli sonucu almaları gerekiyor. Yani ortak liste daha fazla kazandırır diyorlar. Herkes böyle söylüyor." dedi.