Asılsız deprem vergisi iddialarıyla Kılıçdaroğlu'na sufle veren elebaşı Karasu, "Sen deprem vergisini ne yaptın? Dört-beş gün yoksun yıkılan yerlerde. Hesabını vermeyecek misin? Yok ortada; AFAD yok, Kızılay yok. Göstermeliktir hepsi. Bilmem binlerce enkazın üzerinde, beş-on tanesinin üzerine gitmiş. Ondan sonra hepsini böyle kepçelerle aldılar sağa sola götürüyorlar. Bu durum ciddi bir durumdur. Eğer bu ciddiye alınmazsa, edebiyatçısı, sanatçısı, siyasetçisi ciddiye almazsa ortaya hiçbir şey çıkmaz. Kılıçdaroğlu bir şey söyledi, onu takip etmesi lazım. Ya da herkesin öyle olması gerekir. Gerçekten iyi bir söz söyledi. Artık ne kadar gereğini yerine getirecek, ne kadar inanacak bilmiyorum. Dedi ki; ben bundan sonra bundan önceki insan değilim.. Evet öyle olması lazım. Bu depremi yaşadıktan sonra Türkiye'de kim önceki gibi olabilir? Ama şimdi var mı? Kılıçdaroğlu meydanlarda çok gündeme getirmiyor, diğerleri getirmiyor. Rezil kepaze etmeleri lazım. İçişleri Bakanı, kepaze adam, 3-4 gün AFAD uğramamış, gidiyor Esenler'de müzik çalan Yeşil Sol Partililere "kepazeler" diyor utanmadan. Birisi demiyor, ya sen ne konuşuyorsun! Sen ne yaptın? Bu kadar yıkıma sebep oldun. Bu bakımdan deprem gündeminin gündem olması lazım. Bu kadar unutulması olamaz. Yüz binlerce insan ölmüş, evleri yıkılmış. Ölenin dışında diğerlerinin de evi barkı yok. Bütün yaşamları altüst oldu." ifadeleriyle adeta muhalefete talimat yağdırdı.
BÜYÜK BOŞLUĞU 7'Lİ KOALİSYON HDPKK İLE DOLDURABİLİRMİŞ
7'li koalisyon ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK'nın siyasi ayağı HDP'ye muhtaç olduğunu dile getiren elebaşı Karasu, "HDP'nin kapatılma durumu olunca Yeşil Sol Parti ile seçime gidildi. Daha doğrusu Emek ve Özgürlük İttifakı, Yeşil Sol Parti altında seçime giriyor. Önemlidir. HDP'nin zaten bileşenleri vardı. Emek ve Özgürlük İttifakı'yla bu daha da genişledi. Bu bakımdan Yeşil Sol Parti daha önce HDP'nin girdiği seçimlerden daha farklı biçimde, daha geniş bir yelpazede bu seçime giriyor. Bu bakımdan önemli bir toplumsal kesimi ifade ediyor. Bir de bu faşist iktidara karşı gerçek çözümü ifade ediyor, gerçek muhalefeti ortaya koyuyor. Önemlidir. Bu faşizm karşısında böyle bir muhalefetin olması gerekiyor. Zaten öyle bir faşizm ki her şeyi keskinleştiriyor. Bu kadar ortamı keskinleştiren faşizmin uygulamalarıdır ve buna karşı mücadeledir. Evet, faşizm her türlü saldırıyı yaptı ama buna karşı mücadele de AKP-MHP faşizmini teşhir etti. Bu yönüyle mücadelenin teşhir edici, netleştirici, berraklaştırıcı, gerçekleri ortaya çıkarıcı gücü var. Bu ortaya çıktı. Yeşil Sol Parti şimdi bunun temsilini yapmaya çalışıyor. Bu yönüyle önemlidir. Eğer rollerini doğru oynarlarsa önlerine tarihi fırsat çıkmıştır. Büyük bir boşluk var. Evet, Millet İttifakı var ama Millet İttifakı bu faşist iktidarı karşılayacak, ona karşı mücadele edecek bir güçte değil, bir programda değil, bir duruşta değil. Bu bakımdan bu büyük boşluğu Yeşil Sol Parti bileşenleriyle birlikte, ittifak güçleriyle birlikte karşılayabilir. Bu yönüyle bir heyecan yaratıyor ama biraz daha Türkiye gerçeğini iyi görmeleri gerekiyor." dedi.
ALÇAK HEDEFLER! HDPKK'YA TALİMAT: DAHA ÇOK ÇALIŞMAK GEREK
HDPKK'nın alçak terör hedefleri için kendilerine oy vermeyen yerlerde daha çok çalışması gerektiğini belirten elebaşı, "Diğer bir husus da; bence o konuda da biraz gevşeklik var; HDP 2015'te barajı aşarken bütün Türkiye'de çalıştı. Çünkü barajı aşmak önemliydi. Barajı aşmak için Giresun'dan da oy almak gerekiyordu, Trabzon'dan da, Yozgat'tan da. Türkiye'nin her tarafından oy almak gerekiyordu. Bu bakımdan sadece milletvekili çıkarılacak yerler değil, milletvekili çıkarmayan yerlerde de topluma seslenmek, çalışmanın güçlü olması gerekiyor. Yoksa daralırsa, oradan gelen oylar düşerse o zaman genel oylar düşer. Çünkü en azından o milletvekili çıkarılmayan yerler bile yüzde 1,5 civarında oy yükseltiyordu. Bu bakımdan oyları da yükseltmek, daha fazla milletvekili çıkarmak açısından, biraz daha Türkiye'ye daha fazla seslenmek, Türkiye toplumuna seslenmek, milletvekili çıkarılmayan yerlerde de çalışmayı geliştirmek gerekiyor. Her yerde söyleniyor; şu kadar bu kadar alacağız ama bu da çalışmayla, bir de üslupla; en geniş çevrelere seslenme ile olur. Sadece kendi çevremize, kendi tabanımıza seslenerek olmaz. Onlar zaten oy veriyorlar. HDP projesini kendi tabanı dışında geniş kesimlere seslenerek barajı aştı. Yoksa baraj aşılamıyordu. Baraj aşılınca, biraz da genişleyince ne oldu? 80 milletvekili çıktı. 35-40 daha fazla milletvekili çıktı. Neden? Kendi tabanı dışında geniş çevrelere seslenince bu kadar bir açılım, başarı ve hatta gelişme oldu. Bunlara dikkat edilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
PKK'DAN KILIÇDAROĞLU'NA ALEVİLİK ÇIKIŞI AFERİNİ: TUTUMU GÜZEL PKK SAYESİNDE
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevilik provokasyonu üzerinden aynı söylemi tekrarlayan ve 7'li koalisyonun adayına aferin diyen elebaşı, "Zaten seçimden önce Kılıçdaroğlu, Alevi olduğu için seçilemez, oy vermezler denildi. Türkiye'de yüzyıllardır Aleviler hakkında bir önyargı yaratılmış. Önyargı olmadığını kim söyleyebilir? İşte bu önyargıya dayanarak. Kılıçdaroğlu kazanamaz denildi. Hatta adaylığına karşı çıkıldı. Bu yönüyle tabii Kılıçdaroğlu artık mecbur kaldı söylemeye. Çünkü Erdoğan her gün gönderme yapıyordu, Aleviliğini hatırlatıyordu. Açık söylemiyordu ama gündemi yapıyordu. İşte seccadeyi tabii ki çiğner, kıbleyi bilmez. Namaz kılmadığı için ne bilecek seccade nedir, dedi. Bunu meydanlarda defalarca söyledi. Bu yönüyle Kılıçdaroğlu'nun aleyhine yönelik öyle bir politika vardı. Kılıçdaroğlu bunu açık söyleyerek aslında boşa çıkardı. Ama bunu açık söylemek de önemli. Bu noktaya gelmesi önemli. Öyle kolay kolay bir Alevi siyaset yapacak ve kendi kimliğini açıklayacak. Mümkün değildi. Eskiden okulda açıklayamazdınız, Alevi olduğunuzu söyleyemezdiniz. İş yerinde söyleyemezdiniz. Söylediğiniz zaman size hor bakılır, farklı gözle bakılırdı. Bu bakımdan Aleviler hem yaşadıkları yerlerde kendilerini gizlerlerdi hem de gittikleri yerde, okulda, başka yerde gizlerlerdi. Hatta böyle küçük şehirlerden İstanbul'a, büyük şehirlere göç etmelerinin nedeni de, büyük şehirlere gitti mi kimliğini kimsenin bilmemesiydi. Evet, böyle bir toplumsal gerçek vardı." diyerek yıllardır AK Parti'nin attığı adımları gizlemeye çalıştı.
ALEVİLİK ÜZERİNDEN BAŞKAN ERDOĞAN'I HEDEF ALDI
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarını çarpıtarak Kılıçdaroğlu'na destek veren Elebaşı Karasu, "Erdoğan sonra dedi ki, öyle bir sorun yok, biz kimsenin Aleviliğini sorun yapmamışız. Utanmazlık bu! Fakat yine şunu söyledi: Bizde Alevilik yoktur, Şiilik yoktur, Müslümanlık vardır. Aslında dolaylı yoldan yine Aleviliği inkar etti. Benim gibi olacaksın, dedi. Ben nasıl anlıyorsam İslam'ı, sen de öyle yapacaksın.! Bunu demek istedi aslında." dedi.
BİZ YOKSAK SEN YOKSUN KILIÇDAROĞLU
Kılıçdaroğlu'nun Alevi açıklamasının kendileri sayesinde olduğunu ima ederek adeta "biz yoksak sen yoksun" mesajı veren Kandil elebaşı, "Evet, Kılıçdaroğlu söyledi ama Kılıçdaroğlu'nu bu noktaya getiren on yıllara dayanan mücadeledir. Bizim mücadelemiz bu konuda belirleyici olmuştur. Kurdistan'da ve Türkiye'de Alevi halkının, Alevilerin kendi kimliğine sahiplenmesi konusundaki en büyük mücadeleyi PKK vermiştir. Yine Êzidîlerin kendi kimliğine ve sahiplenmesine. PKK yol açmıştır. Eskiden Mardin'de, Batman'da Êzidîler kimliğini gizlermiş. Çarşıya bile çıkmazlarmış. Şimdi öyle midir? Şimdi Kurdistan'da hem Aleviler hem Êzidîler, Kürt toplumu içinde onurluca yaşıyorlar, eşitçe yaşıyorlar. Bu bakımdan Kurdistan'da bunu kırdık. Böyle bir sorun yok. Bu Türkiye'de önemli düzeyde kırıldı. PKK zaten Kurdistan'da diğer hareketlerden farklı olarak Alevi toplumunu da içine aldı, Alevi gençleri de içine aldı. Diğer hareketlerde tek tük vardır ama bizde binlerce şehit var. Halen binlerce bu mücadele içinde yer alanlar var." ifadelerini kullandı.
HDP'nin Aleviler için çalışan tek parti olduğu yalanını ortaya atarak Kılıçdaroğlu'nun bunu ifade etmesinde terör örgütü PKK'nın rolü olduğunu iddia eden elebaşı, "Diğer yandan Önder Apo'nun demokratik ulus anlayışı gelişti. Farklı inanç, farklı etnik toplulukların bir ulus içinde birlikte yaşama zihniyeti gelişti. Böyle bir teori ortaya çıktı. Bu da Türkiye'de bu gelişmeye etkide bulundu. Bu yönüyle eğer Kılıçdaroğlu bugün Aleviliğini açıkça söylüyorsa bunda tabii ki Kürt özgürlük hareketinin büyük katkısı vardır. Yine Türkiye'de, Kürt demokratik hareketidir. HDP'den önce partilerdir, HDP'dir. HDP bu konuyu görünür hale getirdi. Alevileri açıkça sahiplendi. Zaten HDP içinde birçok Alevi milletvekili oldu, belediye başkanı oldu. O yönüyle de görünür hale geldiler. Ve böylelikle Türkiye'deki Alevilerin kendini gizleme, saklama yaklaşımı kırıldı. Aleviliğin görünür hale gelmesini sağladı. Tabii bunları derken Alevi örgütleri de kurumları da 1980'lerin sonundan itibaren örgütlendiler. Onların mücadelesi de bu görünür olmada etkili oldu. Bu bakımdan Kılıçdaroğlu bunu söyledi; olumludur, önemlidir. Önemli bir tutum oldu ama bu tutumun da buna cesaret etmenin de böyle bir tarihsel geçmişi olduğunu, zemini olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bunu bilmezsek, adaletli olamayız, vicdanlı olamayız." diyerek 7'li koalisyonun adayının başlattığı provokasyonu devam ettirdi.