İNGİLİZ THE GUARDİAN'DAN FELAKET İSTİSMARI
Fransız Le Monde gazetesi, "Eğer kaybederse, Erdoğan yetkisini bırakacak mı?" sorusunu başlığına taşıdı, "Erdoğan döneminin sona ermesinin başlangıcını mı yaşıyoruz?" diyerek skandala devam etti.
İngiliz The Guardian gazetesi, seçimlere günler kala "Erdoğan'ın depremi: Yıllar boyu süren kötü yönetim bir felaketi nasıl daha kötü hale getirdi?" başlıklı bir haber yayımladı.
WASHİNGTON POST NEFRET KUSTU: DESPOTİZM
The Washington Post gazetesinin başyazısı da Başkan Erdoğan'a nefret kustu: "Despotizmin büyüyen gölgesi Türkiye seçimlerinin üstünde pusuda bekliyor."
İngiliz Financial Times gazetesi, "Türk muhalefet lideri, otokrasiye kayışı geri çevirmeye ant içiyor" dedi.
Yunan basını da seçim sürecini yakından takip ediyor.
Seçimin dünyanın en önemli konularından birisi olduğuna vurgu yapan IN.gr 'Avrupa, Türkiye'deki seçimleri özellikle ilgiyle izliyor, çünkü sonuç mevcut dengeyi değiştirebilir ve hem Ukraynalıları hem de mülteci nüfusu etkileyebilir' yorumunda bulundu.
İeidiseis 'Erdoğan dünkü konuşmasında, seçimlere sadece 10 gün kala Türkiye'de doğal gazın ardından petrol kuyularının da keşfedildiğini dünyaya açıkladı' dedi.
Ethnos dikkat çeken bir Seçim senaryosu yayınladı. 'Diğer iki cumhurbaşkanı adayı İnce ve Oğan ilk turda yüzde 5'in üzerinde oy alırsa, bu ikilinin seçmenlerinin ikinci turda Erdoğan'a oy vermesi münkün' diyen gazete 'Erdoğan'ın istediği yüzdeyi tamamlaması mümkün' yorumunda bulundu.
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN REST
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Batı medyasındaki manşetlere tepki gösterdi.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı'nın gözünün içine bakanlar bilmezler.
Artık siyasi, diplomatik ve askerî hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var.
İşte sahada ve masada güçlü Türkiye'nin hikâyesi
Ülkemiz, üç kıtanın kalbi konumundaki jeopolitiğine rağmen yıllarca tek eksenli bir dış politikayla yönetildi.
Boraltan Köprüsü faciasında can kardeşlerini göz göre göre katillerine teslim eden pısırık zihniyete son verdik.
Diplomatlarımızın da gayretleriyle öz güveni yüksek, girişimci ve insani bir dış politika pratiğini hayata geçirdik.
Dış temsilcilik sayımızı 163'ten 260'a çıkartarak dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5 ülkesi arasına girdik.
KALIN: SON SÖZÜ MİLLET SANDIKTA SÖYLEYECEK
Batı medyasında artan Erdoğan karşıtlığına, Türkiye'den arka arkaya tepki geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, The Economist'in kapağına Twitter hesabından tepki gösterdi. Sözcü Kalın, "Yine heyecan yapmışlar ve eklemişler: 'Yeni hükümet Batı'yla hasarlı ilişkileri tamir edecek.' Ben bu dili, söylemi ve hangi bağlamda söylendiğini iyi biliyorum. Sakin olun. Ülkeme talimat verdiğiniz günler geride kaldı. Son sözü millet sandıkta söyleyecek" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, The Economist'in gelecek ayki sayısında yer alacak makalesini geri çekti, Twitter hesabından, "Bu 'The Economist'in ilk vukuatı değil. İstedikleri kadar hariçten gazel okumaya devam etsinler. Türk milletinin demokratik iradesini kimse gasbedemez. Halkımız gereken cevabı 14 Mayıs günü verecektir" mesajını paylaştı.
ÇELİK: AYNI AKIBETLE KARŞILACAKLAR
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, The Economist'in yanı sıra Le Point, BBC ve L'Express'in kapak ve başlıklarını alıntıladığı Twitter mesajında, "14 Mayıs seçimleri öncesinde Batı medyasının patolojik hale gelen Türkiye karşıtlığı ve Erdoğan düşmanlığını esefle karşılıyor, milletimizin iradesini hedef alan yayınları şaşkınlıkla izliyoruz" ifadesini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise, Twitter mesajında, "Batılı dergiler ve gazeteler yine Türkiye'deki siyasi süreçleri etkilemek için seferber olmuş. Cumhurbaşkanımıza karşı yorumlar döşenmişler. Halbuki ders almış olmaları lazımdı. Şimdiye kadar hiçbir konuda etkileri olmadığı defalarca görüldü. Yine aynı akıbetle karşılaşacaklar" dedi.
"SEÇİMİ THE ECONOMİST YAPMAYACAK"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yabancı devlet başkanlarının, basın mensuplarının, çok sayıda çevrenin Türkiye'deki seçimlere müdahale veya seçmenlerin tercihlerini etkilemek için değişik davranışlar ortaya koyduğuna işaret ederek, The Economist'in de onlardan biri olduğunu kaydetti.