"152 KİŞİ OLARAK ÇIKTIĞIMIZ YOLDA BEN ÖNCE ADALET SONRA LİYAKAT DESTURU İLE HAREKET ETTİM"
Bu noktada ülkede seçilmiş son Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yaşadığı adaletsizlikten ötürü fikir ve dünya görüşlerimiz ne kadar ayrı da olsa sessiz kalmamak adına, 2019 yılında kurduğu Gelecek Partisi'nin kurucular kurulunda görev aldım. Amacım uğradığı hukuksuzluğa sesli destek vermekti. Neticede , adaletten mahrum bırakılmış birisi olarak, adaleti en çok savunacak kişidir diye düşündüm. Kullandığı enstrüman adaletten ve liyakatten başka bir şey olmaz diye düşündüm. İş hayatımdaki yoğunluğumu bir kenara bırakarak yılların verdiği tecrübe ve birikimim ile adaletin vuku bulacağına inandığım parti ile yol almaya başladım. Fikirleri, kültürleri, eğitimleri, yaşları, cinsiyetleri farklı 152 kişi olarak çıktığımız yolda ben önce adalet sonra liyakat desturu ile hareket ettim ve tüm ekip arkadaşlarımın da genel başkan Ahmet Davutoğlu dahil böyle olduğunu düşündüm.
"ADALETİN, LİYAKATIN ÇOK DA BENİMSENMEDİĞİNE ŞAHİT OLDUM"
Fakat geçirdiğimiz onca zamandan sonra adaletin, liyakatın çok da benimsenmediğine şahit oldum. Aslında en çok karşı çıktıkları, en çok istemediklerinin adalet ve liyakat olduğunu gördüm. Son seçimlerde görüldüğü üzere adam kayırmaca, yandaş besleme, eş, dost, akraba derken liyakatin ve adaletin unutulduğu, emeğin, zamanın, yılların ve onca insanın umutlarının boşa harcandığını gördüm. Kurucular kurulu üyesi olarak, üzerimde seçmene, üyelere, benim gibi düşünen mesai arkadaşlarıma karşı kendimi sorumlu hissederek bazı şeyleri düzeltmek, anlatmak istediğimde Ahmet Davutoğlu'na ulaşamadım.
"TELEFONLARIMA ÇIKMADI, TOPLANTI TALEPLERİMİ KARŞILIKSIZ BIRAKTI"
Onca insana karşı hata yapılmasına izin vermeyeceğimi bilen, adil ve hakkaniyetli olunması konusunda söylemlerim olacağını bilen Genel Başkan, telefonlarıma çıkmadı, toplantı taleplerimi karşılıksız bıraktı. Neticede; insanların kendine olan inancını, beklentisini karşılayamadı, hayal kırıklığına uğrattı. Kendini ve birçok yakınını kurtarma pahasına partiyi ve partiye inananları ve ülkeyi yarı yolda bıraktı. Bizleri milletvekili olmak için mücadele eden kişiler, kendisini de vekillik makamı dağıtan bir mevki olarak gördü. En başından beri bazı arkadaşlarımın ve benim verdiğim desteği, anlamamış, görmemiş.
"GENEL BAŞKANA İNANCIMI KAYBETTİM"
Teşkilatın en çalışkan neferi kurucu kardeşim Veysi Akay'ın da açıklıkla izah ettiği gibi adil olacağı, liyakatlı davranacağı konusunda, verdiği sözü şimdiden tutamamış ve önce yol arkadaşlarının güven oyunu, sonra da seçmenin oyunu kaybetmiştir. Kuruluşundan bugüne memleketin her yerinden benim için bu partiye mesai, emek ve para harcayan tüm yol arkadaşlarıma hakkınızı bana helal etmenizi istiyorum. Genel başkana olan inancımı kaybettim, adaletli ve liyakatlı bir tutumu olacağına inanmadığımdan dolayı, genel başkan danışmanlığından, parti yönetim kurulu üyeliğinden ve parti üyeliğinden istifa ediyorum."