'İKTİDAR HASTALIĞI' DEDİ
CHP Adana milletvekili Burhanettin Bulut ise "CHP'de değişimin önünde kim durursa değişimin altında kalacaktır. Partiye oy veren seçmenin isteklerine, eleştirilerine kulak asmayıp delege peşinde koşan, parti içi iktidar hastalığına kapılanların yerel seçimler sonrası 'ah vahları' toplum vicdanındaki cezalarını hafifletmeyecektir" ifadesini kullandı.
KAFTANCIOĞLU YOLU KAPATTI
Önceki gün CHP'ye yakın Sözcü gazetesine konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu Kılıçdaroğlu'nun örgütünü dinleyeceğini vurgulamıştı.
"Örgütü kendisini adaylaştırırsa o sorumluluktan kaçmayacaktır, örgütten aksi yönde bir ses gelirse de aday olmaz" açıklaması yapmıştı.
DEĞİŞİM DEDİ AMA…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'değişim' mesajının genel başkan değişikliği olarak yorumlanmasına ilişkin Kaftancıoğlu, "Ekrem Bey de genel başkanlıkla ilgili bir söz etmedi, parti içinde bir değişim; fikirsel değişim, birçok ayakları olan bir değişim olması gerektiğinden söz etti, aynı şeyi ben de söylüyorum, Genel Başkan da söylüyor" diyerek Ekrem İmamoğlu'na üstü kapalı bir şekilde genel başkan olamazsın mesajı yolladı.
BÜLENT TEZCAN'DAN OLAY ÇIKIŞ
İki isim karşılıklı restleşmelerle savaşı sürdürürken Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerden Bülent Tezcan Kılıçdaroğlu'nu şoka sokacak bir çıkış yaptı.
"ÖNCE GENEL BAŞKAN DEĞİŞMELİ"
Ekrem İmamoğlu gibi "değişim" diyen Bülent Tezcan, "13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil" dedi.
İngiliz yayın organı BBC'ye konuşan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan şunları söyledi;
"HER ŞEY NORMALMİŞ GİBİ DEVAM ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"
"Bir kere önce şunu kabul edeceğiz. Bu seçimi kaybettik. Kaybettikten sonra da hiçbir şey olmamış gibi, her şey normalmiş gibi devam etmek mümkün değil. Yani başımızı kuma gömüp yürüyemeyiz.
Kayba göre dönüp ciddi durum değerlendirmesi yapmamız lazım. Bu sadece durumu kurtarmak, görüntüyü kurtarmak ya da parti tabanının gazını, ateşini nasıl söndürürüz diye değil. Gerçek anlamda bir muhasebeyi nasıl yaparız, bundan sonraki seçimi nasıl kazanırız.
Artık bu mesele sadece 2024'teki yerel seçim meselesi değil. Öncelikle o ama onun daha ötesinde. Ondan sonraki seçimlerde eğer Türkiye'nin kaderini değiştireceksek; Türkiye'yi bu otoriter, popülist rejimin cenderesinden çıkaracaksak CHP'nin tutumunu, iş yapma biçimini, siyaset yapma biçimini tamamıyla değiştirmek zorundayız. Bu, kararlı ve radikal bir dönüşümü gerektiriyor."
Seçim önce beklenti içine girdiklerini ve kayıpla birlikte şok yaşadıklarını söyleyen Tezcan, "Mesele bir suçlu ya da sorumlu arayışı değil. Sorunu bulup çözmemiz gerek. Bu çerçevede hepimiz kusurlu olabiliriz. Yüzde 50 kusurlu, yüzde 50 kusursuz olabiliriz. Mesele sorun nerede? Geçmişte nerede hata yapıldı meselesi orada önem taşıyor. Ama şimdi gelecekle ilgili şu çok somut ve herkes bunu söylüyor: Hiçbir şey olmamış gibi yürüyemeyiz. Ve bu süreçte önümüzdeki dönemde yeni yol haritası çizmek lazım. Şimdi bu yol haritası sadece taktiksel sorunları çözmeye mi odaklanacak. Yoksa parti stratejik olarak yeniden yapılanacak mı?" dedi.
"KÖKLÜ ESASLI BİR DEĞİŞİM"
'Değişime ilişkin konuşan Tezcan, "Örgüt, kadro, program, söylem, tutum ve anlayış değişikliği. Şimdi köklü, esaslı bir değişim...Partinin gelecek kurgusunda bunlar önemli. Bütünüyle bu söylediğimiz değişim, parti reformu..." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun aldığı toplan oyun geçmiş seçimlerde muhalefetin aldığı oydan farksız olmadığına dikkat çeken Tezcan, "2018'deki cumhurbaşkanı adaylarının aldıkları oylara bakıyoruz, topluyoruz, 2023'te aldığımızla aynı: Yüzde 47,8. Yüzde 48'i yüzde 51'e çıkarabilmeliydik, çıkmadı. Bu döneme kadar birçok şey yapıldı ama bu bizi iktidar yapma noktasına taşımadı. Bu seçimlerin bize ilk göstermesi gereken şey, değişim kapasitesinin artık tıkandığı. Burada da değişim bir kapasite ikmaliyle, yani birilerini takviye ederek olmaz. Yeni kapasite ikmali olmalı." ifadelerini kullandı.
"DEĞİŞİM LİDERLİK DEĞİŞİMİYLE BAŞLAR"
Kılıçdaroğlu'nun koltuğu bırakması gerektiğine işaret eden Özcan şu ifadeleri kullandı;
"Değişimin içeriğini söyledik. Örgüt, kadro, program, söylem, anlayış, tutum değişikliği diye. Ama değişimin önce bir motoru, heyecanı olması lazım. Bu moral bozukluğunu ortadan kaldıracak bir çıkışa ihtiyaç var. Onun için değişim önce liderlik değişimiyle başlar. Çünkü büyük değişimler liderlik değişimiyle başlamıştır. Aslında 2010 yılında övdüğüm o önemli dönüşüm, liderlik değişimiyle başladı.
Rahmetli Deniz Bey'in davaya çok büyük katkıları oldu. Çok iyi bir siyasetçiydi. Ama o da tıkanmıştı. 2010 yılında Kemal Bey'in gelişi morali, motivasyonu, büyük dönüşümün altyapısını hazırladı. Heyecan olmadan dönüşüm olmaz. Hele de böyle büyük bir travmanın yaşandığı yerde, 13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil. Yani hiç kimse bu süreç içerisindeki sorumluluğunu kenara bırakıp, "Şu değişsin ama ben kalayım" deme hakkına sahip değil. Tekrar görev düşerse tekrar yaparız ama bu bilinçle yaparız."
SADECE KADRONUN DEĞİŞMESİYLE OLMUYOR
Eleştirilerini sürdüren Bület Tezcan, "Parti içi iktidarın, liderliğin, lider kadronun yerleşik alışkanlıkları vardır. Kişiler değişmeden alışkanlıkları değiştirmek zordur. Genel başkanın ilk döneminde bunu anlayabiliriz. Ama 13 yıl sonra en önemli, kazanmaya bizim en yakın olduğumuz, iktidarın da depremden pandemiye, ekonomik krize kadar üç önemli büyük krizi yaşadığı sürecin arkasından yapılan seçimi kaybettik. O zaman sadece liderin dışındaki lider kadrosunun değişmesiyle olmuyor." dedi.