"Şahsınızın, örgütlerin ve parti üyelerinin son seçimlerden önce ortaya koyduğu yoğun emeklere ve çalışmalara rağmen seçim ne yazık ki kaybedilmiştir." denilen mektupta, "CHP'nin kaybettiği ilk seçim olması halinde partide yönetimin değişmesi konusunda bu kadar yoğun bir tartışma yaşanmayacağına işaret edildi. Mektupta, "Ancak ne yazık ki CHP, sizin genel başkanlığınızla girilen tüm seçimleri, 13 yılda girilen 12 seçimi kaybetmiştir." ifadesi kullanıldı.
Bu seçimlerin içinde 5 milletvekili seçimi, 3 cumhurbaşkanlığı seçimi, 2 referandum ve 2 belediye seçimi olduğu aktarılan mektupta, 2019'daki belediye seçimlerinde kazanılan kentler kısmen bir başarı olsa da Türkiye genelinde o seçimlerin de kaybedildiği belirtildi.
Mektupta, söz konusu seçimlerin kaybedilme nedenleri şöyle sıralandı:
"Parti içi demokrasinin yeterli seviyede uygulanmamış olması. Başta laiklik olmak üzere, partinin parti programında ve tüzüğünde ifade edilen kurumsal kimliğinin ve temel ilkelerinin büyük ölçüde bertaraf edilmiş olması. Devletçi, kamucu, halkçı, sosyal demokrat ve demokratik solcu ekonomi politikalarının yeterli ve somut biçimde geliştirilmemiş ve halka aktarılmamış olması. Milletvekilliği listelerinde oy oranı çok düşük olan ittifak içindeki siyasi partilere seçilebilecek sıralardan orantısız sayıda fazla milletvekilliğinin verilmiş olması."
Mektupta, seçimlerden sonra yönetim tarafından gerçekçi bir analiz ve öz eleştirinin ortaya konulmadığı, yönetimi eleştirenlerin disiplin cezası ve partiden ihraçla tehdit edildiği savunularak, Zafer Partisi ile yapılan gizli protokolün de hayal kırıklığına neden olduğu belirtildi.
Kılıçdaroğlu'na mektupta şu çağrıda bulunuldu:
"CHP'nin ve Türkiye'nin geleceği için, demokratik laik, sosyal hukuk devletinin yeniden inşa edilmesi ve Cumhuriyet'in korunması için, ayrıca şahsınızın da daha fazla yıpranmaması için demokrasinin ve siyaset etiğinin bir gereği olarak yerel seçimlerden önce kurultayın yapılmasını sağlamanız, önümüzdeki kurultayda genel başkan adayı olmamanız ve bunu en kısa sürede açıklamanız, kurultaydaki genel başkanlık yarışında herhangi bir aday adayını desteklemeden tarafsız kalmanız ve kongre kurultay seçim sürecine müdahale etmemeniz en doğrusu olacaktır."
''SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIM''
Öymen, İlke ve Demokrasi Hareketi'nin aday adayının kim olacağı sorusuna şu yanıtı verdi:
"Arkadaşlarla bir araya gelip isim konusunda karar alacağız. Fakat şu kadarını söyleyebilirim, örgütten, tabandan, üyelerimizden benim CHP genel başkan aday adayı olmam konusunda öneriler, beklentiler, talepler geliyor. Henüz bir sonuca varmış değiliz. Bu konuda sorumluluk üstlenmeye hazırım."
SOSYAL MEDYADAN DA İLAN ETTİ
Açıklamaların ardından Örsan Öymen konuya ilişkin sosyal medya hesabından da adaylığını ilan etti. Öymen sosyal medya paylaşımında, "CHP İlke ve Demokrasi Hareketi'nin çalışmaları konusunda bugün düzenlediğimiz basın toplantısında, gazetecilerin soruları üzerine, CHP Genel Başkan aday adayı olmam konusunda tabandan önerilerin geldiğini, aday adayı olmamın olası olduğunu, koşulların, sürecin, gerektirmesi durumunda sorumluluk üstlenebileceğimi, hareketimizde yer alan arkadaşlarımızla bunu karara bağladıktan sonra gerekli açıklamaları yapacağımızı ifade ettim" açıklamasında bulundu.