CHP koltuk savaşlarında yeni perde! Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı Özgür Özel, Örsan Öymen, Ünal Karahasan'dan sonra bir isim daha adaylık açıklayacak

Son dakika haberleri... CHP'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası 'değişim' sancısı hız kesmeden devam ediyor. Parti içi kaos yaşanırken siyaset kulislerinde Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkan Özgür Özel'in CHP Lideri'nden farklı siyaset izlemediği konuşuluyor. CHP'nin içinde olduğu durumu köşesine taşıyan Mahmut Övür, Tarihçi Cemil Koçak’ın 11 yıl önce CHP için "CHP kurultaylarında siyasi çekişme olmaz, gerilla savaşı olur" başlıklı yazısına da değinen Övür, “Gördüğünüz gibi CHP daha o zaman yeni fikirlere açık olmadığını ilan etmiş” diye yazdı. Öte yandan Özgür Özel, Örsan Öymen ve Ünal Karahasan'dan sonra bir isim daha adaylığını açıklamak için hazırlanıyor. İşte detaylar...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :29 Eylül 2023 , 09:49 Güncelleme Tarihi :29 Eylül 2023 , 09:55
CHP koltuk savaşlarında yeni perde! Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı Özgür Özel, Örsan Öymen, Ünal Karahasan’dan sonra bir isim daha adaylık açıklayacak

İÇİNDEKİLER

14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tarihi bir hezimet yaşayan koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, koltuğunu bırakmamakta, parti için muhalifler ise yeni bir genel başkanda ısrarcı.

Bilindiği üzere Ekrem İmamoğlu, seçimlerin hemen ertesi gününde 'değişim' videosu çekerek isyanın fitilini ateşlemiş ardından Zoom cuntasını toplamış sonrasında kendisinin Kılıçdaroğlu'nu yenemeyeceğini anlayınca rotayı yine İstanbul'a kırmıştı.

Ancak İmamoğlu'nun planları bu şekilde son bulmayacaktı. Tavşan aday olarak Özgür Özel'e destek verdi. Özel de seçim öncesinde ve sonrasında Kılıçdaroğlu lehine açıklamalar yaparken bir anda yaptığı dönüşle CHP Lideri'nin karşısında yer aldı.

DELEGE OYUNU
Hatta tutum belgesini açıklarken Kılıçdaroğlu'nu eleştiren ifadeler kullandı. Genel Merkez'deki 'değişim' sancıları parti tabanına da yansıdı. Özel'in hemen ardından Örsan Öymen ve Ünal Karahasan da adaylığını açıkladı.

Her gün farklı bir ildeki CHP kongresinde kavga, küfür kıyamet gündeme düşmeye başladı. Kılıçdaroğlu, delege oyunlarına başvurarak, blok liste uygulamasıyla delege listesini eş, dost, akrabalardan oluşturdu.

YENİ BİR ADAY DAHA GELİYOR
Tüm bunlar yaşanırken bir ismin daha CHP Genel Başkanlığı'na aday olacağı kulisleri gelmeye başladı. Ankara kulislerinde konuşulanlara göre Aytuğ Atıcı da adaylığını açıklamaya hazırlanıyor.

Atıcı'nın etrafındakilere, "Her şeyimiz hazır. Bir saat içerisinde gerektiğinde açıklama yapabiliriz, ama süreci önce Türkiye sonra CHP açısından değerlendirmeye alacağız. Bir hırsla 'illa ben genel başkan olacağım' noktasında hiçbir zaman olmadım. İhtiyaç olması durumunda, görevin de bize biraz tebessüm etmesi durumunda kadromuz hazır. Adaylık çalışmalarımız devam ediyor. Ben bu partinin potansiyel genel başkan adayıyım" dediği konuşuluyor.

NE DEĞİŞİM VAR NE FARKLI BİR SİYASET

CHP'deki bu kaos siyaset gündemini meşgul ederken Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, 'değişim' çıkışını dikkat çeken bir yazıyla kaleme aldı.

Övür, 'CHP'de farklı bir siyaset yok' derken "Henüz ne "değişim" başlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ne de onun desteğiyle yola çıkan Özgür Özel, CHP'lileri heyecanlandıracak bir siyaset ortaya koymuş değil. Koyamıyorlar; çünkü hiçbiri 73 yıldır CHP'nin iktidar olmasını engelleyen "parti içi vesayet siyasetini" değiştirme cesareti gösteremiyor" ifadelerini kullandı.

SİYASİ ÇEKİŞME DEĞİL GERİLLA SAVAŞI
Tarihçi Cemil Koçak'ın 11 yıl önce CHP için "CHP kurultaylarında siyasi çekişme olmaz, gerilla savaşı olur" başlıklı yazısına da değinen Övür, "Gördüğünüz gibi CHP daha o zaman yeni fikirlere açık olmadığını ilan etmiş" diye yazdı.

İşte Övür'ün konuyla ilgili o yazısı:

CHP'deki siyasi kısırlığın esas nedeni, bizzat CHP'nin ürettiği vesayet siyaseti. CHP esiri olduğu o siyaseti aşıp yeni siyasete yönelemediği için ya "sağa" savruluyor ya da yerinde sayıyor. Geriye dönün bakın, tek parti döneminden çok partili sisteme, her kurultay öncesi hep aynı kavgalar yaşandı ve o kavgalar da hep "değişim" adına yapıldı.
Bildiğim kadarıyla Ecevit'in genel başkanlığa yürüdüğü 1972 kurultayı dışında hiçbir kurultay ciddi bir değişim getirmedi. Diğerleri ya parti içi muhalefetin teslimiyetiyle noktalandı ya da sonuçtan memnun olmayan küçük bir grubun küsüp ayrılmasıyla.


Bugün de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı bayrak açanlar aynı "değişim" argümanını kullanıyor. Oysa ortada dünkü CHP'den farklı bir siyaset yok. Henüz ne "değişim" başlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ne de onun desteğiyle yola çıkan Özgür Özel, CHP'lileri heyecanlandıracak bir siyaset ortaya koymuş değil. Koyamıyorlar; çünkü hiçbiri 73 yıldır CHP'nin iktidar olmasını engelleyen "parti içi vesayet siyasetini" değiştirme cesareti gösteremiyor. Aydınları ve sosyolojileri de dâhil. Bu da CHP'lileri koltuk kavgasına hapsediyor. İl kongrelerindeki kavga, parti içi demokrasiden değil, koltuk savaşlarından çıkıyor. Umarım İstanbul kongresinde ve kurultayda aynı manzaralar yaşanmaz.
Bunun neden böyle olduğunu tam 11 yıl önce tarihçi Cemil Koçak, "CHP kurultaylarında siyasi çekişme olmaz, gerilla savaşı olur" başlıklı yazısında anlatıyor:
"İyi de tarafların politikideolojik duruşlarından ne haber? Bu bakımdan habersiz kaldığımızı itiraf etmeliyiz. Siz bakmayın pek de kimsenin anlayamayacağı soyut tüzük tartışmalarına. Bu bakımdan kurtlar sofrasında tüzük kavgalarının ilerideki parti içi iktidar mücadelesinde önemli yeri vardır. Bu mücadele sanıldığının aksine meydan okumalarla değil, içten içe gerilla savaşıyla verilmekte, verilecek. Kozlar, zamana yayılacak; ilk raundu kim kazanırsa kazansın, bir sonraki için kartlar hemen yeniden dağıtılacak."

Peki CHP bu kavgalara rağmen pozisyonunu korur mu? Tarihçi Koçak, sanki bugünü işaret ediyor:
"Partiye gelince; anlamsız çekişmeler içinde günlerini, yıllarını geçirebilir. Ne de olsa hâlâ bazı noktalarda iktidardır. CHP'nin kolay kazanabildiği yerlerde milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclisi üyeliği için, hatta il başkanlığı, ilçe başkanlığı için bitmez tükenmez kavgalar sürer gider."
İki mayıs seçimi sonrası oluşan öfke ve hayal kırıklığı bu kısırdöngüyü değiştirir mi bilemem; ama en azından şu söylenebilir: CHP'nin işi bundan sonra hiç kolay değil.


DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Şimdi gelin tek parti döneminin sonuna gidelim ve yine tarihçi Koçak'ın "İki Partili Sistemin Kuruluş Yılları" kitabında yer alan "CHP'de Muhalefetin Tasfiyesi" başlıklı bölümde Falih Rıfkı Atay'ın CHP içi muhaliflere nasıl baktığına yakından bakalım. Atay, sanki bugünkü kavgayı hatırlatan, "Kurtarıcılık davasını benimseyenler partide (CHP'de) iseler dahi bizden değildirler" cümlesini kuruyor ve şöyle devam ediyor:
"Sosyal, ekonomik ve siyasi fikir ayrılıklarını belirtmeyen ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni şahıslar etrafında gelişigüzel parçalayıp, 'kaleyi içinden fethetmek' amacını güden Şark usulü politikacılığı tamamen karşılamak zorundayız..."
Gördüğünüz gibi CHP daha o zaman yeni fikirlere açık olmadığını ilan etmiş.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN