Dışişleri Bakanı Hakan Bakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın İsrail-Filistin çatışması üzerine ilk ziyaret etmek istediği ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirterek, ziyaretin yakın zamanda gerçekleşebileceğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Bakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın İsrail-Filistin çatışması üzerine ilk ziyaret etmek istediği ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirterek, ziyaretin yakın zamanda gerçekleşebileceğini ifade etti.
Çatışmaların, Gazze'den bölgeye yayılmasını önlemeye çalıştıkların kaydeden Fidan, "Sivillerin hedef alınmaması, insani yardım, esir takası ve iki devletli çözüme" dayalı görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Fidan, insani yardımlar noktasında Mısır'ın gayretli olduğuna dikkat çekti ve "Bugün yarın bir şey olacak" diye konuştu. Gazetelerin Ankara Temsilcilerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Fidan, şunları söyledi:
SAVAŞIN YAYILMASI RİSKİ
İsrail'deki savaş çığırtkanları, 'Kimse bize müdahale etmesin, önce Gazze'ye yoğunlaşayım, sonra Hizbullah'la gerekirse İran'la da savaşalım' diyor. İran'la savaşa girdiklerinde Amerika'nın da otomatikman İsrail'in yanında savaşa gireceğine inanıyorlar. Amerikalılar ise bu tür bir gelişme istemiyor. Onun için biraz caydırıcılık yoluyla savaşın yayılmasını engellemeyi umuyorlar.
ABD UÇAK GEMİLERİ
Bu yeni bir şey değil. Kendilerine göre taktik ve stratejik amaçları olabilir. Eğer Hamas dışında bir taraf savaşa girecek olursa orada caydırıcı bir unsur olsun istiyorlar. Lakin ABD'nin bölgedeki moral üstünlüğü çok zedelenmiş durumda. Belki de kalıcı bir kopuşun arifesindeyiz.
BLINKEN GELMEK İSTEDİ
ABD Dışişleri Bakanı Blinken bizimle görüşmek, buraya gelmek istedi. İlk ziyaret etmek istediği ülkelerden biriydik. Ama onun gelmek istediği tarih, benim takvimime uygun değildi. O tarihte ben Mısır ziyaretimi planlamıştım. Kendisiyle sürekli temas halindeyiz, üç kez telefonda konuştuk. Yakında da gelmek istiyor. Ekiplerimiz tarih için çalışıyor.
SAHADA İRAN FAKTÖRÜ
İran'ın kendine müzahir milis gruplar üzerinden oluşturduğu direniş hattı, söylemi ve bunu pratiğe dönüştürme şekli, kendi tabanı nezdinde meşruiyet kazanırken, İsrail için tehdit oluşturuyor. Şu an Lübnan hükümeti de muhtemel savaştan endişe ediyor. Bunun, ülke ekonomisini daha da kötüleştireceğini düşünüyor. Lübnan Başbakanı, telefon görüşmemizde, çatışmanın bölgeye yayılmaması için elimizden geleni yapmamızı istedi.
İSRAİL'İN FRENİ YOK
İsrail'de başarısız gözüken siyasiler ile ülkenin genel menfaatini düşünenler arasında görüş ayrılığı var. İki kesim de çok duygusal ve intikamcı. Çok büyük felaketleri beraberinde getirebilecek tavırlardan kaçınmalarını sağlayacak bir fren mekanizmaları yok. Bunlar hem kendileri hem de bölge için daha büyük felaketlere yol açabilecek adımlar olabilir.
HAMAS'I ORTADAN KALDIRMA PLANI
İsrail'de, Hamas'ın aktörlükten çıkartılması gerektiği konusunda fikir birliği var. Peki, bunun altını sahada nasıl dolduracaklar? Yani Hamas'ı nasıl fiilen ortadan kaldıracaklar? Bunun modelitesini şu anda tartışıyorlar. ABD de gittikçe artan şekilde tartışmanın tarafı oluyor. Hamas'ın olmadığı bir senaryoda, orada kim olacak? Nasıl bir politik yapı ortaya çıkacak, onlar için büyük bir soru işareti.
BU, İKİ KAMPIN MESELESİ
Mesele iki tarafın meselesi değil, artık iki kampın meselesi. Kamplaşma olduğu zaman, bu jeostratejik tehdit alanı haline geliyor. Bunu kapsamlı bir barışla çözmek varken, gittikçe daha büyük bir çatışmanın ateşini fitilleyecek risk alanı olarak bırakmak rasyonel değil.
ÇİFTE STANDART
Bu, iki tarafa bırakılacak bir konu da değil. Jeostratejik önemi olan, dinleri, medeniyetleri, kültürleri ilgilendiren bir konu. Kudüs meselesi de var ortada. Batı'nın tavrına baktığımız zaman, 'Biz, bunlara karşıyız' diyor. Ama diğer yerlerde karşı olduğu konuda yaptırım uygularken, İsrail bir şey yaptığı zaman ona yeşil ışık yakıyor. O gidebilir. Hiçbir problem yok. Amerika bunu yapıyor.
ORTAK TAVIR GEREĞİ
Tavır alma konusunda bir istekliliğimiz, bir duruşumuz olmalı. İslam ülkeleri, Arap ülkeleri ve aynı fikre sahip ülkeler var. Alınabilecek çok ciddi diplomatik tavırlar söz konusu. Hep beraber başlanırsa bir yere gider. Yoksa bugüne kadar yapıldığı gibi Amerika, İsrail adına gelir, bütün ülkelerle teker teker, ayrı ayrı konuşur. Onları bir hatta tutar, İsrail de gemisini yürütmeye devam eder. Filistin meselesi herkesin herkesi aldattığı bir oyuna döndü ama ahlaksızlığından ve yani fıtrata aykırılığından dolayı olayın gideceği bir yer kalmadı.
'DUR' DİYECEK MEKANİZMA
İbrahim Anlaşmaları, İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerinin normalleştirmesi ve Filistin meselesinin giderek önemsizleştirmesine dayalı bir konu. Bize göre bu, Filistin sorununu şekil değiştirmesinden başka bir şey değil. İsrail güçlü olduğu için diğerinin ne hissettiğinin onlar için önemi yok. Yani bugün geliyor, senin evini yıkıyor, oraya ev dikiyor, bir başkasını getiriyor. Bu sistematik şekilde yapılıyor. Ve buna da 'dur!' diyecek bir mekanizma yok. Derdimiz artık bu mekanizmanın devreye girmesi. Dünya bunu suç olarak görüyorsa, buna karşı artık bir tavır geliştirmek lazım.
DEVLETLER Mİ, ÖRGÜTLER Mİ
Müslüman ülkelerin cevap veremediği krizlere, örgütler kendi imkanlarıyla cevap verdiğinde, ortaya düzenli devletlerin istemediği manzaralar çıkıyor.
TAHLİYE İÇİN HAZIRLAR
İsrailliler, yabancıların Gazze'den çıkmasını sağlamak için hazırlar. Filistinlilerin hayatını kaybetmesini sorun olarak görmüyorlar. Batılıların hayatını kaybetmesi ise ciddi dış tepkilere yol açıyor. İsrail, askeri açıdan bölgenin tümüyle açık bir hedef haline gelmesini ve bu nedenle tahliyeleri istiyor. Mısırlılar da haklı olarak diyorlar ki 'Biz, buna hizmet edecek şekilde kapıyı açmayız. Önce izin verin, bölgeye insani yardım götürelim. Halk temel ihtiyaçlarını karşılasın, yabancıların tahliyesini sonra konuşuruz!'
ESİR TAKASI
Esir takasıyla ilgili görüşmeler sürüyor. Başta Katar olmak üzere bazı ülkeler de yoğun çalışma içinde. Şu anda, Hamas'ın siyasi liderleri Katar'da. Biz de Büyükelçimizi talimatlandırdık. Görüşmeler konusunda bizi sürekli bilgilendiriyor. Tarafların özellikle Amerikalıların, Almanların vatandaşlarının serbest bırakılması için bizden talepleri oldu.
İNSANİ YARDIMLAR
İnsani yardımlarımızı Ariş limanına ve havalimanına gönderdik. Başka ülkeler de buraya getiriyor. Mısır makamları da bu konuda işbirliğine açık. Şu anda bir hareketlilik yok. Ama bugün yarın bir şey olacak.
PKK BİR İĞNEYLE PATLAYAN BALON
Bölgede, örgütü ayakta tutan altyapıyı ve gelir getirici kaynaklarını imha etmekten çekinmiyoruz. Onlara destek verenler, onca para harcadıkları örgütün dört operasyonla darmadağın olmasının şaşkınlığı içerisindeler. Onların (PKK'nın) bir iğneyle patlayan balon, kağıttan kaplan olduğu ortada. ABD çekildiği gün onlar orada barınamayacaklar. Yerel halk, Araplar, Suriyeliler de rahatsız.
DEAŞ GARDİYANLIĞI
(PKK'ya) Onlara destek çıkanların tek bahanesi DEAŞ ile mücadele. Aslında şu an DEAŞ ile fiilen bir mücadele de yok. Sadece DEAŞ'lı tutuklular var. PKK'ya gardiyanlık yaptırıyorlar. Biliyorsunuz, Guantanamo ABD'de iç politikada ciddi kriz olmuştu.
KARARLILIĞIMIZI BİLMELİLER
Amerikalılara şunu söylüyoruz: 'Suriye topraklarında sizinle bir sorunumuz yok. Ancak oralarda yuvalanan terör örgütünü hedef almaktan da geri durmayacağız.' Tereddütsüz hareket etmemiz gerekiyor. Kararlılığımızı bilmeleri lazım. Bazı şeyler var ki bizim kırmızı çizgimiz. NATO üyesi ülke olarak, benim yanımda olman gerekiyor.
MESAJIMIZ YERİNİ BULDU
Suriye'deki terör örgütüne, terörist yapılanmalara ilişkin odağımızı kaybetmiyoruz. Örgütle mücadele bizim öncelikli meselemiz. Operasyonlarda verdiğimiz mesaj açık. Örgüt, Türkiye'de bir eylem yapıyorsa, bundan sonra bunun cevabını Irak'taki mağaralarda almayacak. Her eylemi adrese iade ediyoruz. Birileri İstiklal Caddesi'nde bir aracı kullanarak bizim ekonomimize, yani turizmimize zarar vermeye kalkışırsa, çok ağır bedel ödeyeceklerini bilecekler. Bu strateji çok etkili oldu. Nitekim Kızılay'da terör hadisesi akabinde hem Milli İstihbarat Teşkilatımızın hem silahlı kuvvetlerimizin yoğun bir hedef tahribatına maruz kaldılar. Verdiğimiz mesaj yerini buldu.
İSVEÇ DOSYASI
İsveç'in NATO üyeliği, ABD'nin takip ettiği, üzerine yatırım yaptıkları bir konu. Rusya-Ukrayna savaşıyla oluşan siyasal ve jeopolitik çerçeve devam ediyor. Finlandiya üye oldu, İsveç kaldı. O konuda takibini yapıyorlar. Biz de yapıyoruz.
AB'YE ÇAĞRI
Gümrük Birliği teknik bir konu. AB bunu politize etmezse mesafe alabiliriz. Anlaşamazsak teknik meselelerden dolayı anlaşamayız, siyasi duruştan dolayı değil. Fakat AB elinde dış politika manivelası olmadığı için giderek artan bir şekilde ekonomik konuları da bir tür yaptırım aracı olarak kullanmayı tercih edebiliyor.
ÇOCUKÇA HAREKET EDİYORLAR
Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu AB vizyonu doğrultusunda ilişkilerimizi canlandırmak için harekete geçtik. Bunların başında Gümrük Birliği, vize liberizasyonu ve belli konuların tekrar masaya yatırılması meselesi var. Şartlı olarak gelmezlerse yani olgun bir şekilde diplomasi yürütmeyi tercih ederlerse, konuları ayrı ayrı yürütürlerse mesafe alırız. AB tam bir birlik değil, tam bir devlet de değil. Özellikle dış politika konularında devlet gibi işleyemiyorlar. Kendi aralarındaki bir konu, bize negatif olarak yansıyabiliyor. Adeta çocukça hareket ediyorlar. Olgun bir tavır sergilerlerse, ilerleme sağlayabiliriz. Sarkozy Fransa'da iktidar olana kadar fazla bir problem yoktu. Daha sonra kimlik politikasını tercih etmeleri nedeniyle Avrupalılar rasyonaliteden, jeostratejiden ve jeopolitikten çıkıp kimlik politikasına, yani parti politikasına döndü. Tribünlere oynadılar.
'DÜNYANIN ARTIK CİDDİ BİR ADIM ATMASININ ZAMANI GELDİ'
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdallah Buhabib ile Beyrut'taki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Gazze'de devam eden insanlık dramının son bulması için çalışmaların aralıksız devam edeceğini belirten Fidan, "İki devletli, Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulması konusunda artık uluslararası toplumun, ciddi bir adım atma zamanı gelmiştir" diyen Fidan Filistin devletinin kurulması ertelendikçe bölgeye barış gelmeyeceğine dikkati çekti. Dışişleri Bakanı Fidan, "Birisinin toprağını işgal ediyorsunuz. İşgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz, yıkıyorsunuz, dışarı atıyorsunuz, sonra bir başkasını getirip oraya koyuyorsunuz, sonra buna da bir terim buluyorsunuz 'yerleşimci' diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır" diye konuştu. Fidan ayrıca "Yarın (bugün) Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Olağanüstü Toplantısı olacak. Cumartesi günü Kahire'de Mısır'ın daveti üzerine liderler düzeyinde bir zirve yapılacak" açıklamasında bulundu.