İsrail hastaneyi boşaltmamızı istedi. Şifa Hastanesi, Gazze'nin en büyük hastanesi. Bizim şu an hastanemizde 750 yaralı var.
VURACAKSANIZ VURUN
"Biz bu çocukları ve yaralıları nereye göndereceğiz? Vuracaksınız vurun" dedik. Her yarım dakikada bir yaralı geliyor hastanemize. Buna hiçbir hastanenin kapasitesi dayanamaz. 550 yatak kapasitesi var. Koridorlarda tedavi ediyoruz. Evi barkı olmayanlar da bizde kalıyoruz. Yaklaşık 40 bin kişi var hastane sahasında. Kampüsümüz 40 bin kişiye ev sahipliği yapıyor. Hastaneyi boşaltmayı düşünmüyoruz. Ya burada kalırız ya da hastalarımızla birlikte ölürüz. Başka çare yok.
HASTANELERİN BOŞALTILMASI FACİA OLUR
Hastanelerin boşaltılması bir facia olur.
On bini aşkın yaralının yüzde 70'i çocuklar. Bazıları ailelerini kaybetmiş vaziyette. Gazze'de her ay 4 bin bebek doğuyor. Hastanemizde bakıma muhtaç yeni doğmuş bebekler var. İlaçlar bitmek üzere, elektriği mazottan karşılaşıyoruz. Fakat onlar da bitiyor. Çarşamba gününe kadar enerji kaynakları girmezse çocuklar ölecek. Sadece onlar değil, ağır yaralananlar, entübe edilen hastalar da ölecek.
(Muhammed Habeb) İsrail büyük bir katliam gerçekleştiriyor.
Savaş hukuku çiğneniyor. Gazze'ye yapılan soykırım. Bu bir savaş değil. Evler boşaltılmadan bombardımana tabi tutuluyor. Her dört dakikada bir şehit oluyor. Biz ölümden korkmuyoruz. Vatanımızda kalacağız. Kaçmayacağız da.
Bizi soranlara diyoruz ki, 'moralimiz çok yüksek'. Gerçekten de öyle. Başımız dik. Bizler vatanımızı savunuyoruz. Bizi korkutamayacaklar, kaçıramayacaklar. Ve başımız dik. Kalplerimizde korku yok. Kalplerimiz bastığımız yerden daha güçlü
İsrail'in saldırısı sonrası sınır kapılarının kapalı olması nedeniyle Gazze'ye dönemediği için Şanlıurfa Eyyübiye'de tanıdıklarının yanında kalan Rezeq Abukmeil Zakia:
Hayatım boyunca Gazze'den çıkmadım, Türkiye'de tanıdıklarım vardı, onlar beni çağırdılar ve Türkiye'ye geldim. Şimdi geri dönemiyorum. Çocuklarımı arıyorum, ulaşamıyorum. İnternetleri yok, yakınlarımdan interneti olan varsa onlarla iletişime geçiyorum. Bir oğlumu, kardeşlerimi ve 10'un üzerinde yakınımı kaybettiğimi öğrendim. 12 çocuğumdan ve bazı akrabalarımdansa hâlâ haber yok. Hastaneyi vurdukları zaman benim yüreğim parçalandı. Ne yapacağımı şaşırdım. Keşke orada olsaydım, hiçbir şey yapamazsam da çoluk çocuğumun ve akrabalarımın yanında olurdum.
BEBEKLER İÇİN İLAÇ BİTTİ
Sabah'ta yer alan habere göre; Şifa Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Fadia Malhis: Yeni doğan bebekler için gerekli ilaçlar bitti. Yeni doğan yoğun bakımdaki bölümümüzde akaryakıt bittiği için tüm teknik cihazlar güneş enerjisiyle çalışıyor. 40 bebek var. Bazı bebeklerimizin aileleri yok. Güneş çıkmazsa yani güneşten de enerji alamazsak bu çocuklar ölecek. Akaryakıt lazım. Durumları çok kritik. Tüm cihazlar alarm veriyor. Şimdilik güneş levhalarıyla çalışıyorlar.