Yargıtay AYM'nin anayasa ihlaline 'dur' dedi! CHP’si, FETÖ’sü, PKK'lısı, 'TİP'ik provokatörü tekmili birden zıpladı: Meclis'te korsan eylem

Anayasa Mahkemesi gezi davasından mahkum olan Can Atalay hakkında hak ihlali kararı vermişti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkında hak ihlali veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yargıtay'ın anayasa ihlaline dur demesinin ardından CHP’si, FETÖ’sü, PKK'lısı, fondaşı, 'TİP'ik provokatörü tekmili birden zıplamaya başladı. CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel 'sokak' çağrısı yaptı. Sonrasında da "TBMM Genel Kurulu'nu terk etmeme eylemine başlıyoruz" diyerek korsan eylem başlattı. İYİ Parti ucuz bir şova girişip Yargıtay önüne anayasa kitapçığı bıraktı. DEVA Partisi provokasyondan geri kalmadı. Öte yandan TBMM Danışma Kurulu, Yargıtay'ın AYM kararıyla ilgili olarak olağanüstü toplanma kararı aldı.

Giriş Tarihi :08 Kasım 2023 , 22:53 Güncelleme Tarihi :10 Kasım 2023 , 18:58
Yargıtay AYM’nin anayasa ihlaline ’dur’ dedi! CHP’si, FETÖ’sü, PKK’lısı, ’TİP’ik provokatörü tekmili birden zıpladı: Meclis’te korsan eylem

TİP vekili Can Atalay, milletvekili seçilmeden önce Gezi Parkı ihanetini ilişkin görülen davalarda ceza aldı.

Anayasa Mahkemesi, hem Yargıtay'ı hem de alt derece mahkemelerini yok sayarak Atalay hakkında 'ihlal' kararı verdi. AYM'nin Anayasa'yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkında ihlal kararı veren AYM üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu.

AYM'nin verdiği skandal karar FETÖ ve PKK'ya TBMM yolu açıp dokunulmazlık verecek kadar ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu noktada Yargıtay sorumlu bir tutum sergileyerek Türk milletinin dikkatini yargıdaki tehlikeye çekti.



Anayasa Mahkemesi'nin verdiği Can Atalay kararının ulaşacağı boyutları daha net anlamak için şu örneklere dikkat çekmekte fayda var;

AYM'DEKİ BU KAFA FETÖ İLE PKK ELEBAŞLARINA MECLİS'E SOKAR ÜSTÜNE DOKUNULMAZLIK VERİR!
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen Erzurum'dan milletvekilliğine aday olsa ve kazansa Anayasa Mahkemesi isterse Fetullah Gülen'i milletvekili olarak FETÖ'nün bombaladığı Gazi Meclis'e sokar üstüne dokunulmazlık da verir.

PKK elebaşı Murat Karayılan milletvekili adayı olsa ve kazansa Anayasa Mahkemesi isterse PKK elebaşı teröristi Gazi Meclis'e sokar üstüne de dokunulmazlık verir.

Peki Yargıtay'ın AYM üyeleri hakkında suç duyuyurusunda bulunmasının altında ne yatıyor?

YARGITAY TÜRK MİLLETİNİN DİKKATİNİ YARGIDAKİ TEHLİKEYE ÇEKTİ
Bilindiği üzere en az 10 AYM üyesinin onayı olmadan herhangi bir yargı yapılamaz. Yargıtay bu noktada adına karar verdiği Türk Milleti'nin dikkatini Anayasa Mahkemesi'ne çekmek için yargıda oluşan tehlikeyi ortaya koymak için çok net bir tavır gösterdi.



AYM 'HAK İHLALİ' DEDİ
Anayasa Mahkemesi (AYM), 25 Ekim'de Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın "seçilme hakkı" ve "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı" yönlerinden hak ihlali olduğuna hükmetmişti.

AYM'nin 9 üyesinin 'hak ihlali' yönünde oy kullandığı, 5 üyenin ise ret oyu kullandığı kararının ardından karar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaşmıştı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında daha önceden verilen mahkumiyet kararının doğru olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararına uyulmamasına hükmetti.



YARGITAY BİR İLKE İMZA ATTI
Atalay'ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için TBMM'ye bildirimde bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir ilke de imza attı. Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu.



CHP'Sİ, FETÖ'SÜ, TİP'İ HEPSİ ZIPLADI
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında Anayasa Mahkemesi bu tutumuyla, seçimden önce soruşturması başlayan ve kırmızı bültenle aranan Teröristlerin aday yapılması durumunda henüz haklarında hüküm verilmemesi nedeniyle milletvekili seçilip dokunulmazlık kazanabileceklerini savunduğu belirtirken, CHP'si FETÖ'sü, TİP'i Yargıtay'ın bu kararını hedef aldı.



İşte AYM skandalına arka çıkanlar:

CHP'nin yeni genel başkanı olan Özgür Özel'in ilk işi skandala arka çıkmak oldu. Özel, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Can Atalay kararının ardından; TBMM Grubu'nu olağanüstü toplantıya çağırdı.

Sosyal medya hesabından skandal paylaşımda bulunan Özel, "Bugün saat 21.00'de Grubumuzu yargıdaki son gelişmeler üzerine olağanüstü kapalı toplantıya çağırdım. Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez. Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır" ifadelerini kullanarak skandala arka çıktı.

"SOKAKLARDA DİRENECEĞİZ"
Toplantı sonrası açıklamada bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel skandal çağrıda bulundu. "Sokaklarda direneceğiz" diyen Özel, "Özgür Özel: Bundan sonra halkın mücadelesine karşı CHP'nin tüm milletvekilleri olmaları gereken yerde olacaktır. Sokaklarda direneceğiz, meydanlarda direneceğiz, bu hukuksuzluğa teslim olmayacağız" ifadelerini kullandı.



CHP'DEN MECLİS'TE KORSAN EYLEM

Bu sözlerle eş güdümlü olarak CHP, Özgür Özel'in talimatıyla TBMM Genel Kurulu'nda korsan bir eyleme başladı.

Özel konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş tarafından yapılacağı bildirilen ve saat 17.00'de toplanması beklenen Danışma Kurulu toplantısının yapılmayacağını öğrendim.

Bu durumda dün gerçekleştirdiğimiz olağanüstü grup toplantısında aldığımız karar gereği, yargı krizi ve darbe girişimini gündemde tutmak amacıyla bugünden itibaren TBMM Genel Kurulu'nu terk etmeme eylemine başlıyoruz."

BAKAN TUNÇ'TAN CHP LİDERİ ÖZEL'İN AÇIKLAMASINA TEPKİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Yargıtay'ın Can Atalay hakkındaki kararına ilişkin "Meclise karşı bir darbe girişimidir" şeklindeki sözlerine tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerinden yapılan değerlendirmelerde 'Meclise yönelik darbe yapıldığı' şeklinde açıklamalarda bulunmak son derece yanlış ve sorumsuzca bir harekettir" dedi.

Bakan Tunç Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Gezi kalkışması sebebiyle Türk Ceza Kanununun 312. maddesi uyarınca, 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan verilen kesinleşmiş mahkumiyet hükmü sonrasında, bu hükümle ilgili olarak verilen Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerinden yapılan değerlendirmelerde 'Meclise yönelik darbe yapıldığı' şeklinde açıklamalarda bulunmak son derece yanlış ve sorumsuzca bir harekettir" ifadelerine yer verdi.

Tunç paylaşımının devamında, "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu ve mahkeme kararlarını bahane ederek sokak hareketleri çağrısında bulunmanın kimseye bir yararının olmayacağını belirtti. Ayrıca hukuk devletinde sorunların sokakta değil, yine hukuk içinde öngörülen mekanizmalarla çözüleceğini ifade etti.

MHP GENEL BAŞKANI YILDIZ: BU GERÇEĞİ MUHALEFET DAHİL HERKESE ÖĞRENECEK
Konuya ilişkin MHP Genel Başkan Yardımcısı Anayasa hukukçusu Feti Yıldız da bir açıklama yaptı. "Buradan bir kez daha tekrarlıyoruz; Anayasa Mahkemesi ; Yasama organının yerine geçemez. Norm ihdas edemez, Mevcut normu görmezden gelemez. Yasama organını etkisizleştiremez." dedi.

Yıldız şunları söyledi:

"Ceza kanunlarının yorum tekeli ceza hakimlerine bırakılmıştır. Hakim yargı faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hakim, soruna ölçülü duygusallıktan uzak ve soğukkanlı yaklaşarak gerek metne bağlı dar yorumla, gerekse kanun koyucu'nun iradesini ortaya koyan amaca yönelik yorumla , meseleyi çözmeye ve doğru sonuca ulaşmaya çalışır. AYM kararları gücünü, bir başka hukuki merciin denetiminden geçmeyecek olmasından, herkesi bağlayıcı olmasından değil, yetkin ve tutarlı hukuki gerekçelerden almalıdır. Hukuk kuralı uygulayıcının elinde değişmemelidir. Hakimler ne diyorlarsa anayasa odur denebilir mi.?. Kuvvetler ayrılığı ilkesi çeşitli şekillerde zedelenebilir. Bunlardan biri de yargısal aktivizmdir. Yargısal aktivizm, bazen yasama organının etkisizleşmesine, bazen yasama kararlarının iptaline, bazen yargının yasama organının yerine geçmesi olarak karşımıza çıkar. Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı kontrol mekanizmasının bulunmaması önemli bir eksikliktir. Hukuk normu koymanın, muhakeme meselesi değildir. Anayasa Mahkemesi yargısal aktivizm de bulunamaz. Yasama organın yerine geçerek norm da ihdas edemez, mevcut olan normu da görmezden gelemez, anayasayı yeniden yorumlayamaz. Suç ve ceza politikasını belirlemek , Anayasa Mahkemesi kararlarında sıkça ifade edildiği gibi kanun koyucunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirindedir.

Dengeyi, adaleti ve en önemlisi tarafsızlığı sembolize eden adalet terazisi ile oduncu kantarını birbirine karıştıranların, bize anayasa hukuku,ceza hukuku öğretmeye cüret etmeleri ilginç. Buradan bir kez daha tekrarlıyoruz; Anayasa Mahkemesi ; Yasama organının yerine geçemez. Norm ihdas edemez, Mevcut normu görmezden gelemez. Yasama organını etkisizleştiremez. Suç ve Ceza politikalarını belirlemek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin takdirindedir."

ÜMİT ÖZDAĞ'DAN SKANDAL
AYM'nın teröristlere yol açan kararına Yargıtay'ın dur demesini hazmedemeyen Ümit Özdağ sosyal medya hesabından skandal paylaşıma imza attı.

Türkiye devletinin krizde olduğunu algısına soyunan Özdağ, "Anayasa Mahkemesi kararının esas alınması gerekmektedir" dedi.


'TİP'İK PROVOKATÖRLER SAHNEDE
Diğer bir skandala arka çıkan isim ise TİP'li Erkan Baş oldu. Skandal söylemelerde bulunan Baş, adeta ayaklanma çağrısında bulundu.

TİP Milletvekili Sera Kadıgil ise "Bu bir karar değil, darbe girişimi. Yargıtay 3. dairesinde oturan 5 tane üstüne hakim cübbesi giymiş errkek" sözleriyle tepki çekti



FETÖ FİRARİSİ CAN DÜNDAR PAYLAŞTI
Öte yandan dikkat çeken bir diğer detay ise yapılan skandal açıklamalara FETÖ firarisi Can Dündar'ın destek vermesi oldu. Firari FETÖ'cü sosyal medyadan skandal paylaşımlara arka çıktı.

İYİ PARTİ'DEN UCUZ ŞOV
İYİ Parti bugün saat 13.30'da Yargıtay binası önünde toplandı. Parti sözcüsü Kürşad Zorlu ucuz bir şova soyunarak Yargıtay'a sembolik olarak Anayasa kitapçığı bıraktı.

Zorlu şu ifadeleri kullandı:

"HSK derhal bir soruşturma başlatmalıdır. Sayın genel başkanımızın da talimatları doğrultusunda, Hukuk Politikaları Başkanlığımızca en geç yarın HSK'ya suç duyurusunda bulunuyoruz."

DEVA PARTİSİ'NDEN PROVOKASYON
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu ise skandal bir provokasyona girişerek "darbe girişimi" nitelendirmesinde bulundu.

Yeneroğlu'nun Meclis'te yaptığı açıklama şöyle:

"Bu darbe girişimi mutlaka bitirilmelidir. Bu meydan okumanın hesabı sorulmalıdır. Yargıtay üyeleri derhal istifa etmelidir. Eğer istifa etmiyorlarsa karara imza atan tüm Yargıtay üyeleri görevden el çektirilmeye davet edilmelidir."



GÜL'DEN CHP, TİP VE FETÖ İLE AĞIZ BİRLİĞİ

Yargıtay'ın AYM'nin anayasa ihlaline 'dur' demesi sonrası 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de CHP, TİP ve FETÖ'cülerle ağız birliği yaparak tepki çekti.

"Yüksek yargı organlarının yetki ve sorumlulukları Anayasamızda sarih bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen Yargıtay'ın dün aldığı kararın izahı mümkün değildir." diyen Gül'ün açıklamaları şöyle:

"Vaktiyle Anayasa Mahkemesi'nin özgürlük karşıtı vesayetçi kararlarını tenkit ve reddetmiş ama Anayasa'ya uyarak gereğini yerine getirmiştik. Anayasa Mahkemesi'nin İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun özgürlükçü kararlarını ve bu kararı alan üyelerini Yargıtay'ın hedef yapması çok yanlış olmuştur.

Hukuk sistemi ve adalete olan güvenin kaybolmaması hayati derecede önemlidir. Ayrıca ekonomi ve dış politika uygulamalarında Türkiye'nin itibarını zedeleyecek ve hükümeti zor duruma sokacak bu hukuk kaosunun hızlı bir şekilde, olgun bir demokrasi anlayışı ve anayasal çerçevede çözümü bir zarurettir."

HÜSEYİN ÇELİK'TEN TEPKİ ÇEKEN SÖZLER
Hüseyin Çelik de tepki çeken skandal bir açıklamayla ön plana çıktı. Çelik, "Tam vesayetler kalktı derken, bu sefer biz kendi militan yargımızı oluşturduk. Helal olsun bize" dedi.



PKK'LISI, FONDAŞI DA EKSİK KALMADI
Öte yandan FETÖ ve PKK'ya TBMM yolu açmaya çalışan Anayasa Mahkemesi'ne tepkiler çığ gibi büyürken PKK'lısından fondaşcısına AYM'ye destek geldi.



AYM KARARI NEYE YOL AÇACAKTI?
Peki AYM'nın skandalına dur denilmeseydi neye yol açacaktı? Bu bağlamda tekrar hatırlamakta fayda var. Kararda, Anayasa Mahkemesinin verdiği Can Atalay davasındaki hak ihlalinin Anayasa'nın 14. maddesini işlevsiz hale getirdiği ve hakkında hüküm kesinleşmemiş ve mutlak terör suçu işlemiş tüm şüphelilere TBMM yolunu açtığı vurgulandı. Anayasa Mahkemesinin kendisini yasama organı üzerinde bir vesayet makamı olarak,Yüksek Yargı organlarını da derece mahkemesi gibi gördüğü belirtilirken, Anayasa normunu esastan iptal sonucunu doğuracak şekilde işlevsizleşmesine yol açtığı, denetlenememe durumunu kötüye kullandığı vurgulandı. Can Atalay kararıyla AYM'nin yetkisini aşıp,yaptığı yersiz iptallerle mevzuat hükümlerini ve Anayasayı uygulanamaz hale getirerek kaos ortamı oluşturduğu belirtildi.



TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELERİNE VE YÖNETİCİLERİNE TBMM YOLU
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında Anayasa Mahkemesi bu tutumuyla, seçimden önce soruşturması başlayan ve kırmızı bültenle aranan Teröristlerin aday yapılması durumunda henüz haklarında hüküm verilmemesi nedeniyle milletvekili seçilip dokunulmazlık kazanabileceklerini savunduğu belirtildi. Kararda, "Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden, pek çok kanlı terör eylemi ile irtibatlandırılan ve haklarında mutlak terör suçlarından soruşturma veya kovuşturma bulunup, henüz yakalanamayan ve kırmızı bültenle aranan FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, Şerif Ali Tekalan, Recep Uzunallı, Adil Öksüz, Ekrem Dumanlı, Cemil Bayık, Murat Karayılan, Duran Kalkan, Sabri Ok ve Ali Ekber Doğan ve bunlar gibi şüpheli ya da sanıkların, milletvekili seçilmelerinin, yemin ederek göreve başlamalarının ve TBMM'ye girmelerinin önü açılır ki bu durumun hukuken isabetli olduğunu savunmanın izahı kabil olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu itibarla, esasında Anayasa koyucu, hangi suçların Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında olduğunu tahdidi olarak belirlememişse de yukarıda sayılan ve bu kapsamda kaldığı kabul edilen mutlak terör suçları dışında suç olarak düzenlenen fiiller arasından da kapsamı belirleme görevini, özellikle soruşturma makamı ile derece ve temyiz mahkemelerinin takdirine bırakmıştır" denildi.


"ANAYASA MAHKEMESİ ANAYASA'YI TANIMIYOR"
Kararın öne çıkan hususları şu şekilde maddeler halinde yer aldı.

-Anayasamızın altıncı maddesine göre hiç kimse kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Hukukta yorum farkı olur ancak bu yorum farkını anayasanın maddelerini uygulanmaz hale getirecek şekilde yaparsanız hukuk devletine zarar verir.

-Anayasa Mahkemesi, Anayasa Madde 154'ü ihlal ederek, kendisini Yargıtay'ın üzerinde süper temyiz mahkemesi olarak görmüştü. Oysa anayasa 154'e göre Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.

-Anayasa Mahkemesi, anayasanın 183. Maddesini ihlal ediyor. 183/2-son gereğince "seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla anayasanın 14. maddesinde milli güvenliğe aykırı suçlar dokunulmazlık kapsamında olmadığı halde" anayasanın bu hükmünü yok sayarak soruşturmasına milletvekili seçilmeden önce başlanmış olmasına ve anayasal düzeni ve milli güvenliğe aykırı fiilleri nedeniyle cezası Yargıtay tarafından onanan gezi davası Sanığı Can Atalay'ın dokunulmazlıktan yararlanacağını belirterek, Yargıtay'ın bu konudaki kesin hükmünü yok sayıyor, yetki gaspı yapıyor.

-Anayasa Mahkemesi anayasanın 14. maddesinde milli güvenliğe aykırı fiillerin kanun koyucu tarafından belirlenmediği gerekçesiyle bu suçları işleyenlerin dokunulmazlıktan yararlanacağına karar vererek hukuka aykırı davranıyor. Oysa anayasanın 14. maddesinin son fıkrası milli güvenliğe aykırı fiillerin yaptırımının kanunla belirleneceğini belirtiyor. Bu fiillerin yaptırımlarının Türk ceza kanunu ve terörle mücadele kanununda kanun koyucu tarafından belirlendiğini çok iyi bilmesine rağmen anayasa ve kanunları ihlal ediyor.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN