Taciz ve belediyelerle para ilişkisi iddiaları ile suçlanan Ümit Dikbayır ise savcılığa suç duyurusunda bulunarak TBMM'ye "Dokunulmazlığım kaldırılsın" dilekçesi ile başvuru yaptı.
FATİH AKŞENER'İN AKÇELİ İŞLERİ
Dikbayır, Meral Akşener'in oğlu Fatih Akşener ve Özel Kalem Müdürü Esma Bekar'ın para ilişkilerinden bahsederek bombayı İYİ Parti'nin kucağına bıraktı.
Şu ifadeleri kullandı;
"Seçim bitti Fatih Akşener bana 'Kampanya ekibine para vermem lazım' dedi ben de ben Genel Başkan'dan onay alırım bütün çalışanlara birer maaş verelim zaten dedim"
"Onlar biraz daha fazla çalıştılar onlara iki maaş veririz ama elden bir para vermenin doğru olmayacağını bunun partinin içinde diğer çalışanlarla dedikodu olacağını rahatsızlık yaratacağını söyledim ve ben bu yöntemi yapmadım. Sonra duydum ki elinde 7-8 tane İYİ Parti poşetiyle her birinin içinde 200'er bin TL var, kendi ekibine para dağıtmış"
GENEL MERKEZ KATINDA YASAK AŞK SKANDALI
Partideki yasak aşk skandalını da açık eden Dikbayır, "5 sene önce partiden atılmış bir kız, neden atıldığını biliyorum. Bu kız genel başkanlık katında birisiyle ilişkisi vardı. İsmini söylemeyeceğim, ikisinin de ailesi var. Bu işleri öyle ortaya atmak kolay değil. Ben isim söylersem bu insanların yuvası yıkılır. Bu işler kolay değil" dedi.
"REZİL KEPAZE EDECEĞİM"
Hatırlanacağı üzere Dikbayır, geçtiğimiz günlerde "Bazı parti yetkililerimizin çok utanacağı bir şey var. Ben onu anlattığım zaman rezil, kepaze olacaklar" diyerek Akşener'e gözdağı vermişti.
Yaşanan bu gelişmeeler tüm sıcaklığını korurken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Müşterek Disiplin Kurulunca Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin, "İlgili iddia sahibinin isimlendirdiği kişilerin 'Bunlar iftiradır' diyerek mahkemeye gittiği bir süreç bu." değerlendirmesinde bulundu.
DİKBAYIR'A BOMBARDIMAN: "EDEPSİZ, HAYASIZ VE AHLAKSIZ..."
"Edep, haya, ahlak duygusu siyasette çok önemlidir" diyerek Ümit Dikbayır'a "Edepsiz, hayasız, ahlaksız" göndermesinde bulunan Akşener, şu ifadeleri kullandı;
"Bir kere çok üzüldüğümü ifade etmek isterim. Benim bir prensibim var. Partimizden ayrılan arkadaşlarımız, istifa eden arkadaşlarımız hakkında bugüne kadar konuşmamaya özen gösterdim. Arkadaşlarımızın da konuşmamasını sağlamaya özen gösterdim.
Çünkü sorumluluk ama her şeye rağmen sorumluluk o şehrin seçmenine aittir. Yani izahta bulunacak alan orasıdır. Hesaplaşılacak ya da helalleşilecek yer de orasıdır. Dolayısıyla ben buna böyle inandığım için hiçbir zaman nezaketimi bozmadım.
Zaman zaman da çok çirkin, haksız suçlamalara maruz kalmama rağmen"
MANSUR YAVAŞ'IN ZİYARETİ: İTTİFAK KONUŞULMADI
Bir gazetecinin "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş sizi ziyaret etti. Bu ziyareti nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Akşener, şunları söyledi:
"Sayın Mansur Yavaş bir nezaket ziyareti yaptı. Kendisine teşekkür ediyorum. Aynı zamanda genel başkanları Sayın Özgür Özel'in de selamlarını getirdi. Bunun dışında herhangi bir durum söz konusu değil. Şunu söylemek isterim. Bazı basın yayın organlarında tesadüfen gördüm, çirkin bir tavır oluştuğuna dair. Asla böyle bir şey yok. Sayın Mansur Yavaş, tekrar söylüyorum, bir nezaket ziyareti yaptı. Adı üstünde nezaket. Kendi genel başkanlarının selamlarını getirdi. O nedenle zaten böyle bir durumda hepimiz açısından çok üzüldüğüm bir haber. Artık ipin ucu kaçtı Türkiye'de. Misafir gelmiş, nezaket ziyareti yapan bir insana nasıl çirkin bir davranış sergilenir ki? Onu düzeltmek isterim. Kesinlikle öyle bir şey yok."
ÖZGÜR ÖZEL'İN 'MERAL ABLAM' SÖZLERİ
Akşener, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bir televizyon programında yaptığı açıklamaların hatırlatılmasının ardından, "Ben izleyemedim. Sabah söyledi arkadaşlarımız. Çünkü bir toplantım vardı akşam, izleyemedim. Güzel şeyler söylediğini söylediler. O kadar biliyorum." ifadesini kullandı.
Bilindiği üzere Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ile aynı üslubu takınarak "Meral Ablam ile beraber pek çok zorluğu aşacağımıza inanıyorum. Bunun için de üzerime ne düşüyorsa yapacağım" demişti.
Akşener'in hem Mansur Yavaş hem de Özgür Özel soruları karşısında ittifak konusuna değinmemesi dikkatlerden kaçmadı.
