İtirazlar oluyor. Heyelanlı bölgede orta hasarlıya izin vermek heyelan geldiğinde bunların ölümünü beklemek olur. Bazen güçlendirme noktasında vatandaşın zorluğu oluyor. Birtakım hesaplarının yapılması, belediye müracaata kadar yorucu bir süreç var. Kahramanmaraş'ta karar aldık. Büyükşehir belediyemiz uzmanlarla anlaşacak. Vatandaş orta hasarlı binasını güçlendirmek istiyorsa belediyenin yol göstericiliğinde statik hesaplar yapılacak. Kendileri güçlendirecekler. Tercih vatandaşta.
Vatandaş genellikle ilk deprem olduğunda kolon, bağlantı yerlerinde patlama oluyor, onun üzerini boyuyor, sıvıyor diyor ki 'gel bak bir şey yok. Üstünkörü baktılar orta hasarlı dediler gittiler siz bunu az hasarlıya alın.' Buna rıza gösterilemez bu doğru bir şey değil.
REZERV ALAN TARTIŞMASI HAKKINDA
Milletin evlerine el koyup bakanlık ne yapacak? Olan şu: Mevcut yasada yeni yerleşim alanı olarak geçen tabir var. Onu mahkemelerimiz rezerv alanları yerleşim alanı deyince bizim yerleşim alanlarının dışında boş bir alan olarak anlıyor. O zaman şehir içinde bulduğunuz araziyi mahkeme siz yapamazsınız diyor. Ve yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Bizim yapacağımız kentsel dönüşüm sekteye uğruyor. Yeni yerleşim alanı tabiri çıkınca bizim kullandığımız alanlar içinde yer varsa rezerv alan olarak kullanmak istiyoruz.
MÜLKİYET HAKKI ENDİŞELERİ NASIL GİDERİLECEK?
Biz genellikle rezerv alan olarak ilan ettiğimiz yerler boş yerler. Siz bir yerden kentsel dönüşüm yaparken, bir de gidip de milletin oturduğu evleri rezerv alan ilan edip uğraşır mısınız?
YERLEŞİM YERLERİNDE BÖYLE BİR UYGULAMA OLMAYACAK MI?
Olmayacak tabi, orada kamu alanı varsa mevcut yerleşim yerleri içerisinde, burayı biz rezerv alan ilan edelim istiyoruz. Yürütmeyi durdurma kararı vermesinler istiyoruz.
Orada belki bizim sosyal donatıya ihtiyacımız var. İlle de konut olması şart değil, orada çıkardığımız sadece üç kelimeden ibaret. Herkes endişe etmesin, evinde rahatça otursun, kimsenin malında, mülkinde, toprağında gözümüz yok. Mevcut kullandığımız alanlar içinde varsa rezerv alan olarak kullanmak istiyoruz. Rezerv alan olarak ilan ettiğimiz yerler boş ve kamu arazileri. Kamu alanı varsa, burayı biz rezerv alan ilan edelim istiyoruz. Herhangi bir yerde karot örneği alıp depreme dayanıksız olduğunu kesinleştirmişseniz, burayı yönetelim diyorsa, vatandaş da yüzde 50'den fazlası istiyorsa işe başlıyorsunuz. Yüzde 50+1 şartı getirildi. Yarıdan bir fazlası konutları değiştirin diyorsa, onun kendine has prosedürü var, o işlem devam edecek.
Arazi arz etmezseniz bir anda anlaşmalar yüzde 50'ye gidiyor. Toprak sahibi yüzde 50'sini alınca inşaat maliyeti yüzde 100 artıyor.
"İMAMOĞLU İŞİNE BAKSIN, ONLARA MI SORACAĞIM"
İmamoğlu işine baksın, kentsel dönüşümü nasıl yürüteceğimi onlara mı soracağım. Kentsel Dönüşüm Yasası iki ana hatta var. Belediyeler yasası var değişiklik olmadı. Kolaylaştırıcı maddeler var, başlasınlar bir an önce. Bir nokta kadar dahi engelleyici yasa gelmedi. Tüm Türkiye için geçerli olan 50+1'le karar alabiliyorsunuz. Ruhsat aşamasında tamamının vekaleti isteniyordu, 50+1 ile veriliyor. Küçük payını Kenya'da oturan birine devrediyor. 0,5'lik mülkiyete tebligat yapılamadığı için inşaat olmuyordu. İBB bir tarafta kentsel dönüşüme başlamak istiyorsa, önlerinde engel varsa gelsinler yanlarında duracağım.
"KİRA YARDIMLARI YAPIYORUZ"
Türkiye Himalayalardan başlayıp Alplere kadar uzanan çizgi var, bu çizgideki en riskli 5 ülkeden biri. Her sene 2-3 deprem var. Şu ana kadar 130 bin insanı kaybettik. Böyle bir ortamda bu işin çözümü nedir diye bakarsanız güvenli evler yapıp yola revan olacağız. Son 20-30 yıl içinde kaç depreme koştuk biz. İstanbul'da 15 toplantı yapıldı. Deprem şurasını topladık. Yüzlerce insan geldi. Yapmaya çalıştığımız tek şey olası depremden vatandaşımızı korumak. 50+1'e itiraz edenlere baktığımızda yüzde 100'ü evimizi güvenli hale getirin diyor. Kira yardımlarını güncelliyoruz. Değer farkı oluşacaksa minimize etmeye çalışıyoruz, ödeyecekleri miktarlarda tutmaya çalışıyoruz. Vatandaşın üstüne yük gelmeden cüzi miktarlar kurtarmaya çalışacağız. Vatandaş ödeyemem diyorsa yaptığımız eve çıkıp oturabilir ama tapuya borcu hususunda şerh düşeceğiz. Borcu ödediği gün tapusunu alacak. Ben emekliyim, ne bileyim daha sonra siz beni borçlandırdığınızda ev elimden gidiyor mu diyordu. Evi yapalım, sonra gel otur diyoruz. Mirascıları bu evden nemalanmak istiyorsa o borcu ödeyecekler.
"PROTESTO EDEN MAHALLE YERLE BİR OLDU"
Hatay'da belediye başkanı ayarlamış, yüzde 90 kentsel dönüşüm isteniyor. Gittim, Hatay'da protestolar, yuhalamalar, küfürler havada uçuyor. Emek ve İstiklal Mahalleleri kentsel dönüşümü istemiyoruz dedi. Durdurun dedim. Protestocular galip geldi, deprem olduğunda ilk baktığım mahalle orası, yerle yeksan olmuş, kimse yaşamıyor. Eğer İstanbul'da yapılacak işe mani oluyorlarsa, bu dünyada hesabını veremezler.
Mekanizmaları harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bu işin 3 tane olmazsa olmazı var. Birisi bakanlık. İkincisi belediye. Üçüncüsü de vatandaş. Onlar bize beraber yapalım dediklerinde sonuna kadar yanlarındayım ve beraber yapacağız.