Seçil Erzan'ın savcılık ifadesinde, banka yetkilileri olan şüphelilerin kendisine olayı banka dışına çıkartması yönünde ifade vermesi için baskı yaptıkları, olayın zimmet olarak değerlendirilmesi halinde hayatının biteceğini söylediklerini açıkladığı, hatta sorguya katılan Hakan Ateş'in olayı banka dışında yaptığını söylemesi halinde kendisini koruyacaklarını, avukat bulacaklarını ve annesinin sağlık sigortasını karşılayacaklarını vaat ettiği de iddia edildi. Dilekçede, Hakan Ateş'in geçmiş olsun dilemek için geldiğinin ileri sürüldüğü, ancak bankayı 45 milyon dolarlık bir zimmet batağına sürükleyen şube müdürünün 6 banka yetkilisi tarafından 12 saat sorgulandıktan sonra banka genel müdürünün geçmiş olsun deyip çıkmasının inandırıcılığının bulunmadığı kaydedildi. Sermin Tekin'in Erzan'a ait tüm notlara ve kayıtlara yani suç delillerine el koyduğu, Erzan'ın ifadesiyle banka tarafından oluşturulan notların polis aramasında evinde ele geçirildiği öne sürüldü.
TELEFONUNU KIRMASINI İSTEDİLER
Hürriyet'te yer alan habere göre; dilekçede, şüphelilerin Seçil Erzan'ı sorgularken kendisine yeni bir telefon ve hat verdikleri, eski telefonunu kırmasını ve içindeki mesajları silmesini istedikleri de ileri sürüldü. Erzan'ın 10 Nisan'daki ikinci sorgusu sırasında fenalık geçirmesi üzerine serum bağlandığı, usulsüz yasadışı sorgusunun yaklaşık 8 saat sürdüğü kaydedildi. Bankanın daha sonra savcılıktan gizlilik kararı talep ettiği, soruşturmayı bankaya halel getirmeyecek bir noktaya yönlendirebilmek için şüpheliyi adeta muhasara altına aldıkları, dünyadan izole ettikleri, usulsüzlüklerin üzerini örtebilmek için kamuoyunda kaçırarak kapatabilmek için gizlilik kararı verilmesini sağladıkları ifade edildi. 10 şüphelinin, "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "Suçluyu kayırma" ve "Suç delillerini bildirmeme" suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.
TEK TEK ANLATTILAR
Öte yandan Futbolcular avukatları Rezan Epözdemir aracılığıyla İstanbul Tüketici Mahkemeleri'ne sundukları dilekçede banka müdürü Seçil Erzan'ın tuzağına nasıl düştüklerini tek tek anlattı. Seçil Erzan'ın Galatasaraylı sporcu ve çalışanlarla Denizbank'ın Florya Şube Müdürlüğü yaptığı dönemden beri tanışıklığının bulunduğunun anlatıldığı dilekçede, "Seçil Erzan, yıllarca hesapları kontrolünde tutması sebebiyle, hesabı bulunan tüm Galatasaraylı sporcu ve çalışanları ile güven ilişkisi tesis etmiş, futbolcular Fernando Muslera, Selçuk İnan, Emre Çolak ve menajer Musa Mert Çetin'i de bu sebeple tanımaktadır. Denizbank'ın Florya'daki şubesinden Büyükdere şubesine geçen Erzan, Galatasaraylı sporcu ve çalışanlarla ilişkisini kesmemeye özen göstermiştir" denildi.
ERZAN'A VE DENİZBANK'A GÜVENDİLER
Seçil Erzan'ın Denizbank'ın çok kârlı bir fonu olduğunu ve bu fonda herkesin yer almadığını, sadece üst düzey kişilerin bulunduğunu müvekkillerine anlattığını dava dilekçesinde belirten avukat Rezan Epözdemir, "Seçil Erzan, Galatasaray ve Milli Takım'da da yıllarca teknik direktörlük yapmış Fatih Terim'in de bu fonda olduğunu ve bu fondan çok fazla kazanç elde ettiğini ifade etmiştir. Müvekkiller Fernando Muslera, Selçuk İnan, Emre Çolak ve Musa Mert Çetin dışında, teknik direktör Fatih Terim ve Arda Turan ve birçok işinsanına da bu fona girmesi yönünde teşvik ve telkinlerde bulunmuştur. Seçil Erzan'a ve yetkilisi bulunan Denizbank A.Ş.'ye güvenen müvekkillerden Muslera, menajeri aracılığıyla 700 bin dolar ve 500 bin dolar ödemiştir.
BANKANIN KAŞESİ VE ISLAK İMZASINI TAŞIYAN EVRAK VERMİŞTİR
700 bin doları Seçil Erzan'dan geri almış, 500 bin doları alamamıştır. Selçuk İnan'ın 1 milyon 535 bin dolarını, Emre Çolak'ın 3 milyon 250 bin dolarını, menajer Musa Mert Çetin'in ise 75 bin dolarını almış ve geri ödememiştir. Seçil Erzan paraları elden alma sebebini 'Doğrudan genel merkeze gidiyor, o yüzden elden alıyoruz' şeklinde açıklamıştır. Müvekkillere para aldığına dair bankanın antetli kâğıdına, bankanın kaşesi ve bankanın ıslak imzasını taşıyan evrak vermiştir" dedi.
(Şikâyet dilekçesinde Ali Yörük'e de dolandırıcılık suçlaması yöneltildi.)
"SUÇU TEK BAŞINA İŞLEMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Seçil Erzan ile diğer davalıların amacının Türkiye'nin en ünlü kişilerinin de içinde olduğu iddia edilerek fona çekilen kişilerin malvarlığını ele geçirmek ve bu malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunmak olduğunu dilekçesinde belirten avukat Epözdemir, şu yorumlarda bulundu: "Bu suçun sadece Seçil Erzan tarafından işlenmesi fiilen mümkün değildir. Haricen edinilen bilgilere göre Erzan, ifade vermeden önce Denizbank'ın CEO'su Hakan Ateş, İcra Kurulu üyesi Mehmet Aydoğdu ve diğer banka üst düzey yetkilileri tarafından alıkonularak nasıl ifade vereceği konusunda baskı uygulanmıştır. Davaya konu olayda Denizbank AŞ'nin kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Suçun örgütlü şekilde işlendiği de göz önüne alındığında, bankanın kusursuz sorumluluğu saklı kalmak kaydıyla, bu zararın gerçek kişilerin kusur durumlarına göre bilirkişi aracılığıyla tespiti ve hesaplanması mümkün olacağından davamızı belirsiz alacak davası olarak açmış bulunmaktayız. Müvekkillerin Denizbank AŞ, yetkili banka müdürü Seçil Erzan ve diğer işbirlikçileri Ali Yörük, Atilla Yörük ve Nazlı Can tarafından iradeleri sakatlanarak zarara uğratıldığından şimdilik 10'ar bin doların tahsilini talep ediyoruz."