Burhanettin Duran'ın yazısı şu şekilde:
"Muhalefette yerel seçimlere "müstakil girme" tercihi öne çıkıyor. İyi Parti'den sonra DEVA Genel Başkanı Babacan da bir soru üzerine CHP ile işbirliği kapısını kapattı. Son günlerde CHP Genel Başkanı Özel'in 6'lı Masa'nın küçük sağ partilerine işbirliği teklifi yapıp yapmayacağı konuşuluyordu. Babacan CHP'deki değişimcilerin 6'lı Masa ittifakını ve DEVA'yı eleştirdiklerini hatırlatarak Özel'in kendileri ile görüşmesinin "çelişki" olacağını söyledi. Bu yaklaşım bir sürpriz değil. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nun DEVA, GP, SP ve DP'ye verdiği milletvekili parti içinde çok eleştirilmişti. Hatta Millet İttifakı'nın küçük sağ partilerine CHP medyasında asalak muamelesi yapılmıştı. Mart 2024 yerel seçimlerinde sağ partiler CHP ile işbirliğine yanaşmazsa ilgili medyada "sağcıların intikamı ya da ihaneti" başlıkları atılabilir. Yani, Cumhur İttifakı'nın ittifak olarak seçime girme eğilimi karşısında muhalefetin bu dağınıklığının ve olası ağır yenilgisinin faturası yeniden sağ partilere kesilebilir.
"KILIÇDAROĞLU'NU GERİ ÇAĞIRTACAK BİR YENİLGİ İLE YÜZLEŞEBİLİRLER"
Peki, CHP, İyi Parti dahil sağ partilerle "işbirliği" yapamazsa elinde hangi seçenekler kalır? HEDEP, TİP ve diğer küçük sol partiler. Parti siyaseti açısından sadece bu durum İstanbul ve Ankara'yı kazanmaya yetmez. CHP çareyi "sol politikalarla sağa açılma" ve "işbirliğini toplumsal tabanda gerçekleştirme" formülünde görüyor. Bu formül partiler arasında işbirliği oluşturamama çaresizliğinin de sonucu aslında. Özel-İmamoğlu ikilisi Mayıs 2023 seçimlerindeki yenilginin baş sorumlusu olarak Kılıçdaroğlu'nu devirebildiler. Ancak şimdi daha büyük bir sınav ile karşı karşıyalar. Kılıçdaroğlu'nun 2019 ve 2023'te gerçekleştirdiği ittifak siyasetinin arkasında kalarak bazı büyükşehirleri kaybetme riski altındalar. CHP'de hâlâ azımsanmayacak etkisi olan Kılıçdaroğlu'nu geri çağırtacak bir yenilgi ile yüzleşebilirler.
"SAĞ SEÇMENİ RAHATSIZ EDER"
Elbette HEDEP, Mayıs 2023 seçimlerinin ikinci turunda Ümit Özdağ ile yapılan mutabakatı bir kenara koyarak, ne de olsa Kılıçdaroğlu gitti, CHP ile işbirliğine sıcak bakabilir. Zira Özel, HEDEP'e göre Kürt sorununda "en ileri söylemi" seslendiriyor. Sağ partiler olmadan CHP sadece HEDEP ve diğer sol partilerle işbirliği yaparsa ne olur? Cevabı basit. CHP sağ partilerle işbirliği içinde olmanın getirdiği imkân ve iddiaları kaybeder. Sol ideolojik yönelim ve PKK-HEDEP ilişkisi sağ seçmeni rahatsız eder. Toplumsal tabanda işbirliği hayali yarım kalır. Bu riski göğüslemek için yapılacak karşı hamle Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı sermayesine sarılmak olabilir. En azından İmamoğlu kampanyasını bu şekilde dizayn etme işaretleri veriyor. Kendisini dev aynasında gören bir argümana sarılıyor: "Cumhur İttifakı adayı ile değil Erdoğan ile yarışıyorum."
6'LI MASANIN BİLE GERİSİNDE KALMA YÖNÜNDE GİDİYORLAR
Kuşkusuz İmamoğlu 2019 yerel seçimlerine öykünüyor. Halbuki artık İstanbullu seçmenin önünde İmamoğlu'nun belediyecilik performansı bulunuyor. Bu düşük performansı örtmek için İmamoğlu, Erdoğan karşıtlığı sermayesi ile Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da topladığı oyu alma arzusunda. Ancak İmamoğlu'nun "İstanbul ittifakı" söylemi ya da Özel'in yerel bazlı "ikili-üçlü işbirliği" formülü Kılıçdaroğlu'nun toparladığı "6'lı Masa ve Halil İbrahim sofrasının" çok gerisinde kalma yönünde gidiyor.
"PARTİ İÇİNDE BÜYÜK KAVGA DEMEK"
Mayıs 2023 seçimlerinde muhalefetin zor birlikteliği için Kılıçdaroğlu elinden geleni yaptı. Fakat seçim yenilgisi sadece Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığına mal olmadı. Aynı zamanda muhalefet cenahındaki bütün sorunları ve karşılıklı güvensizlikleri ortaya çıkardı. Daha kötüsü bu tartışmalar CHP içindeki iktidar kavgası için seferber edildi. Şimdi Özelİmamoğlu ikilisinin elinde bunun da faturası bulunuyor. CHP'nin sadece İstanbul büyükşehir belediyesini kaybetmesi bile parti içinde yeniden büyük bir kavga demek."