Fidan, Azerbaycan-Ermenistan arasında önceki günlerde birtakım somut güven artırıcı adımların atılması kararından memnuniyet duyduklarını kaydederek bu tür adımların sürmesi ve kapsamlı barış anlaşmasına giden yolun açılması dileğinde bulundu.
Provokatif adımlarla sürece zarar vermeye çalışan çevrelerin de bu mutabakattan kendilerine mesaj çıkarmaları gerektiğini kaydeden Fidan, "Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki süreçte sağlanacak ivmenin Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecimize de olumlu yansıyacağını hep söylüyoruz. Bölgesel istikrar ve barışa hiç olmadığı kadar yakınız. Bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi için kardeş Azerbaycan'la yakın eş güdümü kesintisiz devam ettireceğiz." diye konuştu.
"FİLİSTİNLİLERE UYGULANAN ZULÜM SONA ERMELİ, HEMEN ATEŞKES İLAN EDİLMELİ, BARIŞ SÜRECİ BAŞLATILMALI"
Fidan, Gazze'deki insani trajedinin devam ettiğini, bu bağlamda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Temas Grubu üyeleriyle ABD ve Kanada'da temaslarda bulunduklarını hatırlatarak "Yarın da Oslo'da Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka, İzlanda, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg makamlarıyla bir araya gelme imkanımız olacak. Filistin'in haklı davasına olan bağlılığımızı bir kez daha vurgulayacağız." ifadelerine yer verdi.
Temas grubu olarak artık sadece İslam ülkelerinin değil tüm dünyanın sesini duyurduklarını kaydeden Fidan, "Bizim ve uluslararası toplumun mesajı net. Filistinlilere uygulanan zulüm sona ermeli, hemen ateşkes ilan edilmeli, barış süreci başlatılmalıdır." dedi.
"TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN ARASINDAKİ BAĞLAR SARSILMAZ"
Fidan, Türkiye ile Azerbaycan arasında sarsılmaz bağlar bulunduğunu belirterek, bu bağlar ve Türkiye'nin üzerine düşen kardeşlik görevinin gereği her zaman Azerbaycan'ın haklı davasının yanında olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin adalet sahibi bir devlet olduğunu kaydeden Fidan, "Azerbaycan'la aramızdaki sarsılmaz bağların bölgeye yönelik bizim adaletsizlik ve hukuksuzluk gerektiren bir fiiliyata veya devlet politikası benimsemeye de hiçbir zaman için itmemiştir. Biz Azerbaycan'ın haklı davasının yanında olurken haksız işgalin sona ermesini ve Azerbaycan'ın kendi topraklarında egemenliğini yüzde 100 temin etmesi konusuna destek verdik." ifadelerini kullandı.
Fidan, bundan sonraki sürecin bölgede bir barış anlaşmasıyla refah ve kalkınma döneminin başlangıcı olması gerektiğini kaydederek bunun için tarihi bir fırsatın eşiğinde olduklarını ve Türkiye'nin bölgede Azerbaycan'daki işgal son bulduktan sonra artık bir kavgaya ve çatışmaya gerek kalmadığını düşündüğünü söyledi.
Türkiye'nin bundan sonraki yolun barışla ilerletilmesi gerektiğini her zaman için ifade ettiğini aktaran Fidan, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yürüyen görüşmelere her türlü desteği verdiklerini dile getirdi.
Fidan, dışarıdaki özellikle bazı üçüncü ülkelerin Türkiye'nin görüşünü almak istediklerinde de bu mesajı verdiklerini ve bu konuda net olduklarını kaydederek "Azerbaycan ile Ermenistan arasında normalleşme sağlandığı zaman Türkiye hemen normalleşmesini Ermenistan'la yapacak. Bunu Ermeni makamlarına da defaatle ilettik. Dediğim gibi burada Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki normalleşmenin bir an önce tamamlanması bizim önceliğimiz. Bu konuda da her türlü desteği verdik, vermeye de devam ediyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden normalleşme ve barış görüşmelerinin tamamıyla arkasında olduğunu ve desteklediğini vurgulayan Fidan, Türkiye'ye ne tür görev düşerse yapmaya hazır olduklarını belirtti.
Fidan, bazı ülkelerin yanlış yaklaşımlarının da zaman zaman söz konusu olduğuna işaret ederek Türkiye'nin uluslararası mecralardaki etki ve ağırlığını kullanarak bu konularda yanlış yaklaşımların önüne geçmek için de gerekli ön alıcı girişimlerde bulunduklarını vurguladı.
Bu konularda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile bugün görüşmelerde bulunduklarını anlatan Fidan, normalleşme ve barış konusunda çok fazla teknik ve bazı siyasi konular bulunduğunu ancak onların da çözülmeyecek konular olmadığını söyledi.
"GAZZE'DE BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR KATLİAMLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Fidan, Gazze konusunda çok yoğun şekilde çalışmaların devam ettiğini belirterek "Benzeri görülmemiş bir katliamla şu anda karşı karşıyayız. Bu başlı başına tarihsel bir trajedi fakat bu trajediden daha vahim olan bir husus ve problemi daha da karmaşık hale getiren bir konu, erdemli olmakla övünen özellikle Batı merkezli birçok ülkenin bu katliamın sessiz ortağı olması, arkasında olması. Tabii bu, uluslararası sistemde büyük bir çöküşün habercisi olmakla beraber çok ciddi jeopolitik fay hatlarında kırılmalar meydana getirme riski var. Daha belirsiz daha risklerin olduğu bir dünyanın da kapısını açıyor." diye konuştu.
Uluslararası toplumun kendine gelip ahlaki pusulaya yeniden intiba etmezse daha büyük krizlerle ve problemlerle karşılaşılmasının mümkün olduğunu aktaran Fidan, onun için bir an önce bu savaşın ve katliamın durdurulması için uluslararası toplumun üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yapması için çağrı yaptıklarını söyledi.
Fidan, bu nedenle İİT ve Arap Birliği ülkeleri adına hareket eden yedili temas ve girişim grubunun çok yoğun faaliyetleri olduğunu söyleyerek bu kapsamda hem çeşitli başkentlerde hem Birleşmiş Milletler dahil uluslararası platformlarda görüşmeler yaptıklarını anlattı.
Sadece bu platform adına değil, bütün insanlık adına seslendirdikleri görüşler olduğunu kaydeden Fidan, "Bir an önce katliamın durması, ateşkesin sağlanması, insani yardımlara izin verilmesi ve bu trajedinin tekrar etmemesi için hem İsrail'in hem Filistin'in güvenliği için iki devletli çözüm çalışmalarına bir an önce başlanması. Bu konudaki mesajlarımızı net ve istikrarlı bir şekilde bütün muhataplarımıza vurguluyoruz." ifadelerini kullandı.
Fidan, bunlardan birisinin denklem dışı kalması halinde bu sorunun kapsamlı bir çözümü olmayacağına dikkati çekerek belki geçici bir rahatlama elde edilebileceğini ancak uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm için iki devletli çözüm meselesinde ısrar edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu anı iyi kullanıp bu çözümün hayata geçirilmesi için çalışmaları gerektiğini aktaran Fidan, burada çok ciddi sıkıntılar olduğunu da söyledi.
"İSRAİL'İ DESTEKLEYEN BİRÇOK BATILI ÜLKEDE İSRAİL'E BASKI YAPACAK MEKANİZMA YOK"
Fidan, söz konusu sıkıntılara ilişkin, "Özellikle İsrail'i destekleyen birçok Batılı ülkenin elinde İsrail'e baskı yapacak çok fazla bir mekanizma bulunmamakta. Kendi siyasal sistemleri öyle dizayn edilmiş ki İsrail'in her türlü zulmüne, hukuksuzluğuna kör kalan bir sistemleri var. Bu siyasal sistemleri ve anlayışları reforme edilmeden İsrail'in dünya kamuoyunun vicdanına uygun bir politik tarzda davet edecek bir girişimde ve bir yaptırımda bulunma şansları da görülmüyor." diye konuştu.
Bunun bir ümitsizlik değil, sorun olduğunu ve bunu aşmak için uluslararası topluma gerekli çağrıyı yaptıklarını belirten Fidan, temas grubu olarak başarılı olduklarını düşündükleri konuların başında böyle bir problemin var olduğunu onlara kabul ettirmek geldiğini ifade etti.
Fidan, "Böyle bir sorunu tasvip etmiyorsunuz, İsrail'in insanları öldürmesini fakat önüne geçmek için de herhangi bir girişimde bulunamıyorsunuz, bu ciddi bir sıkıntı. Burada birtakım yavaş ilerlemeler görüyoruz. Özellikle başlangıçta İsrail'in katliamına sessiz kalan birçok Batılı ülkenin son Birleşmiş Milletler Genel Kurul oylamasında artık ya olumlu oy kullandığını ya da çekimser kaldıklarını görüyoruz. Aslında bu yani Filistinliler adına değil sadece, insanlık adına büyük bir kazanım var." dedi.
Filistinlilere yapılan zulmün başlı başına bir trajedi olduğunu belirten Fidan, daha büyük trajedinin insanlığın kendi vicdanını kaybetmiş duruma gelmesi olduğunu söyledi.
Fidan, bu hatadan en kısa zamanda uluslararası kamuoyunun döneceğini ve bu konudaki çalışmaları kesintisiz devam ettireceklerini ifade etti.
ORTAK KALKINMA PROJELERİN ARTIRILMASI ÖNEMLİ
Ermenistan konusunda Azerbaycan'la eş güdüm içerisinde olduklarını aktaran Fidan, Azerbaycan'la Ermenistan arasında devam eden barış görüşmelerine göre kararlar alacaklarını söyledi.
Fidan, Orta Koridor'un tam potansiyeliyle hayata geçmesinin fevkalade önemli olduğunu vurgulayarak sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Birincisi aslında bölge ülkelerinin uzun bir aradan sonra belki ilk defa bu denli önemli ortak kalkınma projelerini, büyük projelerini merkeze almaları ve bunun üzerinden işbirliği geliştirmeleri bence oyun değiştirici bir hamle. Bu türden projelerin sayısının artırılması ve özellikle Orta Asya, Kafkasya ve Türkiye hattı üzerindeki lojistik ve bağlantısallık projelerinin hayata geçirilmesi hem bölgesel kalkınma için hem işbirliği için fevkalade önemli diye düşünüyorum. Zaten değerli meslektaşımla da yaptığımız toplantıda bu türden projelerin sayısının artırılmasıyla ilgili stratejik niyetlerimizi ortaya koyduk."